”Genel Sekreterlik sayfası gönlümde de kapanmıştır”
Eski CHP Genel Sekreteri Sav yaşananların parti içi demokrasinin doğal görüntüleri olduğunu söyledi.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ANKARA - Eski CHP Genel Sekreteri Önder Sav, "CHP Genel Sekreterliği kimsenin tapulu mülkü değil. Benden evvel de pek çok genel sekreter görev yaptı. Benim yaşamımdaki en büyük armağanlardan biri, en uzun süreli genel sekreterliği yapmamdır. Benim için artık genel sekreterlik sayfası gönlümde de kapanmıştır" dedi.
Sav, Kanal D Ana Haber bültenine katılarak CHP'deki son gelişmelere ilişkin soruları yanıtladı.
CHP'deki gelişmelere ilişkin yorumlarda kullanılan ifadeleri eleştirerek, CHP'de ne devrim ne ihtilal ne de ihtilalci bulunduğunu belirten Sav, yaşananların parti içi demokrasinin doğal görüntüleri olarak algılanmasını istedi.
Sav, "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeni Merkez Yönetim Kurulu (MYK) listesine onay vermesinin ardından her şey bitti mi?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bu konuda değerlendirmelerinin temeline girecek olursak, tartışılması gereken değerlendirmeler olduğu sonucuna varırız. CHP'nin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın takıldığı tüzükte değişiklik yapıldığı savı bence hukuken geçerli değil. Bunu her zaman iddia ederim bir hukukçu olarak."
Sav, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bir karar makamı olmadığını, iddia ve uyarı makamı olduğunu vurguladı.
Parti içinde bir mücadele verdiği ifade edilerek bu mücadelenin sürüp sürmediğine yönelik soru üzerine de Sav, kendisinin bu mücadeleyi kimseyi hedef alarak ve kırmak amacıyla yapmadığını, amacının partinin hukukunu korumak olduğunu belirtti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın CHP'ye gönderdiği tüzük değişikliğine ilişkin yazıların bir partinin iç hukukuna müdahale olduğunu iddia eden Sav, mücadelenin bitip bitmediğini zamanın göstereceğini söyledi.
İl Başkanlarını toplantıya çağırdığı yönündeki haberlerin de doğru olmadığını bildiren Sav, bu amaçla kimseyle bir görüşme yapmadığını açıkladı. Bu iddiayı CHP'nin yeni yöneticilerinden duyunca, gülüp geçtiğini belirten Sav, "Tabii yetişecekler, eğitilecekler, büyüyecekler. İnşallah bizim geçtiğimiz aşamalardan onlar da geçer. Daha akıllı davranışlarda bulunurlar" dedi.
Sav, "Önder Sav için CHP Genel Sekreterliği dönemi bitti mi?" sorusu üzerine de şunları söyledi:
"Gayet tabii CHP Genel Sekreterliği kimsenin tapulu mülkü değil. Benden evvel de pek çok genel sekreter görev yaptı. Benim yaşamımda en büyük armağanlardan biri en uzun süreli genel sekterliği yapmış olmamdır. Benim için artık genel sekreterlik sayfası gönlümde de kapanmıştır. Ben CHP ile büyüyen, gençlik kollarından bu yana o kültürle yetişen birisiyim. CHP'nin üzerine titredim. Benim kadar titreyen bir adam da az bulunur."
Sav, makam odasını ne zaman boşaltacağı sorusuna da "henüz karar vermedim" karşılığını verdi. Oda boşaltmamanın bir direniş işareti olmadığını belirten Sav, dostça ve kardeşçe bu konuyu halledeceklerini söyledi.
"Kime niyet kime kısmet tüzüğü"
Eski CHP Genel Sekreteri Önder Sav, "Bu tüzük 'kime niyet kime kısmet tüzüğü' oldu" dedi.
Sav, Kanal D Ana Haber bültenine katılarak gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.
Sav, Kılıçdaroğlu'nun "Korkulara direnen bir yönetim olduk" açıklamasına tepki göstererek, "5 ayda bu noktaya mı gelindi? Kim kimi korkuttu? Evinin önünde çok barışçı söylemler söyleyeceksin, genel merkeze gelince de dostları üzecek, tedirgin edecek sözler söyleyeceksin. Böyle bir sözü Kemal Kılıçdaroğlu'nun centilmenliğine yakıştıramadığımı ifade etmek istiyorum" dedi.
Sav, "neden istemedi, neden tasfiye etmek istedi?" şeklindeki bir soruya, bu olayı bir tasfiye olarak algılamadığını, kendisinin siyasette her zaman doğruları uygulamaya çalışan bir anlayışa sahip olduğunu belirtti.
Sav, "Bir şeyler yanlış gitmiş, demek ki" açıklamasına karşılık "yanlışlık bende değil" yanıtını verdi.
