Gümrük kıymeti ve doğrudan satış tekniği modeli
Sercan BAHADIR / EY Global Trade
Doğrudan satış tekniği ile ülkemizde faaliyet gösteren şirketlerin “Gümrükte Gündem”ini Gümrükler Genel Müdürlüğü’ne ait 09.07.2015 tarihli 2015/17 sayılı Genelge oluşturmaktadır. Bu düzenleme ile, doğrudan satış yöntemiyle satılmak üzere ithal edilen eşyanın tekrar satışı dolayısıyla elde edilen hasılat üzerinden “bonus” veya benzer adlarla yurt dışına transfer edilen ve doğrudan veya dolaylı olarak satıcıya intikal eden ödemelerin ithal eşyasının gümrük kıymetine dahil edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu yaklaşım da ev aletleri, kozmetik ürünleri, kişisel bakım ürünleri, ev bakım ürünleri ve sağlıklı yaşam ürünleri gibi çok geniş bir kitleyi çok yakından ilgilendirmektedir.
Gümrük kıymeti
Gümrük vergisi matrahı olarak da bilinen ithal eşyasının gümrük kıymeti, eşyanın satış bedeli olarak tanımlanmıştır. Satış bedeli ise, Türkiye’ye ihraç amacıyla yapılan satışta fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır. Satış bedeli yöntemi genel olarak fatura bedelinin satıcıya transfer edilmesi olarak tanımlanabilir. Ancak gümrük kıymeti sadece fatura bedelinden ibaret olmayabilir. Örneğin eşyanın alıcı tarafından tekrar satışı veya diğer herhangi bir şekilde elden çıkartılması ya da kullanımı sonucu doğan hasılanın bir bölümünün doğrudan veya dolaylı olarak satıcıya intikal etmesi halinde, ithal eşyasının fiilen ödenen veya ödenecek fiyatına ilave edilmesi gerekir. Ayrıca gümrük tekniği açısından bir ödemenin gümrük kıymetine esas olabilmesi için satıcıya yapılmamış olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Özellikle bir satış koşulu olarak, alıcının satıcıya veya satıcının bir yükümlülüğünü karşılamak üzere üçüncü bir kişiye yaptığı veya yapacağı tüm ödemeler gümrük kıymetinin konusuna girmektedir.
Doğrudan satış tekniği modeli ve gümrük kıymeti ilişkisi
Bir şirket tarafından istihdam edilsin ya da edilmesin satış temsilcisi, dağıtıcı, distribütör ve benzeri adlarla hareket edenlerin bir mal veya hizmeti kendi evlerinde ya da perakende satış yerleri kullanılmaksızın tüketicinin ev veya iş yaşantısını sürdürdüğü mekânlar gibi iş yeri dışında, tek veya çok katmanlı satış yöntemleriyle tüketicilere sunulmasını öngören pazarlama sistemine “doğrudan satış” denilmektedir. Bir pazarlama tekniği olarak doğrudan satış tekniğinde satış temsilcileri vasıtasıyla bir iş yeri olmaksızın yürütülmekte ve her bir üye diğer üyenin yapmış olduğu satıştan bir gelir elde etmektedir. Bu bağlamda gümrük idaresi, doğrudan satış yöntemi ile toplam satış hasılatının bir bölümü sistem gereği olarak satıcıya veya yurt dışındaki satıcıyla bağlantılı kişilere aktarıldığı ve bu ödemelerin bu satışa konu olan eşyanın ithalatında beyan edilen gümrük kıymetine eklenmesi gerektiğini belirtmektedir. Özellikle, bu teknikte alıcının ithal ettiği eşyaların satış hasılatının bir bölümünün belirlenen şartlara göre yurt dışına gideceği bilindiği ve ithalat birim fiyatlarının da buna göre belirlendiği; böylece gümrük kıymetine eklenmesi için gerekli iki koşulun gerçekleştiği ifade edilmektedir.
Değerlendirme ve sonuç
Gümrük idaresi, bu düzenleme ile doğrudan satış tekniği kapsamında ithal edilen eşyalara ait gümrük kıymetinin düşük olarak beyan edildiği ifade etmektedir. Gümrük mevzuatı bakış açısı ile ithal edilen eşya ve ödemeler arasında belirtilen şekilde bir ilişki kurularak eksik gümrük kıymeti beyanının önüne geçilmesi amaçlandığı ortadadır. Ancak bu yaklaşımın geçerli olabilmesi için aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi gerektiği düşüncesindeyiz:
• Bir ödemenin gümrük kıymetine eklenebilmesi için ithal eşyası ile arasındaki bağ açıkça ortaya koyulmalıdır. Ancak doğrudan satış tekniği sonucu yurt dışında bulunan kişilere yapılan ödemelerin ithalattan bağımsız olarak bir pazarlama faaliyeti karşılığında yapılmaktadır. Bir ithalat işleminden çok pazarlama faaliyeti ile bir bağlantı kurulabilmektedir.
• Düzenleme ile ödenen bu tutarların ithal eşyasının mal bedeline eklenmesi gerektiği belirtilmektedir. Diğer bir ifadeyle, bu tutar kadar ithal eşyasının gümrük kıymetinin eksik beyan edilerek daha az gümrük vergisi ödenmesine işaret edilmektedir. Halbuki doğrudan satış tekniği kullanan kişi ile ithalatçı tamamen birbirinden farklı kişiler olup doğrudan satış tekniğine konu olan ürünlerin ithalat işlemi bu tekniği kullandıran şirket tarafından yapılmakta ve bir indirim söz konusu ise de bu indirim ithalat edilmiş eşyanın yurt içi satış fiyatı üzerinden yapılmaktadır.
• İthal eşya bedeli satıcıya veya satıcının bir yükümlülüğünün yerine getirilmesi için üçüncü bir kişiye yapılabilmektedir. Örneğin satıcıya ait borcun üçüncü bir kişiye ödenmesi gibi. Fakat doğrudan satış tekniği kapsamında satıcı ile bu sisteme üye olan kişiler arasında bu anlamda bir yükümlülük ilişkisi bulunmamaktadır. Bu sistemde üye olanlara ödenen bu tutarlar diğer üye ettikleri kişinin vermiş olduğu siparişe göre belirlenmektedir. Bu üye yurt dışında bulunsa bile bu kişiye yapılan ödeme satıcının bir yükümlülüğünün yerine getirmekten çok bu sistemden kaynaklanan pazarlama faaliyetinin bir bedelidir.
Sonuç olarak, doğrudan satış tekniği kapsamında yurt dışındaki temsilcilere ödenen tutarların ithal edilen eşyanın gümrük kıymetine eklenmesi; ithal eşyası, ödenen tutar, satıcı ve satış temsilcisi arasındaki ilişkinin gümrük tekniği açısından açıkça ortaya konulmasına bağlı olduğu kanaatindeyiz.