Erkekler de varisten dertli
Gebelik, hormonal nedenler, topuklu ayakkabılar yüzünden kadınlarda daha sık görülen varis, erkeklerde de sıkıntı yaratıyor.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İSTANBUL - Gebelik, hormonal nedenler, topuklu ayakkabılar yüzünden kadınlarda daha sık görülen varis erkeklerde de sıkıntı yaratıyor. Masa başı işler, kilo artışı, az spor yapılması gibi sebepler yüzünden erkeklerde de sıkça varis görülüyor.
Liv Hospital Damar Cerrahı Prof. Dr. Murat Aksoy, yaptığı yazılı açıklamada, ister çalışan ister ev kadını olsun, durağan yaşam içinde olanlarda varisin daha fazla görüldüğünü, bu nedenle ofiste masa başı iş yapan veya işi sırasında uzun süre ayakta durmak zorunda kalan kadınlarda varis görülme riskinin arttığını belirtti.
Öğretmenlik, tezgahtarlık, kuaförlük yapan kişilerin bu açıdan yüksek riskli meslek grubuna girdiğini anlatan Aksoy, ev kadınlarıyla karşılaştırıldığında çalışan kadınların biraz daha erken doktora başvurduğunu ifade etti.
Aksoy, kozmetik problemin, çalışan kadın için biraz daha ön planda olduğunu, ev kadınlarının genel olarak ağrı ve şişlik şikayetiyle geldiğini, biraz daha ileri evrede doktora başvurduğunu aktardı.
Erkeklerde neden varis artıyor?
Erkeklerde varisin artmasının sebeplerine ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Aksoy, sporun ve yürüyüşün daha az yapılması nedeniyle erkeklerin de artık varis sorunuyla daha sık karşılaştığını belirtti.
Erkeklerin evden işe giderken en fazla arabaya, otobüse veya toplu taşıma araçlarına kadar yürüdüğünü, günlük yürüyüş mesafesinin 500 metre en fazla bir kilometreyle sınırlı olduğunu ifade eden Aksoy, fast-food yeme alışkanlıklarının da artış gösterdiğini, özellikle kilo endişesi taşımayan erkeklerin düzensiz ve sağlıksız beslenme modelleriyle her gün kilo aldığını kaydetti.
Yeni çalışma ortamlarının da hareketten uzak bir yaşam tarzı oluşturmaya başladığını belirten Aksoy, artık erkeklerin de iş hayatlarında eskisine oranla daha az fiziki güç kullandığını, oturarak veya hareketsiz ofis ortamlarında çalıştığını, hareket edemediği için hem kilo aldığını hem de bacak kaslarının zayıfladığını, böylece varis riskinin arttığını aktardı.
Erkeklerin kadınlara göre daha geç doktora başvurduğunu, bu problemin kozmetiği çoğunlukla ikinci plana atmalarından kaynaklandığını ifade eden Aksoy, erkeklerin varisler çok belirginleştiğinde veya ciltte renk değişiklikleri olduğu zaman doktora başvurduğunu anlattı.
Prof. Dr. Aksoy, varisi önlemek için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
-Uzun süre oturarak da olsa, ayakta da olsa hareketsiz kalmayın.
-Uzun süre bacak bacak üstüne atmış şekilde oturmayın.
-Ağır kaldırmayın.
-Bol su için ve fast food'dan kaçının.
-Kilo almamaya özen gösterin.
-Varis çorabı kullanın.
-Yüksek topuklu ayakkabı kullanmayın.
-Çok dar pantolonlar giymeyin.
-Aşırı sıcak suyla banyo yapmayın.
-Bol yürüyüş yapın, spor yapın.
-Futbol, voleybol, basketbol gibi ani hareketler yapmanızı sağlayacak sporlar yerine yürüme, koşu ve yüzme gibi sporları tercih edin.
Tedavi nasıl yapılıyor?
Aksoy, varis tedavisinde öncelikle toplardamarlarda yetersizlik varlığının araştırıldığını ve varsa düzeyinin belirlendiğini belirtti.
Bacaklarda bulunan toplardamarlardaki kan akışının her zaman ayaktan kalbe doğru, tek yönde olması gerektiğini ve bunu sağlayan bir kaç mekanizmanın olduğunu anlatan Aksoy, şunları kaydetti:
''Bunlardan biri göğüs kafesimiz içindeki negatif basınç, diğeri de bacaklarımızdaki kasların kasılıp damarları sıkıştırması ve kanı yukarı pompalamasıdır. Buna 'bacak kas pompası' diyoruz. Bacaktaki kas pompasının yüzde 80'ini baldır kas kasları, yüzde 20'sini uyluk kasları oluşturur. Burada en etkin mekanizma baldır kasları üzerinden işler. Yürürken ya da hareket ederken kas kasılmasıyla damarlar sıkıştırılır ve kan yukarı pompalanır. Ancak ayakta sabit durduğumuzda veya oturduğumuzda yer çekiminin etkisiyle kan aşağı doğru gitme eğilimi gösterir. Bunun önüne geçebilmek için damarlarımızın önünde ufak kapakçıklar vardır. Özellikle kasık altından başlayarak ayağa doğru gittiğimizde bu kapakçıklar sayısal olarak da artar. Bu kapakçıkların biri de, birkaçı da tümü de hastalıklı olabilir. Doppler ultrasonografiyle bu kapakçıkları değerlendiriyor ve kapakçık yetersizliği nedeniyle oluşan kanı geri kaçışı nereden nereye kadar devam ediyor sorusuna yanıt arıyoruz. Yetersiz olduğu zaman ve olmadığı zaman, varise yaklaşım farklılık gösterir.''