Kredi kartına taksitle çağdaş sanat

Burhan Doğançay'ın 'Mavi Senfoni' isimli resmini 2.2 milyon TL'ye satarak Türkiye'de dikkatleri çağdaş sanata çeken Oktay Duran, Akaretler'deki galerisinde kredi kartına taksitle resim satmaya başladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Özlem ERMİŞ BEYHAN

İSTANBUL - Matbaacılık sektörünün duayenlerinden Oktay Duran, Akaretler'de açtığı art ON isimli galeri ile bu sektöre de yenilik getirdi. Duran, çağdaş sanatta 'kredi kartına peşin fiyatına taksitle satış' başlattı...

Oktay Duran, koleksiyonunda bulunan Burhan Doğançay'ın Mavi Senfoni isimli resmini 2.2 milyon TL gibi rekor bir fiyata sattığında gazetelerin manşetlerine çıktı. Ancak çağdaş sanatla ilgilenen herkes onun resme merakını zaten biliyor, koleksiyonunun çeşitliliğini ve derinliğini takdir ediyordu. Duran çağdaş sanata bir işadamı gibi, 'maddiyat' odaklı bakmıyor, ancak sanatın kendisine kattığı değerlerin onu her alanda daha ileri götürdüğünü de yadsımıyor.

Türkiye'de entelektüel seviyesi gelirinden yukarıda çok insan var

Duran, şimdi de kurduğu sanat galerisinde sektöre kredi kartına taksit uygulaması gibi önemli bir yenilik getiriyor. Peki gerçekten de taksitle resim almak isteyenler var mı? "3-5 bin liralık resimleri alabilecek olan insanlar zaten gelip alıyorlar. 30-40 bin liranın üzerindeki resimleri alacak olanlarda da sorun yok. O fiyattaki bir resme talip olan, zaten o kadar parası varsa konuşuyor. Ama bu iki kesim arasında bir alan var ki en çok alıcı olma potansiyeli de orada; entelektüel seviyesi maddi güçlerinden daha fazla olan binlerce kişi var Türkiye'de. Hemen peşin para verebilecek durumda değiller ama belirli bir vadeye yayılırsa da ödeyebilecek durumdalar. Biz o nedenle bankalarla görüştük. Kredi kartına 6 ay taksit imkanı getirdik."

Şirketlerindeki çalışanlara çağdaş sanat eğitimi veriyor

Uygulama başlar başlamaz karşılığını bulmuş, art ON galeri kredi kartına taksitle şimdiden birkaç resim satmış. Duran, son olarak da bankalarla görüşerek '2 yıl vadeli eser kredisi' çıkarılması için çabalıyor. Duran, "Resimler rehin edilerek bu kredi rahatlıkla çıkarılabilir. Sigorta sistemleri gayet iyi çalışıyor" diyor. Çağdaş sanat eserlerinin finansmanında dünyada yeni uygulamaların hızla hayata geçirildiğini anlatan Duran ilginç bir örnek de veriyor "Şimdi dünyada krediyi geçin, bir sanat

eserinin hisselere bölünüp satılmasına başlandı. Milyon dolarlık bir eseri hisselere bölüyorlar. Örneğin biner liralık hisselerini satıyorlar. Hisse sahipleri o eserin hem değer artışından hem de kira gelirinden kazanıyor. Birçok şirket, mağaza bu tip resimleri prestij için kiralıyor çünkü. Dünyada da çok yeni başlamış bir uygulama bu."

Oktay Duran'ın çağdaş resme ilgisi okuyarak başlamış. "Kimse beni elimden tutup müzeye götürmedi küçükken. Modern sanatın insanın üzerinde en önemli itici güç olduğunu görünce daha fazla eğildim ve bu benim okul bittikten sonra ikinci bir eğitim sürecim oldu" diyor Duran. Oktay Duran, halen ikisi de dünya

çapında birer şirket olan Duran Doğan Matbaacılık ve Duran Makine'nin başarısında çağdaş sanata ilgisinin etkili olduğunu düşünüyor. "Cironun yarısı yurtdışı siparişlerden geliyor. Duran Makine de Avrupa başta olmak üzere Avrupa ülkelerine çok cidi bir satış rakamına ulaşmış durumda. Yüksek teknoloji satıyoruz" diyor.

