Gümrükte rüşvet gerçeği
Mehmet ÇARDAK / Gümrük Müşaviri & Araştırmacı Yazar
Gümrüklerin ve gümrükçülerin kamuoyu nezdindeki imajı bellidir; her nedense, 'rüşvet' denilince akla gümrükler, 'gümrük' denilince de akla rüşvet gelir.
Aslında amacım gümrükleri de, gümrükçüleri de kötülemek değildir!
Ama ne yazıktır ki geriye dönüp de baktığımızda; son 50, 40, 30, 20, 10 yıl öncesinde de gümrüklerin ve gümrükçülerin imajı hep böyleydi. Maalesef son günlerde de İstanbul gümrüklerinde bazı gümrüklerin ve gümrükçülerin adı yine yolsuzluk ve rüşvet olaylarına karıştı. Ne yazıktır ki, Polis teşkilâtınca yıllardır ara sıra yapılan gümrük operasyonlarının hiçbirinden dersler çıkartılmıyor ve her nedense Türk gümrüklerinde meydana gelen yolsuzluk ve rüşvet olaylarının ardı arkası gelmiyor. Yine gümrüklerde rüşvet çarkı dönüyor; gümrüklerde yine usulsüzlükler, yolsuzluklar yapılıyor ve rüşvet olayları yaşanıyor. Gümrükteki rüşvet havuzları haram paralarla dolduruldukça, dışarıdan gelen birileri tarafından boşaltılıyor. Operasyona takılan gümrükçüler; ceplerindeki, çekmecelerindeki, çantalarındaki, kasalarındaki deste deste paralardan ve rüşvetten kurtulmak için çöp sepeti arıyorlar, tuvaletlere koşuyorlar. Her ne hikmetse, kimi gümrükçülerin para aşkı birden derde dönüşebiliyor.
Oysaki gümrükçüler; her ay devletten maaş, iş sahiplerinden mesai dışı çalışma ücreti alıyorlar. Hatta refakat görevine gidenler yolluk da alıyorlar bahşişte…
Her nedense kimi gümrükçüler helal parayla yetinemiyorlar, yine de haram paraya tamah ediyorlar. Fırsat doğarsa rüşvetsiz yaşayamıyorlar; az para ile mutlu olamıyorlar, itibarı ve şerefi önemsemiyorlar.
Sırf rüşvet için görevlerinin gereklerine aykırı olarak bir iş yapanların akıllarına şaşmak gerekiyor. İnsanın sırf para için mesleğini gözden çıkarabilmesine, hapse girmeyi bile göze alabilmesine akıl sır ermiyor. Belgeleri tam olan şirketlerden 'bağış' adı altında toplanan paralar da gözü dönmüş gümrükçülere yetmiyor; rüşvetsiz bir yaşam, ne yazıktır ki kimi muayenecileri, kolcuları, idarecileri tatmin etmiyor.
İşte bu yüzden de 7 Ocak 'tan buyana kimi rüşvetçi gümrükçülerin isimleri gazete manşetlerinden düşmüyor. Son dönemin en büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan gümrük yöneticilerinin görüntüleri ulusal medyada yayınlanıyor. Türkiye'nin namusu bir kez daha kirletiliyor. Gümrükteki rüşvet çarkında yüzlerce milyon TL dönüyor. Bir havuzda toplanan paranın İstanbul Gümrük ve Muhafaza Başmüdürü'nün bilgisi dâhilinde Cuma günleri rütbeye göre gümrük yöneticileri arasında dağıtıldığı öne sürülüyor.
Gümrükteki yolsuzluk ve rüşvet olayları tefrika olarak veriliyor. Rüşvetin şu üç yöntemle toplandığı iddia ediliyor:
1- Belgeleri tam olan şirketlerden 'bağış' adı altında para alınıyor.
2- Yüksek maliyetli ürünler yurda sokulurken değeri düşük gösteriliyor ve en düşük maliyetle geçişleri sağlanıyor.
