”Ergenekon askeri liselere sızmaya çalıştı”
"Amirallere suikast girişimi" idianamesinde "Ergenekon örgütünün askeri liselere sızmaya çalıştığı öne sürüldü
İSTANBUL - İstanbul Cumhuriyet Savcılığınca "Amirallere suikast girişimi" iddialarına ilişkin hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, "Ergenekon terör örgütü"nün, "Hayati derecede önem verdiği Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmak amacıyla 'karargah evleri' olarak isimlendirdikleri hücre yapıları oluşturdukları, başında asker kökenli üyelerin bulunduğu, bu yapının öncelikle askeri lise ve harp okullarına kendi yetiştirdikleri kişileri yerleştirmeye çalıştıkları" öne sürüldü.
İddianamenin, "Soruşturma kapsamında elde edilen delil ve belgelerin incelenmesi sonucu tespit olunan örgütsel yapı ile ilgili bulgular" başlıklı bölümünde, "Soruşturma, şüphelilerin ihbar mektubunda belirtilen evlerde uyuşturucu ve seks partileri düzenledikleri, temin ettikleri uyuşturucu maddeleri muvazzaf subay ve askeri öğrencilere verdiklerine dair iddialar üzerine başlatılmış ise de yapılan aramalarda ele geçen belge, doküman ve malzemeler (patlayıcı madde, mermi vs) birlikte değerlendirildiğinde, şüphelilerin daha önce Cumhuriyet Başsavcılığınca çeşitli dönemlerdeki iddianamelere konu edilen 'Ergenekon isimli terör örgütü'nün faaliyeti kapsamında oluşturulan 'Karargah Evleri' biriminde yer aldıklarının anlaşıldığı" iddia edildi.
"Ergenekon" örgütüne yönelik yapılan soruşturmada çeşitli şüphelilerden ele geçirilen "Devletin yeniden yapılandırılması için öneriler (master plan ön çalışması)" isimli dokümanda, "Terör örgütünün Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) sızma ve TSK içerisinde faaliyetlerinin hedeflendiği ve bu hedefin gerçekleştirilmesi için gerekli çalışma yapılması gerektiği"nin belirtildiği kaydedilen iddianamede, şöyle denildi:
"Ergenekon silahlı terör örgütünün hedeflerine ulaşma uğrunda TSK bünyesine sızma konusuna büyük önem verdiği ve örgütün içinde askeri yapılanmanın gerçekleştirilmesinin çok önemli yeri olduğu, örgüt dokümanlarında yedi gizli birimden beşinin başında asker bulunduğunun belirtilmesi de bunu açıkça ortaya koymaktadır.
Örgütün hayati derecede önem verdiği TSK'ya sızmak amacıyla 'Karargah Evleri' olarak isimlendirdikleri hücre yapıları oluşturdukları, başında asker kökenli üyelerin bulunduğu, bu yapının öncelikle askeri lise ve harp okullarına kendilerinin yetiştirdikleri kişileri yerleştirmeye çalıştıkları, bu şahıslar vasıtasıyla harp okulu öğrencilerine ve subaylara ulaştıkları ve onlarla irtibata geçerek örgüte sempatizan veya mensup olarak kazandırmaya çalıştıkları tespit edilmiştir."
İP'de ele geçirilen belge
İşçi Partisi (İP) Genel Merkezinde yapılan aramada MİT Müsteşarlığınca düzenlenen "Çok Gizli Kopya" ibareli "İP Karargah Evleri" yapılanmasının şematize edildiği belge ele geçirildiği hatırlatılan iddianamede, bu belge incelendiğinde şu değerlendirmeye varıldığı ifade edildi:
"Ergenekon silahlı terör örgütünün sivil yapılanmasında yer alan Teori, Tasarım ve Planlama Daire Başkanlığı içerisinde görevli bulunan İşçi Partisi Genel Başkanı sanık Doğu Perinçek'in, bu gizli yapılanmanın metotları ve geliştirilmesini nasıl yaptığını ayrıntılı bir biçimde ortaya koymaktadır. Zira MİT Müsteşarlığınca yapılan çalışmalar sonucunda gizli olarak hazırlanan ve bilgi için gizli olarak askeri makamlara gönderilen bu gizli belgenin İP Genel Merkezinde Perinçek'in odasında bulunması, örgütün TSK'ya sızma girişimlerinin ulaştığı ürkütücü boyutu açıkça göstermektedir."
Şüpheliler Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakut Aksay ve Tarık Ayabakan tarafından kullanılan Kocaeli'ndeki adreste yapılan aramada ele geçirilen klasördeki "Bildiriler/Bültenler Klasöründeki Nisan Bülteni" isimli belgede "Karargah Evleri" oluşumuyla ilgili örgütsel hiyerarşi silsilesinde örgütün üst birimlerince hazırlanan ve örgüt üyelerine intikal ettirilen talimatların bulunduğunun görüldüğü aktarılan iddianamede, söz konusu belgenin ikinci alt başlığında "Perinçek Başkanımızın emirleri şeklindedir" ibarelerinin bulunduğu belirtildi.
