Gümrük olgusu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İhap SUBAŞI / Subaşı Gümrükleme

Ülkelerin ekonomilerinin "ilk namus durakları" gümrükler, olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

İhracat-ithalat, hareketlenmelerinin sınır noktalarından içeriye, ithalatı veya ihracatı gümrük olgusu olmadan, giriş-çıkış işlemlerini başarmanız mümkün değildir. Eğer gümrük yoksa yapılan giriş ve çıkışların, hepsi kaçakçılık hareketlenmesini çağrıştırır. Eğer bu olguyu iyi işletemez iseniz, o ülkenin istiklalinin zarar göreceğinden emin olabilirsiniz. Bu güzide kurum, olmazsa, ekonominin, ilk namus durakları olarak, uluslararası ticaretinizi işletmeniz, olanak dışıdır.

Böyle değerli bir kurumu, çağa uyarlayabilmek için biz ne yaptık, denilirse, çok şey yapıldığı görülür.

Tek, yapılamayan, gümrük bilincinin, uzmanlaşmış kadrolar elinde geliştirilmemesi ve de özde, en üst düzeyden en alt düzeye kadar, beyin gücünün yaratılmasındaki, eksiklikte, aramak gerekir.

Tüm bu ayrıntılı eleştiri kokan gözlemlerimize rağmen, gümrük çalışanlarımızın, görevlerini, aksatmadan layıkıyla yaparak yerine getirdikleri görülür. Tabii ki, bazı olumsuzluklar, bazı yanlışlıklar olmuştur ve olacaktır. Bu yanlışlıkları yasanın içeriğinde niyet ve kasta bakılarak, mevcut kusur cezaları ile düzeltilmesi gerekirken, kaçakçılık ithamıyla, yargıya taşınması yanlış bir tatbikat ve uygulamadır.

Bu şekilde yanlışlar ve hatalar her sektörde, görülerek yaşanmış bir keyfiyettir. O nedenle, suistimale kaçağa ve göçeğe her yönüyle açık gümrükçülük mesleğinin bu denli olaylarda namuslu kalması, takdir edilecek bir husustur. Fakat ne yazık ki herhangi bir olayda, daima suçlanarak, hedef tahtası haline getirilmesi kahredici bir husustur.

Bu nevi sorunlarının, çoğalıp, yığıldığı zamanlarda, tek sıkıntısı ona sahip çıkılmaması olduğunun bilinmesi geçmiş zaman dilimi ve günümüzde daima görülerek yaşanmıştır. Örneklersek, zuhur eden bir olaydan sonra, gümrüklere suçlanarak yakıştırılan söylemler dolayısıyla, gümrüklere sahip çıkılmaması gereken cevaplar verilememesi veya verilmemesi vicdanları yaralamıştır. Tabii ki, suç ve ceza içeren kaçakçılık, işleniş fiilinin, savunulması hiç kimseden beklenilemez. Çıkarılan yasalar gümrükteki yanlışların, düzeltilme işlemi yapılmadan, kaçakçılıkla suçlanarak, savcılıklara taşınması konumuzun en can alıcı noktasıdır. Ve de kaçakçılığın en büyük, para ve hürriyeti kısıtlayıcı, cezalarla dananımı hakikaten, iç karartıcı ve bu mesleğe yüklenen en büyük mebal ve günahtır. Ve mesleği, kaçakçı, sahtekar ve hırsız sınıfı gibi suçlarla da ivme kazandırılması, acı ve yıkıcı gözlem içerir mahiyettedir. Gümrük olgusu içinde, kaçakçılığın ön planda algılanması, mesleğe o libacenin giydirilmesi ıstırap vericidir.

İşin, ilginç noktasını veya noktalarını, gazetem "DÜNYA"da, 1992 yılından beri, sütunlarına taşıyıp yazmaktayım. Ne anlayanımız ne de ilgilenenimiz olmuştur. Doğru bir noktaya parmak bastın diye bazı okuyanlarımızın takdirlerinden, başka, ilgi alanındaki, yetkililerden karşı bir kanaat ve görüş alınmamıştır.

İçten algılarımın en önemli noktası, gümrük ilimi ve bilimiyle mücehhez beyin güçlerinin, konularla ilgili, görüş ve düşünceleri, gümrük olgusunda etkin olmasını istemekti.

Maalesef, bu istek ve istemimizin kabul görmesi mümkün olmamıştır. Gümrükle ilgisi olmayanların, yöntem ve idare konusunda, beyin güçlerinin dikkate alınmamasından, bir çok konu istenilen düzeyde önem kazanamadı. Bu ahval ve şerait içinde, bizde yazdıklarımızla bir etki, yaratmadık.

Yasa, kararname ve yönetmelikler, yoruma tabi olmasın dedik. Çünkü, işi olan mükellefleri yanlış yorumlamalar dolayısıyla, zor koşullarda bırakır, diye dikkat çektik. Eski 4926 sayılı yürürlükteki Kaçakçılık Yasası, 1918 sayılı Kaçakçılık Yasası'nın uygulamadaki aksaklık acılarını dindirmişken, kısa dönemde oda yürürlükten kaldırılmış, 5607 sayılı Kaçakçılık Yasası ağır cezai müeyyidelerle donatılarak, yürürlük kazandırılmıştır.

O da yetmemiş, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu devreye sokularak cezalar artırılmıştır. Yarın, gümrükle ilgili herhangi bir yanlıştan ötürü, idam fermanı boyunlarımıza asılırsa, hiç şaşmamak gerekir.

Gümrüğü, gümrükçülüğü bilmeyen, yalnız seyahatlerde, kapı gümrüklerinde, müşerref olan parti gözetmeksizin siyasi camiadan, hiç kimsenin gümrükle ilgili bilgi sahibi olduğunu sanmıyorum. O nedenle, meclis komisyonlarında, ve meclis oturumlarında, gümrük olgusu ile ilgili bir yasa tartışmasında, fikir arz eden bir siyasi otorite görememişizdir. 4458 sayılı Gümrük Kanunu yasalaştığı zaman Meclis İç Tüzüğü'ne göre, el kaldırma, usulüyle yasa çıkarılmıştı.

O nedenle, Meclis kürsüsünde, iktidar ve muhalefetin gümrük konusu hakkında, kanaat ve düşüncelerini öğrenememişizdir. Bizler, gümrük çalışanları onun için sahipsiz ve yalnızız.

Art niyetsiz, gümrükler üzerindeki, fikir ve görüşlerimizi, açıklamaya çalıştık. Bir kusurumuz olmuşsa affola...

Tabii ki, az da olsa fikir beyanında bulunanlara şükran borçluyuz.