Erkut Ersoy'un çapraz sorugusu tamamlandı

Ersoy'a sorular yönelten Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, ifadesinde, 2001 yılında bir rahatsızlık geçirdiğini ve zihninin kontrol edildiğini belirttiğini hatırlatarak, "Zihniniz nasıl kontrol ediliyor?" diye sordu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - "Ergenekon" davasının 59. duruşmasında, tutuklu sanıklardan Erkut Ersoy'un çapraz sorgusu tamamlandı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, tutuklu sanık Semih Tufan Gülaltay'ın rahatsızlığı nedeniyle katılmadığı duruşmanın öğleden sonraki oturumunda, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, Ersoy'a emniyet ve savcılık ifadelerini okudu.

Daha sonra Ersoy'a sorular yönelten Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, ifadesinde, 2001 yılında bir rahatsızlık geçirdiğini ve zihninin kontrol edildiğini belirttiğini hatırlatarak, "Zihniniz nasıl kontrol ediliyor?" diye sordu.

Ersoy da "Benim algılamama göre yabancı bir servis, Türkiye'deki elemanları aracılığıyla yaptı" dedi.

Savcının "Ne yaptılar size?" sorusuna Ersoy, "Bunu teknik olarak anlatmak çok zor. Elektromanyetik cihazlarla, hassas dinleme araçlarıyla yapılır. Türkiye'de bu konuda birçok mağdurla konuştum. Zihin kontrolü konusu belli bir servis tarafından uygulandığı halde maalesef gizleniyor. Bu konuda savcılığa yapılan başvurular da bu nedenle ciddiye alınmıyor.  Savcılığa müracaatta bulundum, ama delillendiremediğim için takipsizlik kararı verildi" yanıtını verdi.

Size ne yaptırıyorlar

Savcı Pekgüzel'in, "Size ne yaptırıyorlar yani?" demesi üzerine de Ersoy, kendi iradesi dışında yaptığı bir şey bulunmadığını, çok kontrollü bir insan olduğunu savunarak, "Ama beni 7 gün 24 saat gözlem altında tuttular" dedi.

Pekgüzel'in, "İBDA-C'den Salih Mirzabeyoğlu'nun da bunu iddia ettiğini" belirterek, "Buna inanıyor musunuz?" diye sorduğu Ersoy,  zihin okumanın mümkün olmadığını, ancak bunu yapanların kişiye zihninin okunduğu mesajını verdiklerini, kişinin de düşüncelerini kontrol etmeye çalıştığını ve sonunda psikolojik rahatsızlık geçirdiğini savundu.

Hüseyin Ataman Yıldırım ve Demokrasi Platformu'yla bağlantısının sorulması üzerine de Ersoy, Yıldırım'ın kendi mail grubunun üyesi olduğunu, bir samimiyetleri bulunmadığını ve Demokrasi Platformu'nun da grubun son tanışma toplantısının yapıldığı yer olduğunu anlattı.

Akrabası Rukiye Güdük'ün kendisinden bahsetmesi üzerine Hüseyin Görüm'le tanıştıklarını, mail grubunun ilk tanışma toplantısı için yer arayışında olduğunu öğrenince de Görüm'ün, bir tanıdığının Çamlıca'daki türkü evini uygun fiyatla tutmalarına aracı olduğunu anlatan Ersoy, bu toplantıya Kahraman Şahin'in de gelerek Kuvayı Milliye Derneğinin çalışmalarıyla ilgili bir konuşma yaptığını belirtti.

"PKK'ya ait bir internet sitesinin hacker aracılığıyla çökertildiğinin Fikri Karadağ'a iletilmesini neden istediğinin" sorulması üzerine de Ersoy, "Üyelerim bunun hacklendiğini söylediler. Gurur duydum bundan. Onun için iletilmesini istedim" dedi.

Ersoy, "Ali Özoğlu'nun kendisini arayarak, THY'ye ait bir sitenin hacklenmesini isteyip istemediği, üyesi olan hacker'ların banka hesaplarına girip girmediği" sorusuna da "Legal ya da illegal olarak hiç bir siteye hacker'lar müdahale etmemiştir. Benim hacker'larla organik bir bağım yok. Benden talimat almış değiller. Bana onların bir banka ya da finans kurumunu hack ettiğine dair de hiçbir zaman bilgi gelmedi" yanıtını verdi.

Aygün ile irtibatım yok

Kendisinde bulunan Sinan Aygün ve Türk Metal Sen'in telefon numaralarının sorulması üzerine Ersoy, Aygün'ün telefonunu mail grubunun bir üyesinden aldığını, ama Aygün'le irtibatları bulunmadığını, sendikadan da hiç kimseyle görüşmesi olmadığını kaydetti.

Bilgisayarında Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Başkanı Şener Eruygur'dan gelen bir yazının bulunduğunun belirtilmesi üzerine de Ersoy, bu yazının kendisine ADD'den gönderildiğini söyledi.

Ersoy, Behiç Gürcihan ve "açıkistihbarat.com" sitesiyle ilişkisinin ne olduğunun sorulması üzerine de sadece sitenin takipçisi olduğunu, Gürcihan'la bir tanışıklığı bulunmadığını, aynı şekilde siteleri olan Hayrettin Ertekin ve İbrahim Yıldız'la da bağlantısı olmadığını aktardı.

Yine bir mailde, "Ergenekon'un yeniden yapılandırılışı ve Doğu Perinçek'in Ergenekon'daki rolü"ne yönelik yazıyı hatırlatan Savcı Pekgüzel'e, o yazıyı kimin yazdığını bilmediğini, ancak mail grubu üyelerinden birinin gönderdiğini söyleyen Ersoy, "Özel Harp Birimine bağlı çalışıyorum, bilgilerinizi iletirim" gibi ifadelerinin de sadece maili gönderen üyenin elindeki bilgileri kendisine vermesi için güven uyandırmak amacıyla yapılan abartılı ifadeler olduğunu kaydetti.

