Kriz ortamında değeri düşen finansal varlıkların muhasebeleştirilmesi

Yunanistan tahvillerinin muhasebeleştirilmesi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Jale AKKAŞ / Grant Thornton Denetim Hizmetleri Ortağı

Uluslararası Finansal Raporlama Standartları'na (UFRS) göre raporlama yapan kuruluşlar için ekonomik ve finansal kriz ortamlarında finansal varlıkların bilançolarda hangi değerler üzerinden gösterileceğine karar vermek önemli bir konudur. Yunanistan'daki ekonomik ve borç krizi neticesinde Yunan hükümeti tarafından ihraç edilen tahviller değer kaybetmiştir. Yunanistan hükümetinin kamu borcunun yeniden düzenlenmesine yönelik Uluslararası Finans Enstitüsü tarafından hazırlanan kurtarma planının yayınlanması ile birlikte ellerinde Yunan hükümeti tarafından ihraç edilen devlet tahvillerini bulunduran finansal kuruluşların bilançolarında ne kadar zarar yazacakları sorusu gündeme gelmiştir. Bu yazıda, kesinleşmiş bir takım önerilerde bulunmakta ziyade ileride ortaya çıkabilecek bir takım hususlara değinilmektedir. Uluslararası Finans Enstitüsü'nün kurtarma planının tüm detayları belli olduğunda ve uygulandığında ilgili muhasebeleştirme etkilerinin ele alınması gerekecektir. Değinilen hususlar aşağıda sıralanmıştır;

a) Uluslararası Finans Enstitüsü'nün kurtarma planına katılmama halinde izlenecek yol;

b) Ara dönem UFRS finansal tablolarında Yunan tahvillerinin gerçeğe uygun değerinin hangi yönteme göre belirleneceği;

c) Değeri düşen ve/veya değişime uğrayan tahvillerin bilançodan çıkartılması;

d) Vadeye kadar elde tutulacak tahviller için Uluslararası Finans Enstitüsü'nün tahvil koşullarının yeniden düzenlenmesinin ne anlama geleceği;

e) Vade uzatımı koşullarında değişiklikler

f) Finansal tablolarda yapılması gereken ilgili açıklamalar;

a) Uluslararası Finans Enstitüsü'nün planına katılmama durumu

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) 1 Temmuz 2011 tarihinde elinde Yunan hükümeti tarafından ihraç edilen devleti tahvili bulunduranlara gönüllü bir borç takasına iştirak etme opsiyonu sunmuştur. Yunanistan devlet tahvili borcunun %90'ına yakın kısmının Yunanistan için hazırlanan söz konusu isteğe bağlı plana dâhil edilmesi beklenmekteydi. Hedeflenen Yunanistan hükümetinin finansal durumunu iyileştirmesi ve plana iştirak etmeyen tahvillerin geri ödenmesini sağlamaktı. Bu plan ile finansal ve diğer kuruluşların bilançolarındaki Yunan devlet tahvilleri için zarar yazıp yazmayacakları ve tutarı önemli hale gelmiştir. Planın uygulanmasında çeşitli nedenlerden dolayı gecikmeler oluştuğundan bu konuda farklı görüşler oluşmuştur.

Borç krizi neticesinde kredi derecelendirme kuruluşları tarafından Yunanistan'ın uzun vadeli kredi notunun düşürülmesi, Yunan tahvillerinin fiyatının düşmesi, bu tahvilleri tutmak için gerekli kredi temerrüt swapları aralığının yükselmesi ve ekonomik kurtarma paketinin hazırlanması değer kaybına işaret etmektedir. Bunlarla birlikte, Yunanistan'ın dünya piyasalarından borçlanma kabiliyetinin azalması, mevcut AB/IMF kısıtlandırılmış kredi taahhütlerinin Kurtarma Planı (IFF Planı) olmadan anapara ve bütçe açıklarını karşılamada yetersiz olması, Yunanistan'ın ekonomik tedbirlere uyumu konusunda uzun vadede belirsizlik bulunması gibi göstergeler de sayılabilir. UMS 39 "Finansal Araçlar: Muhasebeleştirme ve Ölçme" Standardı'na göre bir finansal varlığın değer düşüklüğüne uğradığına ilişkin tarafsız gösterge bulunması, ilgili finansal varlığı elinde bulunduranların aşağıdaki zarar olaylarına ilişkin tespit ettikleri gözlemlenebilir verileri içermesine bağlıdır.

