Kopenhag Anlaşması’nda tarım temeldir
Maurizio GUADAGNİ / Kırsal Kalkınma Uzmanı
Kopenhag anlaşmasını belirleme hâlâ devam ederken koyduğu hedeflere ulaşmanın zor olacağı aşikardı. Hafifletmek - sera gazı emisyonunun azalması- ve değişen iklime adaptasyon enerjiyle sınırlanamaz.
Tarım, ormancılık ve iklim değişikliği arasındaki bağlar az bilinir. Pek çok gözlemci, tarım ve ormancılığın küresel sera gazı emisyonlarına büyük katkısı varken bunlar aynı zamanda küresel ısınmadan zarar görüyorlar ve çözümün bir parçası olmak zorundadır. Yine de bunlar Kopenhag anlaşmasının anlamlı bir şekilde uygulanmasında önemli maddelerdir.
Paul McCartney -eski Beatles, çevreci bir eylemci oldu - sera gazı emisyonlarının çiftlik hayvanı sektörü sebebiyle oluştuğunu hatırlatan seslerden bir tanesiydi.
Karbondioksit (CO2) en önemli - ve en iyi bilinen- sera gazıyken, çiftlik hayvanları çoğunlukla metan üretir.
Ton başına sera gazı etkisi karbondioksitten 25 kat güçlü olmasıyla birlikte metan, sera gazlarından en önemli ikincisidir. Metanın iklim üzerindeki potansiyel zararına bakıldığında, katkısı, küresel sera gazlarının yüzde 18’i civarında. Bu, endüstri sektöründen de fazla.
Tarımsal sera gazı emisyonları genellikle çiftlik hayvanları, ağaçsızlaşma ve toprak sürümü sebebiyle meydana gelir. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne göre, bu küresel emisyonların neredeyse üçte birine katkı demek (yüzde 30,9).
Eğer tarım ve ormancılık sorunun bir parçasıysa aynı zamanda çözümün de bir parçası olabilirler. Örneğin, Türk tarımı sera gazları emisyonuna sebep oluyor, fakat bu emisyonlar ülkedeki ağaçsızlanmaya rağmen, her yıl aslında çok daha geniş çapta yapılan ağaçlandırma sayesinde telafi ediliyor. Bu yeni ormanların karbondioksiti iyonlaştırmanın yanı sıra, birçok da faydası oluyor (ağaçlar ve bitkiler karbondioksit ve suyu faydalı hale getirerek atmosferik CO2’yi organik bir forma dönüştüren karbonhidrat üretir yapıyorlar).
Bunlara ek olarak ülkeye de selden korunma ve toprak muhafaza gibi birçok faydası oluyor. Diğer sektörlerden farklı olarak tarım bazı kazan-kazan stratejileri sunuyor; çevre dostu teknolojilerin tanıtımı sektörün verimliliğini ve rekabetini artırmada katkı sağlayabilir. Buna güzel bir örnek; azaltılmış toprak işlemesi.
Aşırı sürme (işleme) toprak üretkenliğinde uzun vadeli erozyona, organik toprak maddesinin oksijene maruz kalmasına ve neticesinde toprakta depolanmış olan karbondioksitin salımına sebep olur. Toprak işlemesini azaltan modern teknolojilerin, çiftçiler için daha etkin maliyetli olduğu kanıtlandı. İşte bu sebeptendir ki, Kanadalı çiftçiler 1990’lı yıllarda bu tarz teknolojileri geniş alanlarda benimsemeye başlamışlardır.
İşlenmesi azaltılmış, toprağın içinde depolanmış karbonun hesaplanması sayesinde, Kanada, karbon bırakıcı yerine karbon batırıcı olmuştur.
Burada altını çizmek önemlidir ki, Kanadalı çiftçiler küresel ısınmaya yönelik avantajları nedeniyle benimsemediler (90’ların başında bu tarz avantajlar bilinmiyordu); Kanadalı çiftçiler bu yeni teknolojileri etkin maliyetli olduğu için benimsediler. Sonuç olarak, Kanada tarım sektörü, sera gazı emisyonlarını azaltırken, rekabetçiliğini güçlendirebildi. Bu, ‘kazan-kazan durumuna” iyi bir örnektir.
Hükümetler çevre dostu teknolojilerin benimsenmesini 3 tür yaklaşımla teşvik edebilir; benimseyenlere sübvansiyonlar sağlayarak, kirleten teknolojileri benimseyenlere veya devam edenlere vergi veya karbon ticareti mekanizmasını kirleten ve kirletmeyenler arasında kolaylaştırmak. Akaryakıt vergilendirmesi, potansiyel etkileri açısından iyi bir örnek. Türkiye dahil Avrupa’da benzin için Amerika’dan daha yüksek vergilendirme oranları var. Karbon ticareti önemli etkinlik kazanımları sunabilir, ancak bu uygulama açısından da en zorudur.
Karbon ticareti nedir?
Karbon ticareti (aynı zamanda emisyon üst sınırı ve ticareti olarak da bilinir) sera gazı emisyonlarını kontrol etmek amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Merkezi bir otorite (Genellikle devlet kurumu olur) emisyonların miktarı üzerine bir limit belirler.
