İngiltere Rüşvet Yasası, Türk şirketleri için risk

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Aylin Şule SONGÜL / Avukat

 

 
Birleşik Krallık Rüşveti Önleme Yasası (1) 1 Temmuz 2011'de yürürlüğe girmesiyle uluslararası alanda oldukça büyük ilgi toplamaya başlamıştır. Bunun en önemli nedenlerinden biri yasanın sadece Birleşik Krallık (2) yargı sınırları içerisinde işlenecek rüşvet suçlarına uygulanan bir yasa niteliğinde olmamasıdır. Başka bir ifadeyle rüşvet suçunun işlendiği ülke hangi ülke olursa olsun veya suçu işleyen şahıs hangi ülke vatandaşı olursa olsun yasada belirtilen şartlar gerçekleşmişse rüşvet suçu işlenmiş sayılacak ve Birleşik Krallık mahkemeleri yargılamaya yetkili olacaktır. Yasa birçok ülkede Birleşik Krallık ile bağlantılı iş yapan özellikle çok uluslu "ticari organizasyonların"(3) gündemindedir ve Türkiye'de kurulu Birleşik Krallık sermayeli ticari organizasyonların, Birleşik Krallık ile ve Birleşik Krallık'da iş yapan Türk ticari organizasyonlarının da göz önünde bulundurması gereken bir yasadır.  Genel olarak yasada dört suç tipi tanımlamaktadır. Bunlardan ilk üç suç tipi genel rüşvet suçlarıdır; 
1) Rüşvet almak 
2) Rüşvet vermek 
3) Yabancı devlet görevlilerine rüşvet vermektir. 
Rüşvet Yasası birçok ülkenin bu konuyla ilgili yasalarında görülebilecek belirtilen üç genel rüşvet suçuna ilave olarak farklı bir suç tipi de oluşturmuştur. Bu suç; 4) "Ticari organizasyonlar adına rüşvet verilmesini önleyememek" suçudur. 
Yasa'da belirtilen ilk üç suç Birleşik Krallık içerisinde gerçek bir kişi veya ticari organizasyon tarafından işlenmişse bu kişiler hangi ülke vatandaşı olduklarına bakılmaksızın rüşvet suçundan dolayı Birleşik Krallık mahkemeleri tarafından yargılanabileceklerdir. Bu suçlar Birleşik Krallık dışında başka bir ülkede işlenmişse suçu işleyen kişiler ancak Birleşik Krallık ile "yakın bağlantıları" var ise Birleşik Krallık mahkemeleri tarafından yargılayabileceklerdir. Bu nedenle Birleşik Krallık ile "yakın bağlantılı"(4) tanımı önemlidir. Yasaya göre;
i) Birleşik Krallık vatandaşları,
(ii) Çoğunlukla Birleşik Krallık'ta ikamet eden şahıslar,
iii) herhangi bir formda Birleşik Krallık'ta kurulmuş sayılan ticari kişilikler (şirket, adi ortaklık, sözleşmeye dayalı ortak girişim vb),
Birleşik Krallık ile yakın bağlantılı sayılacaklar ve rüşvet verme, rüşvet alma veya yabancı devlet görevlilerine rüşvet vermeye ilişkin bir suçlama ile -suç Birleşik Krallık sınırları içinde işlenmese dahi- karşı karşıya kalabileceklerdir.
Yasanın iş dünyasına getirdiği en büyük değişiklik, ticari organizasyonlar adına rüşvet verilmesini önleyememenin suç olarak düzenlenmiş olmasıdır. Yasada bu suçun kapsamı oldukça geniş tutulmuştur. Şöyle ki, bu rüşvet suçu ticari organizasyon ile "ilişkilendirilebilecek bir kişi" (5) tarafından işlendiğinde ticari organizasyonun "üst düzey yöneticileri" de sorumlu tutulabileceklerdir ve rüşvet suçu ticari organizasyonla ilişkilendirilebilecek kişiler tarafından hangi ülkede işlenirse işlensin suç sayılacaktır. Ticari organizasyonla ilişkilendirilebilecek kişi tanımı Yasa'da ticari organizasyonun çalışanları, iştirâkleri, acenteleri vb. olarak örnek yoluyla izah edilmeye çalışılmıştır. Yasanın lafzına göre örneğin, Türkiye'de kurulu bir ana şirketin, Birleşik Krallık'ta bir iştirâki varsa, şirketin Rusya'daki bir acentesi Çin'de yasada belirtilen rüşvet suçlarından birini Türkiye'deki ana şirkete bir menfaat kazandırmak amacıyla işlerse üst düzey yöneticilerin, Birleşik Krallık'ta bulunan iştirâk işlenen rüşvet suçuna katılmamış olsa dahi, Birleşik Krallık mahkemeleri tarafından yargılanması söz konusu olabilecektir.
