Irkçılığa karşı çıkan ülkelerin başında geliyoruz
Kerry, "Başbakanın konuşmasını sayın Dışişleri Bakanıyla gayet dürüstçe gündeme getirdim, aynı şekilde Başbakan'a da ileteceğim. Bu konuda aynı fikirde değiliz. Türkiye ve İsrail, her ikisi de ABD'nin hayati müttefikleridir" dedi.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ANKARA - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin her türlü ırkçılığa karşı çıkan ülkelerin başında geldiğini belirterek, "Bu tutumumuzu da sürdüreceğiz. İsrail eğer Türkiye'den olumlu açıklamalar duymak istiyorsa, tutumunu gözden geçirmelidir" dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Ankara Palas Devlet Konukevi'nde yaptıkları görüşmenin ardından, ortak basın toplantısı düzenledi.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Davutoğlu, bir gazetecinin son dönemde Türk yetkililerin İsrail'le ilgili açıklamaları konusunda yönelttiği soru üzerine, soruda "düşmanca açıklamalar" ifadesi olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Biz hiçbir zaman, hiçbir şekilde, hiçbir ülkeye ve millete dönük düşmanca açıklamalarda bulunmadık. Ama eğer düşmanca bir uygulamadan bahsetmek gerekirse açık denizlerde 9 sivil vatandaşımızı, onların hiçbir hukukunu ihlal etmedikleri halde hunharca katleden İsrail'in tutumuna düşmanca denebilir. Bütün buna rağmen biz İsrail'e bu tutumunu düzeltme imkanı verdik. Onlar bu tutumu düzeltmek yerine son 2,5, 3 yıl içinde eski tutumlarında ısrar ederek gösterdikleri düşmanca tavrı meşrulaştırmaya çalıştılar. Hiçbir açıklama bir insanın kanından daha yüksek bir bedel taşımaz. Burada Ankara'dasınız ve ben size şu soruyu soruyorum. Lütfen bu soruyu da aynen Tel Aviv'de sorun. Bu 9 masum insanın suçu neydi? Bu 9 masum insan içinde bir de ayrıca Amerikan vatandaşı var. Amerikan kamuoyuna da bunu sorun. Ne oldu ki düzenli bir orduyla uluslararası sularda seyretmekte olan bir gemiye sanki bir düşman gemisiymiş gibi saldırıda bulunuldu?"
"Türk halkının dostluğu kavidir, saldırılara tepkisi de kavi olur"
"Türk halkının dostluğu da kavidir, Türk halkına dönük olarak yapılan saldırılara tepkisi de kavi olur. Geçmişte asırlara bakarsanız her zaman bizim Yahudi milletiyle ilgili sorunlarla yakından ilgilendiğimize, her zaman kucak açtığımıza, her zaman antisemitizme karşı çıktığımıza bütün tarih şahittir" diyen Davutoğlu, Türkiye'nin bugün de antisemitizme en yüksek sesle karşı çıkan ülkelerin başında geldiğini vurguladı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Her türlü ırkçılığa karşı çıkan ülkelerin başında geliyoruz. Bu tutumumuzu da sürdüreceğiz. İsrail eğer Türkiye'den olumlu açıklamalar duymak istiyorsa, tutumunu gözden geçirmelidir. Hem bize dönük tutumunu hem de başta Batı Şeria'daki yerleşimler sorunu olmak üzere bölge halklarına karşı tutumunu gözden geçirmelidir. Unutmayın ki Gazze saldırıları olana kadar ve Mavi Marmara olana kadar İsrailli yetkililer Türkiye'de en üst düzeyde ağırlandılar. İsrail-Suriye barışını sağlamak için gece gündüz Sayın Başbakanımız, bizler çaba sarf ettik. İsrail-Filistin barışı olsun diye büyük çabalar sarf ettik. Yine sarf etmeye hazırız.
