Erdoğan'dan Tillerson örneği

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ABD'de sayın Tillerson dünyanın en büyük petrol şirketlerinin birinin başındaydı. Tillerson'ın Exxonmobile'de aldığı maaşla görevinde aldığı maaşın alakası var mıydı? O sadece vatanseverlikti. Bizim de bu döneme alışmamız gerek" diye konuştu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NTV'de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Erdoğan, "Ben bugün işadamları ile de konuştum. 'Kabineye girmeye var mısınız?' diye sordum. ABD'de sayın Tillerson dünyanın en büyük petrol şirketlerinin birinin başındaydı. Tillerson'ın Exxonmobile'de aldığı maaşla görevinde aldığı maaşın alakası var mıydı? O sadece vatanseverlikti. Trump görevden alınca teşekkür etti ayrıldı. Bizim de burada böyle bir döneme alışmamız gerek." ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin erken seçim açıklamasına ilişkin değerlendirme yapan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bizim hafta başında da Sayın Bahçeli ile hafta içinde bir görüşme arzumuz olmuştu. Bu görüşme arzumuza da Sayın Bahçeli'nin çarşamba günü saat 13.30 için bir mutabakatı olmuştu. Salı günü de böyle bir durum ortaya çıkınca, ilk yapmam gereken arkadaşlarımla aynı gün malum benim de grup konuşmam vardı. Grup konuşmamda dikkat ederseniz ben 2019'u yine vurguladım. Çünkü arkadaşlarımın henüz ne diyeceğini bilmiyordum. 2019 Kasım'ına göre hareketle konuşmamı bitirirken, daha sonra bizim grup odamızın arkasında ufak bir toplantı odamız var. Orada arkadaşlarımla ilk değerlendirme yaptım. Bu değerlendirmeden sonra bir de geniş çaplı değerlendirelim istedim. O değerlendirmeden sonra bizim için artık erken seçim noktasında sadece bir tarih ve bu konuyla ilgili takvimin belirlenmesi kalıyordu."

Çarşamba günü bir toplantı daha yaptıklarını ve MHP Genel Başkanı Bahçeli ile görüşmeye bu şekilde girdiklerini anlatan Erdoğan, görüşme esnasında Bahçeli'ye tekliflerini, kendi tekliflerine karşı bir teklif olarak sunduklarını aktardı.

Bahçeli'nin de olumlu yaklaştığını, gerek ülkede okulların kapanması düşünülerek, gerekse üniversite imtihanlarının yapılacağı göz önüne alınarak 24 Haziran tarihinin belirlendiğini ifade eden Erdoğan, "Toplantıdan çıkar çıkmaz YÖK ile görüşme yaptık. Malum YÖK Cumhurbaşkanlığına bağlı. Burada bir gerçek de ortaya çıkıyor. Çok seri karar alabilmenin bu bir ispatı oluyor. Hemen sayın başkana arkadaşlarım konuyu ilettiler. YÖK bir hafta sonraya üniversite giriş imtihanlarını aldı. Biz de böylece 24 Haziran kararını aleniyete geçirmiş olduk. O gün basın toplantısına çıktığımda da bunları masanın üzerinden kaldırmış olarak çıktım, 24 Haziran tarihini erken seçim tarihi olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yaptığım basın toplantısında açıklamış oldum. Böylece şimdi 24 Haziran artık yaz tatiline gitmeden, bayramın ertesinde, üniversite imtihanlarına hazırlık noktasında bir haftalık süreyi ortaya koyarak giriyoruz. 24 Haziran ülkemiz ve milletimiz için inşallah hayırlara vesile olsun. Bütün milletimiz bu yola çıkarken tabii ki en ağır görev Yüksek Seçim Kuruluna düşecek. Yüksek Seçim Kuruluna da başarılar diliyoruz." diye konuştu.

Devlet Bahçeli'nin erken seçim çağrısını canlı olarak izleyip izlemediği sorusu üzerine Erdoğan, o esnada yolda olduğunu, Bahçeli'nin grup konuşmasına başladığı anı dinlediğini, fakat grup konuşmasına yönelik vakti yaklaştığı için bir kısmını dinleme imkanı olduğunu söyledi.

Erdoğan, yolda bir kısmını dinlediği konuşmada dile getirilen 26 Ağustos tarihini TBMM'ye geldiğinde Başbakan Binali Yıldırım ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ile kısaca değerlendirdiğini kaydetti.

"Erken seçimle yattılar, erken seçimle kalktılar"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Baskın seçim, danışıklı dövüş" iddialarıyla ilgili şunları söyledi:

"Bu iddiaların hepsi ortada. Çünkü ana muhalefet, erken seçim konusunu aylardır gündemde tutuyor. Erken seçimle yattılar, erken seçimle kalktılar. Böyle bir durum söz konusu değil. Fakat bizim de malum erken seçim konusu, AK Parti olarak bizim prensiplerimiz arasında hiç olmamıştır. O süreçlerde özellikle bu konulara, 'bizim için gündemde erken seçim yok' demişiz. Son cumhur ittifakını beraber olgunlaştırdığımız müttefikimizin bu açıklaması durumu değerlendirmemizi gerektirdi. Bunun üzerine durumu değerlendirelim istedik. Değerlendirdik ve böylece buraya geldik. Yoksa önceden böyle bir görüşme, sufle etme söz konusu değil. Nitekim yola da böyle çıkışımız oldu."

