Kıbrıs Türkü, eşit statüden vazgeçmeyecek

Başbakan Erdoğan, Kıbrıs'ta kapsamlı çözümün adadaki gerçekler temelinde mümkün olabileceğine işaret etti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

LEFKOŞA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs'ta kapsamlı çözümün adadaki gerçekler temelinde mümkün olabileceğini belirterek, "Kimse ama hiç kimse Kıbrıs Türk halkının kendi yönetiminden, eşit statü ve eşit ortaklıktan vazgeçmesini ve azınlık olarak yaşamasını kabul etmesini beklemesin" dedi. Erdoğan, Rum tarafının yıllardır uzlaşmaz siyasetinin bedelinin Kıbrıs Türkü'ne ödetilmesinin büyük bir haksızlık olduğunun altını çizdi.

Hiç kimsenin boş hayaller kurup bu parametreleri değiştirme gayretkeşliği sergilememesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, kapsamlı çözümün Kıbrıs Türk halkı ve KKTC'nin kurucu ve eşit olarak yer alacağı yeni bir ortaklıkla mümkün olacağını söyledi.

Barış ve Özgürlük Harekatı'nın 34. yıl dönümü dolayısıyla Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda düzenlenen törende konuşan Başbakan Erdoğan, anavatandaki 70 milyon Türkün gözünün, kulağının, yüreğinin her an Kıbrıs'ta olduğunu belirterek yavru vatana sevgi ve selam getirdiğini bildirdi.

Bütün dünyaya bir kez daha "1974 Barış Harekatı'nın Kıbrıs Türkünün soykırıma uğramasını engellediğini ilan etmek istediğini" belirten Erdoğan, "Barış Harekatı, toplu mezarlarda ağıt yakan Kıbrıs Türkünün kaderini değiştirmiştir. Barış Harekatı, anavatanın, Kıbrıs Türkünü sonsuza kadar koruma azim ve kararlığını bir kez daha dünyaya duyurmuştur" dedi.

Erdoğan, Barış Harekatı'nın 1974 öncesindeki sıkıntılı günlerin bir daha yaşanmasına asla müsaade edilmeyeceğinin teminatı olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Bu yüzden harekatın ismi Barış Harekatı'dır ve adaya barış getirmekten başka bir amacı olmayan insani bir harekattır. Herkesin bu gerçeğin bilincine varmasını bekliyorum. Herkesin tarihi süreci bu perspektiften değerlendirmesini diliyorum. TSK'nın uluslararası hukuk ve anlaşmalara dayanarak gerçekleştirdiği Barış Harekatı, Kıbrıs Türk halkını özgürlük, güven ve refaha kavuşturmuştur.

Harekatın ardından bir başka mücadeleyi başlattık. Bir yandan haklı Kıbrıs davamızı tüm dünyaya anlattık, bir yandan da Kıbrıs'ı siyasi ve iktisadi alanda ileri noktalara taşımanın gayreti içinde olduk.

Bugün, KKTC, insan haklarına saygılı, çağdaş hukuk devleti yapısıyla bölgesel barış ve istikrar bakımından önemli bir kazanımdır. Gelinen bu nokta, bu eserin gerçek sahipleri olan Kıbrıs Türkleri kadar bizim için de iftihar kaynağıdır. Bugüne kadar katedilen mesafe bizlere önümüzdeki sorunları aşmak için gerekli kudret ve iradeyi sağlıyor. Bizi bu aşamaya getiren birlik ve beraberliğimizi koruduğumuz sürece hiçbir güçlük aşılamaz değildir."

Hedef belli

Başbakan Erdoğan, ülke, devlet ve millet olarak her zaman barıştan yana olduklarını dile getirerek, tarih boyunca izlenen politikanın bu olduğunu, bugün de yarın da bu politikanın sürdürüleceğini kaydetti.

Bugün Orta Doğu bölgesinde, Balkanlarda, Kafkaslarda barış için en çok çaba harcayan, en çok emek sarf eden ülkenin Türkiye olduğunu belirten Erdoğan, İsrail-Filistin, İsrail-Suriye, Irak, Afganistan, Kosova, Bosna ve diğer birçok ihtilaf bölgesinde Türkiye'nin barış hamisi olarak sorumluluk üstlendiğini kaydetti.