Sayın Kerry, Sayın Obama bu konuda çok ciddi çabalar içine girecekleri bilgisini ilettiler. Her zaman Türkiye, iki devletli adil bir çözüm için, 1967 sınırlarına dayalı iki devletli bir çözüm için ne yapılması gerekiyorsa yapmaya hazırdır. Bunu diyen bir ülkenin herhangi başka bir ülkenin varlığına dönük olarak bir yaklaşım içinde olduğunu iddia etmek mümkün değil. Ama eğer bazı ülkeler, bir ülke bizim vatandaşlarımızın hayat hakkına açıkça ve düşmanca tehdit etmişse, müsaade edin de buna karşı biz açıklama yapma hakkını mahfuz tutalım. Bugün herhangi bir ülkeye ya da topluluğa karşı bir tutum değil, saldırgan bir tavırla ilgili tepkidir. Yoksa biz Ortadoğu'da barış için her zaman her türlü çabayı göstermeye hazırız. Yakın zamana kadar da ne kadar büyük çabalar sarf ettiğimizi, İsrailli yetkililerle birlikte ne kadar büyük çabalar sarf ettiğimizi herkes yakından bilir. Şimdi de ben Sayın Kerry'ye söyledim. Ne yapılması gerekiyorsa iki devletli barış çözümü doğrultusunda her türlü katkıyı vermeye Türkiye hazır."
ANKARA - ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Viyana'daki açıklamalarının Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'yla görüşmesinde gündeme geldiğini ve aynı konuyu Erdoğan'la da görüşeceğini dile getirerek, "Biz bu açıklamayla aynı fikirde değiliz. Türkiye ve İsrail, her ikisi de ABD'nin hayati müttefikleridir" dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Ankara Palas Devlet Konukevi'nde yaptıkları görüşmenin ardından, ortak basın toplantısı düzenledi.
Kerry, bir gazetecinin son dönemde Türk yetkililerin İsrail'le ilgili açıklamaları konusunda yönelttiği soru üzerine, "Ben bu konuşmayı sayın Dışişleri Bakanı'yla gayet dürüstçe gündeme getirdim, aynı şekilde Başbakan'a da ileteceğim. Bu konuda aynı fikirde değiliz. Türkiye ve İsrail, her ikisi de ABD'nin hayati müttefikleridir" açıklamasında bulundu.
Kerry, bu noktada bölgede barışa gidecek bir orta yol bulunması konusunda ne kadar çaba sarf edilmesi gerektiği üzerinde durduğunu kaydederken, farklı görüşlerin olabileceğini, ancak görüş farklılıklarının dengelenmesi gerektiğini söyledi. Kerry konuşmasında, "Bunların yaptığı etkilerin ele alınması gerekiyor. Sayın Dışişleri Bakanı ve ben, bu konuyla ilgili çok içten görüşmeler yaptık. Ben bu konuyla ilgili iki yıldır çalışmaktayım. Gerçekten ileriye yönelik çözümler görüyorum. Ancak tabii ki Viyana'daki böyle bir konuşmanın ardından daha karmaşık hale geldi" ifadelerini kullanırken, konuyu Davutoğlu'yla görüşmesinde dürüstçe dile getirdiğini ve aynı şekilde Erdoğan'a da ileteceğini söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı ayrıca, "Çok aşikar açıklamalar yapılmış ve buna yönelik Beyaz Saray da gayet açık bir şekilde görüşlerini dile getirdi. Biz, bununla aynı görüşte değiliz. Bunu karşı çıkılabilir bulduk. Ama bunları söylemekle birlikte Türkiye ve İsrail, her ikisi de ABD'nin hayati müttefikleridir. Biz onların birarada çalıştıklarını görmek istiyoruz ki, retoriğin ötesine geçebilelim ve somut adımlar atarak bu ilişkiyi değiştirebilelim" değerlendirmesinde bulundu.
Bunun mümkün olduğuna inandığını kaydeden Kerry, bölgedeki pek çok zorlukların ve meydan okumaların düşünüldüğünde hem Türkiye'nin hem de İsrail'in ortak bir yol bularak ileriye yönelik adımlar atmalarının gerekli olduğunu düşündüğünü vurguladı.