i.İhraç edenin veya taahhüt edenin önemli finansal sıkıntı içinde olması;

ii.Sözleşme kapsamında faiz veya anapara ödemelerinin yerine getirilememesi veya ihmal edilmesi;

iii.Borçlunun içinde bulunduğu finansal sıkıntıya ilişkin ekonomik veya yasal nedenlerden ötürü, alacaklının, borçluya, başka koşullar altında tanımayacağı bir ayrıcalık tanıması;

iv.Borçlunun, iflas veya başka tür bir finansal yeniden yapılanmaya gireceği ihtimalinin yüksek olması;

v.Finansal zorluklar nedeniyle söz konusu finansal varlığa ilişkin aktif piyasanın ortadan kalkması;

vi.Bir grup finansal varlığın ilk muhasebeleştirilmelerinden itibaren gelecekteki tahmini nakit akışlarında ölçülebilir bir azalış olduğuna işaret eden gözlemlenebilir veri bulunması.

Bazı yorumcular, özel sektörün plana katılımının kesinleşmemiş olması, Avrupa Birliği'nin Yunanistan'ı kurtarma taahhüdünün bulunması, yeniden düzenleme programına katılımın isteğe bağlı olması, nakit zararın kesinleşmemesi gibi nedenlerden dolayı henüz bir değer kaybı bulunmadığı görüşünde olmuşlardır. Ancak yukarıda belirtildiği gibi birçok açıdan 2011 yılı birinci altı aylık dönem itibariyle Yunan devlet tahvillerinde değer düşüklüğü oluştuğuna dair objektif kanıtın varlığından bahsetmek mümkündür. Dolayısıyla plana katılma niyeti değer düşüklüğü oluştuğuna dair karar vermede bir kıstas olarak gözükmemektedir. Ancak UFRS'ye göre değer düşüklüğü tespiti yapılırken satılmaya hazır tahviller ile itfa edilmiş maliyetleri üzerinden gösterilen vadeye kadar elde tutulacak tahvilleri farklı ele almak gerekir.

Gerçeğe uygun değerleri üzerinden gösterilen satılmaya hazır olarak sınıflandırılan tahviller için değer düşüklüğü 30 Haziran 2011 ve takip eden ara dönemler için gerçeğe uygun değerin itfa edilmiş değerden ne kadar düşük kaldığına bağlıdır. Dolayısıyla gönüllü kurtarma planına iştirak edilip edilmemesi bu kategoride sınıflandırılan finansal varlıklar için ayrılacak değer düşüklüğü tutarını fazla etkilemeyecektir. Buna mukabil itfa edilmiş bedelleri üzerinden gösterilen vadeye kadar elde tutulacak tahviller için değer düşüklüğü ölçümü bu tahvillerin yönetim tarafından tahmin edilen gelecekteki nakit akışlarının orijinal etkin faiz oranı üzerinden iskonto edilmesini gerektirir. Kurtarma planına katılacak tahviller için yapılacak tahminler, varlıkların bilançodan çıkartılması esaslarını da dikkate alan yeni koşulları yansıtmalıdır. Plana katılım değer kaybı ölçümünde dikkate alınması gerektiren bir husustur. Gönüllü plana iştirak etmeyen tahvil sahiplerinin ellerindeki tahvillerden gelecekte beklenen nakit akışlarını tahmin etmek için muhakeme yapmaları gerektirecektir.  

b) Ara dönem UFRS finansal tablolarında gerçeğe uygun değer ölçümü

Satılmaya hazır tahviller için değer düşüklüğü ölçümü dönem sonundaki gerçeğe uygun değere, diğer bir deyişle piyasa fiyatına bağlı olacaktır. Planın açıklanan ilk detaylarına göre mevcut Yunan tahvilleri dört farklı kombinasyondan oluşan tahviller ile değiştirilecektir. Plana göre tüm tahvillerin % 9'luk bir iskonto oranı üzerinden %21 oranında net bugünkü değer zararı oluşturacak şekilde fiyatlandırılması söz konusudur.

