Keratokonus'u göz tembelliği ile karıştırmayın
İSTANBUL - Özellikle sıcak, toz ve alerjinin yoğun olduğu ülkelerde sıkça rastlanan Keratokonus hastalığı korneanın öne doğru sivrileşip incelmesi sonucu ortaya çıkıyor. Kornea naklinin nedenleri arasında ilk sırada gösterilen hastalıkla Türkiye'de en çok Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz Bölgesi'nde karşılaşılıyor. Dünyagöz Etiler'den Dr. Aylin Kılıç, hastalığın oluşmasında hem genetik hem de çevresel faktörlerin rol oynadığını belirterek, "En önemli çevresel faktörün ise gözü kaşıyıp ovuşturmak yoluyla korneaya zarar vermek" dedi. Dr. Aylin Kılıç, erken dönemde rutin muayene ile teşhis edilemeyen keratokonus hastalığının sık sık göz tembelliği ile karıştırıldığını söyledi.
Dünyagöz Etiler'den Dr. Aylin Kılıç, keratokonus teşhisinin özel topografik cihazlarla yapılabildiğini belirterek, şunları söyledi: "11- 12 yaş civarında olup bir gözünde astigmat bulunan ve görmesi artırılamayan çocuklara çoğu kez göz tembelliği teşhisi konuluyor. Ancak bu hastaların çoğunun sonradan keratokonus olduğu ortaya çıkıyor. Hastalık erken dönemde rutin muayeneyle teşhis edilemediği için teşhiste özel topografik cihazlar gerekiyor. Hastanın korneasının çıplak gözle fark edilecek kadar sivri olması ancak kornea nakline gerek duyulan ilerlemiş döneminde oluyor. Teşhis için özel tetkik gerekmesi nedeniyle çok sayıda hasta hastalığının farkında olmadan yaşıyor."
Saniyeler içerisinde tedavi edilebiliyor
Kornea naklinin birincil nedeni olarak gösterilen keratokonus hastalığının tedavisi artık saniyeler içinde lazer yöntemiyle kornea içinde halkalar oluşturup göz içine lens yerleştirilerek yapılabiliyor. Kontakt lens kullanamayan veya gözüne kontakt lens uymayan hastalarda keratokonus ileri döneminde değilse kornea içi halka uygulamasının iyi bir alternatif olduğuna işaret eden Dr. Aylin Kılıç, "Kornea içine lokal anestezi ile Femtosecond Laserle saniyeler içerisinde açılan kanallara kornea içi halkalar (INTACS, Keraring, Ferrara) yerleştiriliyor. Bu halkalar mevcut refraksiyon kusurunu azaltarak daha iyi bir görüşe, kornea şeklini düzelterek gözlük veya kontakt lens gerekirse daha iyi uyum sağlarlar. Bu ameliyatın bir farklılığı da gerekli durumlarda halkaların çıkarılabilmesidir" diye konuştu.
Kanallar İntralase ile 10 saniyede açılıyor
Türkiye'de ilk defa Dünyagöz Hastaneler Grubu'nda kanalların İntralase lazer yöntemiyle açılarak konulmaya başlandığını ifade ederen Dr. Aylin Kılıç, "Intralase yöntemiyle kanallar kusursuza yakın ve hiç ağrı sızı oluşturmadan yaklaşık 10 saniye gibi kısa bir sürede açılabilir. Halkalar yaklaşık 2 dakika gibi kısa bir sürede yerleştirilerek ameliyatı tamamlanır" dedi.
Gözlük de fayda etmiyor
Keratokonus hastalarında görme oranı gözlükle dahi artırılamıyor ve yaşla beraber hastalık da ilerliyor. Bu nedenle keratokonus hastalarında kontakt lens tercih ettiklerini ifade eden Dr. Aylin Kılıç, şöyle konuştu: "Şimdiye kadar kullanılan sert kontakt lensler dışında, kullanımı kolay hibrit yapıdaki lenslerle de hastaların yüzde 90' ının görme kalitelerini artırmaları mümkün olabiliyor. Çeşitli nedenlerle kontakt lens kullanamayan hastalarda görmeyi artırmak için cerrahi uygulama gerekebiliyor.
Yeni bir yöntem keşfedildi
Dr. Aylin Kılıç, hastalığın 40'lı yaşlara kadar ilerlediğini belirterek, hastalığın ilerlemesini durdurmak için son yıllarda bir yöntem bulunduğunu anlattı. Bu yöntemde korneaya yarım saat süresince, "Riboflavin" denilen B2 vitamini uygulandığını söyledi. Dr. Aylin Kılıç, "Vitaminin göze geçebilmesi için epitel kazınıyor ve ultraviyole ışık uygulaması yapılıyor. Yapılan çalışmalar, bu ameliyatın uygun hastalarda uygulandığında hastalığı yüzde 90'a varan oranda durdurduğunu gösteriyor. Ancak ameliyatın yapılabilmesi için birinci kriter korneanın yeterli kalınlıkta olması. Korneanın çok ince olduğu vakalarda gözün zarar görme olasılığı olduğu için bu ameliyat tekniği uygulanamıyor" dedi.