"Böylelikle tarihi işbirliklerinin tekrar toparlamaları ve gündeme getirmeleri mümkün olacak. O nedenle, bu konuyla ilgili olarak, şimdi duyduğumuz konuşma şeklinin ötesinde beklentilerimiz var" diyen Kerry, burada son derece samimi bir niyetin olduğunu da gördüğünü ve Davutoğlu'nun da kendisinin de bunun nasıl yapılabileceğiyle ilgili görüşleri olduğuna işaret etti.
Burada Türkiye'nin gösterdiği taahhüdün son derece önemli olduğunun altını çizen Kerry, "En önemli konu, bunun uygun bir yolunu bulmak. Davutoğlu, Türkiye'nin iki devletli bir çözüme inandığını söyledi, Türkiye sürece taahhüt göstermektedir. Türkiye elindeki her tür gücü kullanarak ABD'ye yardım edip, bunun mümkün olmasına çalışacaktır. Zaten benim buraya geliş nedenlerimden bir tanesi de bu. Bu konu üzerinde de çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'de insani yardım koridorlarının süratle oluşturulması ve uluslararası toplumun bu konuda harekete geçmesinin önem taşıdığını belirterek, ayrıca Scud füzeleri başta olmak üzere, savaş suçu niteliğinde sivil yerleşimlere yapılan saldırıların da derhal durdurulması gerektiğini söyledi.
Davutoğlu ve ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Ankara Palas'ta yaptıkları ikili ve heyetlerarası görüşmelerin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir basın mensubunun, şu ana kadar ABD'nin Suriye muhalefetinin beklediği desteği vermediğini belirterek, Roma'da dün yapılan ve bugün Ankara'da gerçekleştirilen görüşmelerin ardından gerek Suriye'ye insani yardım koridorları gerekse Suriye muhalefetine verilecek destekle ilgili nasıl somut adımlar atılabileceği ve Türkiye ile ABD'nin bu konuda nasıl işbirliği yapabileceğinin sorulması üzerine Davutoğlu, 15 Mart'ta Suriye'deki barışçıl gösterilerin başlamasının ikinci yılının dolmuş olacağını anımsattı.
İki yıldır Suriye halkının yoğun bir bombardıman ve saldırı altında olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, artık bu konuda uluslararası toplumun harekete geçme vaktinin geldiğini ifade etti.
Davutoğlu, Roma toplantısının böylesi bir hareketliliğin işareti olduğunu ve bu toplantıda önemli kararlar alındığını kaydetti.
Bu sırada Kerry'nin kendisini çeviri olmaksızın dinlediğini gören Davutoğlu, espri yaparak, "Türkçe anlamaya başladınız diye düşünüyorum. Çok yakından takip ediyorsunuz" dedi.
Kerry ise, "Ben dinlemeye ve anlamaya o kadar alıştım ki, bir süre aldı İngilizce olmadığını anlamam. Çok güzel bu tabii ki" diye yanıt verdi.
Bakan Davutoğlu ise "Burada aslında bunun olmasını sağlayan bizim dilden dile değil, zihinden zihine anlaşmamız. Sayın Kerry'nin Türkçesi gelişecek ben buna inanıyorum" ifadelerini kullandı.
ABD'nin hem BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi olarak, hem de geçmişten beri bölgedeki en etkin küresel aktörlerden biri olarak bu konuda çok önemli katkılar yapacağına inandıklarını belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin Suriye politikası açık ve nettir. Suriye'de halkın haklı talepleri yönünde gerçek bir siyasi değişimin yaşanması konusunda gerekli adımlar atılmalıdır. Ama bunun öncesinde de, şu anda bizim tutumumuza, alacağımız kararlara bakan milyonlarca aç, susuz, barınaksız Suriyeli var, kış şartlarında. Akşam çocuğuna yemek götüremeyen, sıcak bir yuvaya çocuğunu kavuşturamayan milyonlarca insandan bahsediyoruz. Onların acılarına bütün uluslararası toplumun duyarlı olması lazım.
