Erdoğan'dan G20 Zirvesi sonrası önemli açıklamalar
Bugün sona eren G20 Zirvesi'ni değerlendiren Erdoğan, kapsamlı çalışmalar yaptıklarını ve ekonomilerin dayanıklılığını artırmak için bir takım tekliflerin görüşüldüğünü bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hamburg'da düzenlenen G20 Zirvesi sonrası basın açıklaması düzenledi. Erdoğan, iklim değişikliği meselesinden sığınmacı sorununa kadar pek çok konuya değindi.
Erdoğan, "Bu zirvede G20 ülkeleri olarak kapsamlı bir gündemle çalışmalarımıza devam ettik. Geniş istişarelerde bulunduk. Ekonomilerimizin dayanıklılığını artırmak için politika tekliflerini masaya yatırdık" dedi. Erdoğan, iklim değişikliği konusunu Avrupa'nın verdiği sözleri yerine getirmeden onaylamayacaklarını bildirdi.
"Küresel ekonominin gelecekte güçlü, sürdürülebilir, dengeli ve kapsayıcı olması için para ve maliye politikalarında gerekli adımları atmak için mutabık kaldık" diyen Erdoğan, "Toplantı gündeminin önemli konu başlıklarından biri finans sektörüydü. G20 olarak finans sektörünün dayanıklılığını artırmak amacıyla kat ettiğimiz mesafeyi değerlendirdik. Küresel, finansal güvenlik ağlarını daha etkili hale getirmek için görüş birliğine vardık" diye konuştu.
'Batı'yı güvenli liman olarak görüyorlar'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçen yıl 15 Temmuz gecesi ülkemizde kanlı bir darbe teşebbüsünde bulunan ve 250 vatandaşımızı hunharca şehit eden, 2 bin 193 vatandaşımızı da yaralayan terör örgütünün militanları, Batı ülkelerini kendilerine güvenli liman olarak görüyorlar. Bu tablonun, özellikle 15 Temmuz gecesi demokrasiye canı pahasına sahip çıkan milletimizi rahatsız ettiğini, daha da ötesi rencide ettiğini özellikle belirtmek isterim" dedi.
'Katar'ın egemenliğine saygı duyulmalı'
Katar ve bazı Arap ülkeleri arasındaki krize ilişkin Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Katar'a yönelik ithamları haksızlık olarak değerlendiriyor, yaptırımları da doğru bulmuyoruz. Dünyadaki her ülke gibi Katar'ın da egemenliğine saygı duyulmalıdır. Daha önce de ifade ettiğim gibi, kardeş kavgasının kazananı olmaz.
Körfez'deki bütün kardeşlerimizin güvenliği, huzuru ve istikrarı, en az kendimizinki kadar önemlidir. Bunu tehlikeye atacak adımlardan imtina edilmelidir. Bu konuda, bölgenin büyüğü olarak gördüğümüz Suudi Arabistan başta olmak üzere tüm ülkelerin en kısa sürede makul bir çözüm üzerinde anlaşmalarını arzu ediyoruz. Kışkırtmalara asla prim verilmemesini istiyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20'de 10 ülkenin liderleriyle görüştü
Kıbrıs Konferansı'nın sonuçsuz kalması
Kıbrıs Konferansı'nın sonuçsuz kalmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan:
"Tüm gayretlerimize rağmen Kıbrıs Konferansı'nın 28 Haziran'da başlayan ikinci oturumu sonuçsuz kaldı. Türkiye'nin ve Türk tarafının özverili çabaları, samimi ve ılımlı tavrı hak ettiği karşılığı görmedi. Açıkçası sonuçtan büyük bir üzüntü duyuyoruz. Uzun çabalardan sonra geldiğimiz bu tablo, Kıbrıs sorununa Birleşmiş Milletler iyi niyet misyonu parametreleri çerçevesinde bir çözüm bulunmasının imkansızlığını ortaya koymuştur. Artık bu parametrelerde ısrar etmenin bir anlamı yoktur."
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
'Sözde bir adalet yürüşü var'
"Şu anda Türkiye'de, işte neredeyse 20 günü aştı, anamuhalefet partisinin düzenlemiş olduğu sözde bir adalet yürüyüşü var. Devam ediyor. Halbuki sözde adalet yürüyüşünü yapanlar partilerinin içinde genel başkanlığa aday olanlara adaylık hakkı vermiyorlar. Bu tür gariplikleri yaşıyoruz fakat bunların hepsini aşacağız."
