”KOBİ ve konut kredilerinin önemi artacak”
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, önümüzdeki dönemde bankacılık sektörünün en önemli enstrümanının KOBİ ve konut kredileri olacağını söyledi.
ANKARA - Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, önümüzdeki dönemde bankacılık sektörünün en önemli enstrümanının KOBİ ve konut kredileri olacağını belirterek , "gerekirse mortgage kanununda gelişmelere paralel değişiklikler yapmamız gerekir" dedi.
Bilgin, Maliye Teftiş Kurulu'nun 130. Kuruluş Yıldönümü dolayısıyla Rixos Grand Oteli'nde düzenlenen "Küresel Kriz Sonrası İktisat Politikaları" konulu panelde konuştu.
Bilgin, Türkiye'de hiçbir kurumun bağımsız olmadığını, özerk olduğunu, dolayısıyla uyguladığı politikalarda, gittiği yolda, ülkenin menfaatleriyle, genel ekonomik durum ile uyum sağlaması gerektiğini bildirdi.
Yaşanan küresel ekonomik krizin nedenlerine de değinen Bilgin, özellikle ABD'de ve Batı Avrupa'da, bir dolar sermaye ile 50 dolarlık iş yapıldığını, dolayısıyla iyi günlerde bu hacimle iyi karların elde edildiğini, herkesin mutlu olduğunu, belki de otoritelerin de çok mutlu olduğunu, krizin ilk sinyallerinin başlamasıyla aynı etkinin olumsuz anlamda geriye döndüğünü anlattı.
"Allaha şükür bizim sistemimizde bu kaldıracın etkisi bire sekizdir" diyen Bilgin, batı Avrupa'nın ve ABD'nin iyileşmesi için bu kaldıraç oranlarını bir miktar geriye çekmeleri gerektiğini belirtti. Bilgin, "reel olmayan bir şeyle ekonomiyi yönetmeniz, sanal ekonomiyi yürütmeniz herhalde balon denilen şey bu olması gerekir" dedi.
Kontrol eden ile işi yapanlar arasındaki ayırımın Batıda bir miktar kaybolduğunu, bunun en bariz örneğinin rating kuruluşları olduğunu ifade eden Bilgin, kontrolün karşılıklı çıkar ilişkisine dayanan birilerine devredilmesi halinde bunun olumsuz yansımasının görüldüğünü belirtti.
Diğer bir hususun hırs olduğunu anlatan Bilgin, Merkez Bankalarının rolünün de önemli olduğunu bildirdi. Merkez Bankalarının uyguladığı gevşek para politikaları veya çok ani politika değişikliklerinin kriz döneminde çok sorgulandığını bildiren Bilgin, "ama her nedense krizden çıkışta da bunlardan medet umulmaya başlandı" dedi.
Gözden kaçan bir husus olarak, krizin esas nedenlerinden birinin de "yerinde denetim ve uzaktan gözetim" olduğunu dile getiren Bilgin, nedense son zamanlarda batı Avrupa'da uzaktan gözetim hayranlığının had safhada olduğunu, "bütün verileri alırız. Gerekirse elemanlarımızı göndeririz ilkesi" sebebiyle yıllardır bir bankanın yerinde teftiş edilmediğini hatırlattı.
Bilgin, "kesinlikle uzaktan gözetim çok önemlidir. Ancak elemanlarınızı ilgili yerlere yollamazsanız, o atmosferi solumaz ise denetim denetim değildir. Yeni bir olası kriz istenmiyorsa uzaktan gözetim ile işbirliği halinde yerinden denetim güçlendirilmelidir" dedi.
"Bankaların çok çok büyümesi konusunda kontrollü gitmek lazım"
Her zaman, Türkiye'de bankacılığın, milli gelirin yüzde 80'ine sahip olduğunu, bunun yetersiz kaldığını, gelişmiş banka ölçek ekonomisinde milli gelirin iki üç katının bankacılık sistemine denk geldiğini söylediğini hatırlatan BDDK Başkanı Bilgin, şöyle devam etti:
"Şimdi diyorum ki Allah'tan bankacılık sistemimiz bu kadar büyük değilmiş. Tartışılan konulardan biri de 'batamayacak kadar büyük' konusudur. İlerde bankaların çok çok büyümesi konusunda kontrollü gitmek lazım. Otoritelerin o bankaların büyüdükleri oranda kontrolleri azalmakta.
Düşünebiliyor musunuz, İsviçre'de bazı bankalar, o ülkenin milli gelirinden büyük. Siz o bankayı nasıl yönlendirirsiniz? Eğer o banka batarsa ülke batmaz mı? Dolayısıyla burada kontrol mekanizmasını biraz iyi kurgulamak lazım."
