Kadınlar hiçbir işte ‘eşit’ ücret alamıyor

Genellikle sadece 8 Mart günü hatırlanan kadınlar, nüfusun yarısını oluşturdukları halde birçok istatistikte olduğu gibi ekonomik göstergelerde de erkeklerin gerisinde kaldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

HÜSEYİN GÖKÇE 

ANKARA - Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla İstatistiklerle Kadın 2015 başlıklı bir çalışma yaptı. Türkiye’de 78 milyon 741 bin kişilik nüfusun yarısına yakınını 39 milyon 229 bin (yüzde 49.8) ile kadınlar oluşturuyor. 

TÜİK’in çalışmasında en dikkat çekici başlıklardan bir tanesi de eğitim seviyesine göre elde edilen ücret. Bu kategoride kadınların tüm eğitim seviyesinde erkeklerden daha düşük ücret almaları dikkat çekiyor. Türkiye genelinde ortalama yıllık gelir 19 bin 51 lira iken, bu rakam erkeklerde 20 bin 74 lira, kadınlarda ise 15 bin 681 lira düzeyinde. Okuryazar olmayan erkekler yıllık 9 bin 619 lira, kadınlar 5 bin 897 lira kazanıyor. Herhangi bir okul bitirmeyen erkekler yıllık 11 bin 533 lira kadınlar 7 bin 105 lira kazanırken, lise altı eğitimli erkeklerin 15 bin 369 liralık yıllık gelirine karşılık, kadınların geliri 8 bin 339 lirada kalıyor. Lise ve dengi okul mezunlarında da benzer şekilde erkeklerin 20 bin 760 liralık kazancına karşılık, kadınların kazancı 14 bin 33 lira düzeyindeyken, yüksek öğretim mezunlarında erkekler 35 bin 398 lira, kadınlar ise 27 bin 206 lira yıllık ortalama gelir elde ediyor. 

İşsizlik oranı yüzde 50 daha fazla 

Kadınlar tüm kategorilerde erkeklerden düşük ücret almaları bir yana, işgücüne katılım ve istihdam konularında da geride kalıyor. TÜİK’e göre Türkiye genelinde işsizlik yüzde 10.5 olarak ölçülürken, bu oran erkeklerde yüzde 9.4 düzeyinde bulunuyor. Kadınlarda ise işsizlik oranı yaklaşık erkeklerin yüzde 50 fazlası ve yüzde 13 düzeyinde. Aynı şekilde işgücüne katılım oranı Türkiye genelinde yüzde 50, erkeklerde yüzde 71.3 olmasın rağmen, kadınlarda sadece yüzde 30.3 olarak hesaplanıyor. 

Benzer bir istatistik de istihdam oranlarında gözleniyor. Türkiye genelinde yüzde 45.5 olan istihdam oranı, erkeklerde yüzde 64.8, kadınlarda ise yüzde 26.7 düzeyinde. 

25 yaş ve üzerindeki nüfus içinde okuryazar olmayan nüfus oranı erkeklerde yüzde 1.8 iken kadınlarda yüzde 9.2 olarak belirlendi. Yüksekokul veya fakülte mezunu nüfus oranı ise erkeklerde yüzde 16.2, kadınlarda yüzde 11.7 olarak ölçüldü. 

Obezitede tehlikeli tırmanış 

Türkiye’de kadınlarda ortalama yaşam süresi erkeklerden daha uzun ve erkeklerde 75.3 olan süre, kadınlarda 80.7 yıl. Ancak sağlık araştırması verilerine göre, 2012 yılında Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki bireylerin obezite oranı yüzde 17.2 iken, 2014’te oran yüzde 19.9’a çıktı. Aynı dönemde kadınların obezite oranı yüzde 20.9’dan yüzde 24.5’e, erkeklerin oranı yüzde 13.7’den yüzde 15.3’e çıktı. Kadınlarda ilk evlenme yaşı 23.9 erkeklerde ise 27 olarak ölçülürken, ilk evlenme yaşının en yüksek olduğu il erkeklerde(29.4) ve kadınlarda kadınlarda (26.6) Tunceli oldu. Ortalama boşanma yaşı ise kadınlarda 34.8, erkeklerde 39.1 oldu. Boşanma yaşının en yüksek olduğu il erkek (43.3) ve kadınlarda (38.8) Yalova oldu. 

