İşletmeler, vizyon ve misyonlarını ekonomik şartlara göre belirlemeye başladı

Ufuk GERGERLİOĞLU

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Bugün sizlere, işletmeler için hayati öneme sahip olan iki kritik kavramdan söz etmek istiyorum. Bahsedeceğim bu kavramlardan biri vizyon diğeri ise misyon. Son dönemlerde işletme yöneticilerinin önemle üzerinde durmaya çalıştığı vizyon ve misyon olgusu, gerçekten de işletmeler için hayati öneme sahip. Markalaşmanın temellerinden, stratejik planlamanın da varlık nedeni olan bu iki kavram, sadece işletmeler için değil, aynı zamanda birey ve aileler için de çok önemli. Peki herkes için büyük öneme sahip olan vizyon ve misyon tanımını kısaca nasıl ifade edebiliriz?

Vizyonu, "bireyin veya işletmenin hayal ettiği gelecek" olarak tanımlayabiliriz. Fakat arzu edilen bu gelecek hayali, az veya çok ulaşılabilir nitelikte olmalıdır. Misyon ise çok kısa bir tanımla; "var olma nedenimizdir." Net bir vizyon ve misyona sahip olmayan birey, kurum ve toplumların ilerleyebilmeleri neredeyse mümkün değildir. Burada, birey ve toplumlar için vizyon ve misyon tanım ve uygulamalarının detaylarına girmek istemiyorum. Bu kavramların işletmelerde algılayış ve uygulama yönünü sizlerle paylaşmak istiyorum.          

Öncelikle kurumsallaştığını iddia eden çoğu büyük ölçekli işletmenin internet sitelerini süsleyen vizyon ve misyon tanımlarından biraz söz etmek istiyorum. Bu tanımlara objektif bir gözle bakıldığında birçok hata ve eksiklik kendiliğinden ortaya çıkıyor. Bu hata ve eksikliklerden bazıları şunlar;

Vizyon tanımı, çalışanların ve müşterilerin anlayamayacağı veya algılayamayacağı kadar karışık ve sıradan.

Misyon tanımı, bir işletmenin var oluş nedenini değil de,  sanki bir iddiayı ortaya koyuyor.

Vizyon, altı aylık hedefler ve 1-2 yıllık amaçlarla karıştırılıyor.

Vizyon ve misyon tanımlarıyla ilgili büyük işletmelerin yapmış olduğu bu ve buna benzer hata ve eksiklikleri çoğaltmak mümkün.

Diğer taraftan KOBİ'lerin bu kritik kavramlara bakış açısını ele aldığımda ise şunları gözlemlediğimi söyleyebilirim. Görüştüğüm KOBİ yetkililerinin çoğu, vizyon ve misyon tanım ve uygulamalarının kurum için öneminin farkında. Fakat piyasalarda yaşanan daralma ve durgunluk süreci, onların bu kavramlara bakış açısını değiştirmiş durumda. Ayakta durabilmenin ve günü kurtarabilmenin neredeyse imkansız olduğu bir dönemde vizyon ve misyon tanımı yapmak ve bunları işletme içersinde benimsetmek, özellikle KOBİ yetkilileri için pek bir anlam ifade etmiyor.

Şimdi de bu kavramlar ile ilgili fikirlerine başvurduğum işletme yetkililerinin görüşlerini sizinle paylaşmak istiyorum.

100 seneye yakın mücevherat sektöründe faaliyet gösteren Ariş Mücevherat işletmesinin firma yetkilisi Cem Çubukoğlu, vizyon ve misyon tanım ve uygulamaları anlamında ciddi çalışmalarının olduğunun altını çizdi ve ekledi: "Bu kavramların kurumsallaşma süreci için ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz. Dolayısıyla konu ile ilgili kapsamlı ve ciddi bir çalışma içersindeyiz. Vizyonumuzu 'sektöründe bir dünya markası olmak' diye tanımlayabiliriz. Misyonumuzu ise 'Mücevherlerimizi insanların değişen ihtiyaç ve beklentilerine göre sunmak için varız' olarak ifade edebiliriz."

Cem Çubukoğlu, kendi misyon ve vizyonu için kısa ve net tanımlar ortaya koydu. Çubukoğlu bizimle yaptığı görüşme sırasında bu kritik kavramlar için çalışma sürecinde olduklarını ifade etmişti. Çalışmalar sonucunda çok daha özgün ve anlam yüklü tanımların ortaya çıkacağından kesinlikle eminim. Önemli olan böyle bir sürecin kurum içerisinde bir şekilde başlamasıdır. Sektöründe dünya markası olmak vizyonu heyecan verici ve iddialıdır. Bu noktada şuna dikkat edilmelidir. Elbette ki birçok işletme dünya markası olma hayalindedir. Bir gün, rakiplerden bir çıkıp aynı vizyonu kendisi için tanımlayabilir. Dolayısıyla vizyonun elden geldiğince özgün olmasına dikkat edilmelidir.