Erdoğan, "Kıbrıs davasında da bizim niyetimiz, bizim amacımız, hedefimiz bellidir, benimsediğimiz diplomasi gerçek bir siyasi kararlılığın sonucudur" dedi. Erdoğan, bu kararlılık sayesinde Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC hükümetlerinin Kıbrıs meselesinde dünyanın ezberini bozduğunu, adada kimin gerçekten çözüm istediğini kimin uzlaşmaz taraf olduğunu ayan beyan ortaya koyduğunu dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Biz bütün süreci bu anlayışla götürdük. Kıbrıs davamızda diyalogdan, barış anlayışından hiç bir zaman taviz vermedik. Sadece 24 Nisan referandumu bile bunun en somut göstergesidir. Kendi kaderini tayin hakkını kullanan Kıbrıs Türk halkının yapıcı ve kararlı tutumu, barıştan, çözümden, uzlaşmadan yana olan tutumumuz herkese göstermiştir.

Kıbrıs sorunu, neredeyse yarım yüzyıldır uluslararası toplumun gündeminde, BM'nin önündedir. Bu süreçte sorunun çözüm çabalarında dikkate alınması gereken parametreler ortaya çıkmıştır. Şurası çok açıktır ki, kapsamlı çözüm adadaki gerçekler temelinde mümkün olabilecektir.

Şunu bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum; kimse ama hiç kimse Kıbrıs Türk halkının kendi yönetiminden, eşit statü ve eşit ortaklıktan vazgeçmesini ve azınlık olarak yaşamasını kabul etmesini beklemesin. Hiç kimse boş hayaller kurup bu parametreleri değiştirme gayretkeşliği sergilemesin. Kapsamlı çözüm, Kıbrıs Türk halkı ve KKTC'nin kurucu ve eşit olarak yer alacağı yeni bir ortaklıkla mümkün olacaktır. Bu yeni ortaklık iki kesimlilik, siyasi eşitlik ve Türkiye'nin etkin garantörlüğü gibi vazgeçilmeyecek ilkeler üzerine inşa edilecektir."

Türk tarafının yaklaşımı yapıcı

Kıbrıs'ta son olarak Türk ve Rum liderlerin buluşmalarını ve bir mutabakata varmalarını olumlu bir adım olarak gördüklerini belirten Erdoğan, Kıbrıs Türk tarafının bu konuda aktif çaba gösterdiğini ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu:

"Türk tarafının bu yapıcı yaklaşımı karşısında, diğer taraf da artık hedef şaşırtmaktan, kendisine yeni muhataplar aramaktan vazgeçerek, çözüme eşit iki halk arasında yeni bir ortaklık kurulması suretiyle varılacağını kabullenmelidir. Türk tarafı bu bağlamdaki iyi niyetini, çözüme yönelik iradesini her vesileyle açık şekilde ortaya koymuş, üzerine düşeni yapmıştır, yapmaya da devam edecektir. Kıbrıs Türklerine uygulanan izolasyonların sürdürülmesini kabul etmiyor, etmeyeceğiz. Çözüm isteyen ve bunun için samimiyetle uğraşan Kıbrıs Türklerinin cezalandırılmalarına artık bir son verilmelidir. Barış ve uzlaşı isteyen tarafa kısıtlama uygulanmasının hiçbir meşruiyeti yoktur, olamaz. Rum tarafının yıllardır uzlaşmaz siyasetinin bedelinin Kıbrıs Türkü'ne ödetilmesi ciddi bir çelişki, büyük bir haksızlıktır. Onun için Kıbrıs Türk halkına uygulanan haksız tecride son verecek adımlar vakit geçirilmeden atılmalıdır. Başta AB olmak üzere uluslararası toplum, Kıbrıs Türklerine verdiği sözleri yerine getirmelidir. Kıbrıs Türk halkının maruz kaldığı bu haksız uygulamaların siyasi, hukuki, ahlaki, insani hiçbir açıdan izahı mümkün değildir. Güney Kıbrıs'ın Kıbrıs Türk halkını tahakküm altına alma çabalarının, egemenliğini adanın kuzeyine genişletme gayretlerinin nafile olduğunu artık herkes anlamalıdır. Kıbrıs sorunuyla Türkiye'nin AB üyeliği arasında herhangi bir bağlantı kurulması doğru değildir. Kıbrıs sorunu Türkiye'nin AB katılım sürecine karşı kullanılmamalıdır.

Unutulmamalıdır ki Kıbrıs Türklerinin ve Türkiye'nin kabul edemeyeceği bir çözüm şeklinin dayatılması mümkün değildir ve hiçbir zaman da mümkün olmayacaktır. Bunu herkesin bir an önce idrak etmesi, Kıbrıs'ta çözüme doğru Akdeniz bölgesinde istikrar ve barışa giden yoldaki engelleri azaltacaktır."