Sanatla ilgili sözünüz varsa 'Makinem kaliteli' demezsiniz

Katma değerli ürünün kazandırdığını artık herkes biliyor ancak bu nasıl yapılacak? Duran'ın yanıtında yine sanat var:

"Katma değeri yükseltmek için ezber bozacaklar, önce sanatla uğraşacaklar. Hiç kimse buna inanmıyor, hafif bir tebessümle karşılıyor. Bir işi iyi yapabildiğinizi ortaya koyabilmenizin yolu sanatçı kimliğinizi, sanatla ilgili olduğunuzu anlatabilmekten geçiyor. Sanatla ilgili konuşabiliyorsanız, 'benim makinem iyidir' demenize gerek kalmıyor. Bu adam bu işi iyi yapar, hakkını verir diyorlar." Oktay Duran bu nedenle iki şirketinde de genç kuşağa ve çalışanlara sanat eğitimi veriyor. Çalışanlarının tümü sanatla ilgileniyor.

Duran, sanat eğitimlerini art On galeride de sürdürmek için hazırlıklara başlamış: "Şimdi art On olarak akşam 6'dan sonra şirket çalışanlarına eğitim vereceğiz. Galeri yöneticimiz zaten sanat tarihçisi. Bunu ücretsiz olarak şirketlere sunacağız. İlgiye göre bir takım sanat tarihçileri, sanatçılar çağırabiliriz. Akaretler'in bir sanat bölgesi haline gelmesi için çaba gösteriyoruz. Bölgenin rehberlerin gezi programları içine girmesi için çalışıyoruz."

İstanbul Modern'e giden çocuklar büyüdüğünde resim onlar için ekmek gibi bir ihtiyaç olacak

"MAVİ SENFONİ bir sembol gibi oldu ama Türkiye'de onun gibi yüksek rakamlara alıcı bulan pek çok örnek var. Ancak ilginin başlaması Avrupa'da olduğu gibi 5 yaşındaki bebeklerin galerilerde yerlerde oturup, öğretmenlerinden sanatla ilgili bilgiler dinlemesi ile olacak. O çocuk büyüdükçe ve entelektüel seviyesi arttıkça, gelir elde etmeye başladığı andan itibaren ekmek gibi, su gibi, sanat eseri almak da onun için bir ihtiyaç haline gelecek. İstanbul Modern'de artık bunu görmeye başladım. Çocuklar resimle tanışıyor, öğreniyor... Resmi sevdirmek, sanatı sevdirmenin ötesinde hayatın anlaşılması, daha yaratıcı düşünebilme yolunda çok öncü bir davranış biçimi. Ben sanattan ne kazandığımı anlatmak istemiyorum, çünkü amaç bu değil. Türkiye'ye ne kazandıracak diye bakıyorum ben..."

Sanayici koleksiyon yapsaydı krizden resimleriyle çıkardı

Oktay Duran'a göre resim koleksiyoneri olmak tamamen istek meselesi ve isteyen herkes belirli bir bütçeyle resim toplayabilir: "20 yıl önce herhangi bir sanayici küçük çaplı bir koleksiyon yapmaya başlasaydı, Türkiye'nin yaşadığı ekonomik ve sınai kriz dönemlerinde sadece onlarla kendini kurtarırdı. Bu bir istek meselesi. Bu imkanları vardı zaten. İki tane ayakkabı eksik alsalar, bir seyahate eksik gitseler bunu rahatlıkla yapabilirlerdi."

