”İktidarları vatandaşın iradesi belirler”
Devlet Bakanı Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu sonrası "iktidarları vatandaşın iradesi belirler, gelişi de gidişi de vatandaşın iradesiyle olur, bunu dışındaki hiçbir çabayı bizim kabul etmemiz mümkün değil." dedi
ANKARA - Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, "Türkiye, bir demokratik ülkedir ve Türkiye'nin demokrasiyi tercihi, temel bir tercihtir. Eksiği vardır, noksanı olabilir ama biz demokrasiyi, mevsimlik bir tercih olarak almadık, bir temel tercihtir" dedi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
"Genelkurmay Başkanlığının Balyoz Planı ile ilgili açıklamasının kendilerini tatmin edip etmediği" sorusuna Çiçek, şu yanıtı verdi:
"Bakanlar Kurulundan hemen çıktık. Bu konuyu değerlendirme imkanım şahsen olmadı. Bana sorulduğunda şahsi kanaatimi dün söyledim. Şunu artık hepimizin görmesi lazım. Türkiye, bir demokratik ülkedir ve Türkiye'nin demokrasiyi tercihi, temel bir tercihtir. Eksiği vardır, noksanı olabilir ama biz demokrasiyi, mevsimlik bir tercih olarak almadık, bir temel tercihtir. Zaten hükümet olarak bizim çabamız, gayretimiz Türkiye'de demokrasiyi daha da kurumsallaştırmaktır. Türkiye'nin gelişmesi de demokrasi konusuna olabildiğice vurgu yapması ve bunu tüm kurallarıyla, kurumlarıyla işlemesini temin etmesidir, birincisi budur. Bunun da yolu, iktidarları vatandaşın iradesi belirler, gelişi de gidişi de vatandaşın iradesiyle olur, bunu dışındaki hiçbir çabayı bizim kabul etmemiz mümkün değil. Zaten bu çağda bu tip anlayışlarda çağın gerisinde kalan anlayışlardır.
İkincisi yine eksiği var ama neticede Türkiye, Anayasası'nda bir hukuk devleti olduğu ifade ediliyor. Hukuk devletinden yola çıkarak Türkiye'de hukukun üstünlüğünü temin etmek, hepimizin görevidir, herkesin yararınadır, milletimizin yararınadır. Onun için Türkiye'de hukuk işliyor, işleyecektir. Gündeme gelen bir konunun hukuki bir boyutu varsa, onu zaten değerlendirmesi gereken Anayasa gereği, yasalar gereği makamlar vardır, onlar da bu değerlendirmeleri yaparlar diye düşünüyorum."
"EMASYA Protokolü'nü yeniden düzenlemeyi düşünüyor musunuz?" sorusuna Çiçek, "Onu bilmiyorum. O İçişleri Bakanlığı ile ilgili bir konu. Onu ilgili bakan arkadaşımıza sorarsınız. Ben burada genellikle konuştuğumuz konularla ilgili bilgi veriyorum. Başka bakanlığın sorumluluk alanına giren konu da onları bağlayıcı ya da bilmediğim bir konuda cevap verirsem, ben de yanlış bir konumda olurum. Onun için ilgili bakan arkadaşıma sorun" yanıtını verdi.
Bir gazetecinin, sadece İçişleri Bakanlığını ilgilendirmediğine yönelik sözleri üzerine, Anayasa'nın 6 maddesine bakıldığında, hiçbir kişi, makam ve organın, kaynağını yasa ya da Anayasa'dan almadığı bir yetkiyi kullanamayacağını anımsatan Çiçek, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla elbette buna birlikte karar vereceğiz ama bunu bir hazırlığı varsa, bir çabası varsa bunu bir dosyası, bir geçmişi vardır... Onu ilgili bakan arkadaşımız değerlendirir, eğer bir hükümet kararına ihtiyaç duyuyorsa onu da gündeme getirir. Biz bugüne kadar Türkiye'ni demokratikleşmesi noktasında bir çok kararı aldık. Yani kimse bizim demokrasi konusundaki niyetimizden ve bu konuda bir karar almamız gerekiyorsa alacağımızdan kimsenin endişesi olmasın. onun için bu konu herhalde Sanayi Bakanlığını arşivinde veya gündeminde olan bir konu değil, İçişleri Bakanlığı tarafından geçmişte bildiğim kadarıyla düzenlenmiş bir konudur. Gündeme geldiğin de sizlere ya sayın bakan açıklar veya bir değerlendirme konusu olursa biz açıklarız."
Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, e-Devlet hizmetlerinin daha etkin, verimli şekilde sürdürülebilmesi, mevzuatta karşılaşılan kısıtlayıcı hükümlerin ortadan kaldırılabilmesi için 28 kanunda değişiklik yapan yasa tasarısının TBMM'ye sevk edileceğini bildirdi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Toplantıda, görüştükleri 2 kanun tasarısı bulunduğunu, bunlardan bir tanesinin Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun Tasarısı olduğunu belirten Çiçek, şunları söyledi:
"Tapu kadastro hizmetlerinin toplum hayatımız açısından, şahıslarımız açısından ne kadar önemli olduğu ortadadır. Belki bugün yargıdaki iş yığılmasının önemli sebeplerinden bir tanesi özellikle hukuk mahkemelerinde, hatta biraz ifadeyle babadan oğula toruna intikal eden uzun süreli davaların temelinde Türkiye'nin kadastrosunun yapılmamış olması, tapu hizmetlerindeki bir kısım aksaklıklar ve eksiklikler sebebiyledir. Onun için bugün yılda yaklaşık 7 milyon işlem yapılmakta ve vatandaşımızın yüzde 25'i bir veya iki şekilde tapuyla muhatap olmaktadır. Onun için klasik usulle yapılan bu tapu kadastro hizmetlerinin çağımızdaki elektronik alanda kaydettiği gelişmeler dikkate alındığında yeni bir yapılanmaya gidilmesinde teşkilatın da buna uygun olarak vatandaşa süratli, etkin bir hizmeti verebilmesi bakımından teşkilatın bu gelişmelere ayak uydurmasında zaruret var. Onun için böyle bir tasarıyı sevk ediyoruz. Teşkilat yeniden yapılanıyor. Artık işlevini kaybetmiş bir kısım müdürlükler ya da bölümler ortadan kaldırılıyor. Yenileri ihdas edilmek suretiyle bu alanda hizmeti daha etkin ve verimli verebilmek elektronik ortamda bu hizmetleri de yapabilmek bakımından önemli bir kolaylık gelmiş olacaktır."
e-Devlet hizmetleri
Toplantıda, e-Devlet hizmetinin hızlandırılmasının ele alındığını kaydeden Çiçek, çağın iletişim, bilgi ve elektronik çağı olduğunu bunların devlet hayatına ve yapılan hizmetlere yansıması gerektiğini söyledi.
Bu alanda son 7 yıl içinde önemli çabalar sarf edildiğini kaydeden Çiçek, e-Devlete geçme yolunda gerçekleştirilen hizmetlerden örnekler verdi. Bunların daha etkin ve verimli şekilde sürdürülebilmesi, kağıt üzerinde yapılan bazı işlemlerin elektronik ortama aktarılabilmesi ve bu alanda mevzuatta karşılaşılan kısıtlayıcı yükümlerin ortadan kaldırılabilmesi bakımından 28 kanunda değişiklik yapan yasa tasarısının Bakanlar Kurulu toplantısında kabul edildiğini bildiren Çiçek, "TBMM sevk etmiş olacağız. Dolayısıyla bu tasarının da yasalaşmış olması halinde bu alandaki hizmetlerin daha hızlı bir şekilde sürdürülebilmesi, vatandaşa hizmetlerin daha kolay gitmesi açısından sayısız faydalar getirecektir" diye konuştu.
İkinci olarak AB konusunun ele alındığını belirten Çiçek, "Avrupa Birliği bildiğiniz gibi gündemimizde olan bir konudur, gündemimizde olmaya da devam edecek. Biz Avrupa Birliği meselesini gerçekten önemsiyoruz" dedi.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın sivil toplum kuruluşlarıyla yakın bir çalışma içinde olduğunu ve Bakanlar Kuruluna her hafta gelişmelere ilişkin bilgi verdiğini aktaran Çiçek, "Ancak bütün bu çabalara rağmen Avrupa Birliğini önemseyen bazı sivil toplum kuruluşlarımızın bile bu çalışmalardan yeteri kadar haberdar olmadığı ya da yakinen takip etmedikleri gibi de bir kanaatimiz var. Tabiatıyla hem onlar bizi iyi takip etsin hem de biz onlara daha fazla bilgi verelim. değerlendirmeler yapılırken de bu bilgi çerçevesinde yapılmış olsun..." ifadesini kullandı.
