Et fiyatları, temel ekonomi bilgisi ve sistem yaklaşımı ilişkisi

Serdar Yurdakul - Örgütsel Gelişim Danışmanı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Bir süredir et fiyatları ile ilgili bir tartışma sürüyor. Bildiğiniz üzere et fiyatları özellikle son iki yıllık süreçte hızla yükseliyor. Fiyatların yükselmesine çare olarak hükümet et ithalatına yöneldi. Bu duruma bizim üreticilerimiz üzüldü, ithalat yapılan ülkelerdeki üreticiler bayram yaptılar!İthalat çare olmadı, nasıl olsun? 80 milyonluk et sever bir ülkeye bir, iki gemi et ne kadar yeter? Sonunda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı çok kızdı, aba altından sopa gösterdi, et ve kıyma fiyatlarına sınırlama getirdi! Neoliberal serbest piyasa ekonomisinde et fiyatlarına sınırlama! Ülkemizde Cumhuriyet öncesi tarihlerden beri ekonomik dengelerin bozulduğu dönemlerde fiyat sınırlama uygulaması (narh) gündeme gelir. Ancak ne zaman fiyatlara sınırlama gelse, ne hikmetse bu ürünlerin piyasada kıtlığı başlar ve fiyatlar yine yükselir. 

***

Üniversite birinci sınıfta soyadları Lipsey&Steiner olan iki ekonomistin yazdığı iki tuğla kalınlığındaki meşhur kitapla (yeşil kitap diye bilinir) ekonomiye giriş yapmıştık. Hiç unutmam daha ilk başlarda arz ve talep dengesine örnek olarak 1960’larda Amerika’da et fiyatlarının yükselmesini protesto edip örgütlenen ev kadınlarının fiyatların düşeceğini zannederek bir süre et almayışları sonunda et arzının düştüğünü, fiyatların daha da arttığını ve sonunda kasapları protesto eden tüketicilerin daha da zararlı çıktıklarını bu örnek üzerinden görmüştük. Şimdi bakalım bilim ne diyor? Serbest piyasa ekonomisinde denge fiyatı arz-talep eğrilerinin kesiştiği noktada oluşur. Talep eğrisine göre bir ürünün fiyatı düşerse talebi artar. Aynı şekilde fiyatı yükselen ürünlerde, üreticiler daha çok arz etmek/satmak isterler, böylece maliyetlerin ve teknolojinin sabit kaldığı varsayımıyla kârlar artar. Ancak bugün olduğu gibi üretimde maliyet artışları varsa, arz eğrisi yukarı kayar ve aynı miktarda et daha yüksek fiyatlardan piyasaya sunulur. Maliyetler kontrol altında olmadığı sürece arz artışı fiyatların düşmesini sağlamaz. Fiyatlar arttığı için tüketiciler de taleplerini kısarlarsa, arz miktarı azalacağı için fiyatlar daha da artacaktır. Bu temel ekonomi bilgisi üretim ve ticaret yapan herkesi ilgilendirir. Dolayısıyla bir ürünün fiyatlarının düşmesi ancak sabit maliyetlerle üretim yapılırken, piyasaya talebin üzerinde mal arzıyla gerçekleşir. Ya da, örneğin et üretiminde öyle bir inovasyon yaparsınız ki maliyetler düşer, arz artar ve fiyatlar yine düşer. Bizim durumumuz ne? Et arzı düşmüş, nüfus artışı talebe baskı yapıyor, artan girdi maliyetleri nedeniyle üretim maliyetleri artmış ve fiyat sınırlaması getiriyorsunuz! Diğer sektörlerdeki okuyucularıma sesleniyorum; bayilerinize gönderdiğiniz ürünlere, maliyetler artmaya devam ederken fiyat sınırlaması getirmeyi deneyin isterseniz!

**

Niye akıntıya kürek çekiliyor? Neden bir gemi dolusu et ithal edince, fiyatlar herkesin istediği seviyeye düşmüyor? Neden herkes şikâyetçi ama bir türlü istenen sonuç alınamıyor? Çünkü çok boyutlu karmaşık ilişkilere sahip sorunları bütünleşik yaklaşımlar uygulamadan sadece kısmi böl yönet yaklaşımları ile çözemezsiniz. (Arjantin’den et getir fiyatlar düşsün, sorun bu kadar basit bir sebep-sonuç ilişkisine dayanmıyor) Konunun uzmanları TV’lerde saatlerce konuşuyorlar. Kars’taki çoban dâhil, sistemi oluşturan tüm paydaşların katılımıyla önce sistemin dinamiklerinin işleyişinin anlaşılması ve toplu mutabakat sağlanmadıkça, paydaşların ayrı ayrı zamanlarda ve ayrı ayrı ekranlarda konuşmalarının bir yararı yok. Yani, öncelikle sistemin bütün unsurlarının aralarındaki ilişkinin analiz edilip doğru anlaşılması lazım. Bu gibi karmaşık, çok boyutlu, çok bağlantılı sorunların çözümünde başvurulan bu yaklaşıma sistem yaklaşımı diyoruz. Gelişmiş ülkelerde kamu yöneticileri sistem yaklaşımı konusunda eğitim alıyorlar. Ama tabii kullanımı çok daha kolay ve iş kültürümüzün benimsediği bir araç olarak “kasapları azarlamak ve şikâyet etmekte” Türk tipi yönetim el çantasında sıkıştığında başvurulacak alet olarak ulaşımı kolay bir noktada yer almaya devam ediyor.