Kadınların yüzde 35’i şiddet görüyor

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın verilerine göre ülke genelinde yaşamının herhangi bir döneminde fiziksel şiddete maruz kalan kadın nüfus oranı yüzde 35.5 düzeyinde. Bölgesel değerlendirmede, kadınların en çok şiddete maruz kaldığı bölge yüzde 42.8 ile Orta Anadolu, en az şiddete maruz kaldıkları bölge ise yüzde 26.8 ile Doğu Karadeniz oldu. Son 12 aylık zaman diliminde ise fiziksel şiddet gören kadınların oranı yüzde 8.2 olurken, Orta Anadolu bölgesindeki kadınların yüzde 10.6’sı bu zaman dilimi içinde şiddet gördü. Aynı dönemde Türkiye genelinde cinsel şiddet gören kadınların oranı yüzde 5.3 olarak açıklandı. Cinsel şiddetin en yüksek olduğu bölge yüzde 7.2 ile Güneydoğu Anadolu, en düşük olduğu bölge ise yüzde 3.6 ile Orta Anadolu olarak tespit edildi.

Türk şirketlerde kadın yönetici oranı düşüyor

Türk şirketlerdeki kadın yönetici oranı, son beş yıldır düşmeye devam ediyor. 2012’de yüzde 31 olan kadın yönetici oranı 2016’da yüzde 20’ye kadar geriledi. Bağımsız denetim, vergi ve danışmanlık firması Grant Thornton tarafından 36 ülkeden 5 bin 520 katılımcı ile yapılan araştırmaya göre, global ortalamada her üç şirketten birinin (yüzde 33) üst yönetiminde hiçbir kadın yok. Türkiye’de, yönetimdeki kadın yüzdesi, 2012 yılında yüzde 31 iken, 2016’da yüzde 20’ye geriledi. Türkiye’den katılan şirketlerin yüzde 43’ünde hiçbir kadın yönetici yer almıyor. Türkiye, yüzde 20’lik kadın yönetici oranı ile, 36 ülke arasında 27’inci sırada. Türk şirketlerdeki kadın yönetici rolleri, yüzde 25 ile finans direktörlüğü/ CFO’luk, yüzde 14 ile pazarlama direktörlüğü ve yüzde 14 ile satış direktörlüğü rolleri olarak öne çıkıyor.

"İnsanoğlu kendi geleceği için kadına hak ettiği değeri vermelidir"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Hak-İş tarafından ATO Congresium’da düzenlenen “5. Uluslararası Kadın Emeği Buluşması”na eşi Emine Erdoğan ile katılarak bir konuşma yaptı. Emekleriyle hayatın her alanında var olabileceklerini, üretken olabileceklerini, başarılı olabileceklerini gösteren tüm kadınlara şükranlarını ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizler kadınların insan sıfatıyla diğer tüm özelliklerinden bağımsız bireyler olarak bu ülkede yaşayabileceğini, kendi ayakları üzerinde durabileceğini gösteren birer kahramansınız. Aynı zamanda sizler kadının metalaştırılmadan, sadece cinsiyeti kullanılarak istismar edilmeden, kendi kişiliğiyle, kimliğiyle, inancıyla, değerleriyle hayatta hak ettiği yeri alabileceğinin de ispatısınız” diye konuştu. 