"Yolsuzlukla mücadele"
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısında Türkiye'de saydamlığın artırılması ve yolsuzlukla mücadelenin güçlendirilmesiyle ilgili stratejinin benimsendiğini söyledi.
4 Aralık 2009 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla bir genelge çıkarıldığını, Başbakanlık Teftiş Kurulu sekreteryasının başkanlığında 2010-2014 yıllarını kapsayan bir strateji çalışmasını uzunca bir süre yürüttüklerini anlatan Çiçek, şöyle devam etti:
"Bu genelge ile benim başkanlığımda Adalet, İçişleri, Maliye ve Çalışma bakanlarından oluşan bir komisyon ve yine bu bakanlıkların ve gündemdeki konuyla ilgili olarak da sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katılacağı bir yürütme kurulu oluşturulmaktadır. Böylece saydamlığın artırılması ve yolsuzlukla mücadelenin güçlendirilmesi konusu 2010'dan itibaren daha kararlı bir şekilde sürdürülmüş olacaktır. Esasen, bu bizim kamuoyuna olan taahhüdümüzdür. 58, 59 ve 60. hükümet programlarında bu var. Ayrıca Türkiye'nin açıkladığı ulusal programda bu var. 2002'den bu tarafa biz bu konuda çok önemli çalışmalar yaptık. Esasen önemli mesafeler de alındı. Bu konu ilk defa hükümetin gündemine geliyor değil."
Hükümetin, bu alanda 2002 yılından bu yana 17 yasal düzenleme yaptığını ayrıca, bu konuya hassasiyet gösteren bütün ülkelerin kabul ettiği 7 uluslararası sözleşmeyi de onayladıklarını anlatan Çiçek, saydamlığın artırılması ve yolsuzlukla mücadele başlığını doğrudan taşımasa bile bu alana hizmet eden birçok düzenlemenin de hayata geçirildiğini söyledi. Çiçek, bu kapsamda yapılan düzenlemelerden örnekler verdi. Çiçek, "Türkiye'nin bu çabaları, gayretleri, çıkardığı yasalar bu konudaki kararlılığımız belli ölçüde teyit eden ortaya koyan önemli tespitlerdir. Şimdi bu stratejiyle birlikte 3 alanda daha etkin bir çalışma yapacağız" dedi.
Yürütme Kurulunun 3 ay içerisinde bu konulara ilişkin ayrıntılı bir eylem planı çıkaracağını, önlem alınması kapsamında birincil ve ikincil mevzuat düzenlemeleri yapılacağını, kısa, orta ve uzun vadeli olarak mevzuatın güncelleştirileceğini belirten Çiçek, bu konuda beklentileri karşılayacak bir kısım tedbirlerin alınması gerektiğini kaydetti.
Alınan bu tedbirlerin belli bir müeyyideye bağlanması gerektiğini ifade eden Çiçek, bu yönde yapılacak bazı düzenlemeler olabileceğini, bunların sadece cezaların artırılmasından ibaret olmadığını, o da dahil olmak üzere alınması gereken tedbirlerin üç aylık süre içinde değerlendireceklerini kaydetti. Çiçek, bu tedbirler kapsamında anayasal ve yasal düzenlemelerin yapılacağını bildirdi. Çiçek, yolsuzlukla mücadeleye ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yolsuzlukla mücadele bir mevsimlik iş değildir, üç ay, dört ay, beş ay... 'Yaz mevsiminde yapacağız, kış mevsiminde bu işi bırakacağız'... Mevsimlik bir konu değil, mevsimlik bir mücadele değil. Her zaman her ülkenin, gelişmiş ülkelerin de dahil gündemindedir. Bizim de daima gündemimizdedir ve gündemimizde olmaya devam etmelidir.
Bununla ilgili tek bir tedbirin alınması yeterli değildir. Onun için bir çok tedbirin eş zamanlı olarak devreye konulması, alınmış tedbirlerin güncelleştirilmesi, ihtiyaca göre de yeni tedbirlerin alınması gerekmektedir."