İddianamede, şunlara yer verildi:
"(Klasördeki bir belgede, 'Moraller ve motivasyon zirvede tutulsun, bu konuda her şey organize edilsin. İçerdekilere ve ailelerine yardımlar aksatılmasın, ihtiyaca göre aidatlar arttırılsın. Güvenlik, E.A. ve diğer emekliler, hainleri bulmada aktif kullanılsın. Levent Bektaş'ın ekiplerinin yerine yeni ekipler kurulsun. Yeni timlerin oluşturulmasını Mücahit Erakyol Albay organize etsin. Poyrazköy'de kalan malzemeler korunaklı bölgelere dağıtılsın. Karargahın emri olmadan hiçbir operasyonel eylem yapılmayacak. Bu konuda son emir yetkisi Levent Bektaş'ındır. Genç subayların fikri alt yapıları ve ideolojilerinin sağlam temellere oturabilmesi için eğitim ve kamp çalışmaları yapılsın, bu bağlamda doküman ve materyallerin ulaştırılma kanalları kontrol edilsin. Yayınlar kesinlikle takip edilip çözümlemesi yapılmalı. Genç teğmenler arasında taban çalışmaları için Ataman Yıldırıman ekibi yeniden harekete geçirilecek. İnternet yoğun bir şekilde propaganda faaliyetleri için kullanılacak. Devrimci karargahtaki çekirdek kadronun evleri ile aydınlanma ve yeni adam kazanma evleri birbirinden ayrılacak, irtibatları kesilecek. Devrim fikrinin genç subaylar arasında geniş tabana yayılması için yeni projeler geliştirilecek. Emirlerin iletiminde köprü elamanlar kullanılacak. Deşifre olanlar derhal görevden alınacak. Karargah dışı görevler verilecek) ifadeleri yer alıyor."
İddianamede, klasördeki "Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme" belgesinde ise "Ergenekon" isimli terör örgütünün ana dokümanlarından olan "Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesi İstanbul/29 Ekim 1999" isimli belge olduğunun anlaşıldığı, belgenin Veli Küçük, Doğu Perinçek, İşçi Partisi İstanbul İl Örgütü binasında Tuncay Güney'den elde edilen dokümanla aynı olduğunun anlaşıldığı bildirildi.
Fişleme çalışması
Klasördeki "Burak'tan gelen Harp Okulu" isimli belgede 208 kişinin isminin soyadı ve karşılarında bu kişilerle ilgili değerlendirmelere yer verildiği görüldüğünün belirtildiği iddianemede, bu değerlendirmelerin örgütsel bir yapı ve tanımlamayı gösterdiği kaydedildi.
İddianamede, "Albay" isimli belgede, Kuleli Askeri Lisesinde görev yapan bir kısım görevlinin özel hayatları hakkında bilgi ve değerlendirmelerin yazılı olduğunun görüldüğü, bilgilerin toplanması ve arşivlenmesinin örgütün amacı doğrultusunda hedef olarak belirlenen kişiler hakkında gelecekte gerektiğinde kullanılmak maksadıyla yapıldığının anlaşıldığı kaydedildi.
Aramada ele geçirilen diğer bir belge olan "lise" belgesinde "referans listesinden", "alevi dostlarımızdan", "milliyetçi çevreden" ifadelerinin yazıldığı, "ülküden gelen" isimli belgede ise 61 kişinin ad ve soyadları, "milliyetçi çevreden", "tanrı inancının olmadığı", "ulusalcı düşüncede olduğu", "babası ve kendisi rotary ile alakalı", "Hizbul Tahrir-I.Y. referansı", "uyuşturucu kullanır", "Şıh" gibi ifadelerin yer aldığının görüldüğü belirtildi.
İddianamede, şunlar kaydedildi:
"Klasördeki bir belgede, '2008-2009 dönemi içerisinde yapılan faaliyetler sonucu 2009-2010 dönemi faaliyet programında görev alabilecek teğmenler ile Deniz Harp Okulu, Deniz Lisesi, Deniz Astsubay Meslek Yüksek Okulunda öğrenim gören askeri öğrencilere ait liste aşağıdaki gibidir' ifadeleri yer alarak 34 teğmen hakkında kişisel özellikleri, ailevi ve sosyal durumları, mesleki yetenek ve özellikleri, etnik kökenleri, siyasi ve fiziki görüşleri, örgütle olan irtibat derece ve örgütsel konumları, almış olduğu örgütsel görevler hakkında detaylı değerlendirme notlarının bulunduğu görülmüştür. 'Harp Okulu son sınıfa geçecek olan öğrenciler arasında Harp Okulundaki 2009-2010 faaliyetlerini yönlendirecek olan askeri öğrenciler hakkındaki değerlendirmeler aşağıdaki gibidir' yazılı belgede, 17 kişi hakkında bilgiler verilmiştir."