Kadınların cinsiyetinden önce insan sıfatından sahip olduğu hakları kullanabilmesi yolunda verilen mücadeleyi saygıyla selamladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim medeniyetimizde, inancımızda, kültürümüzde kişiler cinsiyetleriyle değil, insan sıfatıyla muhatap alınır. Çünkü bizde insan eşref-i mahlukattır yani yaradılmışların en şereflisidir. Dünyada kadın hareketleri kadınların en çok aşağılandığı, istismar edildiği, mağdur edildiği yerlerde ortaya çıkmıştır. Kadına insan sıfatıyla yaklaşılan bir yerde onu korumak için başka hiçbir şeye ihtiyaç yoktur” ifadesini kullandı. “Eşitlik adı altında kadının her türlü sömürüye ve istismara açık hale getirildiği bir anlayışa herkesten önce inanıyorum ki kadınlar karşı çıkacaktır” diyen Erdoğan, asıl olanın kadının insan sıfatıyla kabul edilmesi olduğunu vurguladı. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“İşte o zaman eşitliği değil, adaleti tartışmaya başladığımızı göreceğiz. Adalet erkek kadın, çocuk yaşlı demeden tüm insanları ilgilendiren bir sorundur. Unutmayınız kadının olmadığı yerde insan da yoktur. Bunun için kadın olmak peşinen imtiyazlı olmak demektir. Kadın, çocuk doğurduğu için cezalandırılmaz, tam aksine kadın çocuk doğurduğu için mükafatlandırılır. Onun için bizim değerlerimizde, inancımızda cennet babaların ayakları altında değil, annelerin ayakları altındadır. Onun için annelerin ayaklarının altı öpülür. Ben öptüm siz de öpün. İnsanoğlu kendi geleceği için, kendi bekası için kadına hak ettiği değeri vermek mecburiyetindedir. Kadına haksızlık eden tüm insanlığa haksızlık etmiş olur. Esasen mazlumla zalimin mücadelesi insanlık tarihiyle yaşıttır. Bugün dünyanın kuzeyiyle güneyi arasındaki adaletsizlik aynı mücadelenin farklı bir yansıması değil midir? Öyleyse bizim bu mücadeledeki safımız bellidir. Nasıl dünyanın her yerinde zalimlere karşı mazlumların safındaysak, adalet için onurları, haysiyetleri, hakları için mücadele eden tüm kadınların da sonuna kadar yanındayız.”

Kılıçdaroğlu: Artan şiddet en çok kadınları vuruyor 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise "Dünya Emekçi Kadınlar Günü” dolayısıyla yayımladığı mesajda, AK Parti iktidarıyla artan şiddetin en çok kadınları vurduğunu, neredeyse her yeni günün, en az bir kadının cinayetiyle sona erdiğini ifade etti. Kadınların “kadın- erkek eşitliği” taleplerinin göz ardı edildiğini belirten Kılıçdaroğlu, kadınlarımızın iş yaşamına katılma hakları ellerinden alındığını, ‘en az üç çocuk’ baskısıyla eve bağlanmak istendiğini dile getirdi.

STK'lar, kadının ekonomik, sosyal ve siyasal alanda hak ettiği yeri almasını istiyor

TÜSİAD: Tek kanatla uçamayız

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) kadınların hayatın her alanına eşit katılımı için siyaset, kamu, iş dünyası ve sivil toplumdaki tüm liderlere önemli bir sorumluluk düştüğünü bildirdi. Kadına yönelik şiddetin bir insan hakkı ihlali olduğunu belirten TÜSİAD, 'tek kanatla uçulamayacağı' vurgusu yaparak şu açıklamayı yaptı: 

"Kadını şiddet riskine açık bırakan tüm koşullar ortadan kaldırılmalı. Kadına yönelik ürkütücü boyuttaki şiddete karşı 'sıfır tolerans' ile kalıcı çözümler geliştirilmesi için kamu, iş dünyası ve sivil toplum etkili şekilde harekete geçmeli. Her eğitim kademesinde eğitime eşit erişim sağlanmasına yönelik çalışmalar kararlılıkla sürdürülmeli, kadınlar 'çocuk mu, kariyer mi' ikileminde bırakılmamalı, kreşler yaygınlaştırılmalı." 

Sabancı: Ayrıcalık değil, eşitlik istiyoruz

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Türkiye’de kadının iş gücüne katılım oranının yüzde 30 seviyelerinde bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti: 

“Eşitliğin sağlanabilmesi için, kadınlarımıza hakları olan eşit fırsatların verilmesi ve desteklenmeleri gerekiyor. Bunun başında, eğitim hakkı geliyor. Kadınları dahil etmeden ekonomik gelişmeden bahsetmek mümkün değil. Her zaman söylediğimiz gibi biz ayrıcalık istemiyoruz, ‘eşitlik’ istiyoruz! Kadınların niteliklerine, becerilerine, yetkinliklerine göre eşit şekilde değerlendirilmelerini istiyoruz.” 