Bu çerçevede insani yardım koridorlarının süratle oluşturulması ve uluslararası toplumun bu konuda harekete geçmesi önem taşıyor. Ayrıca Scud füzeleri başta olmak üzere, savaş suçu niteliğinde sivil yerleşimlere yapılan saldırıların da derhal durdurulması gerekiyor. Bu konuda da Roma'da çok kapsamlı görüşmeler yaptık. Bundan sonra da görüşmeye devam edeceğiz, ama bütün görüşmelerimizin ana hedefinin Suriye'deki masum insanların korunması olması gerektiği kanaatindeyiz. Bundan sonra da akşamleyin de istişarelerimizi sürdüreceğiz."
Kerry: "Barışçıl, siyasi geçiş dönemi istiyoruz"
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de, aynı soruya cevabında, Türkiye ile ABD'nin Suriye konusundaki paralel tutumlarına değinerek, "ABD, bu süreçte başlangıçtan itibaren Türkiye ile benzer hedeflere sahipti. Sadece aynı hedeflere sahip olmakla kalmadık, farklı adımlar attık, bazıları bir arada, işbirliği halinde atıldı, bazıları ise bireysel olarak atıldı ve Suriye sorununu çözmeyi hedefledi" dedi.
"Biz her iki ülke, en büyük önceliğin siyasi bir çözüm bulmak olduğuna inanıyoruz, yaşamları kurtarmak istiyoruz, onların sürekli olarak bir savaş durumunda kalmalarını istemiyoruz" ifadesini kullanan Kerry, kimi destekledikleri ve Suriye'de özgürlüklerin tekrar sağlanması ve halka birlik getirilmesi için neler yapılması gerektiği konusunda da net olduklarını söyledi.
Bunu başarabilmek için sadece Türkiye ve ABD'nin değil, pek çok ülkenin birlikte çalışması gerektiğine işaret eden Kerry, "İlk aşamalarda bazı çekinceler oldu 'Kiminle çalışıyoruz, kime neler veriyoruz?' gibi. Daha sonra Suriye muhalefeti bir araya geldi, daha büyük bir birlik içerisinde çalıştılar, daha yüksek seslerini çıkarmayı başardılar, kapasitelerini artırdılar ve artık kavramlar konusunda daha fazla sayıda insan daha rahat. O nedenle daha fazla da yürütülen çabalar var" dedi.
Kerry, ABD ve Türkiye'nin yaptırımlar yoluyla Esed rejimine akan paranın azaltılmasını ve birlikte çalışarak Suriye muhalefetinin güçlendirilmesini hedeflediğini belirtti.
ABD Dışişleri Bakanı, NATO kapsamında Türkiye'nin sınırlarının korunması için bölgeye gelinmesini sağladıklarını, aynı zamanda insani yardımın devamlılığını istediklerini da ifade etti. Türkiye'nin binlerce mülteciye ev sahipliği yaptığını belirten Kerry, ABD halkının da insani donörlük aşamasında 385 milyon doları bu sürece aktardığını kaydetti.
Kerry, "Bizim hedefimiz Suriye halkının hedefiyle aynı, barışçıl ve siyasi bir geçiş istiyoruz. Bu süreçte kararlıyız" dedi.
Roma'da yapılan Suriye Halkının Dostları Grubu toplantısına da değinen Kerry, toplantının işbirliğine odaklı ve kararlı bir toplantı olduğunu dile getirerek, burada bütün katılımcı ülkelerin söz birliği içerisinde daha fazlasını yapabilmek için zamana ihtiyaç olduğunu söylediklerini aktardı.
Kerry, "Esed rejimi bir şekilde anlamalı ki, siviller üzerine Scud füzeleri atmalarına, Suriye sokaklarını bombalamasına izin verilmeyecek" diye konuştu.
Roma'daki toplantıda uluslararası camianın bir kararlılık sergilediğini belirten John Kerry, "Ben inanıyorum ki bu, Türkiye'nin çabaları sayesinde önümüzdeki günlerde devam edecek" ifadesini kullandı.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, kendi halkına karşı şiddet uygulayan Esed rejiminin meşruiyetinin kalmadığını belirterek, Türkiye'ye, Suriye'de akan kanı durdurma yönündeki çabaları için teşekkür etti.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile ABD'li mevkidaşı John Kerry, Ankara Palas Devlet Konukevi'nde baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından, ortak basın toplantısı düzenledi.