İddianamede, "Evler ve görevler" başlıklı belgede ise 12 ayrı eve ait adresin ve bu evlerde kalacak kişilerin isimlerinin mevcut olduğu, bu evlerde kalacak bazı şahıslara ait isimlerin kodlandığı, söz konusu yapılanmanın "Karargah Evleri" kapsamında gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı ifade edildi.
Eruygur isimli belge
"Eruygur" isimli belgede de "Eruygur Paşa ile Eğitim Komutanlığında yapılan toplantıda karargahımızı ilgilendiren emirler" ifadelerinin yer aldığının görüldüğü aktarılan iddianamede, "Panzehir77" isimli belgenin de "Panzehir-Etnik/Bölücü Operasyonların tasfiyesi Kürt hareketi ve Türk-Kürt kardeşliği-İstanbul 1 Mayıs 2000 tarihli Amaç ve Kapsam, Emperyalizmin Etnik/Ayrılıkçı Terör Savaşı, Kuzey Irak ve Kukla Kürt Devleti, Demokratik Cumhuriyet Programı, Kürt Ayrılıkçılığı Üzerine İktidar hesapları, Abdullah Öcalan faktörü" başlıklarından oluştuğunun görüldüğü aktarıldı.
Perinçek
İstanbul Cumhuriyet Savcılığınca "Amirallere suikast girişimi" iddialarına ilişkin hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, şüphelilere emir ve talimatların, daha önce hakkında "Ergenekon terör örgütüne üye olmak" suçundan kamu davası açılan İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek tarafından verilerek, örgüt tabanına aktarıldığının anlaşıldığı öne sürüldü.
İddianamede, şüphelilerin evlerinde ve bilgisayarlarında yapılan aramalarda ele geçirilen belge ve dokümanlara ayrıntılı olarak yer verildi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Elektronik Şube Müdürlüğüne 15 Temmuz 2009'da bir elektronik ihbar maili geldiği kaydedilen iddianamede, mailde, uyuşturucu ve borç bataklığına düştüğünü ifade eden bir deniz subayının, "Deniz Lisesinden Deniz Harp Okuluna, oradan teğmenliğe uzanan bahriyelilerin önünü kesen uyuşturucu bataklığından bahsettiği" aktarıldı.
İddianameye göre, deniz subayının ihbar mailinde şu ifadeler yer aldı:
"Bu karanlık organizasyonu ve örgütsel bağlarını, amaçlarını, uyuşturucunun nereden temin edildiğini, bu organizasyonun liderlerini, hangi özel mekanlarda nasıl seks partileri verildiğini, geniş organizeyi kimlerin himaye ve desteğiyle ne amaçla devam ettirildiğini bana da kurulmuş olan bu korkunç tuzakları ihbar ediyorum. Yıllardır içinde bulunduğum bu bataklığın farklı amaçları olan bir ihanet çemberi olduğunu anlamış bulunuyorum. Yapıyı deşifre etmek, lanet yapıyı çökertmek istiyorum.
Uyuşturucu ve fuhuş işini birlikte yürüten bu lanet yapıyı kuranlar uyuşturucu trafiğini özellikle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı içerisinde olmak üzere Kuleli Askeri Lisesi ve diğer askeri liselerden de arkadaşları vasıtasıyla devam ettirmektedirler. Organize olarak çalışan bu yapı, uyuşturucu üzerinden bir yandan kazanç temin ederken bir yandan da kendi çıkarları doğrultusunda taraftar toplamak ve kendilerine rakip gördüğü kişileri de egale etmek için kullanıyorlar.
Bir Türk askerine yakışmayacak şekilde her türlü pisliğe bulaşmış olan karanlık kişilerle irtibatlı olan bu kişiler, özel mekanlarda uyuşturucu ve seks partileri düzenlemektedir. Seksi de bir tuzak ve şantaj malzemesi olarak kullanmaktadırlar."
İhbar mailini gönderen ve deniz subayı olduğunu iddia eden kişi, Ülkü Oztürk, Sinan Efe Noyan ve Uğur Kayar'ın uyuşturucu trafiğinin kilit noktasında ve organizatörü konumunda olduğunu öne sürdü.
Bu kişilerin uyuşturucuyu temin ederek kendi kurdukları ekipleriyle satışını sağladıkları iddia edilen mailde, Öztürk, Noyan ve Kayar'ın kiraladıkları evlerde sivillerin de katıldığı seks ve uyuşturucu partisi düzenledikleri ileri sürüldü.
