‘K. Irak petrolünün parasını bloke ederiz dekontu göndeririz vebale girmeyiz’
Enerji Bakanı, Kuzey Irak petrolünün Türkiye üzerinden satışına ilişkin yeni formülün masada olduğunu söyledi
İSTANBUL - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Irak petrollerinin dünya pazarına aktarılması ve gelirler konusuyla ilgili olarak, “Eğer bir kamu bankasında bu paraları bloke edeceksek dekontunu mutlaka merkezi Irak hükümeti ile paylaşırız. Irak’ın hassasiyetleri hepimizin hassasiyetidir” diye konuştu. Dün başlayan ve bugün de devam edecek olan 5.Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi’ne Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, ABD Enerji Bakanı Ernest Moniz ile birlikte çok sayıda işadamı katıldı.
Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi’nde ABD Enerji Bakanı Ernest Moniz ile ortak basın açıklaması yapan Bakan Yıldız, Irak’ın normalleşmesi ve gelirlerinin artırılması için projelerin geliştirilmesi gerektiğini ifade ederek, “Orada yapılan işlemler Irak Anayasası çerçevesinde olacaktır. Türkiye’nin merkezi Irak hükümeti ve Kuzey Irak ile yaptığı sözleşme ve anlaşmalar ister kamu ister özel şirketlerle olsun Irak’ın normalleşmesiyle alakalıdır. ABD ile beraber birçok noktada mutabık kaldığımız konuların ileriye dönük hem bölgeye hem de komşu ülkelere faydalar getireceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Şehristani ile görüşme
Hafta başında Paris’te gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yıldız, Kuzey Irak’tan yeni boru hattıyla alınacak petrolün parasının Türkiye’de bir kamu bankasına yatırılabileceğini, buna ilişkin dekontun da her gün merkezi Irak hükümetine gönderilebileceğini söylemişti. Dün de bu formüle ilişkin soruları yanıtlayan Yıldız, görüşmelerin devam ettiğini vurgulayarak, “Hüseyin Şehristani ile yaptığımız görüşme ve bundan sonraki görüşmeler bu süreci tamamlayacak. Henüz nihai bir nokta oluşmadı” dedi. Yıldız, “Emanet hesabın Türkiye’de bir kamu bankasında açılması ve gelirlerin ona göre dağıtılması teklifiniz kabul gördü mü?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Kuzey Irak’ta yapılan sözleşmelerin, oluşacak gelirin ve akacak petrolün hepsinde Irak halkının tamamının hakkı vardır. Eğer bir kamu bankasında bu paraları bloke edeceksek dekontunu mutlaka merkezi Irak hükümeti ile paylaşırız. Doğru olan budur. Biz farklı bir vebale girmeyiz. Biz toprak bütünlüğüne inanıyoruz. Anayasanın kendine verdiği hakka inanıyoruz ve saygıyla karşılıyoruz. Irak’ın bütün hassasiyetleri hepimizin hassasiyetidir.”
Miktar ve fiyatlandırma konularının beraberce ele alınacağını belirten Taner Yıldız, Irak’ın kendi içinde kuramadığı bu sistemin Türkiye’nin yapacağı sistemle kurulacağını, bunun Irak’a en olumlu katkılardan biri olacağını belirterek, böyle bir sistemi kurmadan böyle bir işletimi yapmanın mümkün olmayacağını dile getirdi.
39 şirket anlaşma imzaladı
Bölgesel yönetimle imzalanan ya da imzalanacak anlaşmalara ilişkin soru üzerine de Yıldız şunları kaydetti:
“Özel hukuk hükümlerine tabi olmak kaydıyla ister kamu şirketleri isterse özel şirketler Irak’ın kuzeyinde bir kısım sözleşmeler imzalıyorlar. 19 ülke 39 şirketle bu durum 3- 4 yıldan beri devam ediyor. Türkiye bunun istisnası değildir. Türkiye de bunlardan bir tanesidir. Yapacağı anlaşmalar, Merkezi Irak ile yapacağı sözleşmeler Kuzey Irak ile cari olarak devam edecektir. Exxon Mobile ile ilgili olarak şunu söyleyebilirim; birçok şirketle, uluslararası dev firmalarla işbirliği yapılması normaldir. Bölgenin ve Irak’ın normalleşmesi adına her birimizin koyacağı katkılar farklıdır. Bu tür işbirliklerini önümüzdeki dönemde görmemiz sürpriz olmaz.”