Boyner Grup'tan Nazım'lı kampanya

Boyner Grup 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla toplumsal cinsiyet eşitliğini gündeme taşıyacak bir kampanya başlattı. “Türkiye’de kadınların ekonomik, toplumsal ve siyasal alanlara katılımları ve temsilleri eşitlikçi ve demokratik toplumların hayli gerisinde olmaya devam ediyor” diyen Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, kampanyalarına ilişkin şu bilgileri verdi: 

"Tüm ulusal gazetelerde yer alan ilanımızda ‘YAŞA’ mesajını ön plana çıkardık. Hemen her gün bir kadın cinayeti haberiyle sarsıldığımız bugünlerde en önemli öncelik kadınların yaşaması. Ama saklanmadan, katlanmadan, korkmadan, hayallerinin peşinde, sevgiyle ve umutla yaşamak aslında yaşamanın kendisi... Tabii en önemlisi de özgür yaşayabilmek... Özgürlüğün Nazım’ın dizelerinden daha iyi tanımı yok dedik, ilanımızı o ünlü dizelerle ve ‘Kadınlar Yaşasın’ diyerek bitirdik.” 

'Hamasete kurban etmeyelim'

KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Sanem Oktar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün hamasete kurban edilmemesini istedi. Oktar, “Biz Türkiye’nin girişimci kadınları olarak, tüm kadınları ve onların sivil, mesleki örgütlerini, Kadın-20 Zirvesi’nde oybirliği ile belirlenen cinsiyet eşitliği ve kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesine yönelik hedefl erin takipçisi olmaya davet ediyoruz" dedi. 

'Kadının toplumdaki yeri arzu edilen düzeyde değil'

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Yağız Eyüboğlu, Türk kadının toplumdaki yerinin arzu edilen seviyede olmadığını belirterek, şunları ifade etti: 

"Dünya Ekonomik Forumu’nun 2015 Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’nde Türkiye, 145 dünya ülkesi içinde 130’uncu sıradadır. Bu durum, ülkemizin ekonomik gelişmişlik seviyesi ile uyumsuzdur. Ayrıca, 2015 yılında günde ortalama basına yansıyan bir kadın cinayetinin gerçekleşmiş olması da zihniyet değişiminin ne kadar elzem olduğuna dikkat çekmektedir. Sorunun mevcut tedbirlerle çözüme kavuşturulması zordur. Bu nedenle kamu otoritesinin, siyasi partilerin, özel sektörün ve STK’ların birlikte yürüteceği bir program uygulanmalıdır.” 

'Kadın çiftçilerimize pozitif ayrımcılık yapılmalı'

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım sektöründe çalışan 2.4 milyona yakın kadının hem evlerini çekip çevirdiklerini hem de tarımsal üretime katıldıklarını belirterek, “Kadın çiftçilerimiz için pozitif ayrımcılık yapılmalı. Yıpranma payı, çalıştıkları her yıl için ilave 120 gün, 3 yılda 1 yıl olmalı” dedi. 

'Kadın varsa ekonomik kalkınma var'

Kadınların iş hayatındaki varlığının, kalkınmanın en önemli göstergesi olduğunu vurgulayan TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu, “Gelişmiş bir ekonomi ve gelişmiş bir demokrasi; iş dünyasında kadın istihdamının artırılmasına, kadına yönelik şiddetin son bulmasına, kadının toplumsal statüsünün yükseltilmesine bağlıdır” dedi. 

OSBÜK Başkanı Nakıboğlu: Kadının katkısına ihtiyaç var

Daha hızlı büyümemiz ve gelişmemiz için erkekler kadar kadınların da iş dünyasına vereceği katkıya ihtiyacımız var. Kadınlarımızın gücü medeniyetimizin göstergesidir. Zenginliğe hızla ulaşmak istiyorsak kadın girişimcilerimizin sayısını artırmalıyız.