Esad bir bölgeyi kaybetti

Suriye'de İdlib'e bağlı Cisr Eş Şuğur bölgesinde güvenlik kuvvetleri kontrolü kaybederken, bölgedeki çok sayıda kamu binasının bombalandığı belirtildi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

BEYRUT - Suriye'de İdlib'e bağlı Cisr Eş Şuğur bölgesinde güvenlik kuvvetlerinin kontrolü kaybettiği, bölgenin kontrolünün silahlı gruplara geçtiği bildirildi.

El Vatan gazetesi, "Cisr Eş Şuğur bölgesinde devletin kontrolü kaybettiğini" duyururken, bölgedeki çok sayıda kamu binasının bombalandığını yazdı.

Haberde, "iki gün öncesine kadar bölgede operasyon yapan güvenlik görevlilerinin geri çekilmeye başlamasının ardından silahlı grupların güvenlik birimlerine ait binalar başta olmak üzere kamu binalarını ele geçirdikleri" öne sürüldü.

Devlet televizyonu da "Silahlı grupların Halep-Lazkiye karayolunu kestiğini ve Cisr Eş Şuğur'da çok sayıda sivilin de hayatını kaybettiğini" duyurdu.

Dün gece bölgeye sevk edilen ordu birliğinin kontrolü sağlamak üzere operasyonlara başladığı kaydedildi.

Cisr Eş Şuğur'da silahlı çatışmalarda 120 kişinin hayatını kaybettiği bildirilmişti ancak sağlıklı bilgi akışı olmayan bölgede hayatını kaybedenlerin sayısının birkaç yüzü bulabileceği tahminleri yapılıyor.

Suriye'de medya da sınıfta kaldı

Suriye'de 15 Mart'ta başlayan olaylar siyasi, ekonomik ve sosyal etkileri kadar yaşanan medya savaşını da gözler önüne serdi.

Yaklaşık üç aydır devam eden olayların işleniş biçimi, Suriye'deki ifade ve basın özgürlüğüne dair reform ihtiyacının en önemli kanıtı oldu. Uzun yıllardır tek sesi aktarmaya alışmış ülke medyasının "tecrübesizliği ve şaşkınlığı", Nisan ayı ortalarına kadar kayda değer bir varlık gösterememesiyle dikkat çekici ölçüde ortaya çıktı.

Suriye medyası ilk bir ay olayları görmezden gelerek zaman zaman abartılı ifadelerle, şiirlerle ve fantastik kliplerle "birlik-beraberlik" mesajlarına geniş yer verdi.

Ardından uluslararası medyada çıkan haberleri yalanma üzerine kurulu, savunmaya dayalı yayın politikasına geçildi. Ancak bu yayınlarda ulusal medya mensuplarınca çekilen görüntü veya fotoğrafların olmaması inandırıcılığı olumsuz etkiledi. Bu süreçte, Suriyeliler de ülke içindeki olayları Arap televizyon kanallarından izledi.

Ülke medyasında genelde gösterilerde kamu mallarına verilen zarar gibi unsurlar öne çıkarılırken, ilk kez geçen hafta protesto gösterilerinin görüntülerine ve gösterilere kaç kişinin katıldığı gibi ayrıntılara yer verilebildi.

Suriye medyasının olaylarla birlikte kendini uluslararası medyanın çalışma şartlarına uyarlayamaması, hükümet yetkililerinin çok nadir açıklama yapması ve yabancı medyaya konuşmamaları, uzman kişilerin de çeşitli bahanelerle görüş beyan etmeyi reddetmesi, olaylara ilişkin cep telefonu görüntüleri ve görgü tanıklarının ifadelerini tek bilgi kaynağı haline getirdi.

Suriye medyasının durumuna sert eleştiri yönelten strateji uzmanı Talib İbrahim, "Şimdiye kadar herhangi bir konuda inandırıcı olamadılar. Aslında bizde medya diye bir şey yok. Binlerce silahlı adam var Suriye'de. En azından Suriye medyası olarak gidin bu kişilerle ordu arasındaki bir çatışmayı görüntüleyin" dedi.

Medyanın programlarına katılan ve zaman zaman sansüre takılan İbrahim, "olayların yaşandığı bölgelere muhabirlerin girmesine izin verilmesini ve basın üzerindeki karartma politikasının sona ermesini" savundu.

Devlet Başkanı Beşşar Esad tarafından da dile getirilen reform ihtiyacına değinen konuşmacılara söz hakkı tanınmayan medyada karşıt görüşlü kişilerin tartıştığı, kişisel görüş beyan ettiği veya demeç verdiği "farklı seslerin duyulması" şimdiye kadar pek mümkün olmadı.

Görüntü savaşı

Banyas'a bağlı Bayda köyünde çekildiği öne sürülen video kaydında yerde yatan, elleri arkadan bağlı sivillere tekme atan askerlerin görüntüleri hafızalara kazınırken, bu görüntünün 2003 yılında Saddam Hüseyin döneminde Irak'ta çekildiği ve aynı tarihlerde birçok Arap kanalında yayımlandığı gibi bilgiler Suriye medyası tarafından arşiv kayıtlarıyla birlikte ortaya kondu.

Olayın meydana geldiği alana bakan dükkanı olduğunu anlatan bir kişinin Irak'tan arayarak görüntünün çekildiği günü anlatması bile, o görüntünün "Suriye'deki isyana dair sembol görüntülerden biri haline gelmesini" engelleyemedi.

Yine Banyas yakınlarında çekildiği öne sürülen ve bir askerin itirafları diye yayımlanan görüntüde, askerin "Kesinlikle size ateş açılmadan ateş etmeyin talimatı aldık" şeklindeki ifadesinin çeşitli dillere "Ateş edin talimatı aldık" şeklinde çevrildiği Suriye medyasınca anlatılmaya çalışıldı.

Suriye medyası, Libya'da 16 Nisan'da çekilen, yerde yatan insanlara ateş açıldığına ilişkin görüntünün de 6 Mayıs'ta Suriye'de çekildiği şeklinde yayımlandığını savundu.

Bahreyn'de çekilen bir çatışma görüntüsü, etraftaki tabelada yer alan adresler ve oradaki polislerin kıyafetinin farklı olmasına karşın Suriye'de çekilmiş gibi dış ülkelerde yayımlandı.

Dera kentindeki olaylara ilişkin bir haberde, okul forması giymiş çocukların cuma günü yapılan gösteriye katıldığı iddia edildi. Bu haber, cuma günlerinin resmi tatil olduğu Suriye'de inandırıcı olmadı.

Sadece koşan birkaç kişinin ayaklarının göründüğü cep telefonuyla çekilmiş görüntü, Halep'teki üniversite öğrencilerinin gösterisi olarak yayımlandı

Bu konularda ilginizi çekebilir