"Yanlışlık nereden çıktı, kırılma noktası ne oldu?" sorusu üzerine Sav, tüzük uygulamasının Kılıçdaroğlu ile aralarında farklılık yarattığını, kendisinin uygulanmak istenen tüzüğü bir "sağcılaşma ve sığlaşma tüzüğü" olduğunu söylediğini belirtti.
Tüzüğün hazırlanmasında kendisinin hiç bir katkısının olmadığını anımsatan Sav, Deniz Baykal döneminde AK Parti tüzüğünün aynısının CHP'ye getirildiğini savundu.
"Baykal döneminde neden itiraz etmediniz?" sorusu üzerine de Sav, bu tür tartışmaları medya önünde değil, parti içerisinde yaptığını söyledi.
Tüzüğün içerisindeki kurumlaşma ve yetkilerin muhtemelen Kılıçdaroğlu'nun hoşuna gittiğini ve bunları kullanmak istediğini savunan Sav, "Bu tüzük kime niyet kime kısmet tüzüğü oldu" dedi.
Kılıçdaroğlu'nu başkanlığa kendisinin cesaretlendirerek aday ettiğini belirten Sav, bunun aksini kimsenin söyleyemeyeceğini kaydetti.
Sav, "Size tüzük çerçevesinde tekrar örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcılığı görevini verse bunlar olmaz mıydı?" sorusuna karşılık da, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu dönemde benimle çalışmak istemediğini tespit ettim, esas olay odur. Gerisi hikayedir" yanıtını verdi. Sav, böyle bir durumda görev almayacağını da kaydetti. Sav, "Kılıçdaroğlu'nun, kendisinin iş tutuş şeklinden rahatsız olduğunu" da ileri sürdü.
Kendisinin de Kılıçdaroğlu'nun bazı tutumlarından rahatsız olduğunu belirten Sav, özellikle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan gelen yazılar sonrası "kendisinin yazıyı genel başkandan sakladığı" yönündeki ifadelerden kırgınlık duyduğunu söyledi.
Sav, kendisinin açıklamaları sonrasında Kılıçdaroğlu'nun "Yeni CHP" söylemini değiştirdiğini, 'yeni yönetim anlayışı'na döndüğünü söyledi.
29 Ekim resepsiyonu
Resepsiyon konusunda, 15 gün önce Kılıçdaroğlu, kendisi, Hakkı Suha Okay, Kemal Anadol, Muharrem İnce, Haluk Koç ve MYK üyesi Mahmut Duyan'ın bir araya geldiğini anımsatan Sav, burada Kılıçdaroğlu'nun "resepsiyona katılmayalım" dediğini savundu.
Kılıçdaroğlu'nun sonraki açıklamalarının Muharrem İnce'yi sıkıntıya soktuğunu ifade eden Sav, İnce'yi kendisinin yönlendirdiği şeklindeki haberlerin de gerçek dışı olduğunu söyledi.
"Baykal'ın, gelinen noktada Kılıçdaroğlu'nu desteklediğini düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine, "Sayın Baykal'ın bu tür küçük düşüncelerin adamı olmadığını söyleyebilirim" dedi.
"Kırılma noktasında Gürsel Tekin'i yükseltmesinin rolü var mı?" şeklindeki bir soru üzerine de Sav, şunları söyledi: "Gürsel Tekin'in yükselip yükselmediğini bilemem. Nereye kadar yükseleceğini de bilemem, çok yükselip nereden düşeceğini de bilemem. Onun için Gürsel Tekin benim iç dünyamda tartışacağım bir isim değildir. Tartışırsam beni tanıyanlar beni ayıplar..."
Sav, PM üyeleriyle dün yaptıkları toplantıda tüzük kurultayı için imza toplandığını, ancak bugün imzalarını çeken üyeler olduğunun ifade edilmesi üzerine, karar alındıktan sonra imzaların çekilmesinin bir anlam ifade etmediğini savundu.
CHP'nin böyle bir tüzükle siyaset yapmasından yana olmadığını vurgulayan Sav, bir kurultay yapılmasına ilişkin, "Partinin çıkarı böyle bir şeyi gerektirirse, böyle bir kurultay toplanmasına katkı veririm" dedi.
"Seçimli bir kurultay olursa sizin adayınız olur mu?" sorusunu da yanıtlayan Sav, "Belki bakarsınız Sayın Kılıçdaroğlu'nu destekleriz. Niye beni böyle kategorize ediyorsunuz. Çok fena alıştırmışım ben sizi, beni aday çıkaran adam olarak görüyorsunuz" ifadesini kullandı.
Sav, "Eski Genel Başkan Deniz Baykal'ı arıyor musunuz?" sorusuna karşılık olarak da şunları söyledi:
"Baykal benim 53 yıllık dostum. Siyasette en uzun ömürlü yan yana duran kişiyiz. Sayın Baykal'a benim herhangi bir tersliğim, gönül kırgınlığım, kimilerinin söylediği gibi, arkadan vurmam söz konusu değildir. Çok nitelikli, zengin kültürü olan bir siyaset adamıdır. Gerçekten de Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli siyaset adamıdır."