”İlkelerimizde kırılma söz konusu değil”

CHP lideri Bayklal, CHP'ye son katılımlara ilişkin olarak olayın "siyasi oportünizm, mizansen" olmadığını belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP'ye son katılımlara ilişkin tartışmalar konusunda "Bizim ilkelerimizde bir kırılma hiç bir şekilde söz konusu değildir" dedi.

Baykal, CNN Türk'te "Ankara Kulisi" adlı programda soruları yanıtladı.

"Partiye çarşaflı kadınların katılımıyla" ilgili bir soru üzerine Baykal, CHP'de zaten bir çok başörtülü partili ve ailelerinin olduğunu ifade etti.

"Başbakan (Youtube'a baksınlar örtülü diye parti toplantılarından çıkarılanların görüntüleri var) diyor" sözleri üzerine Baykal, "Bizim parti toplantılarımızda, grup toplantılarımızdaki görüntüleri biliyorsunuz. Bunu Başbakanla zemininde tartışırız.  Bunu ne için söylediğini biliyoruz. Ne demek çıkarılan? Grup toplantılarımızda yer alan insanlar Anadolu'nun gerçeğini yansıtan insanlar. Bu konuda bir tereddütümüz yok" dedi.

"Bizim ilkelerimizde bir kırılma hiç bir şekilde söz konusu değildir. Bu olaydan önce de değildi sonra da değil" diyen Baykal, "4 tane çarşaflı insan vardı. O çarşafların bir siyasi simge olarak taşınmadığı ortada. CHP'ye girmeyi içine sindiriyor. Ben ayrıca soruşturdum. Evlerinde de Atatürk'ün resminin asılı olduğu öğrendim. Evlerinde Atatürk sevgisini, saygısını yaşayan bir aile bunlar. (Gayet tabii girebilir) dedik. Girdiler" diye konuştu.

Bu katılımı hiç bir zaman "açılım" diye söylemediğini belirten Baykal, bunu siyasal bir olay olarak düşünmenin ötesinde ahlaki ve ilkesel bir tavır olarak gördüğünü ifade etti. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kafamızda bütün bu kıyafetler dinsel simge gibi anlaşılıyor"

"Size birisi gelip (girmek istiyorum, ilkeleri, düşünceleri benimsiyorum) diyorsa, kılıf kıyafetini engel düşünür müyüz diye soruyorsa benim ona (sen git kıyafetini değiştir öyle gel) demem ne sosyal demokrasiye ne CHP'nin insana saygı anlayışına ne de gerçek demokratlığa sığar ne de laikliğin icabıdır.

Kafamızda bütün bu kıyafetler dinsel simge gibi anlaşılıyor. Anadolu'da kadınlarımızın tarih boyunca ve şimdi kullandığı kılık kıyafetler bir toplumsal örfün gereği. Dini bir gereğin siyasallaştırılmasının bir temsilcisi değil. Öyle olanlar da var. Öyle olanlar türbana geçti sonra. Şu anda da ailesinin, komşularının, bölgesinin yaşam tarzının, meşru, doğal, ahlaki kıyafeti olarak kabul edip türban giyen genç kızın da bir simge olarak kullandığını söylemek de haksızlık belki. Çünkü o durumda olup bize büyük ilgi gösterenleri biliyorum.

Bu bir siyasi simge değilse ve o haliyle geliyorsa ona (sen gelme, bana oy verme, partimde yer tutma...) diyemem. (Benim Anayasa'yı değiştirmeye niyetim yok, laikliği ortadan kaldıralım demiyorum, Atatürk'ü seviyorum) diyor. (Ben Atatürk'ü sevmiyorum Humeyni'yi seviyorum) diyen insanın başı açık da olsa CHP'de yeri yoktur. (Ben Atatürk'ü seviyorum, ailemin, çevremin, köyümün yaşam tarzı bu, böyle giyiniyorum. Bir mahsuru var mı?) dediği zaman ona (başımla beraber, elbette burada senin de yerin var) demek benim ahlaki görevimdir."

"Mizansenle ilgisi yok"

O kılık kıyafetin, o insanın kafasında siyasi simge değilse bunun anlayışla karşılanacağını belirten Baykal, "CHP doğal bir iş yapmış, maskeli balo yapmıyor ki" dedi.

Baykal, "Zannedilmesin ki bir şov yapıyoruz ya da siyasi amaçla gösterisi peşindeyiz. Mizansenle ilgisi yok. Ya da böyle bir tezgah mı kuruldu kendiliğinden... Gerçekten mi AKP'den geldiler? Gerçekten CHP'ye mi girecekler? Kontrol edildi. Görüldü ki bu gerçek bir olay, yapay değil. Önümüze doğal olarak gelmişse bunu reddetmek yakışır mı bize?" diye konuştu. Baykal, sözlerini şunları söyledi:

"Efendim (laiklik tehlikeye girer...) Ya ağır olun. Nerede tehlikeye girsin. Bu konuda en bilinçli parti biziz, ne yaptığımızı biliyoruz. O kadınlar (bütün kadınlar çarşafa girsin istiyorum, doğrusu budur) demiyor. (Biz size saygı gösteriyoruz. Okumuşsunuz, yetişmişsiniz, beni de kabul edin bu şekilde, üstüme gelmeyin) diyor. (Memnuniyetle) diyoruz."

Bu olayın "siyasi oportünizm, mizansen" olmadığını belirten Baykal, "(Büyük açılım yapıyoruz) demiyoruz. Bu heyet bir yıl önce bana gelmiş olsaydı yine (başımız üstüne gelsinler) derdim" diye konuştu.