”Hiçbir kurum TSK üzerinden siyaset yapmasın”
Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ, yazılı basının Ankara temsilcileriyle İletişim Toplantısı'nda bir araya geldi
Ferit B.PARLAK
ANKARA - Yazılı basının Ankara temsilcileri ve genel yayın yönetmelerini davet ederek 'İletişim Toplantısı' düzenleyen Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 3.5 saati aşan toplantıda, medya Genelkurmay ilişkilerinden, bölücü terör örgütü PKK'yla mücadeleye; ABD ve AB ile olan ilişkilerden Kafkaslar'daki gelişmelere kadar geniş bir yelpazede açıklamalar yaptı ve soruları yanıtladı.
Medya konusunda çeşitli eleştirilerde bulunarak sözlerine başlayan Başbuğ, "Medya kuruluşlarımızda, basın meslek ilkelerinin çoğuna uyulmuyor" dedi. Başbuğ şunları kaydetti: "Genelkurmay'a akreditasyon konusunda basın meslek ilkelerini baz alacağız. Akreditasyonun kapsamı bu bağlamda genişleyebilir, daraladabilir. Mesela basın meslek ilkeleri kişiler ve kuruluşları eleştirirken küçük düşürmeyin diyor. Suçlu olduğu yargı kararıyla belirlenmeyen hiç kimse suçlu ilan edilemez diyor. Doğruluğundan emin olunmayan haber yayınlanmaz diyor. Daha birçok madde. Bunlara uyuluyor mu?"
TSK içine sızarak, burada kendisine haber kaynağı bulan kişilerin bilmeden suç işlediğini de dile getiren Başbuğ, "Bilgi sızdırmak suçtur. Demokrasinin ve hukukun baş savunucusu olarak bilinen bazı gazetecilerin, TSK'nın içine sızıp, burada kişilerle tanışarak bilgi edinmeye çalışması hangi demokrasiye, hangi hukuka sığar? Bazıları açıkça, "İçeride adamım var" diyebiliyor. Bu konuda çok hassasız" diye konuştu.
Haftalık basın toplantıları başlıyor
Gizli belgeler ve ses kayıtlarının sızması konusunda tüm dünyada sorun yaşandığını dile getiren Başbuğ, "Bu sadece TSK'nın sorunu değil. Bilgi ve teknoloji çağındayız. Buna ters orantılı olarak güvenlik zaafiyeti yaşıyoruz" dedi. Medyanın kamu görevi yaptığına da dikkat çeken Başbuğ, "Medya toplumun bilinçlenmesini sağlıyor. Bu görevini yerine getirirken kurum olarak medyaya yardımcı olmamız gerekliliğini düşündük. Bu kapsamda karşılıklı anlayış ve samimiyete dayalı bir diyalog geliştirmek istiyoruz. Bu nedenle eylül ayının son cuma gününden itibaren, haftalık basın toplantılarına başlayacağız. Yine bu kapsamda oluşturulacak '24 saat iletişim kanalı' ile de tüm soruların yanıtlanabileceği bir sistemi uygulamaya geçireceğiz. Buna haberi teyit mekanizması da diyebiliriz. İpuçlarıyla, yorumlarla haber yapmanın tehlikeli olduğunu savunuyoruz. Burada amacımız otokontrol değil. Teyit ihtiyacı duyan gazetecilere hizmet edebilmektir" dedi.
"Medya da dahil hiçbir kurum TSK üzerinden ucuz siyaset yapmasın. Kimse TSK'yı kendi amaçları için kullanmasın. TSK, günlük olayların içine çekilmesin. Bu konularda çok hassasız" diyerek TSK'yı kullanarak siyaset yapanlara sert çıkan Başbuğ, TSK'nın ana konulara olan bakış açısının değişmeyeceğini ifade etti. Başbuğ, "Genelkurmay'ın laik sistem ile ilgili düşüncesi dün ne idiyse, bugün de odur, yarın da o olacaktır. Ana konularda farklı beklentiye girenler yanılır" diye konuştu.
TSK'nın gece yarısı bildirisi ve Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan iki komutanı ziyareti ile ilgili soruları da yanıtlayan Başbuğ, "Nisan ayındaki gece yarısı bildirisi konusunda benim bir bakışım olamaz. TSK adına TSK Başkomutanı tarafından yayınlanmış bir bildiridir. Ergenekon kapsamında tutuklu bulunan iki komutana TSK adına yapılan ziyaret ise, yarım asırı bulan silah arkadaşlarına ve Silahlı Kuvvetler'e hizmet vermiş insanlara olan vefa borcunun gereğidir. Tamamen insani boyutludur. 65 yaşın üstündeki silah arkadaşlarımıza moral ziyaretidir. Bunun yargı sürecini etkileyeceğini ifade etmek yargıya yapılacak en büyük hakarettir. Medya bu olayı yanlış anlamalara neden olacak şekilde yorumlamamalı" dedi.
