Havacılıkta markalaşma için 'vadi' talebi
Eskişehir savunma ve havacılık sanayiinin konuşulduğu sektör toplantısında markalaşma hedefleri doğrultusunda Ankara –Eskişehir bölgesindeki kümelerin birlikteliğiyle bir havacılık vadisi oluşturulması istendi
TÜLAY TAŞKIN / DİLEK TOPRAK
ESKİŞEHİR - Türkiye’nin havacılık ve savunma sanayiinde marka olması için kümelerin birleşmesi, Ankara –Eskişehir odaklı bir havacılık vadisi oluşturulması gerektiği ifade edildi. Eskişehir’deki savunma ve havacılık sanayinin ele alındığı sektör toplantısı DÜNYA Gazetesi organizasyonu ile Eskişehir Sanayi Odası (ESO) ev sahipliğinde gerçekleşti. DÜNYA Gazetesi yazarı Dr Rüştü Bozkurt’un moderatörlüğünü yaptığı toplantıda havacılık sektörünün özgün tasarımlara ve sinerjinin yaratılması için güdümlü teşviklere ihtiyacı olduğu vurgulandı. Sektörde nitelikli işgücü eksikliğinin aşılması için eğitimde bir metodoloji geliştirilmesi gerektiği ifade edildi. Toplantıda sektörün en önemli sorununun kalifiye iş gücü, birlikte iş yapma kültüründeki eksiklikler ve organizasyon düzensizliği olduğu dile getirildi. Eskişehir’in iyi bir kargo merkezi olabileceğini belirten sektör temsilcileri dış rekabet için makine parkının yenilenmesi gerektiğini kaydetti.
Özaydemir: Sinerjimizi yaratırken güdümlü teşviklere ihtiyacımız var
Eskişehir Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Savaş M. Özaydemir, Eskişehir’in geleceği olarak gördükleri havacılık sektörünün giderek büyüdüğünü belirterek, “Şehrin ileri teknoloji ihracatı neredeyse yüzde 15’i geçti, yüzde 20’lere dayandı. Toplam 2 milyar dolarlık ihracatımız içinde 350 milyon dolar bir ihracaat görüyoruz. Katma değeri yüksek bir ürünün yüzdesi Türkiye’de yüzde 3 mertebesinde ve biz bunu aştık. Şimdi bizim kendi dizaynlarımıza doğru yönelmemiz lazım. Lider firmalarımızın kendi uçağını, kendi trenini yap prensibinden giderek, dizayn, software ve ihracata girersek ilerleyeceğimizi düşünüyorum. Çünkü gelecek sivil havacılıkta. Bizden sonra Bursa ve Ankara’da da küme kuruldu ama bizim rekabet etmek yerine Avrupa’daki gibi bölgesel bir küme haline gelmemiz lazım. Ne kadar zengin olursak o kadar söz sahibi oluruz düşüncesindeyim. Benim, Ankara – Eskişehir’in havacılık vadisi olması gibi bir önerim var. Eğer böyle bir birleşme olursa dayanışma da olur. Bunun yanında uçak sektörüne entegre bölümler getirmeliyiz. Biz hala bu sektörde motor hariç neredeyiz ona bir bakmalıyız. Sinerjimizi yaratırken güdümlü teşviklere ihtiyacımız var. Yani belli bir sektöre ve projeye odaklanarak yatırım ve üretim yapmalıyız” diye konuştu.
