”Kürt açılımı teslimiyet sürecidir”

MHP Genel Başkanı Bahçeli, TBMM grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Bu siyasi (Kürt) açılım süreci, PKK'nın değişmeyen bölücü amaçlarına siyasi yol ve yöntemlerle ulaşmasının kabul edilmesi anlamına gelen, bunlara siyasi ve hukuki meşruiyet zemini kazandıran bir teslimiyet sürecidir'' dedi.

Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesine yer veren Bahçeli, ''Türkiye'nin, çok ağır krizlerle boğuştuğu bu ortamda TBMM'nin, Başbakan'ın inat ve ihtirasları uğruna Suriye sınır bölgesindeki mayınların temizlenmesi yasasıyla kilitlenmesi, AKP iktidarının kara sayfalarından birisi olarak tarihe geçmiştir. Başbakan Erdoğan'ın açık şantajına maruz kalan AKP Grubu tereddütü kaldırmış ve fire vermiş olmasına rağmen sayısal çoğunluğu ile yasayı Meclisten geçirmiştir'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Temmuz ayında da çalışmak zorunda kalınacağına dair sözleri üzerine, partisinin milletvekillerin yaz tatilinin, Suriye ile Türkiye arasındaki 517 kilometrelik sınıra feda edildiğini kaydeden Bahçeli, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den yasayı veto etmesini beklediklerini bildirdi.

Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın konuyla ilgili yaptığı açıklamalarla kamuoyunda ve kendi partisinin milletvekillerinde oluşan kuşkuları gideremediğini öne sürdü.

"Yazılan senaryo, sahneye konulmuştur"

MHP Lideri Bahçeli, soğuk savaş döneminden sonra ortaya çıkan tek kutuplu dünya arayışı esnasında ABD'nin tehditkar ve zorlayıcı politikalarının, insanlığın acılarını daha da artırdığını belirterek, özellikle Orta Doğu ve Avrasya'da enerji ve su kaynaklarını kontrole yönelik stratejilerinin, ABD'nin askeri ve ekonomik ağırlıklarını ve vizyonunu bu coğrafyalara yöneltmesine neden olduğunu savundu.

ABD Başkanı Barack Obama'nın görevi devraldıktan sonra iyimser mesajlardan ve duygusal hitaplardan başka bir gelişmeye şahit olunmadığını söyleyen Bahçeli, sözlerin eyleme dönüşüp dönüşmeyeceğinini, zaman ve uygulamaların göstereceğini söyledi.

Güvenlik güçlerinin hayatları pahasına bölücü terörle mücadeleyi sürdürdüklerini belirten Bahçeli, son 30 gün içerisinde terörle mücadele esnasında ve mayınla temas sonucu 15'e yakın şehit verildiğini kaydetti.

Bahçeli, İmralı'daki tecrit şartlarının kaldırılarak misafirhaneye çevrilmeye çalışıldığı, Türkçe'ye alternatif resmi dil arayışlarının devam ettiği, Yugoslavya, İspanya, Almanya ve İskoçya ayrışma modellerinin piyasaya sürüldüğü, milletvekillerinin adalete hesap vermekten kaçınarak mahkemeye meydan okuduğu bir sürecin millete çözüm olarak dayatılmaya çalışıldığını belirtti. Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:

''Bu yeni safhada yazılan senaryo; aşiret reisleri ile nihai kucaklaşma, Irak'tan çekilmeye hazırlanan ABD'nin bölgedeki emanetçisi olma, bölücü taleplere anayasal kılıf bulma, terörü ve teröristi aklamaya çalışma, milli geçmişi karalama ve sorgulama, devletin temel yapısını değiştirme ve milletin birliğine mayın döşeme olarak, sahneye konulmuştur. AKP'nin siyasi çözüm adı altında hayata geçirmeyi amaçladığı bu süreç, Türkiye'de etnik temelde ayrı bir millet ve milli azınlık olduğunun kabulünü ve devletin niteliği ve yapısının bu ayrışmaya hukuki ve siyasi temel kazandıracak şekilde yeniden düzenlenmesini öngören bir çözülme sürecidir.

"Bunalıma kapı açarlar"

Anayasamızın değişmez hükümlerinde ifadesini bulan devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ve üniter yapısına alenen aykırı olan bu proje, Türkiye'nin milli devlet niteliğinin ve üniter siyasi yapısının tasfiye sürecidir. Bu siyasi açılım süreci, PKK'nın değişmeyen bölücü amaçlarına siyasi yol ve yöntemlerle ulaşmasının kabul edilmesi anlamına gelen, bunlara siyasi ve hukuki meşruiyet zemini kazandıran bir teslimiyet sürecidir.

Siyasi partilere ''Anayasanın değiştirilmez maddelerine açıkça aykırılık teşkil edecek şekilde etnik köken ve dil temelinde milli azınlıklar yaratmaya çabalamanın Anayasaya göre mümkün olmadığını'' hatırlatan Bahçeli, ''Böylesi bir niyeti taşıyarak bu suça yeltenenleri, 'devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne' aykırı fiillerin de odağı haline gelmemeleri konusunda uyarıyorum. İster bu uyarıyı dikkate alarak meşru ve anayasal çizgide siyaset yapmaya devam ederler, isterlerse partilerini ve Türkiye'yi yeni ve farklı bir tartışma ve çatışma ortamına sürükleyerek bunalıma kapı açarlar. Bu aşamadan sonra kendilerinin bilecekleri iştir. Milliyetçi Hareket Partisi ve Türk milliyetçileri; Türkiye'nin içten çözülmesini ve Türkiye Cumhuriyetinin milli devlet niteliğinin ve üniter yapısının tasfiyesini öngören bu sürecin parçası olmayacaktır'' diye konuştu.