Libya Türk müteahhitlerine işbaşı için mektup gönderdi

Yaklaşık 1.3 milyar dolar kayıp ve 1 milyar dolar hak edişleri bulunan Türk müteahhitlerine Libya'dan işbaşı yapmalarının koşullarını görüşmek üzere davet mektubu geldi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yurdagül UYGUN

İSTANBUL - Libya'da 17 Şubat'ta başlayan ayaklanma sonrası işlerini bırakıp Türkiye'ye dönen müteahhitler, işbaşı yapmak için görüşmelere başladı. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türk-Libya İş Konseyi Başkanı ve TML İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Takla, Libya devletinin işverenler kanalıyla kendilerine, işlerine başlayabilme şartlarını görüşmek üzere davet mektubu gönderdiğini söyledi. Takla, bu davetlere icabet ettiklerini, görüşmelerde zararların ve askıdaki işlerin görüşüldüğünü ifade etti.

Libya konusunda, "Verilen mesaj başka, detaylı bilgi başka. Çok dikkatli olmak lazım" yorumunda bulunan Takla Libya'ya ile ilgili gelişmeleri DÜNYA'ya anlattı.

Libya'da hükümetin kurulmasıyla birlikte, hükümetin 'ticari faaliyetlere başlanılması' konusunda değerlendirme yaptığını ifade eden Takla, "Objektif bir gözle bakıldığında oldukça hızlı bir şekilde yapılıyor. Ben çok kötümser değilim" dedi.

Burada önemli olanın, hükümetin iş hayatını canlandırma konusunda verdiği karar olduğunu belirten Takla, bununla birlikte hükümetin bir oluşum, organizasyon, kuruluş yarattığını belirterek bunun da İskan Bakanlığı'na bağladığını ifade etti. Ülkede yaşananlar sonucu meydana gelen zararın ölçülmesi, bilançonun çıkarılması, işlerin planlanması ve programlanmasının İskan Bakanı komutasında, bu heyet tarafından yapılacağını ve yapılmaya başlandığını anlatan Takla, şöyle devam etti: "Bu heyetin kurulmasıyla birlikte, Libyalı idareler bizlere müracaatta bulundu. Kendilerinin iş başına geldiklerini, organizasyon kurduklarını ve mevcut projelere başlamanın koşullarını görüşmek üzere bizleri, resmen bir yazıyla ülkelerine davet ettiler. Ben de bu mektubu inceliyorum. Geçtiğimiz günlerde de bunun için Libya'ya gittim. Daveti yapanlar işverenlerimiz. Ama işverenlerimiz de zaten devlet sayılır. Şöyle söyleyelim; devlet bize işverenlerimiz kanalıyla işlerimize başlayabilme şartlarını görüşmek üzere davet çıkardı. Biz bu davetlere icabet ediyoruz. Bu davetlerde başlayabilmenin şartlarını kendilerine iletiyoruz. Bunun içinde zarar ziyanlarımız ve askıdaki konularımız yer alıyor, onlar da bunları değerlendirip, kendi bünyelerinde İskan Bakanlığı içinde kurdukları üst komiteye aktaracaklarını söylüyorlar."

Takla, Libya'dan gelen görüşme davetini beklediklerini söyledi: "Bunun biran önce yapılmasını bekliyorduk. Çünkü bu şartlar altında uğranılan zararlar, ortada bırakılan hak edişler ve bunların ödemeleriyle ilgili konuşup, hangi şartlar altında başlayabileceğimizi konuşmamız gerekiyordu. Diğer taraftan da Türkiye'de Ekonomi Bakanlığı çatısı altında bir müzakere gurubu kurularak, Libya'daki bu oluşumla temasta bulunarak, bu zararların tarafsız bir kuruluş tarafından değerlendirilmesini sağlamak amacıyla organizasyon yapmayı planlıyorduk. Bu müzakere grubunun resmen kurulduğunu öğrendik. Ancak içinde kimin yer aldığı belli olmadı. Karşı tarafla bir takım görüşmelerin yapıldığını duyuyoruz."

Türk tarafı hazırlık yapıyor

Karşı tarafın görüşmelerde bulunmak üzere hazırlık yaptığını ancak, Türk tarafının hazırlık içinde olduğunu kaydeden Takla, "Müteahhitlerimiz idarelerden aldıkları bu davetlere icabet ederek Ekonomi Bakanlığı'na daha önce envanterini sunduğumuz, askıda bekleyen alacaklarını, zararlarını dile getirmeye başladılar. Ekonomi Bakanlığı ile yaptığımız koordinasyon toplantılarını da karşı tarafa bildiriyoruz" dedi.

