Gösterilen dayanışmayı takdir ediyorum
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirve Toplantısı'na katılmak üzere Suudi Arabistan'a gitti.
İSTANBUL - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün kaçırılmasıyla ilgili olarak, "Bu tabii çok ciddi bir olaydır, bir milletvekilinin kaçırılması... Milletvekilleri sadece illerini değil bütün Türkiye'yi temsil ederler. Dolayısıyla bu milli iradeye bir saldırıdır" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) Olağanüstü Zirve Toplantısı'na katılmak üzere Suudi Arabistan'a hareketinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konuk Evi'nde basın açıklaması yaptı ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, "Özgür Suriye Konseyi lideri, özellikle Ürdün ve Türkiye sınırında uçuşa yasak bölge oluşturulmasını istedi. Türkiye'de yaklaşık 50 bin Ürdün'de de 140 bin Suriyeli mülteci var. Onun dışında İran, Suriye'nin İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan çıkarılması konusuna sıcak bakmadığını açıkladı. Bu çerçevede bu savaşın yayılabileceğine dair endişeler var, siz neler söyleyeceksiniz?" sorusunu yönelttiği Gül, "Çok büyük endişe içerisindeyiz. Her şeyden önce, herkesin gözü önünde bu kadar insan hayatını kaybediyor, bunlar komşumuz. İkincisi, buralar hep bildiğimiz şehirler, komşu ülkenin şehirleri. Şehirler yakılıyor, yıkılıyor, inanılmaz şeyler oluyor" diye konuştu.
Bunun bir an önce durması gerektiğini ifade eden Gül, yeni bir döneme geçişin elzem olduğunu, bunu sağlama konusunda üye ülkeler olarak hep beraber ellerinden gelen bütün gayreti göstereceklerini söyledi.
Abdullah Gül, "İşte bunun için bir araya geliniyor. Nihayetinde tabii ki üye ülkelerin kararı ile Suriye'nin İslam İşbirliği Teşkilatı'na olan üyeliği askıya alınacak veya alınmayacak. Ama gördüğümüz kadarıyla daha önce Arap liginde askıya alındı. Dolayısıyla birçok ülke bunu arzu ediyor ama neticede oylamayla gerçekleşecek bir konudur. Onu da göreceğiz hep beraber" dedi.
[PAGE]"Siyasi partilerin gösterdiği dayanışmayı takdir ediyorum"
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün kaçırılmasıyla ilgili olarak da Gül, şunları kaydetti:
"Bu tabii çok ciddi bir olaydır, bir milletvekilinin kaçırılması... Milletvekilleri sadece illerini değil bütün Türkiye'yi temsil ederler. Dolayısıyla bu milli iradeye bir saldırıdır. Onun için çok önemli bir olaydır bu, ciddi bir olaydır. Bununla ilgili bütün siyasi partilerin gösterdiği dayanışmayı da çok takdir ediyorum. Tabii ki dün ve bugün ben de takip ettim, takip de ediyorum. İnanıyorum ki en kısa zamanda sayın milletvekili kurtarılacaktır."
Gül, "Hayatını riske atmamak adına operasyon yapılmıyor diye bazı haberler geliyor, doğruluk payı var mı?" şeklindeki soruyu, "En önemli şey sayın milletvekilinin sağ salim kurtarılmasıdır. Bunun nasıl olacağı ile ilgili kararı muhakkak ki güvenlik birimlerinin başındaki uzmanlar vereceklerdir. Doğru olan neyse onlar onu yapar, onların işine karışmamak gerekir" şeklinde yanıtladı.
"CHP terör gündemi ile Meclisi olağanüstü toplantıya çağırıyor ama AK Parti ve MHP buna karşı çıkıyor. Yorumunuz nedir?" sorusuna karşılık ise Gül, "Siyasi partilerin değerlendirecekleri ve onların kararıdır. Olağanüstü bir toplantının faydalı olup olmayacağı ile ilgili karar onlara aittir. Yarın herkes görecektir neticeyi" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) Olağanüstü Zirve Toplantısı'nda Suriye'de her geçen gün kötüleşen insani durumun ele alınacağını, krizin bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe etkileriyle, çözüm arayışlarının değerlendireceğini belirterek "Zirve sonucunda akan kanın durdurulması ve geçiş sürecinin bir an evvel başlatılması için Baas rejimine kuvvetli bir mesaj verileceğinden kuşku duymuyoruz. Bu kapsamda Suriye'nin, İslam İşbirliği Teşkilatı üyeliğinin askıya alınması söz konusu olabilir" dedi.
[PAGE]Suudi Arabistan'a gitmeden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konuk Evi'nde basın açıklaması yapan Gül, 14-15 Ağustos tarihlerinde Cidde'de 4. Olağanüstü İslam Zirvesi'nin gerçekleştirileceğini belirterek, zirvenin, Türkiye'nin de kurucu üyeleri arasında yer aldığı İslam İşbirliği Teşkilatı'nın en üst düzey karar alma organı olduğunu anımsattı.
