Gemi inşa sanayisine hangi açıdan bakmak lazım
LUMBUZDAN BAKIŞ / Murat ERDOĞAN
[email protected]
Türk gemi inşa sanayisi gerçekten anlatıldığı kadar zor durumda mı? Beş yıl önceki ‘altın çağ’ ile kıyaslanırsa evet fakat 10 yıl önceki durumla kıyaslanırsa hayır. Aslında neresinden baktığınıza bağlı. Benim tarafımdan bakıldığında nasıl görüldüğünü anlatacağım. Kim bilir belki de bakış açınızın değişmesine katkı sağlayabilirim.
10 yıl önce 40 civarında tersanede tek tük gemi yapımı dışında ağırlıklı olarak bakım-onarım işleri yapılıyordu. O günlerde gün gelecek bu tersanelerde tankerler, offshore destek gemileri ve askeri projeler yapılacak denseydi, bilmiyorum kaç kişi inanabilirdi. Fakat bugün bu tipte gemileri inşa edebilecek yeteneğe sahip bir gemi inşa sanayisi oluştu. Siparişler kesilince çoğu tersane bakım onarıma yönelmiş olsa da, 10 yıl öncesine göre çok farklı bir tablo var. Dünya denizciliğinin farkında olduğu bir Türk gemi inşa sanayisi. Küçük tonaj kimyasal tanker inşasında bir marka yaratmış bir gemi inşa sanayisi. 40 olan tersane sayısı bugün 70’i geçti. Geçmişteki tek tük gemi yapımlarının yerini ise özel amaçlı ve askeri gemi projeleri aldı. Marka yaratılan bir diğer özel gemi tipi ise römorkörler oldu. Bazı Türk tersanelerinin römorkör inşasında yakaladığı başarı, gemi inşa sanayisinde uzmanlaşmanın önemini gösteriyor. Birçok tersane yeni sipariş bulamamaktan yakınırken birkaç römorkör firması bugün dünyanın dört bir yanına römorkör ihracatına devam ediyor.
Yalova’da kurulu Boğaziçi ve Cemre tersanelerinin Norveçli firmalara yaptıkları gemileri sayfalarımızda defalarca dile getirdik. Yeniden detaylara girmeyeceğim. Fakat benzer projeler artık diğer tersanelere de gitmeye başladı. Norveç’e bir adet PSE gemisi yapan Ada Tersanesi, başka bir Norveçli firma için dört adet feribotun yapımına başlıyor. Son olarak Beşiktaş Tersanesi, Norveç’in Faroe Adaları’ndan dördü opsiyonlu sekiz ‘sismik destek’ gemisi siparişi almayı başardı. Gemilerin son teknolojiye sahip ekipmanlar ile donatılacağı ve bugün aktif olan benzer gemilere kıyasla yüzde 60 daha az yakıt tüketimi sağlayacağı vurgulandı. Yani son yıllarda dünya denizciliğinin gündeminde olan ‘ecoship’ sınıfına giriyor. Dünya denizciliğinin artık ekonomik ve çevreci gemilere doğru gideceğine inanılıyor. Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım, her ne kadar, çevreci gemilerin, Avrupalı ekipman üreticilerinin yeni pazar yaratmak için ortaya attıkları fikir olduğunu düşünse de, Avrupa ve Uzakdoğu tersanelerinin üzerinde çalıştığı projeler hiç de öyle olmadığını gösteriyor. Burada düşünülmesi gereken esas konu Türk tersanelerinin, ‘ecoship’ teknolojisinden ne kadar pay alıp alamayacağı. Çünkü özellikle Kuzey Avrupa’da çevreci gemilere olan talep arttı. Feribot ve balıkçı gemilerin dışında LNG yakıtlı kargo gemileri servise alınmaya başlandı. Bir tane LNG ikmal gemisi dahi yapıldı. Bu, yakıt olarak doğal gaz kullanan gemi sayılarının artacağını da gösteren bir işaret olarak görülebilir. Aslında bazı Türk tersaneleri benzer projeleri inşa etme başarısı gösterdi. Ekonomik gemi kavramı henüz dünya denizcilik sektörünün gündeminde değilken Çiçek Tersanesi, klasik gemilere nazaran yüzde 20 daha az yakıt tüketen iki adet dökme kuru yük gemisi inşa etmişti. Hatta ilk gemi uluslararası bir kuruluş tarafından yılın en iyi dökme kuru yük gemisi seçildi. Boğaziçi Tersanesi ise Norveçli bir armatör için yakıt olarak doğal gaz kullanan bir balıkçı gemisi inşa etmişti. Denizcilik sektöründe yeni bir milat başlıyor. Mühendisliği ve teknolojiyi ön planda tutan tersaneler için denizcilik sektöründe yeni fırsat kapıları aralanıyor. Bunu en çok da ‘altın çağ’ dönemine takılıp kalan tersane ve yan sanayicilerin görmesi gerekiyor. Bu potansiyeli ve tersanelerin kazandığı yetenekleri görmesi gereken diğer bir taraf ise yerli bankalar. Bankaların tersanelere teminat vermemesi, tersanelerin yeni sipariş almalarını zorlaştıran en büyük etken olarak öne çıkıyor.
Özel sektör tersanelerinde inşa edilen ve ihraç edilen askeri gemi projelerine şimdilik girmiyorum. Eğer okuduklarınız bakış açınızı değiştirmeye yardımcı olmadıysa, Libya’ya dört savaş gemisi inşa etmek için sözleşme imzalamak üzere olan tersaneden başlayarak devam etmek gerekecek. Bunu da sonraki sayılarımızda anlatırız.