Akşit: Şeffaflıkla bir araya gelelim ve başkaları ile birleşmekten korkmayalım
TUSAŞ Motor Sanayi AŞ (TEI) Genel Müdürü Mahmut F. Akşit, 1900’lü yılların başında tren garlarının, 1970’li yıllarda otogarların önem kazandığını belirterek, “Artık bundan sonraki yakın gelecekte havaalanları bu vazifeyi görüyor. O yüzden Türkiye’de artık devlet her ilde bir havaalanı kurmaya çalışıyor. Türkiye de bu büyümeyi zamanında fark edip önceden pozisyon alarak arayı hızlı bir şekilde kapattı. Dünyada havacılık sektöründeki büyüme, sanayideki büyüme ile doğru orantılı sürüyor ve bu durum yan sanayi ile ana motor imalatçılarına yansıyor. Artık Türkiye de dünyadaki genel pastadan büyük bir pay almaya çalışan ülkeler arasında” dedi. Eskişehir’de uzun geçmişiyle imalatın oturmuş bir disiplini olduğunu kaydeden Akşit, “Ama mühendisler de bu disiplinin tam oturduğu söylenemez. Çünkü birlikte çalışma kültürü bize uzak, yeni yeni ekip çalışmasını öğreniyoruz. Millet olarak şu ana kadar yeterli hızla ilerleyemedik: Kritik eşikteyiz. Yaşanan bütün olaylar ve kaos ortamı da bu yüzden. Savunma sanayi de bu işin tam merkezinde oturuyor. Sadece teorik bilgi yetmiyor, bilginin nasıl çalıştığını da görmeliyiz. ‘Biz yapamayız’ toplumsal psikolojisinin kırmak üzereyiz. Mühendislerimiz kendilerine güvenip deneyemiyorlar. Eğer birbirimizi çekiştirmek yerine sinerji yaparsak, mühendisimiz az olsa da mühendis buluruz, hammaddemiz az olsa da hammadde buluruz. Havacılıkta markalaşma için Ankara –Eskişehir odaklı vadi talebi Eskişehir savunma ve havacılık sanayiinin konuşulduğu sektör toplantısında markalaşma hedefleri doğrultusunda Ankara –Eskişehir bölgesindeki kümelerin birlikteliğiyle bir havacılık vadisi oluşturulması istendi. DÜNYA Gazetesi’nin Eskişehir Sanayi Odası’nda düzenlediği toplantıda Balkanlar’dan Uzakdoğu’ya kayan uluslararası rekabet ortamında ayakta kalabilmek için makine parkurunun yenilenmesi gerektiği vurgulandı. Biraz daha bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor. Şeff afl ıkla buluşalım ve başkaları ile birleşmekten korkmayalım. Düzenli, disiplinli ve ortak çalışmanın orta yolu bulunursa çok hızlı ilerleriz” şeklinde konuştu.
Canseven: Yan sanayi ve tam sanayi ilişkisini ciddi kurmamız lazım
Aycan Havacılık Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Canseven, ülke olarak teknolojide geride kaldığımızı far kettikçe moralimizin bozulduğunu belirterek, “Bu yüzden çalışan insanlar inovasyonu temel bir ihtiyaç olarak hissetmeli. Şu an Türkiye güzel şeyler oluyor. Havacılık kümesi olarak, Eskişehir’de kalıcı bir havacılık sanayinin oluşturulması, bilgimizin gelecek nesillere aktarılması için rekabet içinde işbirliğini oluşturacak bir platformun gerçekleştirilmeli. Şu an 18 bin uçak var havada ve 2019’un sonuna kadar bu rakam 36 bine çıkacak. Çıkacak işin, kesinleşmiş olan siparişlerin miktarı ortada. Başroldeki hiçbir firmanın kaldıramayacağı rakamlar bunlar. Tasarımıyla özgün ve katma değeri yüksek ürünleri çıkarmak ana sanayinin işi olmalı. Biz KOBİ’ler ana sanayinin istekleri doğrultusunda destek olmalıyız. Yani yan sanayi ile tam sanayi ilişkisini ciddi kurmamız lazım. En önemli sorun ise nitelikli işgücü eksikliği. Eğitimde bir metodoloji geliştirilmesi ve kalitenin arttırılması gerekiyor” açıklamasını yaptı.
Musubeyli: Bütünsel hizmet sunan sinerjik bir işbirliği gerekiyor
EJS Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Musubeyli, nitelikli yan sanayi olmanın yanı sıra uluslararası boyutta kazanmak gerektiğini vurgulayarak, “Yabancı firmalarla ilişkiye geçtiğimizde çok eksiğimiz olduğunu görüyoruz. Yurtdışı firmaları, hizmeti bir bütün olarak istiyor ancak bu tür işlerde bizim boyumuz kısa kalıyor. Kümelenme ile bunu karşılamaya çalışacağız, ortak laboratuvar ve projeler geliştirerek üstesinden gelmeliyiz. Bütünsel bir hizmet sunan sinerjik bir işbirliğine ihtiyacımız var ve devlet şu an UR-GE ile öne geçmiş durumda. Eğer küme olarak UR-GE fasıllarını tam manası ile yerine getirirsek, gerçekten 2023 vizyonuna ışık tutacak bir ivme kazanılacak. Havacılık sektöründe tek başına bir iş geliştirmek artık mümkün değil, dışa açılarak birlikte iş yapmamız ve devlet desteğini almamız gerekiyor” dedi.
Sürmeli: Organizasyon hem küme hem ülke bazında iyi olmalı
Alfatec İleri Teknoloji Savunma ve Havacılık Yönetim Kurulu Üyesi Arda Sürmeli, kümelenmenin benzer tedarikçiler, müşteriler ve uzmanlaşmış iş piyasasının bir arada olduğu, üniversitelerden teknik ve uzmanlık desteğinin alınabileceği bir coğrafya olduğunu ifade ederek, “Eskişehir çok kültürlülüğe açık bir şehir. Üretimde ve sanayide iyi olmasının bir sebebi de bu çok kültürlülük. Havacılık da çok kültürlülük gerektiriyor. Eskişehir’in bu anlamda da şansı var. Havacılıkta bir yerlere gelebilmek için marka yaratmak kaçınılmaz. Markayı firma olarak yaratamayız, markayı ülke yaratır. Havacılık demek güven demek ve güveni firmadan çok devlet sağlar. Markalaşmayı devlet desteği ile yapmaktan başka çare yok. Burda bize düşen ise organize olabilmek. Organizasyon hem küme hem ülke bazında iyi olmalı. Kümelerde mutlaka bir lider olmalı ve işleri rasyonelliğe uygun olarak şeff af götürmeli. Türkiye geneli bir organizasyondan da bahsedebiliriz yani Eskişehir ve Ankara havzasının bir üstünlüğü varsa başka kümelerle kaynakları bölmemek lazım çünkü havacılık çok maliyetli” diye konuştu.