Yapılacak görüşmelerde zararlar konusunda, Libyalı işverenlerin ilk etapta Türk tarafının taleplerini değerlendireceğini anlatan Takla, taleplerin işverenler tarafından değerlendirildikten sonra, bahsi geçen üst organizasyona bildireceklerini, onların da bu değerlendirmeyi yapacağını ifade etti.

Bazı projeler iptal edilebilir

Takla, karşı tarafın yazılı ve sözlü olarak imzalanan mukavelelere devam edeceklerini ve bu taahhütlere bağlı olduklarını söylediklerini belirterek, şöyle devam etti: "Şüphesiz bunların içinde öncelikleri değişmiş projeler olabilir. Bu şartlar altında bazı projelerin iptal edilmesi mümkün olabilir. Böyle bir hak her iki taraf için de doğar. Yani gerek mukavele eden müteahhitlerimiz gerek karşıdaki idareler bu projelerin tekrar başlatılabilme şartlarını temin edemezlerse bu projelerden çekilmeyi, ama bu çekilme sırasında eldeki bütün borçlarını ödemeyi, oradaki bütün zarar ziyanı kompanse etmeyi ve makine ve ekipmanı da almasını sağlamak suretiyle müteahhitlerimiz de geri dönmeyi isteyebilirler. Bu mukaveleten mümkün."

Takla'ya göre, hem Türk müteahhitler hem de Libyalı işverenler ellerindeki projeleri öncelik ve finans durumuna göre tamamlama arzusunda. Kendisine gelen bilgiye göre iptal edilecek bir proje olmadığı gibi işten çekilmeyi arzulayan Türk müteahhidin de olmadığını anlatan Takla, "Tabii öncelikler değişecektir. Evvela sağlık sektörü, hastaneler sonra okullar, ondan sonra yüzde 70 mertebelerinde gelen işlerin bitirilmesi, sonra da önemli altyapı projelerinin önceliği olacaklarını söylüyorlar. Bu da anlaşılabilir bir şeydir. Yani bir hastane yarım yamalak dururken bir sinema binasının bitirilmesi, akla uygun gelmeyebilir" diye konuştu.

Takla, eski sözleşmelerin geçerliliği konusunda ise şu bilgileri paylaştı: "Edindiğimiz bilgiye göre, mevcut mukavelelerinin uzatılmasını temin etmek suretiyle bu işlere devam etmeyi düşünüyorlar. Tabii mevcut mukavelelerin uzatılması konusunda, biz de bu mukavelelerin güncelleştirilmesi gereğini söylüyoruz. Yani bu şu demek; mevcut şartların akabinde bir takım ilave masraflar, ilave maliyetler doğdu. Bunları da içerebilecek şekilde bazı güncellemeler, revizyonlar yapmak suretiyle mevcut mukavelelerin uzatılabileceğine biz de uygun bakıyoruz. Aksi takdirde bu mukavelenin bitmesi yeni mukaveleninin yapılması kendi usulleri dolayısıyla oldukça uzun bir prosedür, tekrar ihaleye çıkılması lazım gelir."

Geçtiğimiz günlerde açıklanan Libya'daki ihale şeklinin değişmesi konusunda ise Takla, eskiden kapalı kapılar ardında pazarlık usulü yapılan projelerin artık olmayacağını, herkese açık ihaleler şeklinde gerçekleştirileceğini düşündüğünü belirterek, "İhalelerin şeffaflaştırılması bizi sevindirir. Biz açık ve şeffaf ihaleye başından beri hazırız. Keşke bu şans ve bu fırsatlar her zaman verilebilse. Biz bundan ancak memnuniyet duyarız" dedi.

600 milyon dolar alacak var

Geçen hafta Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın açıkladığı Libya'nın 400 milyon dolar hak edişi ödeyeceği konusunda ise Takla, şu bilgileri paylaştı: "Verilen raporlardan anlaşılıyor ki, bir defa yapılan işlere ait istihkak haline dönüştürülmüş 1 milyar dolar civarında bir yapılmış iş, hak ediş var. Ama bunların bir kısmı hak edişe bağlanmış. Bir kısmı henüz hak ediş noktasına gelmemiş. Prosedürde, hak edişe bağlananların bir kısmı onaylanmış, ödeme aşamasına gelmiş, bir kısmı henüz ödeme aşamasına gelmemiş. Öyle anlaşılıyor ki, ödeme aşamasına gelmiş bir 400 milyondan bahsediliyor. 400 milyon ödeme aşamasına gelmiş istihkak olduğunu söylediklerini anlıyorum. Ödemede küçük ya da büyük şirket ayrımı diye bir şey yok. Geneli konuşuyoruz. Ama biz proesesde 600 milyon dolarlık iş bedelinin beklediğini düşünüyoruz."