Muzaffer Tekin ve Kemal Kılıçdaroğlu'nu tanımıyorum

Ersoy, "Yukarıdan talimat geldi" ve "Artık sahada çalışacağım" gibi ifadelerinin de mail grubunu kapatmak için üyelerine sunduğu bahaneler olduğunu savundu.

Muzaffer Tekin'le tanışmadığını ifade eden Ersoy, "Türk İntikam Birliği" ve "Türk İntikam Tugayı" adlı yazıları bir internet sitesinde gördüğünü ve Irak'ta bir eylem yapma amaçlarını okuması üzerine de bunu emniyete bildirdiğini anlattı.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun, basından gıyaben tanıdığı ve takdir ettiği bir kişi olduğunu söyleyen Ersoy, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarına karşı Türkiye tezleriyle ilgili hazırladığı CD'yi iletmek istediği için kendisiyle tek bir kez telefonla görüştüklerini söyledi.

Savcı Nihat Taşkın da Ersoy'a, bir telefon görüşmesinde, karşıdaki kişinin, "Genelkurmay'da çalışmadığını öğrendiğini" söylemesi üzerine Ersoy'un, "Bizim çalıştığımızı paşa da olsa herkes bilmez" ifadesini kullandığını hatırlattı.

Ersoy, bu kişinin kendisine kızgın olduğunu, bu görüşmenin de onun üzerine yapıldığını savunarak, "Bana kızdığı için böyle bir ifade kullanmış olabilir. Ben resmi ya da gayri resmi olarak hiçbir yerde çalışmıyorum" dedi.

Erkut Ersoy, bir soru üzerine de rahatsızlığına "paranoid psikoz" tanısı konulduğunu belirterek, cezaevi koşullarında tedavisinin yapılamadığını, bu nedenle tahliyesine karar verilmesini istedi.

Talepler

Duruşmada söz alan tutuklu sanıklardan Emin Gürses, Valilik tarafından kendisine gönderilen yazıda, teröre karşı koruma altına alındığının bildirildiğini ve silahının iade edildiğini belirterek, "Terörden koruma altına alındım, terör örgütüne üye olmak suçundan da tutukluyum" dedi.

Tutuklu sanıklardan Kemal Kerinçsiz, iddianamenin 50'nci sayfasında MİT'e ait 9 Mayıs 2008 tarihli yazıya atfen belirtilen beyanlar ile aynı tarihli MİT yazısı arasında bariz farklar olduğunu ifade ederek, yazı üzerinde açıkça tahrifatlar ve eklemeler yapıldığını savundu.

Kerinçsiz, Cumhuriyet Savcılığından bu durumun sorulmasını istedi.

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in avukatı Mehmet Cengiz, 29 Mart'ta yerel seçim olduğunu anımsatarak, oy pusulasının 6'ncı sırasında "İşçi Partisi-Doğu Perinçek" yazılı olduğunu söyledi.

Cengiz, "Halktan oy isteyecek bir siyasi partinin çalışmaları mahkemenizde yargılanmaktadır. Seçimlere mahkemenizin omuzları üzerinden müdahale edilmektedir. Siz de buna alet olmaktasınız. Sayın yargıçlar, dosyanızı önünüze koyunuz. Tekrar düşününüz. Omuzlarınızın üzerinden seçimlere müdahale edilmesine daha fazla izin vermeyiniz. Taşları çözünüz" diyerek, Perinçek ile sanık olarak yargılanan parti yöneticilerinin tahliyesini istedi.

Taleplerin ardından Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, dosyaya gelen evrakları okudu.

Sanıklardan Kemal Kerinçsiz'in talebi üzerine MİT'ten gönderilen yazıda, Tuncay Güney ile ilgili Sabah Gazetesinde yayınlanan belgenin MİT Müsteşarlığına ait olduğunun belirtildiğini kaydeden Şengün, Mehmet Zekeriya Öztürk'ün de 2005'te Doğu Perinçek ile ilgili MİT'e bir bant verdiğine dair MİT Müsteşarlığında bir kaydın olmadığının bildirildiğini kaydetti.

Başkan Şengün, talepleri değerlendirmek için duruşmaya ara verdi.

Duruşma Perşembe gününe ertelendi

"Ergenekon" davasının bir sonraki duruşması, 5 Mart Perşembe günü yapılacak.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, verilen aranın ardından Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, alınan kararları açıkladı.

Mahkeme Heyeti, Silivri Cezaevi'ne nakledilen Sevgi Erenerol'un, nakil durumunu belirttiği dilekçesinin Silivri İnfaz Hakimliğine gönderilmesini kararlaştırdı.

Erkut Ersoy'un avukatının talebini dikkate alarak, bu sanığın ceza ehliyetini etkileyebilecek ve TCK'nın 32. maddesinin 1 ve 2. fıkralarına girebilecek bir rahatsızlığı olup olmadığının tespiti için Ersoy'un Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesini kararlaştıran Mahkeme Heyeti, sanıklardan Semih Tufan Gülaltay'ın belindeki rahatsızlığı nedeniyle doktor kanaati dikkate alınarak, bu hafta görülecek duruşmalarda mazeretli sayılmasına hükmetti.

Mahkeme Heyeti, yine yürümekte zorlandığı gözlenen sanık Oktay Yıldırım'ın Silivri Devlet Hastanesine sevk edilerek, muayene ve tedavisinin ardından rahatsızlığıyla ilgili rapor alınmasını kararlaştırdı.

Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren Mahkeme Heyeti, duruşmayı 5 Mart Perşembe günü saat 09.30'a erteledi.