KOBİ'ler ve Ar-Ge üzerine
Celal BEYSEL / TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı
5746 sayılı Ar-Ge Kanunu ile Ar-Ge çalışmaları, kanun düzeyinde çeşitli teşvikler ile desteklenir hale gelmiştir. Kanun, Türkiye'de Ar-Ge çalışmalarının artması için önemli bir adım olmuştur. Ancak problemler vardır:
Kanun ile kurulması teşvik edilen Ar-Ge merkezleri, tamzamanlı eşdeğer araştırmacı personel sayısı 50 ve üzerinde olan kuruluşlardır. 50'nin üzerinde direkt Ar-Ge çalışanı olan bir merkezin personel ve finansman yapılarının zayıflığı malum olan KOBİ'lerimiz tarafından kurulabilmesi ise, gerçekçi değildir. Dolayısıyla KOBİ'ler Ar-Ge çalışmalarını mevcut TÜBİTAK, KOSGEB ve TTGV destekleriyle yapmaya devam etmek durumundadırlar.
KOSGEB ve TTGV, hibe desteği vermemekte, faizsiz ya da az maliyetli, orta vadeli kredi desteği vermektedir. Çok az KOBİ, böyle küçük bir destek ile hibe destek olmadan Ar-Ge faaliyetlerine girişebilir. Ar-Ge desteklerinin KOBİ'lerde yaygınlaşması için aşağıdaki düzenlemelere ihtiyaç vardır:
- TÜBİTAK, yapısı gereği KOBİ'lerle empati kurmakta zorlanmaktadır. TÜBİTAK'ta bir KOBİ uzmanlığına ihtiyaç vardır. 1507 sayılı desteği KOSGEB'e devretmekle bu sıkıntının aşılabileceği ifade edilmekteyse de bugünkü yapısıyla KOBGEB'in bir Ar-Ge desteğini TÜBİTAK performansıyla yapamayacağı açıktır.
- KOSGEB, kredi desteklerini azaltıp hibe yönü de olan proje desteklerine daha fazla önem vermeli, KOBİ'lerin projelerini değerlendirebilecek, yürüyen ya da bitmiş projelerin katkısını inceleyebilecek uzman personel sıkıntısını aşmalıdır.
- Tüm zorlukları aşıp TÜBİTAK, KOSGEB, TTGV desteklerinden faydalanarak Ar-Ge projesini tamamlayabilmiş KOBİ'ler, bu sayede oluşmuş eğitilmiş personeli, Ar-Ge becerileri ve üretim altyapıları ile özel bir kategoriye alınmalıdır. Bu KOBİ'ler, Ar-Ge KOBİ'si olarak değerlendirilip becerilerinin daha hızlı artması sağlanmalıdır.
- Destek veren tüm devlet kurumları, projelerinde değerlendirici olarak üniversite hocalarını kullanmaktadır. Üniversitelerin sanayiye uzaklığından ve zaman algısının farklılığından kaynaklanan durumlar nedeniyle bu ilişki zaman zaman KOBİ'leri zor duruma sokmaktadır. Değerlendirme ekibine uygun aşamada iş dünyası örgütlerinden bir gözlemcinin katılımı, iş dünyası ile bilim dünyasının kesişme noktasında, iletişim kurabilecek bir ortam oluşturacak ve önemli faydalar getirecektir.
- KOBİ'lere şu veya bu nedenle desteğe layık görülmeyen projeler konusunda yeterli, doyurucu ve eğitici bilgi verilmesi gerekmektedir. Bu, aylarca proje hazırlamak için uğraşmış, para ve zaman harcamış KOBİ'lerin Ar-Ge iştahının kaçmaması için elzemdir.
- Özellikle TÜBİTAK'ın KOBİ'lere 1507 çerçevesinde verdiği desteklerde en önemli sıkıntı, başvuru süreci ve ilk değerlendirmenin çok uzun sürmesi ile hibe desteklerde ödeme sürecinin 2 yıla yaklaşmasıdır. Bazı projelerde maddi destek, proje bittikten ancak 6 ay sonra alınabilmektedir. Bazı projeler, başvurudan aylarca sonra reddedilmekte, o zamana kadar yapılan harcamaların geri ödeneceğini sanan KOBİ, güç durumda kalabilmektedir. KOBİ'lerimizin finansal yapıları yetersiz olduğu açıktır. Günlük sorunlarla boğuşan KOBİ'lerin Ar-Ge faaliyetleri için kaynak ayırmasının zorluğu konusunda empati eksikliği vardır.
- TÜBİTAK, hocaların kendi aralarındaki çekişmelerin KOBİ'lerin projelerine yansıdığı ve bazı hocaların projelerinin diğer hocalar tarafından engellendiği inancını ortadan kaldırılmak için çaba göstermelidir.
- Sanayi-üniversite hocası işbirliği konusunda üniversite döner sermayesi yönetmelikleri büyük bir engel teşkil etmektedir. Örneğin KOBİ'lere hibe olarak verildiği ifade edilen danışmanlık hizmetlerinde KOSGEB'in -TÜBİTAK'ın aksine-Teknopark'ta çalışan hocaların faturalarını kabul etmiyor olması, mutlaka döner sermaye faturası talep etmesi, işbirliğinin önünde engel olan anlaşılmaz bir tutumdur.
- Döviz bazında senelik faizlerin %3'lere kadar düştüğü günümüzde, TTGV'nin verdiği "Ar-Ge faizsiz kredi desteği için" %6 komisyon almasının izahı da güçtür.