Kılıçdaroğlu'ndan Davutoğlu'na kanun çağrısı

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: Davutoğlu'na çağrım beraber kanun çıkaralım hiçbir gazeteci tutuklanmasın

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Basın özgürlüğüne ilişkin eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, 'Gelin bir kanun çıkaralım beraber. Hiçbir gazeteci tutuklanmasın. Gazetecilerin tutuklanmasını kaldıralım. Yargılansınlar. Ama niye tutuklu yargılansınlar. Açık, net sayın Davutoğlu'na çağrıda bulunuyorum. Gerekirse bir yasal düzenleme yapalım biz kanun teklifini verdik. İsterseniz çekelim sizin verdiğiniz teklife destek verelim.' şeklinde konuştu.

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu basın özgürlüğüne değinerek, "Bizim gibi yarım demokrasilerde, uygar toplumların tanımladığı hibrit demokrasiyi yaşayan bir Türkiye'de ise medya özgürlüğünden söz edemeyiz. Medya özgür değil. Dikta yönetimlerine benzer bir kuşatma içinde medya. Dikta yönetimleri iki alana müdahale ederler. Bir yandaş, havuz medyası oluştururlar. Her söyleneni onaylayan bir medya. Halka doğru bilgi değil, güçlerin istediği bilgiyi, istediği dozda veren medya isterler. İkincisi objektif yayın yapan bağımsız medyayı baskı altına alırlar. Doğru haber yapmasın, beyler rahatsız olmasın diye. Medya patronlarına ağır cezalar verirler. Devlet bütün gücünü kullanarak medya patronunu cezalandırır. Elinde devletin sopası vardır. Ya benim dediğimi yapacaksın ya ben seni yaşatmayacağım der. Şu gazeteciyi beğenmiyorum neden bu gazetede yazıyor? Onu gazetenden, televizyonundan atacaksın derler. Türkiye'de onlarca örneği var. İşten atılan yüzlerce gazeteci var. Buna demokrasi diyoruz. Hangi demokrasi? Ankara'daki beylerin ileri demokrasisi diyoruz buna. Bu da yetmiyor. Medya kuruluşlarına yine devletin gücünü kullanarak, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu aracılığıyla baskı kuruyor el koyuyorsunuz. Ondan sonra çıkıp diyorsunuz ki 'Türkiye'de demokrasi var.' Hangi demokrasi? Yandaş medyaya her şey mübah. Her şey. Demokrasi, basın özgürlüğü bu mudur?" diyerek eleştiride bulundu.

081660238d748397fc99bff10dfc1d89.jpg

'Kırmızı çizgi sadece lafta kalmış olur'

Kılıçdaroğlu, "Davutoğlu'nun basın özgürlüğüne verdiği cevap; 'Soru soran gazeteci evine gidebiliyorsa o ülkede basın özgürdür' diyor. Güzel. Soru soran gazeteci evine gidiyor da. Yazı yazan, haber yapan gazeteci, hapishaneye gidiyorsa o ülkede basın özgür müdür değil midir? Soru budur zaten. Haber yaptım diye hapishaneye gidiyorum ben. Basın özgürlüğü bizim kırmızı çizgimiz eyvallah. İtirazımız yok. Ama haber yaptı diye eğer gazeteciyi hapise gönderirseniz orada kırmızı çizgi sadece lafta kalmış olur. Gazeteci gerektiğinde, hükümetlere ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alan kişidir dedik. Onun haberini yayınlayan organa da gazete diyoruz zaten" diye konuştu.

'Bu mudur demokrasi, medya özgürlüğü?'

Kılıçdaroğlu, "İki gazeteci arkadaşımız, MİT tırları ile ilgili haber yaptı diye şimdi Silivri zindanlarında bekliyorlar. Tecritteler, tecritteler. Şöyle bir düşünelim bu haber yalan mıydı? Yüzde yüz doğru. Haberin tek cümlesinde bile çarpıtma yoktu. Doğru haber yazıyor kamuoyunu aydınlatıyorsunuz, iktidarın yalanlarını 78 milyona, dünyaya duyuruyorsunuz benim yalanlarımı neden duyurdun diye ona ceza veriliyor. Bu mudur demokrasi, medya özgürlüğü? Hepimizin sorgulaması lazım" dedi.

Kılıçdaroğlu, "Şu anda yürürlükte olan anayasa darbe anayasası. Basın özgürlüğü ile ilgili oradan bir cümle okuyayım; devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır. Yani medyanın özgürlüğünü koruyacak tedbirleri devlet alır diyor. Anayasa diyor. Hükümet ne yapıyor? Sen madem bu haberi yaptın ve bu haber doğru ben seni süründüreceğim" açıklamasında bulundu.

'Gelin beraber kanun çıkaralım'

Kılıçdaroğlu, "Gelin bir kanun çıkaralım beraber. Hiçbir gazeteci tutuklanmasın. Gazetecilerin tutuklanmasını kaldıralım. Yargılansınlar. Ama niye tutuklu yargılansınlar. Açık, net sayın Davutoğlu'na çağrıda bulunuyorum. Gerekirse bir yasal düzenleme yapalım biz kanun teklifini verdik. İsterseniz çekelim sizin verdiğiniz teklife destek verelim" açıklamasında bulundu.

Kılıçdaroğlu, "Türkiye'yi bu demokrasi ayıbından kurtarmak zorundayız. 21. Yüzyılın Türkiye'sine bu tablo yakışmıyor. MİT tırlarında silahı sanki ilk kez Cumhuriyet yazdı. Defalarca yazıldı, söylendi. Neden? Çünkü birileri dedi ki; onlar en ağır cezaya çarptırılacaklar bedelini ödeyecekler. Birileri dedi. Birilerini dediğini yasa kabul edip işlem yapan bir yargıç, savcı var. sorunumuz da burada başlıyor. O tırlarda silah olduğunu bizim milletvekillerimiz de defalarca dile getirdi. Gizlilik kararı alınan mahkeme dosyalarında, şoförlerin ifadelerinde var" diye konuştu.