İyi günlerde hazırlanmak
Sadece BDDK değil, SPK, Merkez Bankası da dahil tüm otoritelerin iyi günlerde, likiditenin bol, ekonominin canlı olduğu dönemde sektörleri biraz disipline etmeleri gerektiğini vurgulayan Bilgin, "çok hızlı koşturmamaları lazım. Gerekirse hızlı gidenlere 'dur' demeleri lazım. Marjinal oyuncuları dizginlemeleri lazım. İyi günlerde bunu yaparken de kötü günlerde olabildiğince mevzuatı genişletmeleri lazım. Duruma göre davranmak lazım. Bunun yapılması halinde krizin de önlemini almış oluruz" şeklinde konuştu
Kar dağıtımı politikaları
Bilgin, bankaların kar dağıtım politikalarına da değinerek, 2009 yılı sonunda bankacılık sektöründe yaklaşık 20 milyar lira düzeyinde bir kar beklediklerini, bunun önemli bir rakam olduğunu belirterek, gelecek yıl bu kadar bir kar beklemediklerini söyledi.
Bilgin, "dolayısıyla bu bizim için bir yedek akçedir. Belli kıstasları karşılamayan bankalarımız varsa, hepsi iyi durumda ancak, sinyalleri bizim farklı algılamakta olduğumuz bankalar varsa gerekiyorsa onlara prim, jestiyon, kar da dağıttırmayız. Otoriteler de bugün için var diye düşünüyor" dedi.
Bankaların sahiplerinin görünmesinin önemi
Kendileri açısından bir bankanın sahibini görmelerinin çok önemli olduğunu ama çok parçalı ortaklı bir yapıda bunun yapılamadığını belirten Tevfik Bilgin, "dolayısıyla bizim bankacılığımızın avantajlarından biri bu. Bizim bankacılığımız, en şeffaf ve sahiplik anlamında uygun, mali yapısı bakımından kuvvetli ortaklardan oluşan bankacılık. Geçen 4 senede devirlerde buna çok dikkat ettik. Bir bankayı soymanın veya suiistimal etmenin en iyi yolu o bankaya sahip olmaktır" şeklinde konuştu.
Konut kredileri
BDDK Başkanı Bilgin, bankacılık sektörü açısından önümüzdeki dönemde en önemli enstrümanın KOBİ ve konut kredileri olacağını bildirdi. Bilgin şöyle devam etti:
"Dünyadaki tüm krizlerin önemli bölümünün konut kredilerinin finansmanından çıktığını görüyoruz. Konut kredileri Allaha şükür gayet iyi durumda gidiyor. Konut kredilerinde herhangi bir risk olmayacak. Şu anda ülkemizde 800- 850 bin civarında konut kredisi kullandırılmıştır. Ancak, ülke nüfusu ile karşılaştırıldığında ufak bir sayı.
Bu enstrüman çok önemli. Bugün, yarın çok iyi kullanmamız lazım. Ekspertiz değerinin belli bir oranında kullandırmamız lazım. Dolayısıyla gerekirse mortgage kanunlarında, gelişmelere paralel bazı değişiklikler yapmak lazım. Eğer bunu yapmazsak yeni krizlerin tohumunu atmış olacağız belki de..."
Bilgin, konuşmasının son bölümünde, bankacılık sektörünün vizyon değiştirerek komşu ülkelere, Balkanlara açılması gerektiğine dikkati çekti.
Müsteşar Ağbal
Maliye Bakanlığı Müsteşarı Naci Ağbal da, panelde yaptığı konuşmada, uluslararası alanda yaşanan küresel ekonomik krizin Türkiye'ye yönelik olumsuz etkileri hakkında bilgi verdi.
2003- 2007 yılları arasında yılda ortalama yüzde 6 oranında büyüyen Türkiye'nin 2009 yılında yüzde 6 oranında küçülmesini beklediklerini ifade eden Ağbal, 2009 yılı için vergi gelirlerinin yaklaşık 163,5 milyar lira, harcamalarının da 267 milyar lira olmasının beklendiğini kaydetti.
Maliye Teftiş Kurulu Başkan Vekili Genç Osman Yaraşlı ise Maliye Teftiş Kurulunun 130 yıllık tarihi ile çok köklü bir denetim birimi olduğunu söyledi.
Denetlenmeyen her kuruluşun verimsizleşeceğini, bozulacağını, rekabet eşitsizliği yaratacağını ve ekonomide kayıplar yaşatacağını belirten Yaraşlı, Teftiş Kurulunun da daha etkin ve kaliteli hizmet üretmek için sürekli kendisini yenilediğini, bu kapsamda, e-teftiş sisteminin geliştirildiğini ve görev standartlarının hazırlanıp yayımlandığını anlattı.
Maliye Müfettişleri Derneği Başkanı Halit Demir, kamu finansman açığı sorunu olan Türkiye'de, harcamaların denetlenmesi, gelirlerin toplanması ve yolsuzluklarla mücadele noktasında Maliye Teftiş Kurulunun önerilerinin de dikkate alınması gerektiğini ifade etti.