İmkansıza inanmak

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Murat BERK - Yapı Kredi Yatırım

Lewis Carroll’un“Alice Harikalar Diyarı”ndan altı sene sonra 1871 yılında yazdığı “Through the Looking Glass-Aynanın İçinden" isimli kitabında Alice ile Kraliçe, imkansız olan bir şeye inanılmasının mümkün olup olmadığı konusunda tartışırlar. Kraliçe, Alice’e imkansıza inanmak konusunda yeterince antrenmanlı olmadığını söyler ve kendisinin, onun yaşındayken bazen kahvaltıdan önce altı imkansız şeye inandığını anlatır.

Merkez bankaları sayesinde yatırımcıların Alice’e nazaran daha idmanlı olduğunu düşünüyorum.
Şubat ortalarından itibaren, piyasalarda daha olumlu bir hava var. Bu olumlu havayı tahmin etmiş olsak da bu durum beklediğimizden hem daha güçlü oldu hem de daha uzun sürdü. Olumlu havayı hangi dinamiklerin etkilediğini bulmak ve bunların ileride alabileceği şekli tahmin etmeye çalışmak ise daha önemli.

Birbiriyle örtüşen yerleri ve aralarında karşılıklı etkileşim olsa da, basitleştirmek anlamında bazı noktaların ve dinamiklerin etkili olduğunu düşünüyorum. Şubat ortası itibariyle özellikle de gelişmekte olan piyasaların çoğu ve emtialar, aşırı satımdaydı.Ayrıca bunlara yönelik karamsarlık ve pozisyonlar  da düşük seviyelerdeydi. Çin’de yapılan G20 toplantısında geçmişteki Plaza benzeri bir anlaşmaya varıldığı beklentisi söz konusuydu. Amerika Merkez Bankası (FED) daha güvercince duruş sergiledi.  Bunun da G20 toplantısında alındığı varsayılan anlaşma neticesinde olduğu düşünüldü.   G20 Zirvesi ve FED’in güvercince duruşunun da yardımıyla doların değer kaybı özellikle dolar borcu yüksek ve emtia üreticisi gelişmekte olan ülkeleri rahatlattı. Doların değer kaybetmesiyle Çin devalüasyon korkusu ve Rusya, Brezilya gibi büyük, sorunlu ülkelere ilişkin bakış biraz da olsa iyileşti. Merkez bankalarının muktedir olduğu ve G20’de varılan zımni anlaşmaya tüm tarafların bağlı kalacağı beklentisi gelişti.

Tüm bunlara ek olarak şu hatırlatmayı yapmakta fayda var,“Oyun Teorisi”nde, koordineli ve birbiriyle yardımlaşmalı oyunlarda, kartel benzeri yapılanmalarda, tek bir oyuncunun anlaşmadan cayması oyunu rekabetçi bir oyuna çevirebilir. Bu tüm oyuncular için dengeleri değiştirebilir. Bu bağlamda, Singapur Merkez Bankası’nın (MAS) geçen hafta aldığı karar, başka ülkelere de öncülük eder mi görmek gerekiyor. Ekonomilerin yavaşladığı, dünyada ticaretin ve istihdamın yerinde saydığı, gelir adaletsizliğinin arttığı bir dünyada, ülkeler kendi çıkarlarını, uluslararası anlaşmaların kendilerine daha fazla fayda sağladığını düşündükleri müddetçe geri planda tutar.