Bu kişilerin partiler ve örgütsel faaliyetler için kullandıkları kendilerine bağlı çok sayıda evleri bulunduğuna dikkat çekilen ihbar mailinde, "Bu partiler sayesinde uyuşturucu bağımlısı yaptıkları şahıslar, bu uyuşturucu organizasyonunun potansiyel müşterisi durumundadır. Değişik kanallardan temin ettikleri uyuşturucuları bağımlı yaptıkları kişilere daha pahalıya satarak ciddi bir gelir elde etmektedirler. Teğmen Ülkü Öztürk'ün uyuşturucu işinde PKK ile de irtibatı vardır. Bu işlerini akrabası da olan PKK'lı E.K. ile gerçekleştirmektedir. Bu uyuşturucu organizasyonunda lider konumunda olan Öztürk ve bazı teğmenlerin uyuşturucu kullandıkları ve sattıkları bilindiği halde bu organizeyi koruyan ve himaye eden üst rütbeli subaylarca örtbas edilmektedir. Bu subayların başında Ülkü Öztürk ve Sezgin Demirel ile sıkı irtibatlı olan Yarbay Ali Tatar, Yüzbaşı C. Ş. ve Yüzbaşı D.İ. gelmektedir" denildi.
İhbar mailinde, ayrıca son zamanlarda Ülkü Öztürk'ün uyuşturucu ağını Kuleli Askeri Lisesine taşıdığı, Muharrem Dinçer, İsmail Kahyaoğlu, Eren Şentürk'ün Üsküdar'daki bir adreste uyuşturucu partileri vererek kendi çevrelerinde uyuşturucu pazarladığı iddia edildi.
Uyuşturucu deposu olarak kullanılan ve partiler düzenlendiği iddia edilen adreslerin bildirildiği ihbar mailinde, Ülkü Öztürk ve arkadaşlarının uyuşturucuları Kocaeli ve İstanbul'daki 4 evde sakladığı ve buradan piyasaya satış yaptıkları anlatıldı.
Kocaeli'ndeki evde saklanan uyuşturucunun isteyen teğmenlere pazarlandığı ileri sürülen ihbar mailinde, Kadıköy'de bulunan başka bir adreste ise uyuşturucu partileri düzenlendiği, buraya kız arkadaşlarıyla gelenlerin sardıkları otları içtikten sonra kızlarla ilişkiye girdikleri, bu partilere gelen kişi sayısının ise 10-15 kişi arasında olduğunu kaydedildi.
Uyuşturucu partilerinin düzenlendiği eve getirilen kişilerin uyuşturucuya alıştırıldıktan sonra uyuşturucu satmaya başladığına yer verilen ihbar mailinde, uyuşturucu satışından oluşan alacak verecek kayıtlarının bilgisayarda tutulduğu vurgulandı.
İhbar maili
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin l7 Temmuz 2009 tarihinde aldığı karar doğrultusunda 11 adres ve bu adresleri kullanan kişilerin üst ve eşyalarında suç delillerinin tespiti ile delillere el konulması amacıyla arama yapıldığına dikkat çekilen iddianamede, şüpheliler Faruk Akın ve Sinan Efe Noyan tarafından kullanılan Kocaeli Merkez Mahallesi'nde kullanılan evin mutfak bölümünde buzdolabının motor kısmına saklanmış askeri amaçlar için fabrikasyon olarak üretilen yüksek güçlü patlayıcılar ele geçirildiği öne sürüldü.
İddianamede, terör ve organize suç örgütlerince illegal yollarla elde edilen bu tür patlayıcı maddelerin el yapımı bombalarda ana patlayıcı madde olarak kullanılabileceği, patlayıcı maddenin canlılar üzerinde öldürücü ve yaralayıcı, cansızlar üzerinde yakıcı ve tahrip edici özelliğe sahip olduğunun anlaşıldığı vurgulandı.
İddianamede, evdeki buzdolabının mutfak kısmında ayrıca bulunan 100 adet mermiden 50'sinin yasak nitelikte mermilerden oluştuğu, 5 adedi üzerinde yapılan deneme atışları neticesinde bu mermilerin patladıklarının tespit edildiğinin anlaşıldığı vurgulandı.
İddianamede, mermilerin bulunduğu poşette katlanmış vaziyette bulunan ve üzerinde "Alb. Tayfun Duman'dan gelecek fizibiliteye göre Uğur ve Metin Paşa'ya yapılacak operasyonun detay ve tarihlerini Levent Bektaş, Orhan Yücel Albay üzerinden iletecek. Size teslim edilen malzemeleri korunaklı bir yerde tutunuz" ibarelerinin yazılı olduğu kaydedildi.
İddianamede, ayrıca aynı evde terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan tarafından yazılan bir kitap ile Kürtçe kaleme alınan kitapların bulunduğu vurgulandı.
Evde bulunarak el konulan bilgisayarın hard diskinin de incelendiği ifade edilen iddianamede, hard diskte şifreli dosyaların tespit edildiği, bu dosyalarda çeşitli konulardan bahsedildiği belirtildi.
Şüphelilerden Alperen Erdoğan, Yakut Aksoy, Tarık Ayabakan ve Burak Düzalan'ın kullandıkları öne sürülen Kocaeli'ndeki Yüzbaşılar Mahallesi'nde bulunan evde ise çok sayıda CD ve doküman ile terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın kaleme aldığı kitabın bulunduğu ifade edilen iddianamede, aramada uyuşturucu madde ve ecstacy hapların ele geçirildiği kaydedildi.
"Nİ 22"
Şüphelilerin kaldığı evde bulunan flash belleğin incelendiği ifade edilen iddianamede, flash bellekteki "Nİ 22" isimli word belgesinde, "Doğu Perinçek Başkanımızın Emirleri" başlığı altında bir dokümanın bulunduğu hatırlatıldı.
İddianamede, aynı belgede Aydın Ortabaşı'nın mezun ettiği kız öğrencilerin yapının sivil tabanına daha hızlı bir şekilde kazandırılması için organizasyonların yapılmasını istediği belirtilerek, "Devrimci teğmenlerin yeteneklerini artırıcı eğitimlerden geçirilecek, emir ve görevler yeteneklerine göre verilecek. Yandaş medya ve onları yönlendirenler kahraman komutanlarımızı kuşatmışlardır. Devrimci subaylar komutanlarımıza yeniden dinamizm kazandıracak eylemleri hayata geçirecektir" denildiği vurgulandı.
Şüphelilere "emir ve talimatların daha önce hakkında 'Ergenekon isimli terör örgütüne üye olmak' suçundan kamu davası açılan Doğu Perinçek tarafından verilerek örgüt tabanına aktarıldığının anlaşıldığı" vurgulanan iddianamede, flash bellekteki belgelerle ilgili şunlar kaydedildi:
"Bildiriler/Bültenler/Klasöründe yer alan Nisan bülteni isimli word belgesinin 'Devrimci Karargah 1 Nolu bildiri' başlıklı belgenin, 'Devrimci Karargaha bağlı Şehit Ongan Müfrezesi, T.C Ordusunun 1. Ordu Karargahına yönelik bir havan saldırısında bulunmuştur...' ibareleri ile başlayıp '...zulüm perdesini yırtmak için Devrmici Karargah altında toplanalım ve kendimize ve insanlığa layık bir yaşamı kendi elimizle kuralım' cümleleriyle son bulan belge olduğu tespit edilmiştir.
'Devrimci Karargah 2 Nolu bildiri' isimli word belgesinin 'Devrimci Karargah olarak, 7 Ağustos 2008 tarihinde İstanbul Selimiye'de bulunan 1. Ordu Karargahını havan topuyla vurduk' cümlesiyle başlayıp, 'Selam olsun bizden önce geçene, selam olsun bizden önce düşene' cümlesiyle son bulan belge olduğu tespit edilmiştir.
'Devrimci Karargah 3 nolu Bildiri' isimli word belgesinin 'Yoldaşlar, Devrimci Sol, artık bir Devrimci Karargah bileşeni olma kararı almıştır. Devrimci Solun bu kararı, dağınıklığı ve eylemsizliği statüko haline getiren Türkiye Devrimci Hareketinin bu gününe bir müdahaledir' cümleleriyle başlayıp, 'Yaşasın devrim ve sosyalizm, yaşasın devrimci karargah, yaşasın Türkiye ve Kürdistan devrimleri' şeklinde sona erdiği görülmüştür.
'Devrimci Karargah 4 Nolu Bildiri' isimli word belgesinin 'Devrimci Karargah'a bağlı bir savaşçı grubumuz AKP İstanbul İI Merkezine yönelik bir sabotaj eylemi düzenlemiştir. Devrimci Karargah bu saldırısıyla...' cümlesiyle başlayıp, 'Yaşasın Türkiye ve Kürdistan haklarının bağımsızlık demokrasi ve sosyalizm mücadelesi, kahrolsun emperyalizm, kahrolsun TC oligarşisi' cümleleriyle son bulduğu görülmüştür.
'Devrimci Karargah 5 not isimli word belgesinde Devrimci Karargah'a bağlı bir savaşçı timi, Siyonist Finans kuruluşu Bank Pozitif'in 4. Levent'deki şubesini bombalayarak tahrip etmiştir' cümlesiyle başlayıp 'Kahrolsun Siyonizm, Yıkılsın İsrail, Kahrolsun Emperyalizm cümleleriyle son bulduğu görülmüştür.