Kerry, burada yaptığı konuşmada, Davutoğlu'nun cömert ev sahipliğine teşekkür etti ve Türkiye'de bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Ziyareti kapsamında, ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ne yönelik saldırıda hayatını kaybeden güvenlik görevlisi Mustafa Akarsu için düzenlenen anma törenine katıldığını belirten Kerry, "Çok cesur bir güvenlik görevlimizdi. Elçilikte çalışan pek çok kişinin hayatını kurtarmak için kendi hayatını feda etti. Sayın Bakana ve Türk halkına taziyeleri için çok teşekkür ediyorum" dedi.
Akarsu'nun ailesinin katıldığı çok güzel bir tören düzenlendiğini ve eşine bir ödül takdim ettiklerini vurgulayan Kerry, "Mustafa'nın trajik ölümü hepimize belli şeyleri anımsatıyor. Bizler nereden gelirsek gelelim birtakım ortak bağlar paylaşıyoruz. Bir kez daha altını çizdiği bir nokta daha var. O da bizim hoşgörüyü destekleme zorunluluğumuz. Bu tabii ki tüm kamu açıklamalarını, liderlerin açıklamalarını da kapsıyor" diye konuştu.
"Terörizmle savaşta desteğe hazırız"
"Bu bölgede ve dünyada güvenliği sağlamak önümüzdeki en zor noktalardan biri" diyen Kerry, Davutoğlu ile görüşmesinde birlikte çalışmayı gerektiren konuları ve zorlukları ele aldıklarını söyledi.
Kerry, "ABD, Türkiye'nin bir NATO müttefiki olarak yanındadır. Terörizmle olan savaşta her türden desteği vermeye hazırdır. El Kaide, PKK ve diğer konularda desteğini sürdürmektedir" ifadesini kullandı.
ABD Ankara Büyükelçiliği'ni hedef alan saldırının faillerinin adalet önüne getirilmesinden dolayı Davutoğlu'na ve Türk halkına teşekkürlerini sunan Kerry, "Terörizmin dünya genelinde engellenmesi gibi bir sorumluluğumuz var. Bizim bu zor görevimiz en yüksek düzeyde işbirliğini gerektiriyor ve uluslararası çabaları öngörüyor" dedi.
"Esed rejiminin meşruiyeti kalmadı"
Görüşmelerde uluslararası camianın nasıl bir araya gelip Suriye halkını destekleyebileceğini de tartıştıklarına değinen Kerry, Suriye'de siyasi bir geçiş sürecini öngördüklerini ifade etti.
"Sayın Davutoğlu, ben ve diğer paydaşların düşüncesi şu; kendi halkına karşı şiddet uygulayan Esed rejiminin meşruiyeti kalmamıştır" diyen Kerry, Esed rejiminin farklı seçimler yapmasını sağlamak gerektiğini vurguladı. Kerry, "Türkiye'ye bu süreçteki liderliği ve kararlılığı için, akan kanı durdurma yönündeki destekleri için teşekkür ediyorum" dedi.
"Engelleri kaldıracağız"
Kerry, Davutoğlu ile ekonomik ortaklığı geliştirme yollarını da konuştuklarını belirterek, Davutoğlu'nun dile getirdiği Transatlantik yatırım ve ticaret ortaklığının, hem Avrupa hem de ABD için büyük bir fırsat olduğunu, bu yolla daha çok istihdam yaratılabileceğini söyledi.
İki ülke arasındaki engelleri kaldıracaklarını dile getiren Kerry, ikili diyaloglar sayesinde Türk ve ABD hükümetlerinin somut adımlar attıklarını, iki ülkenin ticaret hacminin 20 milyar dolara ulaştığını, bunu daha da geliştirmeyi istediklerini vurguladı.
