İş güvenliği denetlenemiyor

Son dönemde peş peşe gelen ve çok sayıda işçinin hayatını kaybettiği iş kazaları, yeniden iş güvenliği ve sağlığı sorununu ön plana taşıdı. Uzmanlar, iş güvenliği konusunda mevzuattan çok, işyerinin tutumu ve denetimin ön plana çıktığını vurguluyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mehmet KAYA

ANKARA - DÜNYA'nın sorularını yanıtlayan İş Müfettişleri Derneği Başkanı İlhan Tuncer, Türkiye'nin tamamını denetleme yetkisine sahip iş müfettişi sayısının 480 kişi olduğunu ve bu kişilerin tamamının sürekli olarak denetimlerde bulunduğunu belirtirken bu sayının yetersizliğinin ortada olduğunu kaydetti. İstanbul'da sadece 50 iş müfettişinin bulunmasının fiili olarak denetim zorluğunu gösterdiğini kaydetti.

İlhan Tuncer, "Mevcut müfettiş kadar müfettiş yardımcısı şu anda göreve başladı. Bu arkadaşlarımızın da denetim yetkisi alması ile biraz daha kapsam genişleyecek. Ancak burada şunu söylemeliyiz, sorumluluk sadece kamuya, denetime ait değildir. İşveren yükümlülükleri de bulunuyor. İstanbul'daki yangın olayını düşünürsek, bu türden barınma yerlerinde yangın çıkarabilecek aletlerin kullanılması yasak. O işyerinin de sorumluluğu bu anlamda başlıyor" dedi.

Cezalar az

İlhan Tuncer, cezaların miktar olarak küçük olmasının ve alt işveren (taşeron) uygulamalarının sorunları derinleştirdiğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşyeri bina ve eklentileri yönetmeliği var. İstanbul yangınının detaylarını bilmiyorum ama yatacak yerlerde alev çıkaran ya da yanmaya neden olabilecek ısıtıcıların kullanımı yasak.   Kalacak yerlerin nasıl olacağı belli. Genel anlamda, inşaat başta olmak üzere iyiye doğru bir gidiş var. Ancak böyle olaylarda da görülüyor ki eksiklikler de var. Sadece yangın olayından düşünmeyelim. İşveren yangına karşı her türlü tedbiri almak zorunda. 50'nin üzerinde kişi çalıştıranlar iş güvenliği uzmanı bulundurmak zorunda. Alt yüklenici olunca ise iş karmaşıklaşıyor. Alt işverenlik her zaman sorunlu. Yetki sorunları ortaya çıkabilir. Taşeronluk sistemi maalesef kanayan yara. Biz denetimlerimizde alt işverenlik yokmuş gibi denetim yapıyoruz. Çünkü parça parça sorumluluğu arasanız iş çok zorlaşıyor"

Risk odaklı denetime geçiliyor

İlhan Tuncer, son dönem iş kazalarının yeni bir yaklaşımla karşılandığını ve risk odaklı denetime geçildiğini belirterek, OSTİM'deki gaz tüpleri patlamalarının bu konuda eğitici olduğunu ve denetimlerin riskli alanlara kaydırıldığını kaydetti.

Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gaye Yıldız ise DÜNYA'ya yaptığı açıklamada, mevzuatın işvereni düzenleme olmasa dahi en son güvenlik unsurlarını uygulamakla yükümlü kıldığını hatırlatarak, 5 noktada aksaklık bulunduğunu kaydetti.

İşverenlerin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almaktan imtina ettiklerini vurgulayan Yıldız, önlemler alınsa dahi işverenlerin bunların uygulanıp uygulanmadığını denetlemediğini kaydetti. İşverenlerin, önlem alma yanında eğitim verme ve denetleme yükümlülüğü de bulunduğunu kaydeden Gaye Yıldız, bu üç unsurdan biri ihmal edildiğinde tehlikenin başladığını anlattı. Yıldız, "Mesela, işveren işçiye baret, eldiven, kemeri veriyor işçi kullanmıyor. İşveren o işçiyi işten atma hakkı var. İşverenlere böylesine hak ve yükümlülükler verildiği halde disiplinli bir kullanım gerçekleşmiyor" dedi.
 

Alt işverenliğin bir başka sorun alanı olduğunu kaydeden Yrd. Doç. Dr. Gaye Yıldız, maliyet düşürmek için alt işveren kullanıldığını, bu nedenle alt işverenin de düşük maliyetli çalışmak için teknoloji olarak yetersiz, kalifiye olmayan işçilerle çalışma yürüttüğünü kaydetti. Gaye Yıldız Tuzla tersanelerinde bu sorunun gözlendiğini belirtti.

İşçilerin eğitimsizliğinin de ciddi bir sıkıntı alanı olduğunu belirten Gaye Yıldız, genel bir sorun olarak görülse de hem iş, hem de iş güvenliği eğitimi sınırlı olan işçilerin kaza riskini yükselttiğini belirtti.
Müfettiş sayısının çok az olmasının kamunun denetim kapasitesini çok sınırladığını da vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Gaye Yıldız, bu nedenle boşluk doğduğunu da anlattı.

Yasa hazır, gün sayıyor

Çalışma Bakanlığı tarafında hazırlanan ve iş güvenliği uygulamalarını yasal zemine kavuşturacak Tasarı TBMM'ye sevkedilme aşamasına geldi. En önemli özelliği kamu dahil bütün işyerlerini iş güvenliği ve sağlığı uygulamaları kapsamına alan tasarıda, küçük işletmelerin bu alandaki masraflarının kamu tarafından karşılanması unsuru da bulunuyor. Tasarı şu temel düzenlemeleri getiriyor.
-10 kişiden az işçisi olan çok küçük işletmelerin iş güvenliği maliyetinin devlet üstlenecek
-Bütün işletmeler iş sağlığı ve güvenliği kapsamına alınacak.
-Bütün işyerleri, iş güvenliği riskini kendisi hesaplamak zorunda olacak
-50 kişiden fazla işçi çalıştıran işyerleri iş sağlığı ve güvenliği kurulu oluşturacak
-Tam gün hekim çalıştırması gereken işyeri iş sağlığı ve güvenliği birimi kuracak
Alış veriş merkezi, iş hanları ve sanayi siteleri ortak iş güvenliği hizmeti alacak
-İş güvenliği ve sağlığına uygun olmayan çalışma müfettişler tarafından durdurulabilecek

Son dönemde ciddi iş kazaları yaşandı

İstanbul Tuzla tersanelerinde peş peşe yaşanan ölümlü kazalarla gündeme gelen iş güvenliğinde son dönemde başka alanlarda da çok sayıda ölümle sonuçlanan kazanın olmasıyla sorun derinleşti. Ankara OSTİM'de kaçak gaz tüpleri patlaması sonucu 20 kişi hayatını kaybetmişti. Adana'da baraj inşaatında ise 10 kişi öldü. Son olarak İstanbul'da 11 kişi yangında hayatını kaybetti. Türkiye'de 2010 yılında bin 434 kişi iş kazalarında hayatını kaybetti.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir