”Kıbrıs'ta çözüme varız”

Bakan Bağış, "Biz limanlarımızı açmak dahil her konuda adım atabiliriz, ama onlar da verdikleri taahhütleri yerine getirmeliler'' dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Devlet Bakanı ve Başmüzekereci Egemen Bağış, Kıbrıs konusunda çözüme hazır olduklarını belirterek, ''Biz çözüme varız. Biz limanlarımızı açmak dahil her konuda adım atabiliriz, ama onlar da verdikleri taahhütleri yerine getirmeliler'' dedi.

Bağış, Avusturya'ya yaptığı ziyaretin ardından Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında basın mensuplarının sorularını cevapladı.

Bir gazetecinin, ''Kıbrıs'ta ikinci tur görüşmelerin ertelenmesi, Türk limanlarının Rumlara açılmamış olması konusu ve bunun Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?'' şeklindeki sorusu üzerine Bağış, şunları kaydetti:

''Gerek Türkiye Cumhuriyeti gerek KKTC, her vesileyle çözümden yana ve bir adım önde olma kararlılığında olduğunu gösteriyor. Kıbrıs Rum yönetimi ise her vesileyle çözümü istemediğini, çözümü bloke etmek istediğini bir şekilde gösteriyor ama dünya bunu görüyor mu, görmüyor mu benim endişelerim var...''

Bağış, Annan Planı'na Türk tarafının ''evet'' diyerek çözüm istediğini gösterdiğini, ancak Rum kesiminin ''hayır'' diyerek çözüm istemediğini gösterdiğini ifade ederek, bunun hemen arkasından Kıbrıs Rum kesiminin AB'ye tam üye alındığını ve Türkiye'nin AB üyeliğini tehdit etme gücüne kavuştuğunu hatırlattı. Türkiye'nin, bu yılın başında Mehmet Ali Talat ile Hristofyas arasında başlayan ikili görüşmelerine de destek verdiğini vurgulayan Bağış, şunları kaydetti:

''Görüşmelerin birinci turu bitti. Şimdi ikinci tur görüşmelerin başlaması gerekiyordu. Bunda da ertelemeyi yapan yine Rum tarafı oldu. Ben bunun takdirini de yine uluslararası kamuoyuna bırakıyorum. Çözümü kimin istediği, kimin engellediği çok net ve açık. Bunu, AB yetkililerinin de görmesi gerekir diye düşünüyorum.

17 Aralık 2004 zirvesinde Türkiye'nin yaptığı bir taahhüt vardı. 1987'ye kadar açık olan limanlarımızın yeniden açılabilmesiyle ilgili bir takım beklentiler var. Ama bu beklentiler ve taahhütler karşılığında Türkiye'nin aldığı beklentiler ve taahhütler de vardı. Türkiye'ye yapılan taahhüt' KKTC'ye uygulanan izolasyonun sona ermesiyle ilgilidir. Bu izolasyon sona erdiği zaman, biz taahhütlerimizi yerine getirme konusunda gerekli adımları atabiliriz. AB üyesi ülkeler, KKTC ile direkt ticarete başlamadan, uçakları Ercan Havaalanı'na inmeden, bizim hava alanlarımıza ve limanlarımıza Kıbrıs Rum kesimine ait gemilerin, uçakların gelmesi taleplerini ben samimi ve inandırıcı bulmuyorum. Biz çözüme varız. Biz limanlarımızı açmak dahil her konuda adım atabiliriz ama onlar da verdikleri taahhütleri yerine getirmeliler. KKTC'ye uygulanan ahlaksız ve acımasız izolasyon ve ambargolara son vermeliler. Dün alınan karar, Rum kesiminin çözümü engelleme konusundaki kararlılığını bir kez daha AB'ye gösterecektir. Ümit ediyorum bu uyandırıcı etki yapar.'' 

"AB bizi takdir ediyor"

Egemen Bağış, ''14 Ekimde yayımlanacak AB Türkiye İlerleme Raporu'nu, demokratik açılım süreci ve Ermeni mutabakatı konularının nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?'' şeklindeki bir soru üzerine, şöyle konuştu:

''Şu anda piyasada dolaşan İlerleme Raporu taslağı, taslağın taslağı bir belge. İlerleme Raporu'nun ekim ortası veya sonunda yayınlanması bekleniyor. Yani 1.5-2 ay süre var. Biz 8 ayda o kadar çok reform yaptık ki, önümüzdeki iki ayda çok daha fazla reform da yapabiliriz veya olmayabilir de. Bunlar Meclis'in yoğunluğu ile ilgilidir. Yayınlanan İlerleme Raporu taslakları, belki bir takım beklentileri hatırlatmak için medya ile paylaşılmış belgeler olabilir. Biz attığımız adımları ne falan kuruluşun raporunda yer alsın diye, ne filan ülke mutlu olsun, ne de AB'nin her hangi bir kurumunun beklentileri yerine gelsin diye yapıyoruz. Biz attığımız her adımı milletimizin beklentilerine cevap vermek, vatandaşların yaşam standartlarını yükseltmek, demokrasisini yaygınlaştırmak, ifade özgürlüğünü, bireysel hakları daha da güçlendirmek, ülkemizi zenginleştirmek için atıyoruz. Bu çerçevede, ülkemizdeki demokratik açılım tartışmalarını sağlıklı görüyorum. Bu, ülkemiz demokrasisinin geldiği nokta açısından önemlidir. Bu çerçevede, AB bizi şu yönden takdir ediyor' Türkiye artık kendi iradesiyle sorunlarıyla yüzleşecek noktaya geldi, kendi sorunlarını teker teker çözüyor. Bu ülkenin farklı kesimlerinin endişelerini ortadan kaldıracak demokratik açılımları yapmak da bizim görevimiz. Biz görevimizi yapmaya çalışıyoruz.'' 

''Demokratik açılım'' konusundaki bir başka soru üzerine de Bağış, Türkiye'de demokratik ve bireysel haklarının sınırlandığına inanan çok farklı kesimler bulunduğuna işaret etti. Bağış, şunları söyledi:

''Ülkemizde Kürt kardeşlerimizin de Alevi kardeşlerimizin de Sünni kardeşlerimizin de daha inançlı kardeşlerimizin de çocuklarımızın da kadınlarımızın da demokratik hakları açısından artırılabilecek alanlar olduğuna dair hassasiyetleri olduğunu duyuyoruz. Bu demokratik açılım topyekun olmalıdır diye düşünüyorum. Zannediyorum Bakanlar Kurulumuzun genel görüşü de bu yönde. İçişleri Bakanımız bu konuda herkesle görüşüyor. Ümit ediyorum ki, Türkiye'de bu meseleyi siyasi bir mesele olarak değil, ülkemizin birlik ve beraberliğini artırıcı bir mesele olarak, hepimiz görelim. Bunun başında muhalefet partilerimiz gelmektedir. Onlar da bu sürece katkıda bulunurlar. Bu süreç ülkemizin bütünleşmesi, güçlenmesi, demokratik haklarının artması için hayırlı bir süreç olur. Bunun neticesinde çok daha aydınlık, çağdaş, kendinden emin, uluslararası bir güç haline gelmiş bir ülkeye kavuşacağımıza yürekten inanıyorum.''