Türkiye'nin imajı
Yolsuzlukla mücadeleyle saydamlığın artırılmasının sadece bir kurumun ya da bir heyetin meselesi olmadığını vurgulayan Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sizler bizler de dahil olmak üzere tüm vatandaşlarımızın, toplumun tüm kesimlerinin özellikle sivil toplum örgütlerinin, bu konuda topyekun bir çabanın, bir gayretin, bir işbirliğinin içerisine girmemizde fayda vardır. Çünkü bu konu Türkiye için fevkalade önemlidir ve hayatidir. Türkiye'nin imajı bakımından önemlidir. Bir ülkenin bu manada imajı ne kadar kötüyse, yabancı yatırımlar açısından, o ülke ile ilişkiler açısından bu imaj olumlu ya da olumsuz yönde kararlara, çabalara, gayretlere tesir etmektedir. Özellikle yabancı yatırımcılar bakımından yine bu konu önem arz ediyor. Bir ülkede işlemler ne kadar şeffaf, ne kadar hesap verebilir, ne kadar mevzuata uygun gidiyorsa... Bu bir algılama meselesidir. Bu yönde olumlu algılamalar Türkiye'nin kalkınmasına, gelişmesine büyük ölçüde katkı sağlamış olacaktır, devlete güveni artıracaktır, haksız kazançları ve haksız rekabeti de ortadan kaldırmış olacaktır. Dolayısıyla bu alanda özel sektörün ve kamu sektörünün, teker teker vatandaşların, resmi kurumların ve özel kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin, herkesin büyük bir çaba ve gayret içerisinde olup bir sonraki değerlendirmeyi, bugün bulunduğumuz noktadan daha ileri bir noktaya getirmiş olması gerekmektedir. Türkiye, bu yönde kararlılığını bir defa daha dört yıllık uygulama periyodu içerisinde ortaya koymuş olacaktır."
Bu konuya ilişkin değerlendirmelerin sık sık yapılacağını ifade eden Çiçek, detaylara yönelik eylem planını önümüzdeki günlerde paylaşacağını kaydetti.
Yolsuzlukla mücadele denince akla gelen
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, "(Yolsuzluk) deyince sadece milletvekilliği dokunulmazlığının gündeme gelmiş olması, şahsen beni rahatsız eder. Sanki tüm milletvekilleri yolsuzluk yapıyor, TBMM de yolsuzluğun merkezinde... Öyle algılamak hem bu kuruma olan saygı açısından tartışma konusudur hem de orada görev yapanlar bakımından... Şimdi net olarak ifade ettim; tabii bu alanda bir düzenleme yapılacaksa her şey masaya gelebilir, gelmelidir" dedi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"Tekel işçileri 38 gündür eylemde, hükümetin bu çerçevede Türk-İş ile bir teması oldu mu?" sorusuna Çiçek, "Benim şahsen temasım olmadı. O konu Bakanlar Kurulunda gündeme gelmedi. Teması olan arkadaşlarımız varsa zaten size açıklama yaparlar" karşılığını verdi.
"Yolsuzlukla mücadele eylem planı çerçevesinde Anayasa değişikliğinden söz ettiniz. Bunun içinde milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması var mı?" şeklindeki soruya şu yanıtı verdi:
"(Anayasa değişikliği dahil) dedim. 'Yolsuzluk' deyince sadece milletvekilliği dokunulmazlığının gündeme gelmiş olması, şahsen beni rahatsız eder. Sanki tüm milletvekilleri yolsuzluk yapıyor, TBMM de yolsuzluğun merkezinde... Öyle algılamak hem bu kuruma olan saygı açısından tartışma konusudur hem de orada görev yapanlar bakımından... Şimdi net olarak ifade ettim; tabii bu alanda bir düzenleme yapılacaksa her şey masaya gelebilir, gelmelidir ama bin defa ifade ettik. Bakınız milletvekilli dokunulmazlığı dediğimiz şey, kürsü dokunulmazlığıdır, yasama dokunulmazlığıdır. Yasama sıfatı devam ettiği sürece kişinin dokunulmazlığı oluyor. O sıfat bittikten, sona erdikten sonra kişi, sade vatandaştır. Bu dokunulmazlık söz konusu değil.
