İşletme kredilerinin yeniden yapılandırılması...

M.Cengiz GÖĞEBAKAN

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Banka ve diğer finansal kurumlardan kredi kullanan gerçek ve tüzel kişilerin kullandıkları kredilerin vadelerinin ve geri ödeme tarihlerinin nakit akışlarına uygun olarak belirlenmesi çok önemlidir. Çünkü krediyi kullanan firmaların kredibilitesi ile kullanılan kredilerin geri ödeme takvimlerine göre borç geri ödeme gücü (likitide imkanı), birbirinden ayrı kavramlar olarak değerlendirmek gerekir. Kredi kullanımlarında nakit akışlarını göz önünde bulundurmaları işletmelerin sürekliliği için hayati öneme sahiptir. Bu amaçla işletmeler, finansman teknikleri ile nakit akışlarının uyumunu gözetmek ve likidite yönetimini buna göre yapmak durumundadır. 

Kredi değerliliğinde önemli bir sorun olmayan, faaliyetlerine devam eden ancak yaşadıkları geçici likidite sıkıntısı nedeni ile kredi geri ödemelerini zamanında yapamayan veya yapamayacağı önceden belli olan kredi borçlularının, ödeme vadelerinin nakit akışlarına uygun olacak şekilde temdit edilmesi veya yeniden yapılandırılması kredi süreçlerinde vazgeçilmez uygulamalardandır. Aksine uygulamalar, nakit akışlarındaki telafi edilebilir aksaklıkları olup da bunun tedavisi için imkan verilmeyen işletmelerin yaşamsal mali sorunlarla boğuşmalarına kapı açmak olacaktır. Kredi geri ödeme vadeleri, firmanın nakit akışına uyumlu olarak belirlenmiş olan işletmelerde dahi; zaman zaman kredi kullandırımından sonra, çeşitli sebepler ile firmaların önceden belirlenen vadelerde kredi geri ödemelerini gerçekleştirememesi de söz konusu olabilmektedir. Bu durum, işletme yöneticilerinin elinde olmayan (maliyetlerdeki aşırı artışları satış fiyatlarına yansıtamama sorunu, pazar kaybı, ciro azalması, beklenmeyen giderler oluşması vb.) ekonomik sebeplerden kaynaklanabildiği gibi, zaman zaman da alacakların tahsilat sorunu yaşanması, finansmanı sağlanmadan yeni sipariş alınması, finansörlerin yönetilememesi gibi ticari hayatın olağan riskleri / yönetim riskleri gibi anlaşılabilir sorunlardan da kaynaklanabilmektedir. Yaşanan ekonomik gelişmeler veya ticari aksaklıklar nedeniyle, kredi değerliliği olumsuz etkilenmiş olan işletmelerin kredilerinin yeniden yapılandırılmasındaki temel amaç, borç geri ödeme gücünü arttırmaktır. Mali durum sağlığı bozulan işletmelerin mali sağlığına kavuşmaları için kredi ödemelerini yapılandırmak suretiyle sağlık kazandırmak ve borç geri ödeme imkanına kavuşmalarını sağlamak tüm tarafl arın (banka, işletme sahibi, çalışanlar, ticari piyasalar, istihdam ve vergi yönüyle kamu kurumları vs.) faydasına olacaktır. 

Aksi halde kredi borçlusu firma kredi geri ödemelerini zamanında yapmadığı için temerrüde düşecek ve kredinin tahsili için yasal işlemlere başlanacaktır. Yasal takibe başlanması ile birlikte borçluya yeni maliyetler yansıtılacak (icra masrafl arı, vekalet ücreti vb.), firmadan alacaklı olan diğer kreditör ve piyasa alacaklılarının da benzer işlemleri yapmasıyla borç daha da ödenemez duruma gelecektir. Yeniden yapılandırma işlemlerinde; 

• Kredileri yeniden yapılandırılan işletmelere yapılandırma öncesinde veya yapılandırma dönemi içinde gerektiğinde ve gerektiği kadar ilave kredi kullandırılması, 

• İşletmede kullanılmayan, gelir getirici yönü yetersiz varlıkların nakde çevrilerek borç azaltılmasında kullanılması, 

• Gerektiği zaman bazı iştirak ve faaliyetlerden çıkılması, büyük işletme sermayesi gerekmesine rağmen karlılığı düşük olan faaliyetlerin bırakılması ya da küçülmeye gidilmesi, gibi köklü ve işletmeye nakit ya da fon aktarımına yönelik işlemlerin planlanması gerekecektir. 

Kredi yapılandırma uygulamalarında en önemli ihtiyaçlardan birisi ise, aynı firmadan alacaklı olan banka ve finans kuruluşları ile gerekirse büyük alacaklı tedarikçilerini de kapsayacak şekilde, birlikte iş yapma kültürünün gelişmesini sağlayacak bir mekanizmadır. Zira birden fazla alacaklının firmanın yükümlülüklerini birlikte yapılandıramamaları halinde, tek tek alacaklı bankaların yaptıkları hiçbir işlemin anlamlı bir sonucu olamayacaktır. Bankacılık Kanunu’nun ve bu kanun kapsamında yayımlanan tamamlayıcı mevzuatın da bu amaca dönük düzenlemeleri içermesi, pratikte sektörümüzde uzun yıllardır uygulanagelen bu tür yapılandırmaların hukuksal alt yapısını güçlendirecek ve yaygın kullanımına ortam sağlayabilecektir. 

Yapılandırma uygulaması hakkında maalesef yasal düzenlemeler oldukça sınırlı olup, yasal merciler nezdinde tereddütlü sonuçlar üretecek şekilde yanlış anlaşılmalara da açıktır. Var olan düzenlemeler de, yeniden yapılandırma uygulamasının negatif sonuçlar yaratan bir uygulama gibi algılanmasına neden olabilmektedir. 

Bankacılık Kanunu’nda kredilerin yeniden yapılandırılmasına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemesi, sektörümüzde uygulanan yapılandırmaların Karşılıklar Yönetmeliği’nin tali ve geçici maddelerine istinaden yapılıyor olması, hakkında yasal takibe geçilmeden önceki dönemde yapılandırmaya ihtiyaç duyan işletmelerin ihtiyaçlarının giderilmesinde hukuki alt yapı eksikliklerine neden olmaktadır. Zira Bankacılık Kanunu ile ilgili düzenlemelerden olan Karşılıklar Yönetmeliği’nde tasfiye olunacak alacaklar hesabında izlenen kredilerin yeniden yapılandırılması ile ilgili düzenlemeler yer almakta iken, canlı kredilerin yapılandırılmasına yönelik düzenleme eksikliği açıkça hissedilmektedir. İşletmelerin kredi borçlarının yapılandırılması uygulamasının, işletmelere sağlanan bir imtiyaz, ayrıcalık veya olumsuz bir gelişme gibi algılanmasına yönelik düzenlemeler, mali sağlığı bozulan işletmelerin borç ödeme güçlerine yeniden kavuşmalarını sağlayabilecek yapılandırma imkanlarına rahatça erişememelerinin önündeki engellerden bazılarıdır. 

Kredi geri ödeme vadelerini, firmaların nakit akışlarına ve gelir edinme dönemlerine uygun şekilde yeniden düzenleyerek borç ödeme gücü kazanmalarını sağlayan yapılandırma uygulamaları, firmaların mali sağlığına kavuşmalarını sağladığı sürece teşvik edilmesi ve kolaylıklar sağlanması gereken uygulamalardır.