İhracat yüzde 10 arttı

Ocak'ta ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10 artışla 10 milyar 554 milyon dolar oldu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İNEGÖL - Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ocak ayı ihracat rakamlarını açıkladı. Ocak ayında ihracat, 2011 yılının aynı ayına kıyasla yüzde yüzde 10 artışla 10 milyar 554 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, ocak ayında Türkiye'nin ihracatının 2011 yılının aynı ayına göre yüzde 10 artışla 10 milyar 554 milyon dolar olduğunu bildirdi.
Büyükekşi, ocak ayı ihracat rakamlarını İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası'nda (İTSO), düzenlenen basın toplantısıyla açıkladı.
Mehmet Büyükekşi şunları kaydetti:
"Ocak ayında ihracatımız, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10 artışla 10 milyar 554 milyon dolar oldu. Ocak ayında en fazla ihracatı, 1 milyar 609 milyon dolar ile otomotiv endüstrisi sektörümüz yaparken, kimyevi maddeler sektörümüz 1 milyar 309 milyon dolar ile ikinci sırada, çelik sektörümüz ise 1 milyar 256 milyon dolar ile üçüncü sırada yer aldı.
Tarım sektörlerimiz ocak ayında 1 milyar 520 milyon dolar ihracatla toplam içinde yüzde 14,4 pay alırken, 8 milyar 757 milyon dolar ihracat gerçekleştiren sanayi sektörlerimizin payı yüzde 83 oldu. Madencilik ürünleri sektörümüz ise ocak ayında 276 milyon dolar ile toplam ihracattan yüzde 2,6 pay aldı. Ocak ayında en fazla ihracat artışını yüzde 223 ile mücevher sektörümüz, yüzde 33 ile tütün sektörümüz ve yüzde 32 ile halı sektörümüz yakaladı."
Büyükekşi, ocak ayında 2 yeni ihracatçı sektörün rakamlarını açıklamaya başladıklarına da değinerek, "Yeni sektörlerimizden iklimlendirme sanayisi sektörümüzün ihracatı ocak ayında yüzde 7 artarken, savunma sanayisi ihracatımız yüzde 19,6 arttı" dedi.
Hızlı bir başlangıç yaptık
Türkiye'nin 2012 yılı ilk ihracat verilerine dikkati çeken TİM Başkanı, şunları kaydetti:
"2011 yılından aldığımız moral ve motivasyon ile 2012'ye hızlı bir başlangıç yaptık. Dünya ekonomileri ise 2012 yılına karamsar bir tablo ile başladılar. Avrupa ekonomileri bütçe açıkları ve borç stoku ile boğuşuyor. IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar dünya çapında yıllık büyüme tahminlerini düşürdü. IMF dünya ekonomisinin 2012 yılında yüzde 3,3 oranında büyüyeceğini, Euro Bölgesinin ise binde 5 oranında küçüleceği tahmin ediyor. Ülke risklerindeki artış, bankaların borçlarını azaltamaması ve ilave mali önlemler, sorunları daha çok derinleştiriyor. Kemer sıkma politikaları büyümeyi tehdit etmekte, Avrupa ülkelerinde resesyon çanları çalmakta."
Tahminlere katılmıyoruz
Büyükekşi, Dünya Bankasının, "yeni krize hazırlanın" şeklinde uyarı yaparken 2012 yılında dünya ekonomisinin yüzde 2,5, Türkiye'nin ise yüzde 2,9 oranında bir büyüme yakalayacağını öngördüğünü belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz bu tahminlere katılmıyoruz. TİM olarak Türkiye'nin 2012 yılında yüzde 4'lük büyüme hedefini yakalayacağını bekliyoruz. 2012 yılının üçüncü çeyreğinden sonra bu beklentinin revize edilerek daha yukarılara taşınacağını düşünüyoruz.
Öte yandan, Amerika'nın daha fazla parasal genişlemeye gitme ihtimali bulunmaktadır. Eğer bu ihtimal gerçekleşirse, piyasalara olumlu yansımaları olacaktır. Bu durumda faizler aşağı inerken, borsalar çıkacak, dolar değer kaybedecektir. Bu parasal genişleme gelişmiş ülkelerin içinde bulunduğu üretememe sorununun sümen altı edilmesine neden olacak. Yine varlık değerleri şişecek. Bu adım, sorunun çözümü yönünde atılacak bir adım değildir."
Doların değer kaybetmesinin ABD için olumlu bir adım olabileceğini, ancak bu durumun gelişmekte olan ülkelerin rekabetçiliği için zararlı sonuçlar doğuracağını ifade eden Büyükekşi, parasal genişlemeden bu zamana kadar fayda gelmediğini, bundan sonra da fayda geleceğine inanmadıklarını vurguladı.
Büyükekşi, Davos'taki karamsar beklentilerin aksine, Avrupa'nın yılın ikinci yarısından başlayarak kademeli bir şekilde iyileşeceğini düşündüklerini ifade ederek, aynı şekilde, Türkiye'nin 2012 yılında hem büyüme hem ihracatta sürpriz yaparak beklentilerin üzerinde performans sergileyeceğine inandıklarını bildirdi.
Merkez Bankası'nın proaktif politikasını destekliyoruz
Doğunun, batının krizinden olumlu yönde ayrıştığını, bu ayrışmanın, 2008'den beri süregelen sürecin en önemli dönüm noktalarından birisi olduğunu belirten Büyükekşi, bu yönelimin Türkiye'yi etkileyen ve ilgilendiren yönlerinin olduğuna dikkati çekti. Büyükekşi, şöyle dedi:
"Birtakım çevreler, Türkiye'nin yeniden eski paradigmaya dönmesini istiyor. Yani yüksek faiz, düşük kur ve yüksek kısa vadeli sermaye girişi ve kura uygun borçlanma süreci istiyorlar. Bunun için faizlerin yükseltilmesini nihayet IMF resmen istedi. TİM'in kura bağlı olmayan, küresel rekabete dayalı ihracat stratejisinin bir kez daha önemi ortaya çıkıyor. Merkez Bankasının açıklamaları gösteriyor ki Merkez Bankası faizleri piyasaya bırakacak. Burada kararlı. O zaman kur, gerçekçi, yani Orta Vadeli Program'da öngörülen çerçeveye oturacak. Biz Merkez Bankası'nın proaktif politikasını destekliyoruz.
Bu konularda ilginizi çekebilir