Erdoğan’ın çantasında doğalgaz, petrol, inşaat var

Uzman Görüşü / İlter TURAN

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Sayın Cumhurbaşkanımızın İran gezisi zamanlama bakımından uygun gözüküyor. İran’ın P+1 ile nükleer anlaşma imzalamasından sonra Tahran’a giden ilk lider olacak. Maalesef, kendisinin Yemen ile ilgili İran’a karşı beyanları gezinin sıcak bir ortamda gerçekleşmesini zorlaştıracaktır. Şayet Sayın Cumhurbaşkanımız görüşmelerde tekrar Yemen konusunu gündeme getirecek olursa, görüşmelerden olumlu herhangi bir sonuç çıkmaması da ihtimal dahilindedir. 

Görüşmelerde Türk tarafının ambargonun kalkmasından sonra İran doğalgazının da TANAP tarikiyle Avrupa’ya sevki için işbirliği önermesi, İran’dan petrol alımının artırılmasını istemesi, İran’ın yeniden inşası için Türkiye’nin katkıda bulunma arzusunu vurgulaması beklenebilir. Bunun yanında İran’la irili, ufaklı sorunlar da heyetler arasında görüşülebilir. İran üzerinden Orta Asya’ya giden kamyon trafiğinin karşılaştığı güçlükler bu konulara bir örnek teşkil etmektedir. 

Uluslararası rekabet artacak 

Cumhurbaşkanımızın yaptığı ve henüz nasıl geçeceğini kestiremediğimiz ziyareti bir yana bırakacak olursak, İran’ın yaptığı anlaşmanın, Türkiye’yi ve Türk-İran ilişkilerini çok yönlü etkilemesi beklenebilir. Örneğin, İran’a dönük ambargo kalkınca İran’ın dış kalem gelirleri ve buna paralel olarak ülkedekiyatırım ve tüketim harcamaları artacaktır. Bu durumda bir yandan Türkiye için yeni imkanlar doğarken, diğer yandan ambargo dönemi İran’a yapılan imtiyazlı ihracatın yerini uluslararası rekabet alacaktır. Yine de, gayret gösterirse, ülkemizin İran’a daha fazla ihracat yapması beklenebilir. Buna karşılık İran’dan özellikle doğalgaz alımının arttırılmasına çalışılacaktır. Ancak bunun başarılması için İran’da üretimi arttıracak ve kaliteyi yükseltecek yatırımlar yapılması gerekecektir. 

Türkiye’nin bölgesel liderliğini zayıflatabilir 

Anlaşmanın siyasi sonuçları belki daha da önemlidir. İran artık uzun süre uzak kaldığı uluslararası camianın yeniden bir parçası olmak yoluna girmiştir. Orta Doğu’da istikrarın yeniden tesisi için onunla işbirliği yapılması öngörülecektir. İran’ın İŞİD’e karşı yapılan mücadeleye, Şiileri korumak amacıyla da olsa, katkıda bulunması bu işbirliğini kolaylaştıracaktır. 

İran’ın uluslararası konumunun değişmesi Türkiye’nin bölgesel liderlik konumunu zayıflatacağı gibi, Batı’nın bölgede işbirliği yapacağı ülkeler konusundaki opsiyonlarını zenginleştirecektir. İran’ın yeni durumu, bir ihtimal, Türkiye’nin bugüne kadar bölgede izlediği politikaları gözden geçirmesini teşvik edecektir. Ancak, liderlerimizin kullandığı katı dış politika söylemi, değişikliğin kolay olmayacağına işaret etmektedir.