KOBİ’lerin finansmanında banka dışı finansman kuruluşlarının önemi
Dursun AKBULUT / Assan Tüketci Fin. A.Ş Yön. Kr. Üyesi
Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de banka dışı finansal sektör önemli bir gelişme göstermiş
ve 2009/9 ay itibari ile sektörün aktif büyüklüğü 28.3 Milyar TL ye verilen finansman tutarı ise 22.5 Milyar TL ye ulaşamıştır.
Aşağıdaki grafik yıllara göre Türkiyede bankacılık sektörünün kredi hacmi ile banka dışı finansal sektörün finansman hacminin karşılaştırmasını ve gelişimini göstermektedir.
Grafikten görüleceği üzere fnansman şirketlerinin kullandırdığı kredilerin bankaların kullandırdığı kredilere oranı yıllara göre %8 ila %6 arasında değişmektedir.
Banka dışı kuruluşlara ait finansal enstürmanların gelişmesi özellikle kriz dönmelerinde ortaya çıkmış ve krizlerin aşılmasında tetikleyici rol almıştır. Şöyleki; leasing, faktoring ve tüketci finans ürünleri Amerika da 1930 yıllarda bankacılık kesiminde yaşanan büyük çöküntü sonrası gelişen enstürmalardır.
Bankalar mevduat toplayan kurumlar olduklarından dolayı bankacılıkta yaşanan çöküş sonrası bankalara getirilen sıkı kurallar nedeniyle ekonominin dinamosunu oluşturan yeni girişimcilere ve KOBİ lere finansman sağlamada büyük güçlükler çekilmiştir. Bankalar kriz sonrası getirilen bu kurallar nedeniyle finansman sağladıkları kuruluşların mali yapısını daha fazla dikkate almak zorunda kalmış ancak yeni girişimci ve KOBİ ler de istenen sağlıklı bir mali yapının bulunması ,niteliği gereği, mümkün olmamıştır. Bu durumda da kredi kullanmak isteyen yeni girişimcilere ve KOBİ lere kapılar kapalı hale gelmiştir. İşte bu zorluğu aşmak için yeni enstürmanlar geliştirlmiştir.
Geliştirilen bu enstürmanlar iki temel unsura bağlıdır. Bunlar ; enstürmanların niteliği ve bu enstürmanlar için banka kredilerinde uygulanan kurallara göre daha esnek kuralların getirilmiş olmasıdır.
Enstürmanların niteliğini incelersek;
Bir faktoring firması faktoring yapmak isteyen bir KOBİ nin mali yapısından çok KOBİ nin alacağının kimden olduğuna bakar. Örneğin KOBİ lerden oluşan yan sanayi şirketlerinin alacakları ağırlıklıklı olarak ana sanayideki büyük şirketlerden olan alacaklardan meydana gelmektedir. Bu nedenle faktoring firması alacağın kaliteli olması halinde KOBİ nin mali yapısı iyi olmasa bile bu KOBİ ye finansman sağlamaktadır.
Bir leasing firması bir yatırım yapmak isteyen yeni girişimcinin ve KOBİ nin mali yapısının sağlıklı olması hususunda bankalara göre daha esnek davranır çünkü yatırım konusu malın mülikiyetinin leasing şirketinde olması ve bu mülkiyetin tescil edilmesi nedeniyle firma kanuni takibe uğrasa bile leasing şiketinin malı üçüncü kişiler tarafından haciz edilememekte ve temerrüt halinde leasing şirketi mülkiyetin kendisinde olması sebebiyle hacizden satış yerine doğrudan satış yapma imkanına sahip olmaktadır.
Tüketici finansman şirketleri ağırlıklı olarak üretici ve satıcı firmaların kurduğu şirketler olduğundan satış baskısının olması nedeniyle kredilendirmede zorunlu olarak esnek davranmak durumunda kalmaktadırlar.
Kredilendirmeye göre daha esnek olma niteliğini incelediğimizde, bir çok ülkede banka dışı finans kuruluşlarında denetim otoritesi bulunmadığı gibi bulunan ülkelerde ise örneğin sermaye yeterlilik oranının bankalara göre çok düşük olması gibi bir çok kolaylaştırıcı düzenleme bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı gelişmiş ülkelerde banka dışı finans sektöründe büyük bir gelişme meydana gelmiş ve ekonomiye finans sağlama alananında önemli bir yere gelmiştir.
Aşağıdaki grafik Amerikada ticari banka kredileri ile banka dışı finansal sektörün vermiş olduğu kredilerin gelişimini göstermektedir.
Grafikten görüleceği üzere banka dışı finansman şirketlerinin verdiği kredilerin ticari bankaların vermiş olduğu kredilere oranı %35 ila %25 arasındadır.
Görüldüğü üzere banka dışı finansal kuruluşlar özellikle gelişmiş ekonomilerde kredilendirmede önemli bir fonksiyon üstlenmektedir. Ülkemizde ise finansman şirketleri ağırlıklı olarak yeni girişimci ve KOBİ lere yönelik finansman sağlamalarına rağmen bu sektöre fazla önem verilmediğinden bu sektör hakettiği büyüklük seviyesine ve fonksiyonuna ulaşmamıştır.
İçinde bulunduğumuz dönemde KGF için önemli miktarda sübvansiyon yapılmaktadır .Bu subvansiyon nedeniyle kredilendirmede çok az bir esneklik sağlanacaktır ve ağırlıklı olarak bilanço yapısı iyi olan ve zaten kredi alabilen firmalara dah ucuz kredi kullandırılacaktır. Diğer tarftan bilançosu iyi olmayan firmalara ise risk primi nedeniyle ilave maliyetler getirecektir.
KOBİ lere finansman kananllarının açılması için banka dışı finans sektörüne önem verilmesi ve bu sektörün ürünlerinin kullanılmasına yönelik caydırıcı düzenlemelerin ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Bu gün bankalar ve diğer finansman şirketlerinde sözleşme damga vergisi alınmamsına rağmen kanunun lafsından kaynaklanan nedenlerden dolayı Tüketici Finansman Şirketlerine damga vergisi yükü gelmiştir. Bu yükün maliyeti yanında operasyonel olarak yönetilmesi çok zor yükler meydana gelmiştir.
Diğer taraftan leasing işlemleri için piyasada adil durumu sağlamak üzere KDV eşitlemesi yapılmak istenirken yapılan düzenleme ile leasing şirketlerine normalden daha ağır KDV yükü gelmiştir.