Bu kavramlar ile ilgili fikirlerine başvurduğumuz diğer bir işletme ise emlak sektöründe faaliyet gösteren Reha Medin oldu. İşletme yetkilisi Ertan Sarıoğlu, işletme vizyonlarını, 'Türkiye'nin elit kesimine katma değeri yüksek projeler yapmak' olarak tanımladı ve ilave etti: "Reha Medin yaklaşık dört sene önce vefat ettiğinde işletme, Türkiye'nin elit kesimine katma değeri yüksek projeler sunuyormuş. Fakat kendisi vefat ettikten sonra sorunlar yaşanmaya başlanmış ve Reha Medin markasının imajı biraz zedelenmiş. Dolayısıyla şu an ki işletme vizyonumuzu Reha Medin'in vefat ettiği dönemi yeniden yakalamak ve o çizgide kalabilmek olarak da tanımlayabiliriz."

Bir işletme için en büyük sorunlarda biri elbette bulunduğu noktadan geriye düşmektir. Günümüz piyasasında "dün var olan ve bugün ayakta kalma mücadelesini kaybeden" birçok marka işletme vardır. Bunun en temel nedeni, başarılı bir kurumsallaşmanın oluşturulamamasıdır. Lider, kafasında tanımladığı vizyona adım adım yaklaşırken çalışanlar liderin kafasındaki bu vizyonu bilmemekte veya algılayamamaktadır. O zaman da işletme aniden kendisini "lider ölür, şirket kapanır veya lider gider işletme biter" içerisinde bulur. Bu durumun oluşmaması için lider kafasındaki vizyon tanımını kurmayları ve çalışanlarıyla sürekli paylaşmalıdır. Vizyon çalışmasının verimli bir biçimde sonuçlanabilmesi, lider ve çalışanların beraber hareket etmesine bağlıdır.

Kozmetik sektöründe faaliyet gösteren Aral Kozmetik'in üretim müdürü Derya Erdoğan, vizyon tanımının, başarılı bir biçimde uygulanmadıktan sonra yazılı olmasının bir anlamı olmadığını belirtti ve ekledi: "Bence vizyon ve misyon tanımlarının sadece internet sitesini süslemesi, işletme için hiçbir anlam ifade etmez. Bu kavramlar, hayata geçmedikten sonra ister yazılsın ister yazılmasın pek bir anlamı yok. Örneğin; biz, işletme olarak sektörümüzde sürekli olarak değişme öncülük etmeyi vizyon edinmişizdir. Ama bugün özellikle bizim gibi üretici firmalar öyle bir zor dönemden geçiyor ki, değişime öncülük etmeyi bırakın bir kenara çalışanlarımıza ücretleri bile düzenli bir biçimde ödeyemiyoruz. Böyle bir ortamda liderin kafasında belirlediği veya hayata geçirmeyi düşündüğü vizyonunu çalışanlarıyla paylaşması da mümkün olmuyor."

Derya Erdoğan'ın ortaya koyduğu tablo, elbette çok acı. Fakat böyle bir dönemde bile vizyona sahip çıkmak ve bunu çalışanlarla paylaşmak işletmenin yok olma sürecini bir hayli geciktirir. Vizyonun yazılı olması ve bunun birçok kanal aracılığıyla kamuoyu ile paylaşılması, zarardan çok fayda getirir. Çünkü kurallara uygun hazırlanmış yazılı vizyon ve misyon, rakiplere gözdağı, müşterilerinize ise güven verir.

Ortopedik yastık ve yatak sistemleri sektöründe Ortosella markası ile faaliyet gösteren Hakan Sünger'in firma yetkilisi Murat Uzunsokaklı ise, piyasalarda yaşanan durulma ile beraber gelen küçülme sürecinin işletmelerin vizyonunu olumsuz yönde etkilediğini ifade etti ve şunları söyledi: "Her türlü sıkıntı ve olumsuzluğa rağmen dik durmaya, vizyonumuzu ve misyonumuzu muhafaza etmeye gayret ediyoruz. Çok büyük markalarla savaşma iddiamız yok. Vizyonumuzu, 'butik marka bilincinden uzaklaşmadan, Ülkemizin kuzeyinde ve kuzey-batısında yer alan ülkelerde bir marka olmak' şeklinde tanımladık. Misyonumuzu da 'uyku sistemleri konusunda tüm müşteri gruplarına kaliteli ürünleri uygun fiyatlara sunmak için varız' biçiminde belirledik."

Murat Uzunsokaklı ve onun Ortosella markası, vizyona ve misyona bakış açısında özellikle tüm KOBİ'lerimiz için güzel bir örnek oluşturuyor. Bu zihniyetin yaygınlaşması, işletmelerimizin durgunluk ve kriz sürecinden çıkmasını kolaylaştıracaktır.