24 Haziran erken seçim kararından önce Cumhurbaşkanlığı seçimine yaklaşık bir buçuk yıl olduğunu hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Yani bu ne demektir? Ben 1,5 yıl daha cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturma rahatlığına erişebilirdim. Biz bunu düşünmedik. Bizim düşündüğümüz tek şey var, ülkemizin huzuru, refahı nerede? Burada ana muhalefetin madem ki böyle bir hırsı var, onların hırsını da rahatlatalım istedik. Onun için adımı atalım, onlar da rahatlasınlar. Durmadan 'er meydanı, er meydanı' diyor. Biz de her meydanı dedik. Buyursunlar şimdi her meydanında inşallah milletimiz bedeli ödetecek, soracak. Eğer bize 'devam' derse milletimiz, devam ederiz, 'tamam' derse saygı duyarız, yapılacak iş budur. Biz eserlerimizle ortadayız. Muhalefetin hangi eseri var bilemiyorum. Demokrasiyse, demokraside bizim eserlerimiz ortada. Hak ve özgürlüklerse, hak ve özgürlükler konusunda her şeyimizle ortadayız. Adalet, kalkınma ve atılım noktasında yaptıklarımız ortada. Dolayısıyla bu noktada bizim herhangi bir sıkıntımız zaten yok."

"Tehdit stratejik ortaklardan geliyor"

"Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu tehdit ve risklerden bahsederken neleri kast ettiniz?" sorusuna karşılık Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"Bu konuda tüm Batı'nın bir tehdit projeksiyonu olduğunu, bu tehdit projeksiyonu içinde özellikle güneydeki malum PYD, YPG, PKK, DEAŞ... Şimdi şu söyleniyor, DEAŞ'a karşı bu bir mücadeledir veya ona karşı bir savaştır gibi laflar ediliyor. Buna nereye kadar inanacağız? Bir yere kadar bunu yuttuk diyelim. Fakat ben şuna bakıyorum, Suriye'nin kuzeyine kaç tır silah geldi. 5 bin tır buraya Amerika silah gönderiyor. Aynı şekilde 2 bin kargo uçağıyla yine buraya malum silahlar geliyor. Çünkü burada 20 kadar üs var. Bu üslere bunlar indiriliyor."

Türkiye, Amerika'da NATO'da müttefik olmasına rağmen, Türkiye'nin Amerika'dan silah alamadığını ifade eden Erdoğan, "Ama bu terör örgütlerine Amerika, koalisyon güçleri ücretsiz olarak bu silahı verebiliyor. Demek ki tehdit nereden geliyor? Stratejik ortaklardan geliyor. Sıkıntı burada. Gelin, oturalım beraber bu işi çözelim. Bunu Sayın Obama döneminde de çok uğraştık. Bizim bir zeytinlik operasyonumuz söz konusuydu, aylarca gündemdeydi biz bunları yapamadık. Gerçekleştiremedik, sürekli oyaladılar. Bu döneme geldik, artık baktık ki bu olmayacak, bunun üzerine biz kararımızı verdik, göbeğimizi kendimiz kestik ve adımı attık." diye konuştu.

"Aynı mutluluğu Afrin halkına yaşatmak istiyoruz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fırat Kalkanı Harekatı'nda Cerablus'tan başlayarak El-Rai, El-Bab ve 2 bin kilometrekarelik alanı DEAŞ'tan temizlediklerini, 3 binin üzerinde DEAŞ'lıyı oralardan derdest ettiklerini anlatarak, Afrin'de de durumun farklı olmadığını, 2 bin kilometrekarelik alanı da teröristlerden temizlediklerini söyledi.

İşin henüz bitmediğini, arzularının Afrinlilerin yerlerine yerleşmeleri olduğunu belirten Erdoğan, "Nasıl Cerablus ve çevresinde oranın insanları yerleşiyorsa, nasıl bir mutluluk içerisindeyseyler, aynı mutluluğu Afrin halkına yaşatmak istiyoruz. Bizde kamplarda olanlar geri dönmeye başladılar. Bizde de 3,5 milyon Suriyeli var. Bunların içinde Fırat Kalkanı'nın yapıldığı bölgenin insanları olduğu gibi, Afrin'in, İdlib'in, Halep'in insanları var." dedi.

"Cenevre bugüne kadar sonuç doğurmadı"

Erdoğan, Astana sürecinin ön planda ciddi manada yer aldığını, birinci Soçi'nin aynı şekilde ardından Ankara görüşmelerinde Rusya, Türkiye ve İran'ın bir araya geldiğini, üçüncüsünü Tahran'da yapacaklarını, bu çalışmaları bu şekilde devam ettireceklerini aktardı.