30 Haziran 2011 tarihi itibariyle kote edilen fiyatlara göre oluşacak ortalama zarar asgari %21, çoğunlukla %45 oranlarındadır. Bazı yorumlara göre Yunan tahvillerinin 30 Haziran 2011 tarihi itibariyle aktif bir piyasada işlem görmediği ve dolayısıyla bunların UFRS 7 "Finansal Araçlar" Standardı'nda Üçüncü Seviye Makul Değer kategorisinde gösterilmesi gerekmektedir. Üçüncü seviye gerçeğe uygun değer bazı piyasa verilerini temel alarak oluşturulan değerleme yöntemidir. Bu durum, tahvillerin gerçeğe uygun değerinin kote edilen fiyatlar ve gözlemlenebilir işlem fiyatları yerine yönetimin varsayımlarına dayalı olarak tahmin edilmesi sonucunu yaratır.

30 Haziran 2011 tarihi itibariyle Yunan tahvillerinde gerçekleşen işlem sayısında gözle görünür bir azalma olmuş olsa da bunların piyasa fiyatlarının belirlenmesine yönelik gözlemlenebilir bilgi mevcut idi. Her ne kadar aktif bir piyasanın mevcudiyetinin anlaşılması bazı durumlarda zor ve muhakeme gerektirse de bilanço tarihi itibariyle gözlemlenebilir piyasa bilgisinin değerlemelerde dikkate alınmasında fayda bulunmaktadır. Bazı yorumcular ise, bir sonraki ara dönemde iptal edilebilecek zararlar için ara dönemde zarar yazılmasının gerekmediğini savunmuşlardır.

c) Bilanço dışı bırakma

Kurtarma planına katılan tahviller açısından tahvil sahibi tarafından bu işlemin mevcut bir finansal varlıkta meydana gelen bir değişiklik veya mevcut varlığın bilançodan çıkartılıp gerçeğe uygun değer üzerinden yeni bir finansal varlığın bilançoya alınması şeklinde muhasebeleştirileceğini belirlemelidir. Bunun kararı değişiklik veya tahvil değişiminden doğan kar veya zararın tutarını ve zamanlamasını etkileyecektir ki beklentiler kurtarma planının 2011 üçüncü çeyrekte olacağıdır. Ayrıca, bilançodan çıkartılma muhasebesi kurallarına göre yapılacak nakit akım tahminleri, değişime konu tahvillerin yerine alınan yeni tahvillerin tahmini gerçeğe uygun değerlerini de içerecek olması sebebiyle bu durum 30 Haziran 2011 tarihi itibariyle itfa edilmiş değerden gösterilen tahvillerin değer düşüklüğü ölçümünü de etkileyecektir.

Kurtarma planı dâhilindeki tahvil değişimi bilançodan çıkartma kurallarını ilgilendirmektedir. UMS 39 "Finansal Araçlar: Muhasebeleştirme ve Ölçme" Standardı'na göre bir işletme bir finansal varlığı, ilgili varlığa ait nakit akışlarına ilişkin sözleşmeden doğan hakkın süresinin dolması, finansal varlığın devredilmesi ve devir işleminin bilanço dışı bırakılmayı gerektirmesi durumunda bilanço dışı bırakır. Bu açıklamalar ışığında orijinal tahviller ile değişikliğe uğrayan tahvillerin nakit akışları arasında önemli farkların meydana gelip gelmediği belirlenmelidir. Yenilenen tahvillerde önemli bir değişiklik olduysa eski tahvillerin bilançodan çıkartılması ve yerine alınan tahvillerin gerçeğe uygun değerleri üzerinden bilançoya yansıtılması gerekmektedir. Uluslararası Finans Enstitüsü'nün planı tüm araçların %21 oranında net bugünkü değer zararı oluşturmasına göre fiyatlanmıştır. Bu gösterge önemli bir değişikliktir.