Şirketler bu emisyon iznine uymak zorundadırlar. (Belirli sınıra limite kadar emisyonlarını çıkarabilme hakları vardır) Çıkaran kişiler limitleriyle ilgili istedikleri görüşleri benimseyebilirler: Emisyonlarını azaltabilirler veya dünyanın herhangi bir yerinde emisyon azaltıcı finans aktivitelerde bulunabilir. Bu transfer karbon ticareti olarak belirtilir. Alıcı kirlilik için bir miktar öderken satıcı ise emisyonu azalttığı için ödüllendirilir. Teoride, emisyonu en ucuza azaltanlar yaparsa, toplum için, kirlilik azalımı için en ucuz maliyet elde edilir. Bu derece soyut maddeler için pazar geliştirmenin önündeki engeller çok fazla olsa da, bu mekanizmanın potansiyel etkinlik kazanımları çok önemlidir. Küresel karbon pazarı ticareti için Sertifikalı Emisyon Azalımı gelişmekte (bir ton CO2 emisyon azalımına eşdeğerdir). En önemli ikisi şunlar (i) Avrupa İklim Değişikliği (www.ecx.eu) uyumluluk sertifikaları zorunlu Avrupa Emisyon Ticaret Tasarısı üzerine odaklanıyor ve (ii) sera gazı emisyonu azalımında dünyanın ilk gönüllü ama anlaşmalı olarak bağlayıcı limit ve ticaret sistemi olan Chicago İklim Değişikliği (www.chicagoclimatex.com). Avrupa İklim Değişikliği ortalama fiyatı Sertifikalı Emisyon Azalımı başına 10 Euro ve 20 Euro arasında değişirken, 2009’da 750 milyon ton ticaret yapıldı. (fiyatlar pazarda talep ve arza göre değişiklik gösterir.)
Türkiye, rüzgar gücü ile işleyen elektrik santrallerinde bölgedeki en geniş karbon ticareti tasarılarından birini geliştirmekle avantaj elde etmeye başladı. Bu, tarım gibi, diğer sektörlere genişletilebilecek ve takip edilebilecek örneklerden birisidir.
Çiftçilere karbonu toprakta hapseden geleneksel tarım teknolojilerini benimsemeleri için para verilebilir. Bu tür teknolojiler çiftlik ekipmanlarında belirli yatırımlar ve çiftçinin çalışmasında davranış açısından değişiklikler gerektirir. Buna ek olarak karbon ticaretinin bir avantajı da, değişim sürecini hızlandırmayı, bu teknolojiyi benimsemeyi teşvik etmesi. Ancak, Sertifikalı Emisyon Azalımı‘nın fiyatı önemlidir. Küçük miktarlarda karbon toprakta muhafaza edilebilir (Genellikle yılda yarım ton CO2’den daha azdır) Bu, milyonlarca hektara uygulandığında küresel anlamda bir değişiklik yaratabilecek olsa da bireysel olarak çiftçilerde fark yaratmak için şimdikinden çok yüksek fiyatlar önemlidir. Bu değişimin uzun süreli olduğunu hatırlatmak önemlidir. Kanada’da bu değişimin olması 20 yıl aldı. Türkiye’de bu daha da uzun sürebilir ama yerel ve küresel avantajları sunulduktan sonra başlamamayı haklı çıkarmaz.
Sera gazı emisyonu azaltılırken gübre işletmeleri veya çayır işletmelerinde diğer yeni teknolojiler çiftlik hayvanının verimliliği geliştirmek için de mümkündür. Enerji ve gübre üretirken, gübre tedavisi için bio-sindirici örnek olarak verilebilir.
Sadece hafifletme değil
Tarım teknolojilerinin korunmasının faydaları, iklimsel değişikliklerin hafiflemesiyle (örneğin, sera gazı emisyonunun azalması) sınırlı kalmayıp, adaptasyonu da içermektedir.
Adaptasyon, yeni ve daha sıcak bir iklime alışmak için gerekli eylemler bütünüdür. Türkiye’de tarım, sıcak ve kuru iklim ve kısıtlı su kaynağı ulaşılabilirliği ile sınırlıdır. Küresel ısınma nedeniyle sıcaklığın artması, yağışların azalması ve iklimsel çeşitliliklerin artması (kuraklıkların veya sellerin meydana gelmesi gibi) bu kısıtlayıcı faktörleri kötüleştirebilmektedir.
İklim değişikliklerinin en tehlikeli etkilerinden birisi, sulamanın önemli olduğu, yılın en sıcak aylarında su bulunabilirliğini azaltacak olan, buzulların erimesidir. Sınırlı ekilebilir arazi, toprağın su tutma kapasitesinin artmasına yardımcı olabilir, böylece ekin üretimi daha az ve daha orantısız yağışlarla bile artırılabilir. Tarım sektörünün sıcak iklimlere alışmasına yardım etmek için daha çok yatırım gerekmektedir. Ekinler ve meralar için yeni, kuraklığa dayanıklı çeşitler gereklidir ve yeni haşerelere özellikle dikkat etmek (yabani otlar, orman zararlıları ve hayvan hastalıkları dahil olmak üzere) değişen iklime uyum sağlamakta anahtardır. İklimsel riskleri önlemek amacıyla sigorta yaptırmak da kritik önem taşır.
Sonuç olarak, tarım ve ormancılık-hafifletme ve adaptasyon açılarından-herhangi bir iklim değişikliği hafiflemesinin ve Kopenhag anlaşmasının uygulanması için bazı fırsatlar olabilecek adaptasyon stratejisinin parçası olmalıdırlar.