KKTC kalkınıyor

Son yıllarda KKTC'de benzeri görülmemiş bir ekonomik kalkınmanın başladığını, yatırımların arttığını, refah seviyesinin yükseldiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, geçen yıl yaşanan duraklamaya rağmen son 6 yıla bakıldığında ekonomideki büyüme ve milli gelirdeki artışın yüzdelerle değil, katlarla ifade edilebileceğini vurguladı.

Milli gelirin 12 bin doları aştığını anlatan Erdoğan, Kıbrıs Türklerine daha iyi bir gelecek sağlamak için KKTC hükümetiyle el ele, dayanışma içinde çalışarak, sağlıklı ve sürdürülebilir bir ekonominin temellerini güçlendirdiklerini söyledi.

Ekonomideki gelişmeyi kalıcı hale getirmek için öncü sektörler turizm ve yüksek öğrenim alanlarındaki yatırımlara teşvikler sağladıklarını, yol, su ve elektrik gibi altyapı yatırımlarına destek verdiklerini belirten Erdoğan, KKTC'nin bölgenin önemli turizm ve eğitim merkezi haline getirilmesini hedeflediklerini kaydetti. Başbakan Erdoğan, bu hedefe ulaşmak için 2 devletin sağladığı teşviklerle hazırlanan büyük projelerin tamamlanmasıyla turistik yatak sayısının 2009 sonuna kadar 30 bine ulaşacağını bildirdi.

Yükseköğretimde de tamamlanan projelere yenilerini eklediklerini belirten Başbakan Erdoğan, ODTÜ ve İTÜ'nün Kuzey Kıbrıs'a kuracağı kampüsle 2 yıl içinde eğitime başlayacağını bildirdi. Üniversitelerdeki öğrenci sayısının bugün 42 bine ulaştığını kaydeden Erdoğan, Kıbrıs Türklerinin hayat standartlarını yükseltecek yol, su, elektrik, iletişim, sağlık ve ortaöğretim alanlarındaki altyapı çalışmalarına da önem verdiklerini dile getirdi.

Su altyapısı için çalışmalar sürüyor

Su altyapısının geliştirilmesi için kapsamlı çalışmalar yapıldığını anlatan Erdoğan, Türkiye'den yılda 75 milyon metreküp su taşıyacak Deniz Boru Projesi'nin ön çalışmalarını tamamladıklarını bildirdi. 3 yıl içinde Türkiye'den gelen bu "hayat suyunun" kuraklık ve susuzluk sorununu ortadan kaldırdığına da şahitlik edileceğine işaret eden Erdoğan, Kıbrıs'ta çözümün de barışın da istikrarın da temelinde Kuzey Kıbrıs'ın ekonomik ve sosyal bakımdan güçlenmesi, refah seviyesinin artmasında yattığını belirtti.

Ekonomik kalkınmasını tamamlayan KKTC'nin barışın da çözümün de teminatı olacağını ifade eden Erdoğan, "Nasıl ki 2002 yılından bugüne Türkiye'ye bambaşka bir çehre, bambaşka bir bakış kazandırdıysak, aynı şekilde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni de bu ilave imkanlara, yeni fırsatlara kavuşturacağız" dedi.

Bu çabaları güç ve gönül birliği içinde devam ettirme kararlılığında olduklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şartlar ne olursa olsun, Türkiye her zaman yanınızda olacaktır. Sorunları bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da el birliğiyle aşacağız. İçinde bulunduğumuz dönemde milli davamız olan Kıbrıs meselesinde birlik ve beraberliğimizi kararlılıkla muhafaza etmemiz gerekiyor. Bu tür barış ve özgürlük kutlamalarını siyasete alet etmememiz gerekiyor. Burada siyaset olmaz. Burada birlik ve beraberlik olur. KKTC, bugün her alanda, geçmişten çok daha farklı, üstün bir konumdadır. Bu durumu daha da güçlendirmenin Kıbrıs Türkü'nün temel hak ve çıkarlarını tam güvenceye almanın gayreti ve arayışı içinde olmalıyız. Bulunduğumuz noktadan daha geriye gitmemiz söz konusu değildir. Ortak çabamız geleceğe güvenle, umutla bakabilmek içindir.

Sevgili gençler; Mücahitler ve Mehmetçikler, bu topraklarda sizler için, Kıbrıs Türk Halkı'nın geleceği için gözlerini kırpmadan can verdiler. Onlar şehadet mertebesine ulaştılar. Onların emanetini sadakat ve dirayetle korumak sizlerin görevidir. Barış Harekatı'nda Kuzey Kıbrıs'ın bağımsızlığı, Kıbrıs Türkü'nün özgürlüğü uğruna canlarını feda eden şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi şükranla anıyorum."