Güneşimizi savuruyoruz
Ahmet COŞKUNAYDIN
[email protected]
Kendimizi Güneş ülkesi olarak tanımlayan ve bu tanımlamaya lâyık olan nadir ülkelerden biriyiz. Güneşten, ürünlerimizi yetiştirmede ve plajlarda güneşlenmede mümkün olduğunca yararlanıyoruz belki. Hatta bununla da yetinmeyip, yabancı turistlere satarak, hem turist ağırlıyor, hem de döviz kazanıyoruz. Ne yazık ki, güneşin verdiği bu nimetlerden tam olarak faydalanabildiğimizi söylemek çok zor. Çünkü güneşin enerjisinden yararlanma konusunda, adımız nerdeyse hiç geçmiyor.
Adını andığımızda, aklımıza hemen soğuk ve rüzgarın geldiği Almanya, son yıllarda yaptığı atılımlarla yenilenebilir enerjide, nerdeyse dünya rekorunu kıracak atılımlara imza atmış bulunuyor. Federal Almanya 25 Temmuz 2015 tarihinde günlük enerji tüketiminin yüzde 78'ini yenilenebilir enerjiler olan, güneş, rüzgar, organik artıklardan sağlayarak, kendi rekorunu kırdı. Almanya, bu başarıda, kuzeyde, rüzgar santrallerini ve nispeten daha güneşli olan güneyde de güneş santrallerini kurarak yakaladı. Gerçi, rüzgarda enerjiyi yakalamada, bol fırtına ve rüzgarın etkisini göz ardı etmemek gerek. Almanya, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerjiden elde ettiği yüzde 74'lik kullanımı karşılayan rekoru ile 2014 yılında kırmıştı. Almanya sadece bir günde, günlük enerji tüketimi olan 61.1 gigawatt (GW) enerjinin 47.9 gigawattını rüzgar ve güneşten elde ederek, geleceğe daha umutla bakmaya başladı. Yani bir günde gerekli enerjinin yüzde 78'ini rüzgar ve güneşten elde etti. Kaldı ki, halen 9 atom santrali (nükleer santral) olan Almanya, bunları 2022 yılına kadar tamamen kapatma kararı almış bulunuyordu. Bu santrallerin kapatıldıktan sonra, kuruldukları yerlerin, eski doğal haline gelmesi için on milyarlarca avro (euro) harcama yanında en azından 30 yıllık bir zamana da ihtiyaç bulunduğunu gözden kaçırmamak lazım.
Dünyanın en önde gelen endüstrileşmiş ülkelerinden olan Almanya, yenilenebilir enerji ile atmosferi kirleten atılı gazlarda da önemli bir hedefe yönelerek, 2050 yılında bu atıkları günümüzdekinden yüzde 80 daha azaltma peşinde. Halen tüm enerjisinin yıllık toplamda yüzde 28.7'sini rüzgar ve güneş gibi kaynaklardan elde den Almanya, bu alanda henüz yüzde 13'lerde dolaşan Amerika Birleşik Devletlerine de (ABD) örnek oluşturuyor.
Güneşi görmek ve ondan doya doya yararlanabilmek için, ülkemize akın eden Almanlar, belki ilerde geliştirecekleri teknoloji ile 'enerjilerini de depolayarak' güneşimizi götürebilecekler. Güneş ülkesi olan ülkemiz, buradaki gelişmelere baktığımızda ne yazık ki, hem güneşini, hem de rüzgarını heba ediyor... Bundan yararlanabilsek, enerjiye verdiğimiz on milyarlarca dolar, kalkınma ve refah ile yatırımlara yönelebilecek...