Oktay Duran'dan amatörlere tavsiye:

"Sevdiğiniz şeyler alın, yarın kaç para eder diye bakmayın. Hoşunuza giden, bütçenize uygun eserleri toplayın. Her bütçe için uygun eserler var. Hiç tanımadığım genç ressamlardan 1000 liraya tamamen destek için aldığım eserler oldu. İstemek yeterli, isterseniz buluyorsunuz."

500 milyon $'a yapılacak Türk sanat müzesi en az 1.5 milyon turist çeker

Oktay Duran, dünyada tüm ülkelerin sanayileri ile sanata ilgilerinin paralel yürüdüğünü belirterek, İstanbul'a yapılacak bir Türk sanat müzesinin Türkiye'nin sanayisinde de eşik atlatacağını anlatıyor. Tüm dünyanın kabul ettiği ancak Türkiye'de üzerinde yeterince düşünülmeyen, tartışılmayan bir yaklaşım bu. Duran, "Katma değerli bir şey yapmak istiyorsanız mutlaka sanatı yanına peşkeş çekeceksiniz. Başka yolu yok" diyor.

Çin 'kalitesiz' imajını sanatla düzeltecek

En son örnek Çin... "Çin de son dönemde sanata inanılmaz bir yatırım yapmaya başladı. Kalitesiz mal ürettikleri imajını düzeltmeleri için malın kalitesini

düzeltmeleri yetmiyor. Sanata yatırım yapmaya başladılar ki milyarlarca dolar... Ve sanata her yatırım yaptıklarında ürünlerine de zam yapıyorlar. Kalite algısı ile sanatla ilişki, direkt bağlantılı. Batıya kaliteli iş üretebileceğini gösterecek bir mihenk noktası yok Çin'in... Bir Van Gogh'u yok, bir Mozart'ı yok, bir Rembrandt'ı yok. Yarın bir tane yetiştireyim demekle de olmuyor. O nedenle şimdi çok büyük sanat eserleri satın alıp çok önemli müzeler yapıyorlar. Kendi gençlerini Avrupa'ya gönderip eğitiyor, Avrupa'daki sanat projelerine ortak oluyorlar."

Peki Türkiye'nin bugünkü yapısı, sanatçıları, anlayışı böyle bir hamleyi yapmaya müsait mi?

"Fazlasıyla müsait. Önümüzü açacak insanların bu işin farkında olup olmama meselesi var. Farkında değiller. Bunu ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan çıkacak, İstanbul Modern'de 'yapılacak' deyip yaptırdığı gibi, "Beyoğlu-Maçka-Beşiktaş üçgeninde 500 milyon dolarlık bir Türk sanat müzesi yapın" diyecek, İstanbul o zaman gerçek değerini bulacak. Resim heykel müzelerinde, banka koleksiyonlarında Merkez Bankası'nda o kadar çok eser var ki. Orada sergilenecek eserlerin belki 20 katı depolarda duruyor. Modern ve çağdaş Türk sanatı deyin, bakın Türkiye'nin geleceği nasıl oluyor."

Bana bir iş gösterin ki bundan daha kârlı olsun

Oktay Duran burada Bilbao şehrinin kaderini değiştiren Guggenheim Müzesi'nden örnek veriyor. "Guggenheim'a 220 milyon dolar yatırdılar ve karşılığını kat kat aldılar. Bana bir iş gösterin bundan daha kârlı olsun. 220 milyon yatırdın, ilk yılda 1.5 milyon daha fazla turist çektin. İstanbul bundan çok daha fazla çeker. O 1.5 milyon turist biner dolar bıraksa uçağından oteline, taksisine, alışverişine, 1.5 milyar dolar yapıyor bu... Bunun KDV'si bile müzeyi ilk senede amorti ediyor. Böyle bir iş var mı? Ki İstanbul'da yapılacak bir müze Guggenheim'dan bile çok daha fazla etkili olur. İstanbul'a gelen turist seviyesi de değişir."

 

 

Bu konularda ilginizi çekebilir