”Laiklik, herkesin inancını serbest yaşayabilmesidir”
Gül, laiklik ilkesinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na girişinin 72. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı
ANKARA - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, demokratik laik devletin temel vazifesinin herkesin inancını serbestçe yaşayabilmesi olduğunu belirterek, "Dini bir inanca sahip olmayanların da baskıya maruz kalmadan yaşayabilmelerine imkan sağlamaktır" dedi.
Gül, laiklik ilkesinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na girişinin 72. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Cumhuriyetin değiştirilemez nitelikleri arasında olan laiklik ilkesinin, 5 Şubat 1937 tarihinde Anayasa'ya girdiğini ve sonraki Anayasalarda da yerini aldığını anımsatan Gül, "Laikliğin 'Din hürriyeti' ve 'Devlet ve din işlerinin birbirinden ayrılması' olmak üzere iki temel boyutu bulunmaktadır. İnanç ve ibadet hürriyetini kapsayan din hürriyeti, kişinin istediği dini seçebilmesi veya herhangi bir dini seçmeme hakkına sahip olması ve inanç veya inançsızlıklarının gereklerini hiçbir baskı altında kalmadan yerine getirebilmesi anlamına gelmektedir" dedi.
Anayasa'nın, "Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu" belirten 2. maddesinin gerekçesinin de laikliğin bu boyutlarını açıklığa kavuşturduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, şunları kaydetti:
"Laiklik, devletin bütün dinler, inanç grupları veya herhangi bir inanca sahip olmayanlar karşısında eşit mesafede durmasını gerektirmektedir. Devletin din, mezhep, inanç ve inançsızlık karşısında ayrımcılık yapmadan eşit mesafede durması ve bireylerin serbestçe dini inançlarının gereğini yaşamasını temin etmesi laikliğe dayanan çoğulcu demokrasinin gereğidir. Bu anlamda demokratik laik devletin temel vazifesi, herkesin inancını serbestçe yaşayabilmesine ve dini bir inanca sahip olmayanların da baskıya maruz kalmadan yaşayabilmelerine imkan sağlamaktır.
Anayasa'nın 24. maddesi de bir yandan din ve vicdan hürriyetini teminat altına almakta, diğer yandan da devletin temel düzeninin din kurallarına dayandırılamayacağını ve hiçbir nedenle dinin istismar edilemeyeceğini vurgulamaktadır.
Son yıllarda gerçekleştirdiği kapsamlı reformlarla, Avrupa Birliği normlarını hayata geçiren ülkemiz, Büyük Atatürk'ün işaret ettiği çağdaş uygarlık hedefine ulaşma yönündeki kararlılığını korumakta ve Türk demokrasisi, laiklik ilkesi ve uygulamalarının da en güçlü teminatı olmaya devam etmektedir."