İç politika mı, dış politika mı?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Burak KÜNTAY / Bahçeşehir Ünv. Öğr. Gör. Foundation for Defense of Democracies Kıdemli Analisti

Amerikan başkanlık seçimleri öncesi en belirleyici dönemeçlerden biri şüphesiz ki başkan adayları arasındaki tartışmalardır. Amerikan halkının canlı olarak izlediği bu tartışmalar seçim neticelerine ciddi anlamda etki eder. Burada adayların sergiledikleri performanslar halkın seçimde alacakları karara çok büyük tesir eder.

Geçtiğimiz günlerde McCain ve Obama arasındaki ilk tartışma birçok otorite tarafından Obama’nın lehine bitmiş olarak yorumlandı. Daha doğrusu Obama’nın Amerikan halkı tarafından daha iyi bulunduğu konusunda

analizler yapıldı. Bu netice ve kanaatler kısmen doğru. Yalnız doğruluk sebebi birçok kişinin tahmin ettiği gibi Obama’nın, McCain’e göre daha etkileyici ve başarılı olması değildi. Obama’yı McCain’e göre

daha başarılı kılan etken ikilinin iyi olduğu konulara Amerikan halkının bakışı oldu.

Tartışmalar esnasında, McCain; dış politika ve ulusal güvenlik konularında yıllara dayanan tecrübesini konuşturdu. Daha etkin, daha konuya hakim ve daha bilgili duruşuyla Dış Politika konusunda Obama’ya göre daha çok güven verdi. Zaten bu sonuç bekleniyordu. McCain’in en tecrübeli olduğu konular dış politika ve ulusal güvenlik olduğu için bu netice kimseyi şaşırtmadı. Ekonomik ve sosyal politikalarda ise durum tam tersi idi. Obama kendini ve projelerini bu konulara dair daha iyi hazırlamıştı. Kendine güveni tamdı. Rakibi gibi herhangi bir ekonomi tecrübesi olmamasına rağmen Obama bu konuda McCain’e göre çok daha etkileyici ve ikna ediciydi. Bu açıdan bakıldığında Obama’yla McCain’in birbilerine denk olduğunu söyleyebiliriz. İkisi de iki önemli konuda öne çıktı, ancak ertesi günkü kamuoyu yoklamaları Obama’yı büyük farkla olmasa da belli bir marjla McCain’in önünde gösteriyordu.

Bunun sebebi ise çok açık;

McCain’in başarılı olduğu dış politika ve ulusal güvenlik meseleleri şuan itibarı ile Amerikan kamuoyunun gözü önünde olan ve ilk etapta potansiyel risk olarak görülen konular değil. Elbette Afganistan, Irak, Kuzey Kore, İran ve Rusya konuları ABD’nin önümüzdeki dört senesi için gayet önemli ama şuan revaçta olan konular değil.

Obama’nın iyi olduğu konular ise ekonomi ve sosyal politikalardı. Zamanlama açısından bu tartışma Obama’ya daha çok yaradı. Amerika’da ekonominin çok kötüye gittiği ortada. ABD halkı, büyük finans kuruluşları ve bankaların iflas ettiği yada iflasa yaklaştığı günler geçiriyor. İnsanların hayatına ekonomik sorunların bir bir sirayet etmesi ve bu bağlamda sıkıntıların ön plana çıkması halkta önemli bir ekonomik tedirginlik yaratıyor. Bir de üstüne üstlük ABD Kongresi’nde 700 milyar dolarlık paketin tartışıldığı ve neticesinin halk tarafından merakla beklendiği günlerde ekonomi kamuoyu nezdinde büyük bir öneme sahip. İşte halkın gözünde bu kadar önemli bir konuda Obama dahi iyi bir netice alınca bu doğal olarak tartışmalarında neticesine etki etti.

Diğer bir deyişle ilk düelloda Obama’nın McCain’e göre üstünlüğünün sebebi tartışmadaki mutlak galibiyeti değildi. Denk geçen yarışta Obama’yı öne çıkaran en önemli neden üstün olduğu konunun McCain’in üstün olduğu konuya göre kamuoyu nezdinde daha önem arzeden bir konu olmasıydı.

Bundan sonraki tartışmalarda belkide en önemli konu ekonomideki gidişatın ne derece önemini artıracağı ve bu konuya dair adayların hangisinin öne çıkacağı. Mevcut gidişat gösteriyor ki seçimin neticesini “Ekonomi” belirleyecek. McCain ikinci tartışmaya kadar bu konuda kendini acil geliştiremezse neticeye Barack Obama daha çok yaklaşacaktır.