Rüşvetin savunması
Bu suçtan sorumlu tutulabilecek üst düzey yöneticiler ancak "Yeterli Nitelikde Rüşvet Önleme Prosedürleri"nin ("adequate procedures") (6) suçun işlendiği tarihte uygulandığını, buna rağmen rüşvetin önlenemediğini savunma olarak ileri sürebileceklerdir. Bu nedenle, Yeterli Nitelikde Rüşvet Önleme Prosedürleri'nin ne olduğu ve bu kavramın Birleşik Krallık mahkemeleri tarafından nasıl yorumlanacağı oldukça büyük önem arz etmektedir. Yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren henüz yeterli içtihat oluşacak süre geçmemiştir ancak Birleşik Krallık Adalet Bakanlığı Yeterli Nitelikde Rüşvet Önleme Prosedürleri konusunda bir rehber (7) yayınlamıştır. Rehberde söz konusu prosedürler altı temel ilke ile özetlenmeye çalışılmıştır. Bunlar; 
1- Riskle orantılı prosedürler: Ticari organizasyonların kendi içlerinde uyguladıkları rüşvetle mücadeleyle ilgili kontrol sistemlerinin organizasyonun yapısı, faaliyet konusu, faaliyet yeri ve bu faaliyetlerini gerçekleştirirken yapmış olduğu işlemlerinin niteliği ile orantılı olmadır. Bu alandaki iç denetim sistemleri açık, pratik, ulaşılabilir olmalı ve etkin bir şekilde uygulanmalıdır. 
2- Üst düzey yöneticilerin ilkelere bağlılıkları: Üst düzey yöneticiler rüşvete taviz vermeyecekleri konusunda bir şirket kültürü oluşturma çabası içinde olmalıdırlar.
3- Risk değerlendirmesi: Ticari organizasyon iç ve dış risklerini periyodik olarak değerlendirmelidir.
4- Bilgilerin incelenmesi /Due diligence: İşin ve riskin niteliğine uygun bir yaklaşımla ticari organizasyonun içinde veya organizasyonla iş yapacak kişiler hakkında veriler incelenmelidir.
5- İletişim (eğitim dahil): Ticari organizasyonlar kendi içerisinde ve kendisi ile ilişkilendirilebilecek kişilere rüşvetle mücadele prodedürlerinin tam olarak anlaşılması için bilgilendirme yapmalı, eğitimler vermelidir ve bu prosedürlerin uygulanmasını sağlamalıdır. 
6-  Düzenli gözden geçirme: Uygulanan rüşvetle mücadele ve kontrol prosedürleri düzenli olarak gözden geçirilmeli ve güncel tutulmalıdır.
Rehber'de dikkat çeken noktalardan birisi de ticari organizasyonların yasa yürürlüğe girmeden önce yapmış oldukları işlemleri gözden geçirmeleri ve şüpheli durumları düzeltmek için gereken düzenlemeleri en kısa süre içerisinde yapmalarının önerilmesidir. 
Tüm bu hususlar dikkate alınarak Birleşik Krallık ile bağlantılı iş yapan Türk ticari organizasyonlarına; 
- En kısa sürede rüşvet ve yolsuzlukla ilgili politikalarını gözden geçirmeleri ve yasa ile uyumlu hale getirmeleri
- İşlem hızlandırma masrafları ("facilitating payment") olarak tanımlanabilecek, kamu görevlilerinin görevleri gereği zaten yapması gereken işlemlerle ilgili verilen rüşvetlere ilişkin politikalarını yeniden gözden geçirmeleri, bunları minimuma indirmeleri ve zaman içinde tamamen önlenmesi için gerekli önlemleri almaları (8)
- Sadece kendi çalışanlarına değil kendileri ile aralarında bağ bulunan ve onlar adına hareket eden her kişi ve ticari organizasyonla (tedarikçiler, distribütörler, danışmanlar, ortak girişim tarafları vb.) ilgili mutlaka araştırma yapmaları, rüşvetle mücadele önlemleri alarak bu kişi ve organizasyonlara da Yeterli Nitelikde Rüşvet Önleme Prosedürleri'ni uygulamaları veya uygulatmaya çalışmaları
- "Yeterli Nitelikde Rüşvet Önleme Prosedürleri"nin etkin bir şekilde uygulandığının ispat edilmesi herhangi bir soruşturma sırasında kritik öneme sahip olacağından düzenli olarak delillerin yaratılması ve güvenli bir şekilde arşivlenmesi ile ilgili sürecin daha hassas yönetilmesi,
başlıca öneriler olarak verilebilir.   
Yasa, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Yabancı Kamu Görevlilerine Yönelik Rüşveti Önleme Kanunu'nun (Foreign Corrupt Practices Act - FCPA) benzeridir ve bu iki yasa kıyaslandığında Birleşik Krallık Rüşveti Önleme Yasa'sı daha ağırlaştırılmış hükümler içermektedir. Yasa'nın çok geniş ifade edilmiş uygulama alanının asıl sınırları Birleşik Krallık mahkemelerinin yorumuyla çizilecektir ancak Amerika Birleşik Devletleri tabiiyetinde olmayan ticari organizasyonların da FCPA kapsamında adli ve idari soruşturma kapsamına alındığı (9) göz önünde bulundurulduğunda, Birleşik Krallık Rüşveti Önleme Yasası'nın uygulamasının mümkün olduğunca lafzı kadar geniş tutulacağı söylenebilir. Yasa şüphesiz Birleşik Krallık ticari organizasyonlarının uluslararası alanda güvenilirliklerini oldukça artıran bir yasadır ve rüşvet ile mücadelenin ülke ekonomileri için ne kadar önemli bir boyutta olduğunu bir kez daha vurgulamaktadır. Ticari organizasyonların üst düzey yöneticilerinin tek savunması olabilecek "Yeterli Nitelikde Rüşvet Önleme Prosedürleri" başlığı altında belirtilen temel ilkeler aslında kurumsal yönetim ilkelerinin bir parçasıdır. Bu ilkelerin etkin bir şekilde uygulanması ve uygulandığının ispatı Birleşik Krallık ile bağlantılı iş yapan Türk ticari organizasyonları için de oldukça hassas bir konu haline gelmiştir. 
Uyarı: Bu bilgiler, yasaya ilişkin genel açıklamalar olup hukuki bir mütalaa teşkil etmemektedir ve yalnızca genel bilgilendirmeye yöneliktir. 
*******
1Birleşik Krallık Tanımı, İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya'yı kapsamaktadır.
2 Birleşik Krallık Tanımı, İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya'yı kapsamaktadır.
3 Ticari Organizasyon tanımı, a) Birleşik Krallık içinde kurulmuş ve Birleşik Krallık içinde veya başka bir ülkede faaliyet gösteren tüzel kişilikler veya ortaklıklar b) Birleşik Krallık içinde kurulmamış ancak faaliyetinin bir kısmını veya tamamını Birleşik Krallık içinde yürüten tüzel kişilikler veya ortaklıkları kapsamaktadır (Birleşik Krallık Rüşveti Önleme Yasası Md. 7(5) )  
4 Birleşik Krallık Rüşveti Önleme Yasası Md.12 (4)
5 Birleşik Krallık Rüşveti Önleme Yasası Md.8
6 Birleşik Krallık Rüşveti Önleme Yasası Md.7(2)
7 www.justice.gov.uk/downloads/.../bribery-act-2010-guidance.pdf
8 Yasa, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Yabancı Kamu Görevlilerine Yönelik Rüşveti Önleme Kanunu'nun (Foreign Corrupt Practices Act - FCPA) benzeridir ancak FCPA'den daha ağır şartlar taşıdığı söylenebilir. Örneğin, FCPA işlem hızlandırma ( facilitating payments) masraflarının rüşvetin bir istisnası olarak sayılabileceğini belirtirken, Birleşik Krallık Rüşveti Önleme Yasası yasaklamıştır.  
9 2011 yılında FCPA uygulaması ile ilgili soruşturmaların kronolojik listesi için http://www.justice.gov/criminal/fraud/fcpa/cases/2011.html