İslam alemi için hayati öneme sahip konuları değerlendirmek ve teşkilatın politikalarını buna göre düzenlemek amacıyla bir üye devletin veya genel sekreterin girişimiyle olağanüstü zirve düzenlenebildiğini kaydeden Gül, bu zirvenin Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın girişimi ve daveti üzerine gerçekleştiğini, son dönemde Suriye'den Myanmar'a birçok Müslüman ülke ve toplumun herkesi endişelendiren sorunlarla mücadele ediyor olmasının bu zirveyi zaruri kıldığını ifade etti.
Türkiye'nin Suudi Arabistan'ın olağanüstü zirve düzenlemesini desteklediğini de dile getiren Gül, doğru bir zamanlamayla yapıldığına inandıkları bu önemli zirvenin, Müslüman aleminin sorunlarına çözüm bulunması hususunda somut sonuçlar vermesini temenni etiklerini kaydetti.
[PAGE]"Suriye'deki gelişmeler bölgesel barış ve güvenliği tehdit ediyor"
4. Olağanüstü İslam Zirvesi'nin temel gündem maddelerinin başında Suriye'deki durumun yer aldığını anlatan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, şunları kaydetti:
"Zirvede, Suriye'de her geçen gün kötüleşen insanı durum ele alınacaktır. Krizin bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe etkileriyle, çözüm arayışları değerlendirilecektir. Zirve sonucunda akan kanın durdurulması ve geçiş sürecinin bir an evvel başlatılması için Baas rejimine kuvvetli bir mesaj verileceğinden kuşku duymuyoruz. Bu kapsamda Suriye'nin, İslam İşbirliği Teşkilatı üyeliğinin askıya alınması söz konusu olabilir. Malumunuz olduğu üzere, Suriye'nin Arap Birliği üyeliği de geçen yıl kasım ayında askıya alınmıştı. Suriye'de giderek kötüleşmekte olan insani durum ve buna bağlı olarak komşu ülkelere yönelik olarak artan mülteci akımı zirvede görüşeceğimiz diğer bir konudur. Bu bağlamda bilhassa Suriye'deki olaylardan doğrudan etkilenen komşu ülkelerin yaşadıkları sorunlar ele alınacaktır. Malumunuz olduğu üzere olaylar başladığından bu yana ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyeliler'in sayısı 55 bini geçmiş vaziyettedir.
Tarihi bir dönemden geçmekte olan Suriye'deki gelişmeler, bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden bir mahiyet kazanmaya başlamıştır. Tüm bölge açısından istikrarsızlık unsuru teşkil eden bu durum, uluslararası toplumun hızlı ve etkili şekilde harekete geçmesini elzem kılmıştır. Gelinen aşamada Suriye'de akan kanın durdurulmasından, ülkenin daha fazla tahrip olmasının önlenmesinden ve halkın meşru talepleri doğrultusunda bir geçiş sürecinin süratle başlatılmasından başka çıkar yol da görülmemektedir. Tabiatıyla Suriye'de başlatılacak geçiş sürecinin seyrini ve sonucunu Suriye halkı belirleyecektir. Dost ve kardeş Müslüman ülkeler olarak bizlere düşen, çözüm ve zemin hazırlayacak şartların oluşturulmasına yardımcı olmak ve Suriye halkının çözüm arayışlarını desteklemektir."
[PAGE]Gül, mübarek ramazan ayında gerçekleştirilecek olan zirvenin bu doğrultuda önemli neticeler vermesini arzu ettiklerinin belirterek, zirvede ayrıca Orta Doğu'daki sorunların temelinde yatan Filistin meselesinin de ele alınacağını, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da yaşanan tarihi değişimin, Filistin meselesine adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüm bulunmasına olan ihtiyacı bir kat daha arttığını kaydetti.
Bununla birlikte İsrail'in Doğu Kudüs başta olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında genişleterek sürdürdüğü uzlaşmaz yerleşim siyasetinin barışın önündeki en büyük engel olduğunu söyleyen Gül, bu şartlar altında Filistin halkının kendi devletini kurma arzusunun, önümüzdeki dönemde BM Genel Kurulu'nda yapılması öngörülen üye olmayan gözlemci devlet başvurusunun en güçlü şekilde desteklenmesi gerektiğini kaydetti.
Gül, İslam İşbirliği Teşkilatına üye tüm devletlerin bu konuya ilişkin olarak güçlü bir irade sergileyeceğine emin olduklarını anlatarak, Suudi Arabistan'da bulunacağı sürede, teşkilata üye ülkelerin devlet başkanlarıyla yapacağı ikili temaslarda da, ikili konuların yanı sıra pek çok bölgesel ve küresel konuyu ele alacaklarını sözlerine ekledi.