3- Yüksek vergi oranları olan sigara gibi ürünlerin ise, düşük vergili başka ürünler adı altında yurda sokulmasına onay veriliyor.
Peki, bu sisteme uymayan namuslu ve dürüst memurlara ne oluyor? Şüphesiz ki bu sisteme uymayan, rüşvetten uzak durmak isteyen memurlar başka illere veya aktif olmayan diğer gümrüklere sürülüyor. Rüşvet çarkı, gümrüklerin en üst ve kritik yönetim kadrolarında görevli olanlar tarafından yönetiliyor. Gümrüklerdeki vurgunların asıl boyutları ise, bir türlü hesaplanamıyor, tahmin edilemiyor.
Muhbirler ihbarda bulunmadığı sürece, gümrüklerde meydana gelen yolsuzluk ve rüşvet olaylarından hiç kimsenin haberi olmuyor. Belgeler üzerinde gümrük yolsuzluklarının tespit etmek de mümkün olamıyor. Organize işler çerçevesinde, kaçakçılar Çin ve Dubai üzerinden yurda getirdikleri kaçak sigara, cep telefonu, tekstil ürünleri ve dijital fotoğraf makinesi kalemlerinden yüksek vergili ithal eşyalarını İstanbul gümrüklerinden rüşvet karşılığında Türkiye Gümrük Bölgesine gümrüklü veya kaçak olarak sokabiliyorlar. Kaçakçı çeteleriyle irtibat halinde gümrükçüler, anlaştıkları şirket ve firmalardan aldıkları rüşvet karşılığı malları düşük fiyattan göstererek devleti milyonlarca lira zarara sokuyorlar. Böylelikle kaçakçılar, gümrük memurlarına rüşvet verip yüksek vergili malları düşük vergiliymiş gibi göstererek yurda sokabiliyorlar.
Rüşvetçi gümrükçülerin müfettiş/kontrolör kökenli, yüksek tahsilli ya da milliyetçi-muhafazakâr olmasının hiçbir önemi ve farkı yok. İş hacmi yüksek, önemli ve kritik gümrüklerin başına kim oturtulursa oturtulsun, gümrüklerde yolsuzluk da oluyor rüşvet de. Hangi iktidar döneminde olursa olsun, gümrüklerdeki usulsüzlüklerin, yolsuzlukların, kaçakçılık ve rüşvet olaylarının ardı arkası kesilmiyor. Gümrüklerde olup bitenleri dünya-âlem bilse de, kimsenin elinden hiçbir şey gelmiyor. Ne yapılsa ne edilse de gümrükler yıllar yılı bir türlü düzeltilemiyor. Çünkü gümrükler ve gümrükçüler iş dünyasının ve iktidarın önde gelenleri tarafından her fırsatta kullanılıyor; gümrük muayene memurları ekonomik ve siyasi gücü olanlar ile birlikte hareket ediyorlar ve onların yol vermesiyle gümrük hattından kaçak mallar geçiriliyor, büyük vurgunlar ve hazine soygunları yapılıyor. Kimi haramzadeler tarafından gümrüklerde kara paralar, haram paralar aklanıyor.
Dolayısıyla da ekonomide ahlâksızlık ve gümrüklerde rüşvetçilik almış başını gidiyor. Gümrükler, maalesef merkezi denetim elemanlarınca da sıkı denetlenemiyor. Devletin denetçileri bağımsız ve objektif bir şekilde etkin denetim yapamıyorlar. Ankara'dan korkusu ve çekincesi olmayan gümrük muayene memurları, gümrük müdürü ve üst düzeyi hep işbirliği içerisinde hareket ediyorlar; şahsi çıkarlarını kamu yararının üstünde tutuyorlar ve gümrükleri cepleri için sermaye yapıyorlar.
Bu sebeplerle de; deniz ve hava limanları ile kara hudut kapılarındaki gümrüklerin fiziki çehresi değişse de, gümrükçülerin zihniyeti de, imajı da bir türlü değişmiyor!