Hatırlıyorsanız, 2002 yılına geldiğimizde, birçok kişi ile ilgili yine gazete manşetlerinde, televizyon tartışmalarında birçok yolsuzluk iddiaları oldu ama 3 Kasım 2002 seçimlerinde millet, 55-56 milletvekili dışında, herkesin dokunulmazlığını kaldırdı. Eğer yolsuzlukla mücadelede tek başına bu zırh önem arz ediyor idiyse 55 kişinin, 56 kişinin dışında kimsenin zırhı filan da kalmamıştı. Ben bununla şunu söylemek istiyorum: Herhangi bir dokunulmazlık sorunu olmayan biri olarak, tabiatıyla bir alan düzenlemesi yapıyorsak herkes bundan nasibini almalıdır. Bu ayrı bir olay ama 'dokunulmazlık, yolsuzluk' denildiği zaman akla milletvekilinin geliyor olması, fevkalade rahatsız edici olur. Bunu bildirmek istiyorum. Çünkü neticede yolsuzluk tek başına işlenecek bir suç değil. En azından bu işin iki, üç, dört tane köşesi var. Bir tarafından iş adamı vardır. Yani iş sahibi vardır, bir tarafında bürokrat vardır, bir tarafından başka türlü bu işle alakası olanlar var. Bunların hepsini bir tarafa koyup sadece bir köşeyi işin merkezine getirdiğimizde daha işin algılanmasında bir yanlışlık yapmış oluruz. Onun için bu yanlışlığı düzeltmek adına, değilse kim yanlış yapıyorsa onun hesabını vermelidir. Meseleye böyle baktığımız takdirde zaten ifade etmeye çalıştık ki Anayasa başta olmak üzere Anayasa'nın bir tek maddesi yok, bununla ilgili birçok maddesi var. Gerekiyorsa bunların hepsi değiştirilebilir. Anayasa değişsin istiyoruz, bu bizim en çok vurgu yaptığımız konu. 5 madde dışında her konudaki değişikliğe 'biz varız' diyoruz ama dikkat ediyorsanız, bir tanesi 'hiç yokuz' diyor, bir başka partimiz, 'önümüzdeki dönem yapalım' diyor. Onun için bunları birlikte değerlendirmekte fayda var."
Bu konudaki Anayasa değişikliğine yönelik bir soruya karşılık Çiçek, "Anayasa değişiklikleri dahil her türlü düzenlemeyi Türkiye'nin yapmasında fayda var" dedi.
Ermenistan Anayasa Mahkemesinin aldığı kararla ilgili soru üzerine de Çiçek, bu konuda bugün bir değerlendirme yapmadıklarını, ancak konuyla ilgili Dışişleri Bakanlığının bir açıklama yaptığını söyledi.
Ermenistan Anayasa Mahkemesinin verdiği kararın, protokollerin içeriğine de hedefine de uygun olmadığını belirten Çiçek, "Bu, çabaları engelleyen bir karar. Herhalde Ermenistan hükümeti bu protokollerin hayata geçmesinde bir fayda görüyorsa ve bu konuda samimiyse dünya kamuoyunu da Türkiye'yi de tatmin edecek bir açıklamayı yapmış olması gerekir. Aksi takdirde bu çabalara ters düşen bir karardır. Türkiye'nin bunu kabul etmesi söz konusu olamaz" dedi.
Bakan Çiçek, İsrail'den alınacak insansız NERON uçaklarıyla ilgili bir soru üzerine, bu konunun gündeme gelmediğini belirterek, "Onu Milli Savunma Bakanımıza sorun. Bakanlık faaliyetlerini bana sorarsanız, ben bunları cevaplayamam. Çünkü ben bunun ne sözleşmesini bilirim ama Bakanlar Kuruluna gelir izahat verilirse, ben size izahat veririm" dedi.
Anayasa Mahkemesinde görüşülen, askerlere sivil yargı yolunun açılmasına ilişkin düzenlemenin iptali halinde hükümetin "bir B planının olup olmadığı" sorusu üzerine de Çiçek, "O yargıda, Anayasa Mahkemesinde karar verildi mi bilmiyorum ben" dedi. Gazetecilere, "neye karar verdiler" diye soran ve kararın çıkmadığı yanıtını alan Çiçek, "Çıkmadık işi niye bana soruyorsunuz" dedi.