1.3 milyar dolarlık kayıp rakamı değişecek

Takla, Libya'da bahsedilen kayıp tutarının 1.3 milyar dolar civarında olduğunu, bunların tespite bağlı bulunduğunu belirterek, "Bu değerlenecek. Kesin bir rakam yok. Mesela biz kendi şantiyelerimizde, kendi zararımızı verirken, biz şantiyemize gidip neyin eksildiğini, neyin kaldığını tespit edemeden oradaki tüm varlığımızı belirttik. Dolayısıyla oraya gidip ne kaldığına bakılacak, kalanlar bundan düşülecektir muhakkak. Dolayısıyla bu rakamın yapılan tespitlerden sonra büyük bir ihtimalle değişeceği ve daha bir miktar azalacağını beklemek doğru olur kanaatindeyim" diye konuştu.

2013'te yeni yatırım portföyü açılır

Libya'nın 150 milyar dolarlık yatırım hamlesi olduğu ve bunun 50 milyar dolarlık kısmını Türklerin yapacağı konusunda ise Takla "Bu çok olası değil. Çünkü müteahhitler şu etapta ancak zarar ziyanlarını, öncelik listesine göre bunu becermeyi düşünüyorlar. Benim aldığım bilgiye göre, 17 Şubat'ta onaylanacak bütçe, aşağı yukarı 40-45 milyar dinar (Yaklaşık 40 milyar dolar).  Bunun yaklaşık yarısı zaten kendi maaşları, kendi idari harcamaları olacak. Geride kalacak miktarın siz düşünün, 20 milyar kalsa bunun ne kadarını hangi ülkenin müteahhidine ve hangi işine yetiştirecekler? Yani parasal sıkıntıları bir süre daha devam edecek. Burada çok büyük işler düşünmemek lazım. Bu yılı, mevcut öncelikli işlerin bitirilmesiyle geçireceğiz. Bunlarla ilgili mevcut alacaklarımızı, belki zararlarımızı bir kısmını alacağız. 2012 yılı sanki bu şekilde devam edecek. 2013'te bu portföy daha da artarak devam edecek" değerlendirmesinde bulundu. 

Diğer taraftan Libya'nın 160 milyar dolar varlığı bulunduğunu, dışarıdaki varlıklarını likidite edeceğini belirten Takla, "Libya günlük 1 milyon 100 bin varil petrol satış rakamına ulaştı. Bu da 25-30 milyar dolar gelir sağlayacak onlara" diye konuştu.

Libya'da politik risk sigortası tahkim engeline takılıyor

Libya'daki olayların ardından Türk müteahhitlerinin büyük kayıp yaşaması sonucu gündeme gelen politik risk sigortası konusunda ise Takla, umutsuz konuştu: "Politik risk sigortasının Libya için yapılabilmesi çok mümkün gözükmüyor. İki sebepten; bir defa, politik risk sigortası, mukavelelerinde tahkim maddesi olmayan projelere uygulanmıyor. Eximbank, bu konuda bir çalışma yaptığını ve Libya'daki bundan sonraki yapılacak mukaveleler için politik risk vermek üzere bir çalışma yaptığını söyledi bir toplantıda. Bunu dışarıda reasüre edemeyeceğini düşünerek, bunun çok kolay olmayacağını varsaymakla beraber, belki kendi fonlarından belli bir miktar bir sigortayı programlayabilir. Tabii onların risk alma durumuna göre değişir. Çıktığı zaman göreceğiz."

Libya'nın çok ciddi bir piyasa olduğunu ve Türklerin de çok iyi bildiğini ifade eden Takla, sözlerini şöyle noktaladı: "Halkın bizi de çok yakından tanıdığı, sevdiği, desteklediği bir piyasa. Daha önemlisi Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin estirdiği son derece pozitif rüzgar, bu çalışma iklimini doğurmaktadır. Türk müteahhitlerinin tercih edilmesinin en önemli sebebidir. Yani Türkiye, yaptığı destekle, ortaya koyduğu tabloyla çok ciddi güven yaratmıştır. Çok müspet bir çalışma iklimi ortaya koymuştur."

2012'de seçim yapılacak

1969'dan beri Muammer Kaddafi tarafından yönetilen Libya'da Ekim 2011'de Kaddafi'nin öldürülmesinden sonra geçici hükümet kuruldu. Abdurrahim Al-Keib, Ulusal Geçiş Konseyi tarafından Libya'nın Geçiş Dönemi Başbakanı olarak atandı. Al-Keib 22 Kasım'da yeni bir geçiş hükümeti oluşturdu. Yeni hükümetin görevleri arasında anayasa hazırlamak ve 2012 Haziran ayında demokratik seçimleri gerçekleştirmek bulunuyor.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir