”Ergenekon safsata”
Veli Küçük, "Doğu Perinçek'in çok güzel dediği gibi, Ergenekon, Türk'ün başına örülmüş bir çoraptır" şeklinde konuştu."
İSTANBUL - Birinci "Ergenekon" davasının tutuklu sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük, "Bu Ergenekon dedikleri bir safsata. Olsaydı, ben bilirdim. Devlette bu kadar tecrübem, çalışmam var" dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın talepler bölümünde söz alan Küçük, bir gazetede "Veli Küçük kira zengini" başlığıyla yayımlanan habere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Emekli olduktan sonra çalışmaya ihtiyacı olduğunu ve 30 bin liralık emekli ikramiyesiyle güvenlik işine girmeyi planladığını anlatan Küçük, bu amaçla Sirkeci'de harap durumdaki bir iş yerini kiraladığını söyledi.
Küçük, ortaklarının, büyük masraflarla onardığı iş yerinin güvenlik şirketi için yetersiz olacağını söylemesi üzerine kiralamaktan vazgeçtiğini, mal sahibinin, onarım masraflarına karşılık bu yerin kira gelirini birkaç ay kendisine ödediğini kaydetti.
Tek başına mücadele ettiğini dile getiren Küçük, "Ama bu Ergenekon dedikleri bir safsata. Olsaydı, ben bilirdim. Devlette bu kadar tecrübem, çalışmam var. Amerika'da organize edilmiş. Doğu Perinçek'in çok güzel dediği gibi, Ergenekon, Türk'ün başına örülmüş bir çoraptır" şeklinde konuştu.
İkinci "Ergenekon" davasının tutuksuz sanığı Emin Şirin'i tanıdığını belirten Küçük, Şirin ile yaptığı telefon görüşmesine ilişkin kayıtların dosyaya konulmasını istedi.
"Zekeriya Öztürk"
Tutuklu sanık Zekeriya Öztürk ise son günlerde gündemde olan demokratik açılım çalışmalarına işaret ederek, "Terör örgütü PKK'ya hangi Avrupa devletlerinin destek verdiği biliniyor. Devlet, şehit olan askerin annesine, dağda öldürülen teröristin annesine de bu ülkelere dava açma hakkına sahip olduğunu söylemelidir. Gerçek açılım budur" şeklinde konuştu.
Eşi Güler Kömürcü Öztürk'ün kendisini cezaevinde ziyareti sırasında tahliyesiyle ilgili olarak, "tahliye açılımı gerektiği" esprisini yaptığını ifade eden Zekeriya Öztürk, "Tahliye olabilmem için Kürtçe konuşmam mı lazım" diyerek, Kürtçe tahliye talebinde bulundu. Öztürk, Kürtçe konuşmasının bazı kişileri mutlu edeceğini, ancak tahliye olabilmesi için Kürtçe konuşmayacağını söyledi.
Tutuklu sanık İsmail Sağır da avukatı gelmediği için savunma yapamadığını belirterek, "Neyle suçlanıyorum bilmiyorum. Avukatımla görüştükten sonra savunma yapacağım. Tanımadığım insanları suçlamak istemiyorum" diye konuştu.
Sanık Tekin Irşi de yaklaşık 4 yıldır tutuklu bulunduğunu belirterek, "2010 yılına geliyoruz. Tahliyemi istiyorum" dedi.
İşçi Partili sanıkların avukatlarından Mehmet Cengiz ise "Danıştay dosyasının davamızla birleştirilmesi yargılamayı sabote etmiştir. Bu durum, tutuklu olan müvekkilleri mağdur etmiştir. Danıştay sanıklarının ek sorguları alınamadığı için yargılamanın kilitlenmesine son verilmelidir" şeklinde konuştu.
Danıştay sanıklarının savunmalarının Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde alındığını, sanıkların varsa başka diyeceklerini her zaman söyleyebileceklerini ifade eden Cengiz, mahkemenin sanki sanıkların sorguları yapılmamış gibi yargılamayı baştan başlatmaya çalıştığını kaydetti.
Cengiz, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yaptıklarının burada tekrarlandığını dile getirerek, Yargıtay'ın, Danıştay dosyasını eksik soruşturmadan bozmadığını, "Ergenekon" davasındaki yargılamanın birleştirme aşamasında kaldığı yerden sürdürülmesi gerektiğini söyledi.