'HPG Ana Karargah Komutanlığına' isimli word belgesinin, 'Yoldaşlar, TC'nin hareketimize yönelik saldırısının, Kürt Özgürlük Hareketine karşı savaş hazırlıklarını artan bir hızla yoğunlaştırdığı bir döneme denk gelmesi bir tesadüf değildir' şeklinde başlayıp 'Yaşasın devrim ve sosyalizm, yaşasın Türk ve Kürt halklarının mücadele birliği! Devrimci Karargah 29 Nisan 2009" şeklinde sona erdiği görülmüştür."
İddianamede ayrıca, ele geçirilen flash bellekte bulunan bazı belgelerde çok sayıda kişinin isimlerinin karşısında "şıh", "hırsız","keş","karı-kız düşkünü", "homoseksüel", "komünist", "tarikatçı", "sapık", "milliyetçi çevreden", "PKK", "alevi dostlarımızdan" şeklinde ibarelerin bulunduğu vurgulandı.
Emir komuta zincirinin başında Perinçek
İstanbul Cumhuriyet Savcılığınca "Amirallere suikast girişimi" iddialarına ilişkin hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede yer alan ve şüphelilerden ele geçirilen bir belgede, üç aşamalı emir komuta zincirinin başında İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek'in bulunduğu ileri sürüldü.
İddianamede, Alperen Erdoğan, Yakut Aksoy, Tarık Ayabakan ve Burak Düzalan'ın kullandıkları Kocaeli'deki Yüzbaşılar Mahallesi'nde bulunan evde ele geçirilen flash bellekte, "Başkandan gelen emirler doğrultusunda görevlendirmeler" başlığı ile bir belgenin bulunduğu belirtildi.
Belgede Orhan Yücel ve ekibinin, mühimmat ve malzemelerin sevk ve idaresini yapacağı, "devrimci teğmenler"in TSK içinde tabana yayılma ve bilgilendirme işlerinin ise Ataman Yıldırım ve ekibince yürütüleceğinin ifade edildiği belirtilen iddianamede, bu emir ve talimatların yanı sıra şüphelilerin evinde "Ergenekon terör örgütü" ana dokümanlarından olan ve Doğu Perinçek ile Muzaffer Tekin'in de aralarında bulunduğu bazı sanıklardan ele geçirilen "Lobi" adlı belgenin ele geçirildiği vurgulandı.
"Ergenekon" davası sanıklarından ele geçirilen "Ulusal Medya 2001" belgesinin de şüphelilerin evinden çıktığına işaret edilen iddianamede, "Eruygur" adlı belgede, "Eruygur Paşa ile Eğitim Komutanlığında yapılan toplantıda karargahımızı ilgilendiren emirler... Toplantıya katılanlar: Şener Eruygur, K.S, F.L, Levent Görgeç, L.E., D.C, T.E." ifadelerinin bulunduğu vurgulandı.
İddianamede yer alan belgenin "durum değerlendirmesi" bölümünde, "Devam eden dava, yapılarımıza önü alınamaz zararlar vermektedir. Birimlerimize dönük saldırılar Silivri'yi her geçen gün daha zor duruma sokmaktadır" denildiği kaydedildi.
İddianamede, "Silivri'nin geleceği, komutanlıkça görevlendirilen birimlere verilen emirlerin ve faaliyetlerin başarıya ulaşmasına bağlıdır. Çözülmelerin olmaması için emir komuta zinciri önem arz etmektedir. Projelerin sevk ve idaresi üst kuruldan onaylandıktan sonra 3 aşamalı emir komuta zinciri ile hayata geçirilecektir" denilen belgede, emir komuta zinciriNİN, "Proje Planlayıcısının Emirleri > Köprü Eleman > Projeyi gerçekleştirecek karargah. Doğu Perinçek (Silivri)> kurye > Ali Tatar > Karargah Teğmenleri (Mahir). Doğu Perinçek > kurye > L. E. > Ali Tatar > Ülkü Oztürk. Doğu Perinçek > kurye > Levent Görgeç > Ali Tatar > Ali Seyhur Güçlü" şeklinde sıralandığı ileri sürüldü.
Fişlenenler
İstanbul Cumhuriyet Savcılığınca "Amirallere suikast girişimi" iddialarına ilişkin hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, iddia olunan "Ergenekon terör örgütü" içinde bulunan "Karargah Evleri" yapılanmasında yer alan sanıkların bir kısmının muvazzaf teğmenler, harp okulu, deniz lisesi ve deniz astsubay yüksek okulu öğrencilerini siyasi, felsefi, dini görüşlerine, ırki kökenlerine, ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına ve sağlık bilgilerine göre hukuka aykırı şekilde kaydettikleri öne sürüldü.