Astana'nın öneminin korunması gerektiğini ancak Astana'yı Cenevre'nin önüne çıkarmak gibi bir dertlerinin olmadığını ifade eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Biz burada ancak 3 ülke bir araya gelebildik. Başkalarına da yasak koymuş değiliz. Ama Cenevre bugüne kadar sonuç doğurmadı, yani sonuç odaklı çalışmadı. Biz buralardan çıkacak neticeyle derdimiz Suriye'nin kuzeydoğusuna doğru barış bölgesini yaygınlaştırmak. Çünkü buralar bize hep sınır. Ciddi tehditler aldığımız yerler var. Bunlardan en önemlisi biri Ayn el-Arab'tır. Buradan hep tehditler aldık.

Bu bölgeler insanların akrabalarının olduğu bölgelerdir. Ama hassasiyetle bunlar yeter ki bizi taciz etmesinler, yeter ki bizim bölgemize tehdit savurmasınlar. Bu olmadıktan sonra zaten bizim bu bölgelerle sürekli olarak ölüm yağdırmaya merakımız yok."

"Temayül yoklaması yapacağız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Temayül yoklamasını yapacağız, çünkü temayül olmadan milletvekili adaylarımızı belirmek doğru olmaz." dedi.

"Buradaki bütün hedef, Yüksek Seçim Kurulu'nun açıklayacağı seçim takvimidir." diye konuşan Erdoğan, "Onlar resmi seçim takvimini açıklayacak ki biz de gerçi önceden bazı hazırlıklar var ama kendi takvimimizle onu örtüştüreceğiz. Böylece yol haritamızı da ona göre belirleyeceğiz." açıklamasında bulundu.

"Ortak miting konusunda olumsuz görüşümüz yok"

MHP ile ortak miting konusuna ilişkin soru üzerine Erdoğan, "Böyle bir talebin olması noktasında, olumsuz görüşümüz söz konusu değil." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, "Şahsen ana muhalefetin başındaki zatın burada olmasını isterim. Bu yarışa girsin." dedi.

Saadet Partisi ile de görüşmelerde bulunulduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"2-3 kez görüşme yaptık. Yetkilileriyle görüşmelerimiz oldu. Herhangi bir netice maalesef alamadık. Gördüğümüz kadarıyla her halde CHP'yle daha uyumlu, daha ideal anlamda bazı görüşmeleri oluyor ama Büyük Birlik Partisi ile görüşmelerimiz oldu. Onlarla ilgili bu noktadaki ittifakımız çok farklı bir zeminde oluşacaktır. Onu da yine arkadaşlarımızla değerlendirmelerini yapıp ona göre adını koyacağız."

"Karar neyse o karara hepimizin saygı duyması lazım"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İYİ Parti'nin seçimlere girmesine ilişkin de şu açıklamaları yaptı:

"O, malum Yüksek Seçim Kuruluyla Yargıtay Başsavcılığının yapacağı veya yaptığı görüşmelerin ki bugün görüşmeleri olacaktı, yani oranın vereceği karar neyse o karara hepimizin saygı duyması lazım. Girmesi gerekir diyorsa girer, aksi bir durum olursa aksi olur. Ben şu anda o nokta girmesi, girmemesi noktasında bizim bir sıkıntımız söz konusu değil."

Erdoğan, "Ana muhalefetin mühür noktasındaki yaklaşımıysa eğer burada sandık kurulundaki mühürden öte YSK'nın mührüdür. YSK zaten bunların hepsini, bu mühür işlerini bitirerek bunları torbalıyor, ilgili yerlere gönderiyor. Bu konularda herhangi bir sıkıntı söz konusu değil." dedi.

"Türk vatandaşlarıma sesleneceğim"

Erdoğan, yurt dışında miting konusunda, "10-11 bin kişilik bir spor salonunda, şu anda ülkeyi açıklamayacağım, bulunacağım ve orada Türk vatandaşlarıma sesleneceğim." dedi.

"28 Şubat mağdurlarının durumu hepsinden öte"

28 Şubat Davasını değerlendiren Erdoğan, "Temenni ederim ki mağdurların, her şeyden önce tatmin olmasıdır. Onların durumu hepsinden öte bir durumdur." şeklinde konuştu.

"Faizi düşürdükçe kuru ciddi manada aşağıya çekecek"

Kur-faiz ilişkisini Batılılar gibi düşünmediğini ifade eden Erdoğan, "Burada bizim için kur noktasında en ideal olanı şu yerli ve milli para konusudur ki kesinlikle iki kere iki dört, kur baskısını ortadan kaldırır. Faizi de düşürdükçe o da kuru ciddi manada aşağıya çekecektir." açıklamasında bulundu.

"Bizim artık barışa ihtiyacımız var"

Yunanistan'la gerginlik istemediklerini belirten Erdoğan, "Bizim artık barışa ihtiyacımız var, kaldı ki sizlerle olan barışımız hiçbir ülkeyle olan barışa benzemez." diye konuştu.

Erdoğan, "Çipras, genç, dinamik, 'yeni bir adım atalım' arzusundadır, isteğindedir, son ziyaretimde cumhurbaşkanını aynı havada gördüm." dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir