Finansal riskten korunma aracı olan hedge işlemlerinin muhasebeleştirilmesi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Jale AKKAŞ / Grant Thornton Denetim Hizmetleri Ortağı

Son 2 iki yılda piyasalardaki çalkantılar beraberinde önemli fiyat dalgalanmalarını da getirmiştir. Bu süre zarfında petrol fiyatları varil başına 34 ile 137 dolar aralığında değişkenlik göstermiş, libor faiz oranları %6'lardan %0.5'lere gerilemiştir. Bu tip bir fiyat volatilitesi şirketlerin finansal performansı ve nakit akımlarını önemli ölçüde etkileyebilmektedir. Örneğin 2008 yılında petrol fiyatlarındaki yükselişlere karşın fiyat riskini hedge etmeyen bazı havayolu şirketleri zor durumda kalmış, bu da kuvvetli bir risk yönetiminin önemine dikkat çekmiştir.

Piyasa fiyat riskinden korunmak isteyen şirketler ve finansal kuruluşlar için sıkça başvurulan yöntemlerden biri fiyatları işlemin başında sabitleyen forward ve swap gibi bir takım türev araçlar (derivatives) kullanarak maruz kalınan finansal riskleri hedge etmektir. Bu tür ekonomik hedge araçları kur, faiz, emtia veya sermaye ekipmanı alımı veya kredi risklerinden korunma amacıyla, özellikle de döviz kurlarının dalgalanmasından kaynaklanabilecek potansiyel zararları azaltmak için kullanılır. Ayrıca, ilk işlem maliyetlerinin önemsenmeyecek seviyede olması bu araçların tercih nedeni olabilmektedir.

Türev araçlarının muhasebeleştirilmesine ilişkin kurallar ilk olarak ABD Finansal Muhasebe Standartları Kurulu tarafından yayınlanmıştır. (FASB 133 Türev Araçların ve Hedging İşlemlerinin Muhasebeleştirilmesi). Uluslararası Finansal Raporlama Standartları'na göre türev araçların muhasebeleştirilmesi UMS 39" Finansal Araçlar: Muhasebeleştirme ve Ölçüm" standardında ele alınmaktadır.

Türev araçlar, değerlerini varlık, fiyat, oran,  hisse senetleri, tahviller, ticari ürünler, faiz oranları, döviz kurları ve menkul kıymet borsası ve diğer endeksler gibi dayalı oldukları bir takım unsurlardan alırlar. . Bu araçlar, varolan bir pozisyonun korunması (hedging) veya spekülatif amaçlarla kullanılabilmekte olup, genel olarak forward sözleşmeler, future sözleşmeler, opsiyonlar ve swaplar olarak sınıflandırılabilir. Futures ve forward sözleşmeler belli miktardaki varlığı işlem başlangıcında anlaşılan belirli bir fiyata, ileriki bir tarihte ödeme ve teslim etmeyi içeren vadeli alım veya satım sözleşmeleridir. İşletmeler mevcut bir varlığın veya yükümlülüğün, taahhüttün veya gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel tahmini bir işlemin kur farkı değişimlerinden korunmak amacıyla forward sözleşmeler yapmaktadır.  Diğer taraftan nakit akım korunma işlemleri, değişken fiyat, maliyet, oran veya şartların nakit akımları belirsiz yapacağı riskine karşın korunma sağlar.

Türev araçlar, piyasalardaki belirsizliklerin azaltılması, şirketlerin etkin planlama ve geleceğe ilişkin öngörü yapabilmeleri ve beklenmedik sürprizleri asgariye indirgemelerinde önemli bir araç olarak görülmelerinden dolayı yatırımcı ve analistler açısından olumlu görülürler. Türev işlemlerin ekonomisinin finansal risk yönetimi açısından değerlendirilmesi ve muhasebeleştirme metotları konusunda deneyim kazanılması gittikçe ehemniyet kazanmaktadır. 

Uluslararası Finansal Raporlama Standartları'na göre raporlama yapan işletmelerin finansal tablolarına ekonomik hedge'lerin yansıtılması, hedge edilen kalemin (örneğin, farklı bir para birimi cinsinden tahmin edilen bir alım) ve hedging aracının (örneğin, forward döviz kuru sözleşmesi) finansal tablolarda gösterimi, bunun yanısıra kavramsal karmaşa ve diğer uygulama güçlükleri sıkça karşılaşılan problemler arasındadır. UFRS'ye göre tüm türev araçların gerçeğe uygun değerleri üzerinden yansıtılması ve ortaya çıkan kazanç ve kayıpların kar zarar tablosunda gösterilmesi finansal tablolarda volatiliteye yol açacağından işletmeler türev araçların gerçeğe uygun değerlerindeki değişimlerden kaynaklanan kazanç ve kayıpların etkilerini yumuşatmak ve bunları mümkün olduğunca aynı dönemlere yaymak için UMS 39'da konu edilen hedge muhasebesi uygulamayı düşünebilirler.  

Diğer yandan hedge olarak nitelendirilmeyen türev araçların gerçeğe uygun değer kazanç ve kayıpları özkaynak yerine kar zarar tablosunda gösterilir. Bunlar volatiliteyi tamamen ortadan kaldırmadığından her zaman tercih edilmeyebilir. Hedge niteliğine sahip bir türev araç sonradan bu özelliğini kaybettiğinde hedge muhasebesine devam edilemez ve gerçeğe uygun değer değişimleri gelir tablosuna yansıtılır.

Risk yöneticilerini meşgul eden bir husus da hedge işleminin muhasebeleştirilme esasının türev aracın icrasına dair ticari kararları etkileyebilmesidir. Kümülatif muhasebe etkisi veya nakit etkisi,  hedging türev aracından kaynaklanan tüm gelir ve giderler nihai olarak kar zarara yansıtılarak hedge edilen unsura ilişkin gelir ve giderleri dengelemektedir. Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (UMSK) hedge muhasebesinin ticari etkisi dolayısıyla hedge muhasebesine ilişkin kuralların iyileştirilmesi projesini gündemine almıştır.

UFRS ve ABD Genel Kabul Görmüş Muhasebe Prensipleri'ne göre türev araç kullanma amacı ve stratejisine bağlı hedge muhasebesi için uygun kriterleri sağlayan döviz kuruna bağlı hedge işlemleri için hedge muhasebesi yapılabilmektedir. Bunlar; i) Gerçeğe uygun değer hedge işlemleri; ii) Nakit akış hedge işlemleri ve iii) Yabancı işlemlere yapılan net yatırımlara ilişkin hedge işlemidir.  Gerçeğe uygun değeri hedge işleminde, hedge konusu varlık veya yükümlülük piyasa değeri üzerinden ölçüp kar zarar etkisi bertaraf edilmesi amaçlanır. Nakit akışları korunma işleminde türev araçtan kaynaklanan belirsizlik hedge edilerek piyasa değeri değişimleri özkaynakların bir unsuru olarak değerlendirilir.

UFRS kurallarına göre, hedge işleminin etkinliğini kanıtlamak için türev aracın değerinde meydana gelen kümülatif değişikliğin, hedge edilen kalemin piyasa değerinde meydana gelen değişime oranının %80 ila %125 aralığında olup olmadığının düzenli test edilmesi gerekir. Etkinlik testi sağlanmadığında türev aracın gerçeğe uygun değerinde meydana gelen değişim ile hedge edilen kalemin değerinde meydana gelen değişim arasındaki farkın doğrudan gelir tablosuna alınması gerekir. Nakit akışı korunması özelliğini taşıyan hedge işlemlerinde, türev araca ait kazanç ve kaybın etkin olan kısmı diğer kapsamlı gelir tablosunda gösterilir ve aynı dönem veya hedge edilen tahmini işlemin gelirleri etkilediği dönemde gelir tablosu ile ilişkilendirilir. 

Hedge muhasebesi, dokümantasyon ve türev araç ile hedge edilen kalem arasındaki etkinlik testi gibi, hedge ilişkisinin başlangıcında ve düzenli olarak standardın kurallarına sıkı bir şekilde uyulmasını gerektirir. 

ABD Genel Kabul Görmüş Muhasebe Prensipleri ve uluslararası uygulamalar ışığında bir nakit akış korunma işleminin etkinliği spot fiyat veya forward fiyatlar kullanılarak ölçülür. Spot fiyatı metodu zamanın para değerini içermez ve spot ile forward fiyatlar arasındaki farktan dolayı hedge aracın gerçeğe uygun değerinde meydana gelen değişim gelire yansıtıldığından volatilite artabiir. Öte yandan, forward fiyat metodunda, spot ile forward fiyat arasındaki farkın diğer kapsamlı gelir tablosunda yansıtılacak olmasından dolayı daha az gelir volatilitesi oluşabilir.   

Örnek olarak A işletmesinin %100 oranında bağlı ortaklığı olan S işletmesinin gelirleri toplam giderlerinin %20'sine eşittir ve giderlerinin %80'lik kısmı A işletmesince karşılanmaktadır. A işletmesinin fonksiyonel para birimi kendi yerel para birimi olan YPB, S işletmesinin ise ABD Doları'dır. A işletmesinin faaliyetleri YPB'nin ABD Doları karşısındaki dalgalanmalarına maruz kaldığından A işletmesi S işletmesinin %20 oranındaki giderleri için doğal bir hedge işlemine girmiştir. A işletmesi S'nin 24.000 YPB giderlerinin %83'lük kısmını 20.000 YPB'ye satın almak amacıyla her dönem için 10.000 YPB olmak üzere iki yıllık vadeli bir nakit akış korunma kontratı yapabilir. Bu nakit akış korunma işleminin amacı maruz kalınan tahmin edilen ilişkili şirket yükümlülüğünün nakit akışlarındaki değişkenliğe bağlı riski koruma altına almaktır. Döviz kuru hedge edilen kalemi, nosyonel tutar türev aracın yerine getirilmesindeki ödeme tutarı sabit para birimi 20.000 YPB 'dir. A işletmesi, hedge tekniğine göre başlangıçta iki adet, iki yıllık 10.000 YPB tutarında bir hedge işlemi için hedge dokümantasyon işlemini başlatır. Genelde hedge etkinliği spot kurlar ile ölçülür. Dönem başında forward kontrat gerçeğe uygun değeri üzerinden, nakit akış korunma varlığı, kapsamlı gelir tablosu ve diğer gelir ve gider hesaplarında muhasebeleştirilir ve kur farkı dalgalanma etkilerini gelir tablosu yerine bir öz kaynak tablosu unsuru olan diğer kapsamlı gelir(gider) tablosunda gösterilmiş olur. Takip eden muhasebe dönemlerinde nakit akış korunma işlemine devam edilip edilmemesine bağlı olarak türev aracın teslimi ve devam edilmeyen kısma ait gerçeğe uygun değer kayıtları yapılır. Son döneme kadar belirlenen, durdurulan hedge işlemi ve işleminin kapatılmasına ilişkin kayıtlar yapılır.  Bu işlem finansal durumu iyileştirmekten ziyade işletmenin nakit durum ve giderlerinin önceden görünür hale gelmesini sağlar.    

Sonuç

Mevcut hedging kurallarına göre finansal olmayan kalemlerin, emtia gibi, sadece bir unsurunun hedge edilmesine izin vermektedir. Bu unsur genellikle kur farkıdır. Örneğin, havayolu sektöründe, iki yıllık bir süre için jet akaryakıtını hedge etmek isteyen bir şirket, iki yıllık bu tür bir türev aracın piyasada hazır bulunmamasından dolayı fiyat riskini hedge eden ekonomik bir türev aracı bulamayabilir. Sadece fiyatın ham petrol unsurunu iki yıllık bir ham petrol forward kontratı ile hedge edebilir. Ancak hedge muhasebesi uygulanabilmesi için jet akaryakıt fiyatının ham petrol fiyatı ile karşılanabilirliğini göstermesi gerekir ki bu iki fiyat eşit olmaz. Hedge etkinliğinin ölçümünde kullanılan %80-%125 kriterine göre, hedge edilen bir riskin gerçeğe uygun değerindeki değişim hedging türev aracını en az %80, en fazla %125 oranında aşabilir. Bu oranlar isteğe bağlı gözükebilir. Bu testlerin uygulanması, hedge işleminin çalışır gözüktüğü durumlarda maliyetli olabilir. UMSK önümüzdeki aylarda hedge muhasebesi ile ilgili birçok tartışmalı konuyu ele almaya devam edecektir. ABD Muhasebe Standartları Kurulunun da finansal enstrümanların muhasebeleştirilmesi ile ilgili görüşlerine ilişkin yeni bir Taslak Düzenleme yayınlanması beklenmektedir. Her iki kurum da, yayınlanması düşünülen nihai bir standart ile ABD Genel Kabul Görmüş Muhasebe Prensipleri ile Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarının birlikte uygulayabileceği tek bir finansal standart modelinin oluşturulmasını hedeflemektedir.