Uluslararası Finans Enstitüsü'nün planında yer alan koşulların orijinal tahvile ait nakit akışlarının son erdiği anlamına gelip gelmediğine dair alternatif görüşler de vardır. Bazı görüşlere göre, planda öne sürülen faiz oranı, vade, teminatlandırma koşullarından dolayı orijinal tahvillere ilişkin nakit akışlar sona erdiğinden değişime uğrayan tahviller bilançodan çıkartılmalıdır. Alternatif bir görüşe göre, Uluslararası Finans Enstitüsü'nün planı orijinal tahvillerden elde edilecek nakit akımlarının devamı niteliğindedir ve bilançodan çıkartılma işlemi uygulanmamalıdır. Bazı görüşlere göre de, borç yenileme senaryolarında bilançodan çıkartma işleminin borç yenileme sözleşmesi tarihinde veya gelecek bir tarihte borç ötelemesi yürürlülüğe gireceğinde yapılmasının daha doğru olacağı belirtilmiştir.

Bir işletmenin şayet bir borç düzenleme anlaşması neticesinde bir finansal varlığı bilançodan çıkartmaya dair bir muhasebe politikası varsa, bu politikanın Uluslararası Finans Enstitüsü'nün planının etkilerini değerlendirmede kullanılması yerinde olur. Ancak böyle bir politikanın bulunmaması halinde işletmelerin mevcut durum ve koşullar dâhilinde tahvil portföylerine ilişkin uygun muhasebe politikaları geliştirmeleri gerekir. Bu hususların planın tüm detaylar belli olduğundan gözden geçirilmesinde fayda vardır. 

d) Vadeye kadar elde tutulacak tahviller açısından Uluslararası Finans Enstitüsü'nün planının etkilerinin değerlendirilmesi

Bilançodan çıkartılma işlemlerinin vadeye kadar elde tutulacak tahviller açısından bazı özellikleri vardır. Şayet işletme, plana katılmanın bilanço dışı bırakmaya yol açmayacağını düşünüyorsa, bu durumda, işletmenin bu tahvilleri vadeye kadar tutma niyeti varsa, vadeye kadar elde tutulacak tahvillerde sınıflandırmak daha uygun olacaktır. 

Ancak işletme plana katılan tahviller için bilançodan çıkartma işleminin uygun olduğu görüşündeyse o halde bu işlem bir satış olarak dikkate alınmalıdır. Bu çerçevede, bir işletme belirli tahvillerin değişimi için plana katılacağını bildirmişse, bu durumda işletmenin bu tahvilleri vadeye kadar elde tutma niyeti kalmamıştır ve bilançodan çıkartma tarihine kadar satılmaya hazır tahvil olarak sınıflandırması gerekir.

e) Vade uzatımı koşullarında değişiklikler

Mevcut borcun farklı koşullarda bir borç ile değiştirilerek ötelenmesi yeni bir kredi taahhüdüne yol açabilir. Bu kredi taahhüdünün piyasa şartlarını yansıtmayabileceği dikkate alındığında bunun UMS 39 kapsamında gerçeğe uygun değeri kar zarara yansıtılan bir türev işlemi olarak muhasebeleştirilmesi gerekir.

f) Açıklamalar

UFRS'ye göre finansal tablo hazırlayan işletmelerin finansal tablo dipnotlarında bilançolarında maruz kaldıkları Yunan tahvili ve diğer hükümetlerin tahvillerine ait riskler ile uygulanan muhasebe politikaları hakkında gerekli açıklamaları yapmaları önemlidir.