II. Pearl Harbour

Yusuf DİNÇ - Albaraka Türk Katılım Bankası AŞ Uzman Yatırımcı İlişkileri

YAYINLAMA
GÜNCELLEME





Son yıllarda merkez bankaları agresif, proaktif ve benzeri tanımlamalara konu oluyor ya da pasif, etkisiz gibi tanımlamalaraÖ Krizdendir. Kriz olunca yük merkez bankalarına biniyor. Çünkü kriz olana kadarki dönemlerde devletin piyasalara müdahalesi arzulanmazken kriz ortaya çıkınca aman devlet, yetiş devlet benzeri bir hal alıyor en liberalleri dahi.
Son olarak Bank of Japan (Japon Merkez Bankası) hayli ilginç bir reaksiyon verdi krize ki; Japonlar son 5 yıldır 3 kere resesyon (iki çeyrek üst üste daralma hali)yaşadı. Japonlar 1.3 trilyon yen büyüklüğünde yeni bir genişleme paketi duyurdu. Yeni diyorum çünkü bir öncekinin bitmesiyle hayata geçecek. Bankaların riskli varlıkların alımına yönelik klasik bir paket. Peki, bunu ilginç kılan ne?
Bu durumu ilginç kılan paketten beklenen sonuç... Ya da paketi uygulamadaki amaç... Hedef enflasyonu %1 den %2 düzeyine çıkarmak... 'Bu rakamlar enflasyon değil ne olacak' diye düşünebilirsiniz Türkiye'de yaşıyorsanız, ancak belirtmeliyim ki Japonya üzerindeki etkinin bizdeki karşılığı enflasyon hedefinin %10'dan %20'ye çıkarılması gibidir.
Japon Merkez Bankası'ndaki 40 trilyon yen olan bankalar serbest mevduatı zorunlu karşılık hesaplarında tutulanın 5 katına çıkmış durumda ne yapılırsa yapılsın tasarruflar tüketim, yatırım gibi harcamalara yönlendirilemiyor. Bugüne kadarki Japon genişleme paketleri ne kadar ucuz kaynak imkânı sunarsa sunsun bankalardan kredi talebine ciddi bir artış sağlanamadı.
Üstelik daha önceki genişleme paketlerinin yatırım etkisinin tamamına yakını Malezya, Endonezya gibi güney Asya ülkelerinde hissedildi. İhracattaki en büyük partneri olan Çin'in payı da %19.7 civarından %18.3 civarına geriledi. Üstelik Güney Çin Denizi'ndeki adalar üzerinden ciddi bir sürtüşme de söz konusu...
Japonya'nın bugünkü çıkışı bu durumda büyük bir risk aldıklarını gösteriyor. Ancak genişleme paketinin asıl etkisi olarak 'kur savaşları' olarak adlandırılan durumu yaşayacak olmamız sayılabilir. Daha önce yaşanmış ve birçok tartışmaya konu olmuştu. Bu genişleme paketinin dolar/yen paritesini yen lehine %10 etkilemesi bekleniyor. Yani değer kaybetmekte olan yenin düşüşü sürmeye devam edecek. Bu durumdan en çok etkilenense Güney Kore olacak çünkü aynı pazarlara benzer mallar sunan bir ülkeÖ
Güney Kore kurda dezavantaj yaşayacak ve ihracata dayalı büyümesini sürdürmek isteyecek olması Won üzerinde baskı yapacak. Güney Kore kur savaşının içine tereddüt etmeden girecektir. Asya malları dünyada ucuzlama eğiliminde olacak en azından çapraz kura maruz kalmayacak ABD için Japon malları %10 civarında ucuzlamış olacak.
Bu durumun tehdit olduğu en önemli aktör ise ABDÖ ABD tarım hariç ekonomisi Japonya ve Güney Kore ile benzer malların özellikle dış piyasaya sunulması üzerine kurulu bir ülke; high tech, otomobil gibi. Dış ticarette kurda dezavantajlı konuma gelecek olan ABD, kur savaşının içinde yer alır mı?
Japonlar Pearl Horbour'daki gibi uyuyan devi mi uyandırdılar gene? İzleyip göreceğiz... Ancak ABD'nin sıkılaştırmayı konuştuğu periyodun hemen üzerine Japonların bu kararı tesadüfe benzemiyor. Ben Japonların 'kendi dertlerine düşmüşler' olduğunu düşünmüyorum, dünyanın en büyük üçüncü ekonomisi, akıllı adamların olduğu bir ülkeÖ Elbette her şey ince düşünülüp oyunda kartlar ona göre oynanacak...