İstanbul sağlık turizminde 10 Dubai'ye eşit olabilir

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Op. Dr. Bülent CİHANTİMUR / Estetik International Yön. Kur. Bşk.

Dünyada sağlık sektöründe, küreselleşmenin etkisiyle son yıllarda sayıları hızla artan çok sayıdaki uluslararası ve ulusal kongrelerle hekimler deneyimlerini ve çalışmalarını paylaşıp, tüm dünyaya duyurmaktadırlar. Küreselleşen sağlık sektörüyle birlikte sağlık turizmi de sektörün ana dinamiklerinden biri haline geldi. Hekimlerimizin inovatif tedavi teknikleri ve almış oldukları başarılı sonuçlar, sınırların ötesindeki insanların sağlık ihtiyacı taleplerini karşılayacak en sağlıklı hizmeti oluşturmaya başladı.

Ülkemizde son zamanlarda sağlık kuruluşlarının rağbet ettiği sağlık turizminde gözlenen canlılıkta dikkat edilmesi gereken konu, yurtdışından gelen hastalara sadece ticari meta gözüyle bakılması yaklaşımının yaygınlaşmasıdır. Birçok hastane ve doktor, başka ülkelerden hastaları ucuz ücret politikası izleyerek Türkiye'de tedavi etme, bunu da sağlık turizmi adı altında yapma yolunu seçebiliyor. Ancak ucuz ücret politikasına odaklı sağlık turizmi yapan ülkelerde ameliyat olan hastalarda yüksek enfeksiyon oranları ortaya çıktığı gözlenmektedir.

Ucuz tedaviyle gelen enfeksiyon riski

Ticari kaygılar sadece sağlık sektöründe değil, tüm sektörlerde önemli bir yer tutmaktadır. Sağlığı ikinci plana atan ücret politikasının "tehlikeli bir trend"i başlattığını araştırmalar ortaya koymaktadır.

Amerikan Estetik Plastik Cerrahi Derneği'nin 2010 yılında 2 bin cerrahla yapmış olduğu bir araştırma gösteriyor ki; cerrahlar, sağlık turizmini "tehlikeli bir trend" olarak görmektedirler. Araştırma sonuçlarına göre sağlık turizminin, bir "ücret politikası" fenomenine dönüşerek hastaları farklı ülkelere çekmekle ilintili faaliyet alanı olduğu belirtilmektedir. Çünkü hastalara sunulan en önemli avantaj, düşük ücretlerdir. Ücret odaklı sağlık turizmi reçetesinin uluslararası hastalara yan etkileri yine bu araştırma sonuçlarına yansımış, hastaların çok önemli bir yüzdesinin post-operatif problemlerle karşılaştıkları, bu doğrultuda özellikle estetik uygulamalarda komplikasyon risklerinde büyük bir artış beklendiği şeklinde ifade edilmiştir. Hastaların enfeksiyon kapması ve komplikasyon oranlarının yüksek olmasının nedeni ise, çoğu ameliyatın plastik cerrah olmayan kişilerce yapılması gerçeğiyle ortaya çıkmıştır. Komplikasyonların yüzde 31'i enfeksiyonlardan kaynaklanmaktadır. Bu tabloyu göz önünde bulundurarak ülkemizde, komplikasyon riskleri ve ikinci ya da üçüncü kez düzeltmelere sebep olacak ameliyatlar yapmamız, enfeksiyon veya komplikasyon riskini göze almak gibi bir lüksümüz olmamalıdır. Yurtdışından gelen hastalar da bizim hastalarımızdır. Ana konumuzun insan sağlığı olduğu unutulmadan atılacak her adım, ülkemizin uluslararası imajını zedeleyecektir.

Sağlıkta güven dönemi

Sağlık turizminde hissedilen bu olumsuzluklar, hastaları güven ve kaliteli hizmet arayışına itmektedir. İyi, bilgili, en önemlisi güvenilir tıp merkezi, hastane ve klinikler hasta tercihinde ön plana çıkmaktadır. Bu durum, yukarda bahsettiğimiz sorunları beraberinde getiren ucuz ücret politikasıyla ucuz sağlık hizmetinde sonun başlangıcını oluşturmaktadır.

Türk doktorları uluslararası başarılara imza atarken, ülkemizde dünya standartlarında ve kimi zaman daha üstün teknolojiyle hizmet veren hastaneler ve sağlık kuruluşları bulunmaktadır. Türkiye, uluslararası akreditasyon kuruluşu Joint Commission International (JCI) standartlarına, ABD'den sonra hastane ve sağlık merkezleriyle en çok sahip olan ülkelerden biridir. Hastayı iyileştirmek için kullandığımız birikim ve teknolojimizin, emeğimizin değerini ticari kaygılarla, ucuz ücret politikasıyla asla düşürmemeliyiz. Sağlık turizmi konseptini ucuz fiyat üzerine değil, "doğru uygulama, hasta memnuniyeti, güven ve insan sağlığına verdiğimiz değer" üzerine inşa edersek, İstanbul'un 10 Dubai'ye eşit olmaması işten bile değildir.

Atıfta bulunulan yayın: Cosmetic Surgery, "gone wrong"...is cosmetic surgery tourism safe?