'Salon toplantısı yapmama müsaade etmediler'
"Alman yönetimi, eyaletler vesaire, benim burada salon toplantısı yapmama müsaade etmediler ve buna tahammül edemediler. Acaba bunu hangi özgürlük anlayışı ile bağdaştıracağız. Eğer özgürlükler dünyasında yaşıyorsak, Türkiye Cumhuriyeti'nin halkının yüzde 52'sinin oyunu alan bir Cumhurbaşkanına Almanya'da bir salon toplantısında konuşma müsaadesi vermeyenler, kusura bakmasınlar özgürlüklerden bahsedemezler."
'Kürt devletine müsaade etmeyiz'
"Bizim siyasetimiz kavmiyetçilik üzerine değildir, ırkçılık üzerine hiç değildir. Bizim muhatabımız her zaman insandır. Eğer bizim sınırlarımızda bizi tehdit eden bazı oluşumlar olursa biz bu oluşumlara karşı haddini bildiririz. Eğer Kuzey Suriye'de sözde bir Kürt devleti kurma gayreti olursa biz buna müsaade etmeyiz. Nitekim Kuzey Suriye'de böyle bir girişim oldu ve biz bu girişimi durdurduk, engelledik. Bundan sonra da buna yine asla müsaade etmeyiz. Oradan ülkemize olan tehditleri asla affetmeyiz."
'Bizim için Irak'ın birliği, beraberliği çok önemli'
"Referandum konusuna ben Irak'ın bütünlüğü açısından doğru bakmıyorum ve bu Irak'ın yarınları açısından sıkıntı verici bir adımdır. Bunun Sayın dostum Barzani'ye haberini Dışişleri Bakanlığı olarak da verdik. Dedik ki 'Bu yanlış bir yoldur. Bundan vazgeçin ve yarın bunun bedelini ödemek de sizin için zor olacaktır.' Şu anda doğrusu hangi konumda olduklarını hala bilmiyorum. Temenni ederim ki referandum yapılmadan vazgeçerler. Ama bundaki direnmeleri onlara ben kaybettirir diye düşünüyorum. Çünkü bizim için Irak'ın birliği, beraberliği, bütünlüğü çok çok önemlidir."
'Buyursunlar Kilis'e gelsinler'
"Bütün bunları yaparken şu ana kadar bizlere AB'nin vermiş olduğu söz 3 artı 3 yani 6 milyar avrodur. Fakat bize şu ana kadar ulaşan sadece 800 milyon avrodur. Burada ifadeler, rakamlar, yalan yanlış saptırılıyor ve 'Bütün bunların projesi gelmedi' diyorlar. Proje uygulandı. Projenin nesi gelecek? Buyursunlar Kilis'e gelsinler, buyursunlar Gaziantep'e gelsinler, buyursunlar Mardin'e gelsinler. Oradaki konteynır kentleri gezdikleri zaman, oradaki çadır kentleri gezdikleri zaman, orada yaşayan bunca insanların bütün eğitim, sağlık... Bu tür ihtiyaçlarının nasıl giderildiğini bizzat yerinde görürler."
'Her türlü takibi yapacağız'
"Göçün kaynağı olan bölgelere yakın olanlar başta olmak üzere mülteci ve göçmenlerin ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik taahhüt verildi. Türkiye olarak bu taahhüdün gerçekleşmesi için her türlü takibi ve yardımı yapmaya devam edeceğiz."
'AB'nin verdiği sözü tutmaması manidar'
"Ne yazık ki Avrupalı dostlarımız milyonlarca masum insan için ölüm kalım meselesi olan bu konuya kayıtsız kalmayı sürdürmüşlerdir. Biz imkanlarımızı zorlayarak insani görevlerimizi eksiksiz olarak yerine getirmenin gayreti içinde olduk. Sığınmacılar için ülkemizde inşa ettiğimiz kampların dünyada örneği yoktur. Mültecileri gettolara, açık hava hapishanesine dönüştürülen adalara, yokluk ve açlığa mahkum etmedik, etmiyoruz. Bilakis onları insan onuruna yakışır geçici barınma merkezlerinde ve şehirlerimizde misafir ediyoruz. Ülkemizdeki mültecilerin eğitimden sağlık hizmetlerine, dil eğitiminden istihdamına kadar her türlü ihtiyacıyla ilgili çalışmaları yürütüyoruz. Bugüne kadar hükümet kurumları, belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarımız aracılığıyla az önce de ifade ettiğim gibi 30 milyar dolara yakın yapmış olduğumuz harcama uluslararası toplumdan ciddi hiçbir destek görmemiştir. Bunun özellikle bilinmesini istiyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump'la görüştü