Fed beklentileri ve yurtiçi riskler…

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Banu ERİŞ / FİNANSİNVEST

İçeride siyasi belirsizlik ve erken seçim riski sürerken, küresel piyasalar ise ABD Merkez Bankası’nın (Fed)  faiz artırımına dair beklentilere odaklanmış durumda. Fed’in gelecek toplantıları 16-17 Eylül, 27-28 Ekim ve 15-16 Aralık tarihlerinde yapılacak. Yılın başlarında ABD’de makro ekonomik göstergelerin zayıf olması ile birlikte ilk faiz artırımının 2015 yılının sonlarında ve hatta 2016 yılı başlarında olabileceği algısı güçlenmişti. Fed Başkanı Yellen’ın Senato’ya yaptığı son yarı yıl sunumlarında bu yıl içinde faiz artırımı yapılacağına dair belirgin söylemleri ve makro verilerdeki iyileşme, beklentileri öne çekerek tedirginliğin artmasına neden oldu. 

Bugün ABD’de açıklanacak istihdam verilerinin güçlü sinyaller vermesi halinde küresel piyasalarda dolar lehine görünüm devam edecektir. Aksi durumda ise gelişen ülke piyasalarında kısa süreli toparlanmalar görülebilir. Dolayısıyla 17 Eylül’de sonuçlanacak toplantıya kadar makro veri ve açıklamalara bağlı olarak küresel piyasalarda volatil seyrin devamını bekliyoruz. Öte yandan Fed’in ilk faiz artırımını Eylül’de yapmakla birlikte gelecek dönem para politikasına dair daha ılımlı sinyaller vermesi veya ilk artırımın Aralık ayına kalması durumunda gelişen ülke piyasaları üzerindeki baskı hafifleyebilir. Ancak TL varlıklara yönelik alım iştahının artması için yurtiçi risklerin de azalması gerekiyor. Aksi durumda Türk piyasaları gelişen ülkelerden daha negatif bir performans sergileyecektir. Bu açıdan ilk etapta koalisyon süreci ile ilgili gelişmeler yurtiçi piyasaların seyri açısından önem taşıyor. Son dönemde siyasilerden gelen açıklamaların koalisyonun kurulmasına dair net mesajlar içermemesi nedeniyle erken seçim riski sürüyor. Bu durumda siyasi belirsizliğin devamı ile TL varlıklar önümüzdeki dönemde Fed’e bağlı dalgalanmalardan daha fazla etkilenebilir. Bu nedenle kısa vadede temkinli bir portföy yapısı tercih edilmesi daha sağlıklı olacaktır.