‘Irak’ın gelişmesi ABD’nin menfaatine’
ABD Enerji Bakanı Ernest Moniz ise Irak’taki petrol ve doğalgaz kaynaklarının geliştirilerek uluslararası piyasalara sunulmasına ilişkin soru üzerine şöyle dedi: “Irak’taki istikrarın gelişmesinde ABD’nin güçlü bir menfaati bulunmaktadır. Biz Irak’taki petrol kaynaklarının ulusal hukuk doğrultusunda geliştirilmesini destekliyoruz. Biz bunu desteklemeye devam edeceğiz. Dünyanın petrol arzı, Irak’ın istikrarını kazanmasından ve petrol ihraç etmesinden büyük fayda görecektir.”
Gazetecilerin son zamanlarda Kuzey Irak ve Türkiye arasındaki yakın ilişkiye ilişkin izlenimlerinin sorulması üzerine Moniz, “Biz Sayın Yıldız’ın Iraklı mevkidaşı da dahil olmak üzere artan diyalogdan cesaretlendik. Biz bu diyaloğu güçlü bir şekilde destekliyoruz. Biz Irak’taki petrol kaynaklarının anayasal hukuk çerçevesinde geliştirilmesini destekliyoruz” ifadesini kullandı.
Gül: Irak’ın enerji kaynakları daha çabuk katkı verecek hale getirilmeli
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, küresel enerji denkleminde çok daha büyük bir rol oynamaya hazırlanan Irak’ın enerji kaynaklarının dünya enerji güvenliğine daha çabuk katkı verecek bir hale getirilmesi gerektiğini söyledi. “Doğu Akdeniz’de keşfedilen ve 3.5 trilyon metreküp olduğu tahmin edilen doğalgaz kaynakları da büyük önem taşımaktadır” diyen Gül, söz konusu kaynaklarla ilgili olarak buranın bir refah ve işbirliği havzası haline getirilmesi gerektiğini söyledi. Gül, başta Azeri gazı olmak üzere orta ve uzun vadede Kafkasya, Orta Asya ve Ortadoğu kaynaklı doğalgazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya nakli konusunda Türkiye’nin dahil olduğu vegeliştirdiği stratejik projelerin kendi enerji güvenliğini sağlanmasının yanı sıra, Avrupa’nın da güvenlik, istikrar verefahının pekiştirilmesine yardımcı olacağına inandıklarını söyledi.
“Enerjide ve bölgesel politikalarda yeni bir düzen geliyor”
Zirvede konuşan Atlantik Konseyi Dinu Patriciu Avrasya Merkezi Direktörü Ross Wilson, bu yılki temalarının yeni ortamın keşfedilmesi olduğunu belirterek, bugün yeni bir küresel ortam bulunduğuna işaret etti. Wilson, “Büyük avantajlar var. Riskler çok fazla. Bizim gündemimiz bu hızlı değişime ayak uydurmaya çalışıyor. Çünkü enerjide ve bölgesel politikalarda, işletmelerde siber alanlar ve diğer alanlarda yepyeni bir düzen geliyor” diye konuştu. Atlantik Konseyi Başkan Vekili Brent Scowcroft ise çalkantılı dönemlerden geçildiğine dikkati çekerek, bu çalkantılar içerisinde bölgesel istikrarın giderek daha fazla tehdit altında kaldığını, Suriye’deki iç savaşın ve Irak’taki güvenlik sorununun endişe verici boyutlarda olduğunu dile getirdi.