Basın ve ifade özgürlüğü gibi temel hakların güçlendirilmesi gerektiğine de değinen ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, insan haklarına saygı gösteren ülkelerin daha başarılı ve müreffeh olacaklarını kaydetti.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD'nin Avrupa'yla son dönemde transatlantik ticaret ve yatırım ortaklığı formülasyonu çerçevesinde geliştirdiği, geliştirmeyi amaç edindiği ilişkiyi yakından takip ettiklerini, Türkiye'nin de bu vizyonda bir konumu olması gerektiğini söyledi.
Davutoğlu ve ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Ankara Palas'ta yaptıkları ikili ve heyetler arası görüşmelerin ardından basın toplantısı düzenledi.
ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ne düzenlenen saldırıyla ilgili bir kez daha Türkiye'nin başsağlığı dileklerini ileten Davutoğlu, saldırıda hayatını kaybeden güvenlik görevlisi Mustafa Akarsu için düzenlenen anma töreninin ve törene Akarsu ailesinin çağrılmasının da büyük bir jest olduğunu söyledi.
Kerry ile son iki günde Roma'da da görüştüklerini anımsatan Davutoğlu, bu görüşmelerin çok taraflı olduğunu, şimdi ekipleriyle detaylıca birçok konuyu ele aldıklarını belirtti.
İkili ilişkilerin mükemmel düzeyde olduğunu dile getiren Davutoğlu, ilişkilerin ABD Başkanı Barrack Obama'nın kullanmış olduğu terminoloji ile "model ortaklık" mantığı içinde hızla ilerlediğini vurguladı.
Davutoğlu, Obama'nın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile en sık görüşme yapan liderlerden biri olduğuna dikkati çeken, tarafların her konuyu çok açık bir şekilde paylaşma kültürüne sahip olduğunu söyledi.
İki ülke arasında kurumsal bir ilişki bulunduğunu, "Ancak Soğuk Savaş sonrasında bu kurumsallaşmış ilişkiler anlamında, diplomatik anlamda, operasyonel anlamda, güçlü bir şekilde yürütme ihtiyacı da var. Çünkü alanda, uygulamada birçok meydan okumayla karşı karşıyayız" dedi.
"Yakından takip ediyoruz"
Kerry ile birçok konuyu ele aldıklarına işaret eden Davutoğlu, "ABD'nin Avrupa'yla son dönemde transatlantik ticaret ve yatırım ortaklığı formülasyonu çerçevesinde geliştirdiği, geliştirmeyi amaç edindiği ilişkiyi yakından takip ediyoruz" diye konuştu.
Bu konuyu Roma'da görüştüklerini vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin AB ile gümrük birliği ilişkisine sahip olması dolayısıyla ABD ile olan ticari ilişkilerimiz de göz önüne alındığında, uluslararası transatlantik ticari ve yatırım ortaklığı içinde Türkiye'nin ayrı bir konumu olması gerektiğini paylaştık. Bu konuda çok açık ve net ifadelerle bu vizyonun içinde Türkiye'nin yer aldığını ifade etmeleri önemliydi."
İki ülkenin birçok konuda karşılıklı anlayış içinde ortak bir perspektiften bakıyor olmasından memnuniyet duyduklarını dile getiren Davutoğlu, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilere uluslararası sistemin de bölgesel ve küresel barışın da ihtiyaç hissettiğini kaydetti.
Davutoğlu, "Eminim Türkiye ile ABD'nin ortak bir anlayış içinde bu sorunlara yaklaşması, sorunlara kalıcı çözüm bulunmasını sağlayacaktır" ifadesini kullandı.
Ortadoğu Barış Süreci'ne de değinen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Özellikle Ortadoğu'da barış süreci konusunda güçlü bir iradenin gerek Sayın Kerry'de, gerek Sayın Obama'da bu dönemde ortaya çıkmış olmasından memnuniyetimi ifade etmek istiyorum. Artık bütün aktörlerin iki devletli, 1967 sınırlarına dayalı kalıcı bir barış için çaba sarf etmesi elzemdir. Ortadoğu'ya kalıcı barışın gelmesi ve Ortadoğu'da son dönemde yükselen demokrasilerin istikrarlı bir nitelik kazanması Türkiye'nin ve Amerika'nın ortak perspektifleri içindedir."