İller büyükşehir oldu, köyler yok oldu
Ali Seydi KOCA - Aydın Efeler Belediye Başkan Yardımcısı İzmir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi
Köyler tüzel kişiliğe sahip, yerleşik nüfus bakımından en küçük mahalli idare birimleridir. Toplumsal, ekonomik, coğrafi ve nüfus özelikleriyle il, ilçe ve kasabalardan farklı kırsal yerleşim birimleri olup geçimi ağırlıklı tarım ve hayvancılığa dayalı, nüfus yoğunluğu düşük, iş bölümünün gelişmediği, herkesin her işi yapmaya çalıştığı, binaların fiziki yapıları bu yaşam biçimine uygun olan yerleşim yerleridir. Köyler, insanlığın toplu yaşamaya başladıklarında oluşturdukları ilk yerleşim birimlerindendir.
Yerel yönetimler hukukunda önemli değişiklikler yapan 6360 sayılı Yasa’yla, büyükşehir belediyelerinin sınırları genişletilerek, il sınırlarını kapsar hale getirilmiştir. Uygulama 2014 Mahalli Seçimleri’yle birlikte hayata geçirilmiştir. Bu uygulamanın en önemli sonuçlarından biri köylerin mahalleye dönüşmesidir. 30 büyükşehirdeki 16 bin 220 köyün mahalleye dönüşmesiyle Türkiye’deki 34 bin 434 olan köy sayısı 18 bin 214 adede inmiştir. Bir başka deyişle köylerin yaklaşık %50’si mahalleye dönüştürülmüştür. Köyün mahalleye dönüşmesi, mahalli idarelerin önemli bir unsuru olan köylerin ve köy tüzel kişiliklerinin ortadan kalkması anlamına gelmektedir.
Mahalle olmakla, köy olmak arasında kıyas kabul etmeyecek kadar önemli farklılıklar vardır. En önemlisi köy tüzelkişiliğe sahip en küçük mahalli idaredir. Özerk bir yapıya sahiptir. Köy idaresinin gelirleri vardır, malları vardır, çalışanları vardır (bekçi, sığırtmaç, ….gibi), köylünün tüm ihtiyaçları köy tüzelkişiliği ve köy organlarınca karşılanmaktadır. Sağlık, çevre, temizlik, yol, su, okul, koruculuk gibi işler köyün mecburi işleridir.
Hamam, çamaşırlık, Pazar yeri, çarşı yapmak, zirai makinalar almak, koruluk yapmak, yoksullara yardım etmek, gibi işler ise köyün isteğe bağlı işleridir. Bütün bu işler ve ihtiyaçlar köy tüzel kişiliğin organları olan köy ihtiyar heyeti ve köy muhtarlığınca yerine getirilmektedir. Bu ihtiyaçlar kimi zaman köyün kendi kaynaklarıyla kimi zaman da, il özel idarelerinin katkılarıyla karşılanmaktadır.
Bu uygulama yerinden yönetimin en tabandaki önemli uygulamalarından biridir. Bugün mahalleye dönüşen köyler bütün bu ihtiyaçlarını karşılamak için kimi yerde 20-30 kilometre, kimi yerde 50-60 kilometre uzağındaki büyükşehir belediyesi ve büyükşehir ilçe belediyesinden hizmet bekler hale gelmiştir. Köylerle birlikte elbirliğiyle yapılan işler yani imece ve köye has bir nevi yerel vergi olan ve herkesin ekonomik gücüne göre katıldığı, salma da ortadan kalkmıştır.
Mevcut büyükşehir belediyesi kanunuyla ortaya çıkan diğer önemli bir sorunda meralar sorunudur. Mera; hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri (başlangıcı belli olmayan eski zamandan beri) bu amaçla kullanılan yerlerdir. 4342 sayılı Mera Kanunu’na göre meraların kullanımı, bakımı, ıslahı ve korunması ağırlıklı olarak, köy yapısına göre tasarlanmıştır.
Büyükşehir olan 30 ilde bulunan köylerin tüzelkişiliğinin kalkması ve mera kanununda buna uygun düzenlemelerin yapılmaması nedeniyle bir karmaşa yaşanmaktadır. Ülkemizde uygulanmakta olan ikili belediye yapısı içerisinde (büyükşehir belediyesi, büyükşehir ilçe belediyesi) meralarla ilgili sorumluluklar kesin olarak belirlenemediğinden bu konuda boşluk oluşmuştur. Meralar köy ve köylü için yaşam kaynağıdır dolaysıyla köylü meraya sahip çıkmaktadır.
Mahalleye dönüşen köylerde meralar büyükşehir ve ilçe belediyesinin insafına bırakılmıştır. Mahalleye dönüşen köylerin oy yoğunluğu kent merkezlerine göre çok düşük olduğundan doğal olarak belediyelerin hizmet önceliğinde kent merkezlerindeki nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu mahalleler öne çıkmaktadır. Sadece bu neden bile köyden dönüşen mahallelerin belediyeden yeterince hizmet alamamasına sebep olmaktadır.
Büyükşehir olan illerde meralar hem büyükşehir hem de ilçe belediyesi olmak üzere iki belediye sınırları içerisinde kalmaktadır. Meralardan hangi belediye sorumludur? Hangi belediye sorusuna mera kanununda cevap yoktur. Dolayısıyla 30 ilde meralarla ilgili bir kargaşa yaşanmaktadır.
Yaşanan bu karmaşadan meralar olumsuz etkilenmektedir. Bu durum sürdürülebilir değildir. Ülkemizde hayvancılığın durumu ve buna bağlı olarak et fiyatları ortadadır. Devam eden bu uygulama hayvancılık açısından sürdürülebilir bir durum değildir. Et, süt ve süt ürünlerinin fiyatlarını olumsuz etkilenecektir.
Belediye Kanunu’nda, Köy Kanunu’nda ve Mera Kanunu’nda bu olumsuzlukları ortadan kaldırılacak yeni düzenlemelere ihtiyaç vardır. Zaman geçirilmeden bu düzenlemelerin yapılması ülkemizin menfaatine olacaktır.
Orda bir köy var uzakta O köy bizim köyümüzdür Gitmesek de, görmesek de, O köy, bizim köyümüzdür. Artık orda bir köy yok.