”Gümrük Birliği, aleyhe işleyen mekanizmaya dönüştü”

TİM Başkanı Büyükekşi, 26. Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi toplantısında konuştu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Gümrük Birliğinin, Türkiye'nin aleyhine işleyen bir mekanizmaya dönüştüğünü kaydetti.

Büyükekşi, 26. Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK) toplantısında yaptığı konuşmada, Gümrük Birliğinin, gerek Avrupa Birliği (AB) gerekse Türkiye açısından olumlu açılımlar getirdiğini ve taraflar arasındaki ticaret hacmini artırdığını ancak, geçen zaman içinde ortaya çıkan sorunların giderilememesi sonucunda bugün, Türkiye'nin aleyhine işleyen bir mekanizmaya dönüştüğünü savundu. Büyükekşi, tam üyeliğin orta vadede gerçekleşeceği öngörüsüyle oluşturulan karar metninin, tam üyeliğin daha uzun bir vadeye yayılacağının kesinleşmesiyle, giderek Türkiye aleyhine bir asimetri yarattığını ifade etti.

TİM'in amacının, Gümrük Birliğinden vazgeçilmesi veya yeniden müzakere edilmesi olmadığını dile getiren Büyükekşi, Gümrük Birliği kararının müzakere edilirken öngörülemeyen, ancak zaman içinde Türk özel sektörü açısından ciddi sıkıntılar yaratan sorunlara acil çözüm üretilmesini talep ettiklerini söyledi.

Gümrük Birliğinin işleyişinden kaynaklanan sorunların başında AB'nin üçüncü ülkelerle imzaladığı Serbest Ticaret Anlaşmaları'nın (STA) geldiğini vurgulayan Büyükekşi, şunları kaydetti:

"AB'nin STA müzakereleri yürüttüğü ülkelerden beklentileri, Türkiye'nin ilgili pazarlara yönelik yaklaşımlarıyla çoğunlukla örtüşmemektedir. Türkiye, sonuçları kendisi açısından bağlayıcı olmakla birlikte bu anlaşmaların müzakere sürecine dahil edilmemekte, içeriği açısından önceden bilgilendirmemekte, görüşleri alınmamakta ve çıkarları gözetilmemektedir. Bu durum, Türkiye açısından, boyutları giderek artan ciddi sorunlar yaratmaktadır.

Türkiye birçok sektörde, rakibi olan ülkelerle yapılacak anlaşmalarda, tam liberalizasyon yerine karşılıklı tavize dayanan hükümler veya kademeli bir uyum tercih edebilecekken, STA'nın içeriğine müdahale edemediğinden AB'nin taahhütlerine paralel yükümlülükler üstlenmek ve çıkarlarına aykırı gelen sonuçlara katlanmak zorunda kalmaktadır. AB'nin bu ülkelere karşı üstlendiği yükümlülükleri üstlenirken, bu ülkelerin, AB'ye sağladığı imtiyazlardan ise yararlanamamaktadır."

Büyükekşi, bu sorunları AB yetkililerine her zaman iletmelerine rağmen, sorunların çözümü yönünde hiçbir adım atılmadığını vurgulayarak, yaşanılan sorunlara karşı çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

"Türkiye, AB'nin Gümrük Birliğinin işleyişi alanında faaliyet gösteren tüm teknik komitelerine dahil edilmelidir. AB, üçüncü ülkelerle yürüttüğü tercihli yada STA'nın içeriği konusunda Türkiye'yi bilgilendirmeli ve görüşlerini almalıdır. AB, STA müzakerelerinin başladığı üçüncü ülkelere Türkiye ile eş zamanlı olarak benzer bir anlaşma yapma zorunluluğu getirmelidir."

"STA'ların eş zamanlı olarak uygulamaya konulması sağlanmalı"

Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı, AB Genel Müdürü Cemalettin Damlacı da gümrük birliklerinde ortak ticaret politikası uygulamasının temel ilkelerden biri olduğunu belirterek, Türkiye'nin bu sebeple, AB'nin STA'nı üstlenmek durumunda olduğunu bildirdi.

Türkiye'nin STA konusunda önemli bir gelişme kaydettiğini dile getiren Damlacı, şu an 12 adet STA'nın yürürlükte olduğunu, Karadağ ile bir anlaşma imzalandığını ve bu anlaşmanın onay sürecinin devam ettiğini, Sırbistan, Şili, Faroe Adaları, Lübnan, Ürdün, Ukrayna gibi ülkelerle de müzakerelerin devam ettiğini ifade etti.

AB'nin, STA müzakerelerini Türkiye'nin kendisinin yürütmesini öngördüğünü anlatan Damlacı, "Türkiye'nin yoğun girişimi sonucu AB, üçüncü ülkelerle yaptığı STA'da Türkiye'yi de davet etmektedir ancak, bu durum sadece bir davet olduğu için, üçüncü ülkeleri yeterince bağlamamaktadır" dedi.

AB'nin Meksika ve Güney Afrika Cumhuriyeti ile 2000 yılında STA imzaladığını belirten Damlacı, Türkiye'nin ise bu ülkelerle müzakerelere bile başlayamadığını söyledi.

Damlacı, üçüncü ülkelerle imzalanan STA'nın AB ve Türkiye'de eş zamanlı olarak yürürlüğe girmemesinin, AB tarafından Gümrük Birliğinin temel ilkelerinden olan ortak ticaret politikası uygulamasında sapmalar meydana getirebileceğini dile getirdi.

Damlacı, "AB'li ihracatçılar, ilgili üçüncü ülke pazarlarına tavizli giriş imkanı elde ederken, Türk ihracatçılar, bu imkanlardan yararlanamamakta ve bu pazarları kaybetmektedir. Bu durum haksız rekabete yol açmaktadır. AB ve Türkiye'nin bu ülkeler ile imzalayacakları STA'ların eş zamanlı olarak uygulamaya koyulması sağlanmalıdır" şeklinde konuştu.

"Gümrük birliği, AB içinde Türkiye içinde faydalı"

Avrupa Komisyonu Ticaret Genel Müdürlüğü, AB Dışı Avrupa, Orta Asya ve Balkanlarla İkili Ticari İlişkiler Bölümü Başkanı Leopoldo Rubinacci ise AB'nin ticaret stratejilerinde genel olarak tercihinin, liberalizasyondan yana olduğunu ve Türkiye'nin genel olarak koordinasyonunu iyi yaptığını ve yapısını Dünya Ticaret Örgütü'ne uyumlaştırdığını belirtti.

AB'nin, 2-3 yıl önce yeni ticari girişimler yapmaya karar verdiğini hatırlatan Rubinacci, çeşitli ülkelerle STA imzalamak yönünde harekete geçtiklerini bildirdi.

Türkiye'nin AB'ye olan ihracatının, Gümrük Birliği ile yüzde 35 oranında arttığını, reformlara devam ettiği takdirde rekabette sağlayacağı avantajların artacağına dikkati çeken Rubinacci, Türkiye'nin ithalatta aldığı bazı tedbirlerin ise anlaşmazlıklara yol açtığını kaydetti.

Rubinacci, bazı sorunların çok çabuk çözülemeyeceğini vurgulayarak, "Unutmayalım ki; Gümrük Birliği, AB için de Türkiye için de faydalıdır" dedi.

Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK) Başkanı Tuğrul Kudatgobilik, 27. Türkiye-AB KİK toplantısının, İsveç'te yapılacağını bildirdi.