"Tezkere sorun olmaz"
Sınır ötesi operasyonlara yetki veren tezkere süresinin 17 Ekim'de dolduğunun altını çizen Başbuğ, "Yeni tezkere yarın (bugün) Bakanlar Kurulu toplantısında görüşülecek. Bu konuda TSK olarak talebimiz var. Sorun olacağını sanmıyorum ve sürenin uzatılacağına inanıyorum" dedi.
Bölücü terör örgütü PKK'nın kırılma noktasına doğru yol aldığını belirten Başbuğ, "Bölücü terör örgütünün 1984-2008 yılları arasında geçen 24 yılda birçok kez kırılma noktaları oldu ama Türkiye bazı hatalar nedeniyle bu olanakları değerlendiremedi. Şu anda da oldukça lehte bir durum sözkonusu. Bu sefer kırılmayı gerçekleştireceğimize inanıyorum" şeklinde konuştu.
Türkiye'ye terörle mücadele konusunda akıl vermeye çalışanlara ilişkin olarak ise Başbuğ, "Bizim akla ihtiyacımız yok. Eğer kendi sorumluluklarını yerine getirmezlerse, biz gerekeni yaparız" dedi. "Terörün bitmesini en çok isteyen, ana ve babalardan sonra TSK'dır" diyen Başbuğ, "TSK terörü bitirmek istemiyor, diyenler haindir. Şehitler üzerinden kimse ucuz siyaset yapmasın" şeklinde konuştu.
Teröre haberlerle hizmet edilmemeli
Bu konuda medyaya da görevler düştüğünü kaydeden Başbuğ, "Yine şehit verdik, niye şehitler devam ediyor gibi başlıklar moral bozmaktadır. Bu bizi rahatsız ediyor.
Feryat eden ana babaları bağrımıza basalım ama bunun gazetelerde boy boy verilmesi de moral bozuyor. Terör örgütünün amacı zaten moral bozmak. Bu tarz haberlerle hizmet etmiş oluyoruz. Diğer tarafta "Bir oğlumu şehit verdim, diğer oğlumu da göndermeye hazırım" diyen aileler var. Onları geniş verelim. Bu tür haberler moral vermektedir Mehmetciğe" dedi.
Bölgede fotoğraf değişti
Son ziyaretinde yaşadığı iki hususun altını çizen Başbuğ, "Biri bölgedeki er, uzman, astsubay ve teğmenlerin gözünde gördüğüm ışık. O bölgede birçok kez bulunduğum için söylüyorum bu kez gördüğüm ışık farklı ve karamsarlıktan uzak. Bu çok sevindirici. İkincisi ise Van'da yaşadıklarımız. Van'a girerken iki kaldırımı hıca hınç doldurmuş halkı gördüm. Ve aralarına girerek 25 dakika yürüdüm. Onların gözlerindeki ışığı, sevgiyi gördüm. Kalabalıklar görmüştük ama şimdiye kadarkiler donuk kalabalıklardı. Bu kez farklıydı. İnsanların birşeylere inanmaya başladığını, birşeylerin değiştiğini gördüm. Bu da son derece sevindirici" dedi.
1990'lara dönmedik
Terör olaylarının artmasıyla yükselen, "1990'lara mı dönüyoruz" tartışmasına da yanıt veren Başbuğ, "24 yılda 32 bin terörist etkisiz hale getirilmiş. Tutuklananlar ve yaralılarla birlikte bu sayı 46 bine çıkıyor. 24 yılda 4 bin 937 askerimizi şehit vermişiz. Polislerle birlikte 6 bin 482 şehidimiz var. Sivillerde ise 5 bin 660 şehidimiz var. Mesela 1994 yılında 6 bin 446 olay olmuş. 867 askerimizi şehit vermişiz o yıl, 992 de sivil. 2007 yılında 1499 olay olmuş. 126 şehit vermişiz. 2008 yılında 1171 olay olmuş ve 42 şehit vermişiz. Yani 1990'lı yıllarla kıyaslanamaz. Kaldı ki olay sayısında önemli oranda düşüş var ve bu olayların büyük bir bölümü güvenlik güçlerinin insiyatifinde olan olaylar. Yani teröristlerin insiyatifinde cereyan eden olaylardaki sayı da oldukça düşmüş."