İddianamenin hukuki değerlendirmelerinin yapıldığı bölümünde ilk sırada yer alan sanık Faruk Akın'ın, gelen ihbar mailinde Kocaeli'Nde sanık Sinan Efe Noyan ile birlikte kaldığı adresin uyuşturucu deposu olarak kullanıldığı, şüphelilerin uyuşturucu madde ticareti yaptıklarının belirlendiği ileri sürüldü.
İddianamede, örgütçe tayin edilen ve tasarlanan evde kalan Akın'ın, örgütsel faaliyetlerde "Yusuf" kod adını kullandığı, "2008-2009 faaliyet raporu" isimli belgenin hazırlanmasında yer alarak suç işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydettiği, örgütün amaç ve stratejisi doğrultusunda patlayıcı madde ve mermi bulundurduğuna dikkat çekildi.
Sanık Tarık Ayabakan'ın Kocaeli'nin Değirmendere ilçesi Yüzbaşılar Mahallesi İstiklal Caddesi üzerindeki adresinde yapılan aramalarda ele geçirilen suç unsurlarına da yer verildi. İddianamede, Ayabakan'ın "silahlı terör örgütü niteliğindeki Ergenekon örgütü içinde yer alan 'Karargah Evleri' yapılanmasında yer aldığı, ikamet ettiği evde yapılan aramada, uyuşturucu madde niteliğindeki maddeler ile kişilerin siyasi, felsefi, dini görüşlerine, ırki kökenlerine, ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına ve sağlık bilgilerine dair bilgilerin hukuka aykırı şekilde kaydedildiğine dair belgelerin ele geçirildiği kaydedildi.
İddianamede, İstanbul Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesinin raporunda, sanıklar Tarık Ayabakan, Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakut Aksoy ve Ülkü Oztürk'den alınan kan ve idrar örneklerinde uyuşturucu maddelerin bulunmadığı ifade edildi.
Sanık Ülkü Öztürk'ün ise ihbar mektubunda uyuşturucu trafiğinin organizatörü konumunda olduğu, temin ettiği uyuşturucu maddelerin dağıtımını sağladığı, kiraladığı evlerde uyuşturucu ve seks partileri düzenlediği, Kadıköy Rasim Paşa Mahallesi'ndeki adresi uyuşturucu madde deposu olarak kullandığı, bu evde uyuşturucu partileri düzenlediğinin iddia edildiği belirtilen iddianamede, bu evde yapılan aramada çeşitli dokümanlar ile CD hard disk, cep telefonu ve kartları, notebook bilgisayar elde edildiği anlatıldı.
İddianamede ifadelerine yer verilen Öztürk'ün, yaklaşık 5 yıl önce harp okulundayken bir kez esrar denediğini ancak daha sonra kullanmadığını, halen uyuşturucu madde kullanmadığını, uyuşturucu madde temin ve satma gibi bir suçlamayı kesinlikle kabul etmediğini söylediği belirtildi. Sanıklardan ele geçen "Görevlendirme" isimli word belgesinin "Başkandan gelen emirler doğrultusunda yapılan görevlendirmeler" başlığını taşıyıp, "Karargah Evleri" yapılanmasında yapılan-yapılacak örgütsel faaliyetlerle ilgili emir ve talimatlar içerdiği ileri sürüldü. Bu belgede Öztürk'ün "Ülkü, maddelerden sağlanacak para kaynaklarını artırmak için yeni satış kanalları oluşturacak. Bu konuda gerekli bağlantıları sağlayacak" şeklinde isminin geçtiği kaydedildi.
Karargah eveleri
İddianamede, "Ülkü'den gelen", "görevlendirme", "düşen bir devrim şehidinin ardından", "Eruygur", "2008-2009 sonuç raporu" ve "evler ve görevler" başlıklı belgelerin incelenmesi sonucu Öztürk'ün "Karargah Evleri" örgütlenmesinde örgüt üyesi olarak yer aldığı, örgütsel faaliyetlerinde "Orhan" kod ismini kullandığı, örgütsel amaçla kullanacak evlerin tutulması, hangi evde kimlerin kalacağının tespiti hususunda görev aldığı ileri sürüldü. Ayrıca, muvazzaf teğmenler, harp okulu, deniz lisesi, deniz astsubay yüksek okulu öğrencilerinin siyasi, felsefi, dini görüşlerine, ırki kökenlerine, ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına ve sağlık bilgilerine dair bilgileri hukuka aykırı şekilde kaydettiği iddia edildi.