Işık: Havacılıkta yardımcı hizmetlere kilitlenmeliyiz
Savronik Elektronik Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Işık, büyük pazarlara odaklanmak ve katma değerli ürünlere yönelmek gerektiğini kaydederek, “Bir bütünün parçası olmalıyız. Uçak teknolojisi çok uzun bir yol ve biz bunun trendlerini kaçırmışız. Dünyada üretim ve malzeme teknolojileri hızla değişiyor ve biz bu hızlı trene nereden bineceğimize bakmalıyız. Havacılıkta parça işlemek sektörün tek boyutu bu değil. Dünyada konuşulan en büyük havacılık projesi bizim yaptığımız havaalanı şu anda. Bu havaalanın yardımcı servisleri, yan ekipmanları, mobil ve bakım gibi çok sayıda yardımcı hizmeti var. Yani illaki uçak yapmak zorunda değiliz, yardımcı hizmetlere kitlenmeliyiz. Havacılık ve demiryolunun merkezinde olması Eskişehir’i ulaştırma teknolojilerinde önemli bir yere taşıyor çünkü artık dünyada kombine taşımacılık da çok önemli. Birbirine çok yakın bu ulaşım teknolojileri ile bir sinerji oluşturma şansımız var. Ayrıca Eskişehir, sıkışan Ankara ve İstanbul trafiğinde çok güzel bir kargo merkezi olabilir. Türkiye genelinde kümeler arası haksız bir rekabet var. Buna gerek yok çünkü küme doğal bir oluşumdur. Biz birlikte bir şeyler yapıyor olmalıyız. Ankara-Eskişehir- Bursa ve İzmir’in de yer aldığı, şehirlerarası iş bölümünün olduğu bir havacılık vadisi oluşturabiliriz yani kümelerin de kümeleşmeye ihtiyacı var” şeklinde konuştu.
Turan: Bankaların yüksek faizleri KOBİ’leri yoruyor
Numerik Makine Genel Müdürü Cumhur Turan, 10 yıl önce savunma ve havacılık sektörüne hiç ofset desteği verilmediğini belirterek, “Savunma sanayi bir uçağı ya da herhangi bir projeyi seçip alıyordu. Şimdi en azından bir tane alınması lazım deniyor ve ana sanayi iş alıyor ordan yan sanayilere de iş düşüyor. Havacılıkta yan sanayi olarak 30 firmaya yakınız. Bu grubun arkasındaki kişiler daha alt grup ve daha zor şartlarda çalışıyorlar ve yan sanayi olmak için ne yapmak gerektiğini düşünüyorlar. Bu konuda en büyük sorunlarımızdan biri makine yatırımı. Bir makine alırken ana sanayiden iş alacağım düşüncesi ile büyük bir risk alınıyor. Makine için bankalardan alınan kredilerin faizleri KOBİ’lerin belini ciddi olarak büküyor. Yüksek faizle yatırım yaparken yoruluyoruz” dedi.
Coşkun: Rekabet için makine parkının yenilenmesi gerek
Coşkunöz Savunma ve Havacılık Sanayi Genel Müdürü Mehmet Coşkun, sivil havacılıkta yıllık yüzde 5 büyüme öngörüldüğünü vurgulayarak, “Havacılıkta bir zamanlar hayal olan ayda 50 uçak bariyeri kırıldı ama detayda bazı tehlike sinyalleri var. Bu büyüme esasen Uzakdoğu kökenli ve genelde tek koridorlu uçaklara talepten kaynaklı bir büyüme. Ana firmaların yatırımları yavaş yavaş Malezya, G.Kore, Çin, Meksika, Hindistan’a doğru kayıyor. Artık ucuz işçilik cenneti olan Balkan ülkeleri değil daha düşük maliyetli ülkelerle rekabet eder duruma gelme noktasındayız. Dünya rekabeti için Malezya ve Hindistan’dan daha ileride olmalıyız. Bunun için makine parkımızı acilen yenilemeliyiz. Uzun vadeli düşük faizli krediler için sektöre özel teşvikler çıkartılmalı ” diye konuştu.