Mahkemenin bu uygulamasının Danıştay saldırısı hakkında verilecek kararı geciktirdiğini ve kamu vicdanını rahatsız ettiğini savunan Cengiz, "Birleştirilen bu davanın tefrik edilerek, ayrı bir esas kaydedilip sürdürülmesini istiyoruz" dedi.
"Avukat Zeynep Küçük'ün talebi"
Avukat Zeynep Küçük de MİT'in, 2003'te Başbakanlık ve Genelkurmay Başkanlığına sunulan Ergenekon şeması ve kitapçığının yer aldığı belgelerin 2006'da tekrar Başbakanlık ve Genelkurmay İstihbarat Dairesi Başkanlığına gönderilmesinin nedenine ilişkin mahkeme yazısına cevap verdiğini belirtti.
MİT'in cevabında, "belirtilen hususların devam etmesi nedeniyle" şeklinde ifadelerin yer aldığını kaydeden Zeynep Küçük, MİT'e yazı yazılarak, belirtilen hususların açıklanmasını istedi.
Hard diskler üzerinde inceleme
Birinci "Ergenekon" davasına bakan mahkeme heyeti, Danıştay binasına ait görüntülerin bulunduğu güvenlik şirketinden gönderilen hard diskler üzerinde naip hakim aracılığıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasını kararlaştırdı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, verilen aranın ardından alınan kararları açıkladı.
Tutuklu sanık Alparslan Arslan'ın babası İdris Arslan'ın davaya katılmak istediğini bildirir dilekçe verdiğini belirten Mahkeme Heyeti, Arslan'ın dosyada sanık olarak yargılandığı, mağdur olarak gösterilmediği, babasının suçtan zarar gördüğü konusunda herhangi bir iddiada bulunmadığı anlaşıldığından, bu talebin reddine karar verdi.
Mahkeme Heyeti, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edilen tutuklu sanık Erol Ölmez'in, bu sevkin durdurulması yönünde talepte bulunduğunu ifade ederek, konu cezaevi idaresinin alanında kaldığından, dilekçesinin cezaevi idaresine gönderilmesine hükmetti.
Danıştay binasına ait görüntülerin bulunduğu güvenlik şirketinden istenen hard disklerin dosyaya gönderildiğini kaydeden Mahkeme Heyeti, bu hard diskler üzerinde naip hakim aracılığıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasını karara bağladı.
Sanık Veli Küçük'ün talebini kabul eden Mahkeme Heyeti, ikinci "Ergenekon" davasının sanığı Emin Şirin'in gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra Veli Küçük ile yaptığı telefon görüşme dökümlerinin araştırılarak celbi için gerekli işlemin yapılmasını kararlaştırdı.
Alparslan Arslan'ın dünkü, Veli Küçük'ün de bugünkü oturumda sarf ettiği sözlerle ilgili olarak iddia makamının suç duyurusu yönündeki talebinin, duruşma tutanakları yazıya döküldüğünde değerlendirilmesini kararlaştıran Mahkeme Heyeti, sanık Osman Yıldırım'a da savunmasını hazırlamak için istediği 2 haftalık sürenin verilmesine hükmetti.
Mahkeme Heyeti, avukat Zeynep Küçük'ün talebini kabul ederek, MİT Müsteşarlığına yeniden yazı yazılıp, dosyaya gönderilen cevabi yazıların açıklanmasının istenmesine karar verdi.
Zeynep Küçük, MİT'in, 2003'te Başbakanlık ve Genelkurmay Başkanlığına sunulan Ergenekon şeması ve kitapçığının yer aldığı belgelerin 2006'da tekrar Başbakanlık ve Genelkurmay İstihbarat Dairesi Başkanlığına gönderilmesinin nedenine ilişkin mahkeme yazısına cevap verdiğini belirtmişti.
MİT'in cevabında, "belirtilen hususların devam etmesi nedeniyle" şeklinde ifadelerin yer aldığını kaydeden Küçük, MİT'e yazı yazılarak, belirtilen hususların açıklanmasını istemişti.
Tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddeden Mahkeme Heyeti, duruşmayı 5 Ekim Pazartesi günü saat 09.30'a erteledi.