"Evler ve Görevler" başlıklı word belgesinde "Karargah Evleri yapılanması" kapsamında hangi görevlinin hangi evde kalacağına dair listenin bulunduğunun tespit edildiği vurgulanan iddianamede, bu listede sanık Halit Mehlet Ergül'ün "11. Rakıcı" olarak kodlandırılan Değirmendere'deki apartmanda Tarık Ayabakan ve Yakut Aksoy ile birlikte kalacağının belirtildiği, şüphelinin bu belgede "Halit Mehmet Ergül (Serkan)" şeklinde adının geçtiği dile getirildi.
Barbaros Mercan'ın da "Karargah Evleri" örgütlenmesi içinde örgüt üyesi olarak yer aldığı, örgütçe tayin edilen ve tasarlanan evde kaldığı, örgütün amaç ve stratejisi doğrultusunda patlayıcı madde ve mermi bulundurduğu kanaatine varıldığı anlatıldı. İddianamede, sanık Ali Seyhur Güçlü'nün de "Karargah Evleri" örgütlenmesinde örgüt üyesi olarak yer aldığı, örgütsel faaliyetlerinde "Can" kod ismini kullandığı, örgütsel planlama doğrultusunda tutulan evde kaldığı kaydedildi.
Aylin Duruoğlu'nu tahliye kampanyası
Bir word belgesinde "Başkandan gelen emirler doğrultusunda yapılan görevlendirmeler" başlığını taşıyıp, "Karargah Evleri" yapılanmasında yapılan-yapılacak örgütsel faaliyetlerle ilgili emir ve talimatlar içerdiği, bu belgede "Aylin Duruoğlu'nun tahliye kampanyasına genç teğmenlerin destek vermesini Sezgin Demirel organize edecek" şeklinde geçtiği belirtilen iddianamede, sanık Sezgin Demirel'in örgütsel hiyerarşi içinde alınan kararların uygulanması hususunda görevlendirildiği kaydedildi.
Sanık Fatih Göktaş'ın ifadesinde uyuşturucu madde kullanmadığını, kesinlikle uyuşturucu vermediğini ve devretmediğini söylediği anlatılan iddianamede, "2008-2009 sonuç raporu", "Burak'tan gelen harp okulu", "toplantı kararları-mayıs", "evler ve görevler" isimli belgelerin incelenmesi neticesinde bu sanığın "Karargah Evleri" yapılanması içinde harp okulu sorumlusu olarak görev üstlendiği, bu örgütlenme kapsamında evlerin tutulması ve bu evlerde kalacak şahısların tespitinde aktif rol aldığı iddia edildi.
Burak Amaç'ın da "Karargah Evleri" örgütlenmesinde örgüt üyesi olduğu, örgütsel faaliyetler kapsamında tutulacak evlerden sorumlu olduğu, "Karargah Evleri" birimi içinde harp okulu ve deniz lisesi sorumlusu olarak görevlendirildiği öne sürüldü. İddianamede, Koray Kemiksiz'in silahlı terör örgütü niteliğindeki "Ergenekon" adlı örgüt içinde yer alan "Karargah Evleri" örgütlenmesinde örgüt üyesi olarak yer aldığı, "Tolga" kod adını kullandığı, örgütçe belirlenen evde kaldığı, muvazzaf teğmenler, harp okulu öğrencileri, deniz lisesi öğrencileri, deniz astsubay yüksek okulu öğrencilerinin siyasi, felsefi, dini görüşlerine, ırki kökenlerine, ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına ve sağlık bilgilerine dair bilgilerini hukuka aykırı şekilde kaydettiği, eyleminin bütün halinde "terör örgütüne üye olmak ve aynı suç işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı bir şekilde kaydetmek" suçlarını oluşturduğu kanaatine varıldığı kaydedildi.
Soruşturma başlatılmasına esas alınan 15 Temmuz 2009 tarihli ihbar mektubunda bir kısım askeri personelin uyuşturucu madde kullandıkları, uyuşturucu ve seks partileri düzenledikleri, uyuşturucu maddelerin "Samet Et" adlı kasap dükkanının sahibi Levent Çakın'dan temin edildiğinin öne sürüldüğü aktarılan iddianamede, yapılan aramalar, ele geçirilen belgeler ve tüm dosya kapsamına göre şüpheli Levent Çakın'ın az sayıda ve 6136 sayılı yasa kapsamında mermi bulundurmak, TCK'nın 188/3. maddesi kapsamında uyuşturucu madde temin etmek suçunu işlediği kanaatine varıldığı belirtildi.
İddianamede, şüpheli Mehmet Orhan Yücel'in de soruşturma kapsamında şüpheliler Faruk Akın ve Sinan Efe Noyan tarafından kullanılan ikametgahta ele geçirilen patlayıcı madde, mermiler ve not içeriği ile "Görevlendirme" adlı word belgesi içeriği ve tüm dosya kapsamına göre silahlı terör örgütü niteliğindeki "Ergenekon" örgütüne mensup olduğu kanaatine varıldığı kaydedildi.