İftiharlık iftariyelikler

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

AYDIN'DAN / Senay ÇOPUR

[email protected]

Sizce Türkiye'de kaç tane başkent var? Bir tane dediğinizi duyar gibiyim. Yönetim merkezi olarak evet bir tanedir, Ankara'dır Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti. Ya diğerleri?

Denizli tekstilin başkenti; Buldan dokumacılığın başkenti; Buharkent termalin başkenti; Atça çileğin başkenti; Nazilli kestanenin başkenti; Aydın incirin başkenti… Liste uzayıp gider tüm ülkeyi taradığımızda. Bunlar sadece geçen hafta 145 km'lik Denizli-Aydın karayolunda gördüğüm başkentler.

Peki bu başkentleri hangimiz ne kadar biliyoruz? Kendimizi ne kadar tanıyoruz? Yetiştirdiğimiz, ürettiğimiz ürünler için önümüze ihracat hedefleri koyarken bu ürünleri iç tüketicinin ne kadar bildiğini, ne kadar tanıdığını, ne kadar tükettiğini sorguluyor muyuz? Bilmediğimiz bir şeyi nasıl pazarlamaya kalkıyoruz?

Erzurum'un bir ilçesindeki ilköğretim okulu müdüründen Aydın Ticaret Borsası'na bir mektup geliyor: "Öğrencilerimiz hiç kestane görmedi, merak ediyorlar" diye. Aydın Ticaret Borsası içerisine kestanenin dikenli kabuğunun üzerinde olduğu hali, soyulmuş hali ve nasıl pişirileceğini anlatan bilgi notunu da koyduğu bir paket hazırlıyor gönderiyor Erzurum'a. Üniversitede batı illerinden gelen arkadaşlarımın kırmızı kabuklu kuru Antep fıstığını o haliyle ağızlarına atıp yemeye çalıştıklarına şahit olmuştum. Denizli'ye geldiğimde öğrendim leblebinin merkezinin aslında Çorum olmadığını, kestanenin merkezinin ise Bursa olmadığını.

Ramazan geliyor, iftar sofralarımızı donatma telaşı başlıyor. Ramazan aynı zamanda yardımlaşma zamanıdır, herkes de elinden geldiğince katılıverir bu sofra donatma telaşına. Ramazan paketleri dağıtılır ihtiyaç sahiplerine.

Erzurum'dan aldığı mektup üzerine "Kim bilir daha kimler hangi güzel ürünlerimizden bihaber" diyen Aydın Ticaret Borsası Başkanı Adnan Bosnalı, yöresel ürünlerin tanıtımına yönelik bir fikir geliştiriyor. Yöresel ürünlerin tanıtımını sağlarken iç piyasada tüketim artışına da sebep olabilecek, kısa yoldan ekonomiyi canlandıracak basit bir çözüm dediği fikri şöyle açıklıyor Bosnalı: "Türkiye'nin en uç noktasında bile TOBB'a bağlı bir oda/borsa bulmak mümkün. Böyle bir iletişim ağını kullanmamız gerek. Neden kurumlar olarak hazırlayacağımız Ramazan paketlerine Türkiye'nin çeşitli yörelerine özel yöresel ürünlerimizden koymayalım? Her Borsa seçeceği bir Borsa ile irtibata geçer ve hazırlayacağı paketler için bir ürün seçerse oluşacak tanıtım mekanizmasının gücü hayal bile edilemez. Örneğin İzmir kuru üzümü Diyarbakır borsasının dağıtacağı paketlerde, Giresun fındığı Denizli Borsasının dağıtacağı paketlerde yer alacak. Odalar, borsalar bu ürünü en iyi temin edecek üyeleri ile irtibata geçerek fatura karşılığı, diğer borsaya teminini sağlayabilir ve bu sayede yerel ürünler belki hiç o ürünün tadını bile bilmeyen kişilerce tadılmış, tanıtılmış olur." Bosnalı, kahve sohbetimiz sırasında bahsettiği fikrini Türkiye'deki tüm oda ve borsalarla paylaşmaya hazırlanıyordu. Dilerim tüm oda ve borsa yönetim kurulları bu çağrıya kulak verir ve "iftiharlık ürünlerimiz iftariyeliklere dönüşür".